Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Diğer Arap ülkeleri de Türkiye’de yaşanan gelişmeleri yakından izliyor, bildiriler yayınlıyor, Mustafa Kemal ile iletişim kurmanın yollarını arıyor, yeni yönetim biçimine ilişkin övgülerini her fırsatta dile getiriyorlardı. Afrika kıtası da bu gelişmelerin dışında kalmıyor, çeşitli ülkelerde Türk Kurtuluş Savaşı’nın etkisiyle yeni girişimler başlıyor, halklar bağımsızlıklarını sağlamak üzere harekete geçiyordu. Örneğin Mısır, İngiliz emperyalizmine karşı bir ulusal hareket örgütlüyor, ülkede yayımlanan gazetelerde Mustafa Kemal’in Doğu için bir ışık olduğu, eşi bulunmaz devrimler gerçekleştirdiği, halkları gaflet uykusundan uyandırdığı yazılıyordu. Mısır devlet adamı Enver Sedat, bir açıklamasında Türkiye’deki Kurtuluş Savaşı’nın emperyalizme direnen her ulus için bir örnek teşkil ettiğini, Mısır’da devrim yapan genç subayların bu örnek üzerinden hareket ettiklerini bildiriyordu. Yine Tunus ve Cezayir de Türkiye devrimlerinden izler taşıyor, Tunus Devlet Başkanı Habib Burgiba, Anadolu’da kazanılan zaferlerin ardından kendisinin de kendi ulusunu seferber etme, mücadeleye çağırma isteğiyle dolduğunu anlatıyordu. İslam ülkeleri dışındaki ülkelerde de Mustafa Kemal’in ve Anadolu’nun başarısı en nihayetinde övgüyle karşılanıyor, hatta kimi liderler bazı itiraflarda bulunuyorlardı. Bir gün Dolmabahçe Sarayı’na gelen Yugoslavya Kralı Aleksandr, her türlü protokol formalitesini bir kenara bırakıp Paşa’yla görüşmek istediğini bildirmiş, yapılan görüşmede hemen bir dostluk kurulmuştu. Hatta bir ara kral yavaşça “Size bir sır ifşa edeyim ekselans. Eğer bazı Avrupa devletlerinin vaatlerine aldanmış olsaydım, Yunanlıların yerine Anadolu’ya biz çıkacaktık” deyince, şakayla karışık “Geçmiş olsun majesteleri!” cevabını almıştı. Daha savaşın ilk yıllarından beri Ankara Hükümeti ile bir yardımlaşma ilişkisine giren Bolşevik liderler de Kurtuluş Savaşı’nı övgüyle karşılıyor, her fırsatta bu övgülerini dile getiriyorlardı. Örneğin 27 Eylül 1922 tarihli toplantısında Komünist Enternasyonal Yürütme Kurulu yayınladığı “Türkiye Halkına Barış, Avrupa Emperyalizmine Savaş” başlıklı bildiride, Türkiye halkının peşpeşe savaşlardan bitkin düşmüş olduğu halde silaha sarılarak sürdürdüğü mücadele sonucunda canını kurtarmasını bildiğini, Anadolu’yu yabancılardan temizlediğini vurguluyor, “Türkiye halkına özgürlük ve barış” sloganı atıyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın daha genç bir asker olarak Anadolu’ya adım atarken hedeflediği kurtuluş mücadelesi sonunda hayal olmaktan çıkıp gerçeğe büründüğü gibi, sadece Anadolu’da değil, bağımsızlığı elinden alınmaya çalışılan dünya halklarının önünde önemli bir örnek olarak yerini koruyacaktı. Ramazan Bayramı dolayısıyla TBMM önünde dua (28 Mayıs 1922). 348