Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Gazi Mustafa Kemal ve eşi Konya’da öğretmen ve öğrencilerle (20 Mart 1923). la birlikte hareket edip ortak menfaatlerde buluşacaklarını dile getiriyordu. Ancak yine de toprak kaygısı ortadan tümüyle kaybolmuyor, İtalya’ya yalnızca bir nüfuz bölgesi verilmesinin yeterli bulunamayacağı, diğer müttefiklerin nereleri aldığının bir düşünülmesi gerektiği belirtiliyor ve yeni bir paylaşım planı yapılması gerektiği öne sürülüyordu. Avrupa basınındaki bu yön değiştirme eğilimi, savaşın önemli aktörü Yunanistan’ın pek hoşuna gitmiyor, örneğin Atina’da yayımlanan Astio’nun 12 Ocak 1920 tarihli nüshasındaki başyazıda Avrupa basınının iflas etmiş bir davayı ele alıp Türklerin toprak bütünlüklerini savunmaya başlamasıyla garip bir manzaranın ortaya çıktığı söyleniyor, bu durum ekonomik çevrelerin çıkar savunmasıyla açıklanmaya çalışılıyordu. Haberin devamında, milletlerini temsil etme görevlerini idrak eden çevrelerin ve gerçek medeniyeti kuran Celemenceau ile Lloyd George’un Türkleri Avrupa’dan kovmakta kararlı olduğunun belirtildiği de göze çarpıyordu. Yılın sonlarına doğru gazetelerde İzmir meselesi görülmeye başlamıştı. Times ga zetesinin Türkiye’deki muhabiri, Anadolu’da bir düzelmeden söz etmeden evvel İzmir ve civarına bir bakmak gerektiği, Avrupalı devletlerin Yunan işgaline karşı tavır almasının sebebinin işgalin sürmesinin ekonomide gerilemeye yol açacağı düşüncesinden kaynaklandığı, burada büyük devletlerin kontrolü ele alması gerektiği şeklindeki fikirlerini sıralıyordu. Savaş ilerleyip de Türk zaferi yaklaştıkça, haberlerdeki yön değişikliğinin arttığı gözleniyordu. Örneğin 1921 Kasım’ında Times’ta Yunanistan’ın girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığından ve İngiltere’nin bir girişimde bulunması gerektiğinden söz ediliyor, “Türkiye’nin tek ve gerçek hükümet temsilcisi Mustafa Kemal hükümetidir. Yunanlılar Küçük Asya’da Kemalistlere karşı iddialarını kuvvet vasıtasıyla temin teşebbüslerinde başarı elde edememişlerdir. Mustafa Kemal fena techiz edilmiş eksik bir orduyla Yunan ileri hareketini Ankara’dan kovmakla övgüye değer bir askerlik ustalığı göstermiştir” sözleri sarf ediliyor ve dünya kamuoyunun İngiltere’nin Yunanlıların destekçisi olduğu yönündeki inancını kırmak gerektiği, Yunanlılara yapılabilecek en iyi şe yin, gerçekleşmesi imkânsız iddialarından vazgeçmelerini telkin etmek olacağı yazılıyordu; zira Yunanlıların Anadolu’nun hiçbir yerinde salt kendi güçleriyle barınmaları mümkün olamazdı. Aynı günlerde Fransızca Journal d’Orient ise İngilizlerin ileri görüşten yoksun politikaları ve Yunanistan’a verdiği destek ve güven hissiyle barışın bu kadar ertelendiği görüşüne şu sözleri ekliyordu: “Türk vatanseverleri istiklallerini kurtarmak için coşarak insanüstü bir çaba sarf ettiler. Vatanı kurtarmak için sonuna kadar savaşmak programıyla Ankara’da bir milli meclis kurdular.” Times aynı tarihte, bu durumun İslam dünyasındaki etkisinden söz ediyor, “henüz bağımsız bulunan İslam devletlerinin en güçlüsü olan Türkiye”nin geleceğinin Batı egemenliğindeki diğer İslam devletlerince yakından izlendiğini, yaşananların bir huzursuzluğa yol açtığını, ortak menfaatlerle hareket etmek gerektiğini yazıyordu. 1922 yılına gelindiğinde Ankara Hükümeti’nin diplomatik alandaki etkinliği artmış, İtilaf Devletleri yavaş yavaş tarafsız 339