24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Mondros Mütarekesi I. Dünya Savaşı’nı takiben İstanbul Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında 27 Ekim 1918’de Mondros’taki Agamennon zırhlısında başlayan mütareke görüşmeleri, 30 Ekim’e kadar devam etti. Görüşmelerde İngiliz Hükümeti’nce görevlendirilen Akdeniz Donanması Başkumandanı Arthur Calthrope İtilaf Devletleri’ni, Osmanlı Hükümeti’nce görevlendirilen Bahriye Nazırı Rauf Bey, Hariciye Müsteşarı Reşat Hikmet Bey ve Albay Sadullah Bey ise Osmanlı tarafını temsil ediyordu. Görüşmelerin sona erdirildiği 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi’ne göre Osmanlı ordusu terhis edilecek; savaş silahları galip devletlere bırakılacak; bununla birlikte İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit eden herhangi bir tehlike karşısında ülkenin tüm stratejik bölgelerini işgal edebilecekti. Antlaşmanın başlıca hükümlerine göre; Karadeniz’e geçişi sağlamak için Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak ve geçiş güvenliğini sağlamak üzere Boğazlar’daki istihkâmlar müttefik güçlerince işgal edilecekti (Madde 1). Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için gerekli görülecek askeri kuvvetten fazlası derhal terhis edilecekti (Madde 5). Hükümet haberleşmeleri dışındaki telsiz, telgraf ve kablolar İtilaf Devletleri’nin görevlendirdiği memurlar tarafından denetlenecekti (Madde 12). Tüm demiryollarının denetimi İtilaf Devletleri subaylarına bırakılacaktı (Madde 15). 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi, İtilaf güçlerinin, Rusya’nın Osmanlı topraklarında ilerlemesinin önüne geçmeyi hedefleyerek Osmanlı Devleti’ni bu amaçla desteklemeye yönelik politikasının göstergesiydi. Son derece ağır hükümler içeren bu antlaşmayla İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı’nın başlarında Osmanlı topraklarının paylaşımına yönelik imzaladıkları antlaşmaları hukuki bir dayanağa kavuşturmuş oluyorlardı. Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Kumandanı Mondros Mütarekesi’ne göre Osmanlı ordusundaki Alman kumandanlar görevlerini bırakmak zorunda olduklarından, Yıldırım Orduları Grubu Kumandanı Liman von Sanders, görevini 7. Ordu Kumandanı Mustafa Kemal’e devretti. Mustafa Kemal 7. Ordu’daki görevinden evvel Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında bulunmuş, Çanakkale’de ve I. Dünya Savaşı’nın çeşitli cephelerinde savaşmıştı. Sanders, Mustafa Kemal’e görev teslimini Adana’daki grup karargâhında şu sözlerle yaptı: “Ekselans, siz, muharebe cephelerinde, Arıburnu’nda, Anafartalar’da çok yakından tanıdığın kumandansınız. Aramızda gerçi bazı hadiseler ve vakalar da oldu, fakat nihayet bunlar bizi birbirimize daha iyi tanıtmış oldular; kalpten dost olduğumuzu zannediyorum. Bugün Türkiye’yi terke icbar olunurken emrim altındaki orduları, Türkiye’ye ilk geldiğim zamanki takdirkârı bulunduğum bir kumandana tevdi ediyorum. Bu umumî felâ 31 Ekim 1918 ket içinde bedbahtlık duymamak mümkün değildir; ben yalnız bir şey ile müteselli oluyorum: Kumandayı size terk etmek ve tevdi etmek! Bu dakikadan itibaren emir sizindir. Ben sizin misafirinizim.” Kasım ayı başında Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı ve 7. Ordu karargahının lağv edilmesi üzerine, Mustafa Kemal Harbiye Nezareti emrine alındı ve Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’nın tavsiyesi üzerine, 10 Kasım gecesi trenle Adana’dan İstanbul’a hareket etti. Mustafa Kemal’in düşman donanmalarının İstanbul limanına demirlediği 13 Kasım günü İstanbul’a varmasıyla, bölgenin sorumluluğu II. Ordu komutanı Nihat (Anılmış) Paşa’ya verildi. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’a gelir gelmez görüşmelere başlayarak 14 Kasım günü Pera Palas’ta Rauf Orbay ile bir araya gelmesinin ardından 15 Kasım günü cuma selamlığını takiben Padişah Vahdeddin tarafından kabul edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear