Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAVAŞIN BEDELİ I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusu için 2.5 milyondan fazla asker silah altına alındı. Savaş bittiğinde ise 400 bin yaralı, 240 bin hastalık sebebiyle ölüm, 35 bin yaralanma sonucu ölüm, 50 bin savaş alanında ölüm, 1.5 milyon hasta, firar, esir ve kayıp olmak üzere toplam 2.3 milyon kişi savaş dışında kalmıştı. Yaklaşık 200 bin Osmanlı askeri, çeşitli ülkelerin esir kamplarına gönderilmişti. Savaş süresince Osmanlı ordusu aynı anda çok sayıda cephede ve çok geniş bir coğrafyada savaşmak zorunda kaldı. Karadeniz’den İran içlerine kadar uzanan Kafkas (Doğu) Cephesi’nde askerler, Rus ordusunun yanı sıra çetin doğa koşullarıyla da mücadele etmek zorunda kaldılar. Güneyde, Basra Körfezi’ne asker çıkararak Irak’ı işgale girişen İngiliz kuvvetlerine karşı Irak Cephesi oluşturuldu. SinaFilistinSuriye Cephesi, Osmanlıların Süveyş Kanalı’na yaptığı taarruzların başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, İngilizlerin Filistin’i işgal etmek amacıyla karşı taarruza geçmesiyle meydana getirildi. Çanakkale Cephesi’nde ise Osmanlı orduları, Çanakkale Boğazı’nı açmak için büyük mücadele veren İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı mucizeler yaratarak bir yıl boyunca geçit vermedi. Bunların yanında Osmanlı ordusu müttefiklerine yardım amacıyla Avrupa’daki kimi cephelerde de savaştı. Galiçya, Makedonya ve Romanya bölgelerinde cereyan eden savaşlara birer kolorduyla destek sağlandı. İngilizlere karşı Yemen ve Hicaz Cephesi’nde, İtalyanlara karşı da Trablusgarp ve Bingazi’de büyük mücadele verildi. Gelibolu’da İngiliz askerleri Türk mevzilerine doğru saldırıya geçiyor. Ağustos’ta Çanakkale Boğazı’ndan içeri girmiş, İtilaf Devletleri ise tarafsız Osmanlı Devleti’nden gemilerin iadesini istemişlerdi. Osmanlı hükümeti bu durum karşısında gemilerin Osmanlı Devleti tarafından satın alındığını ve personelinin Türk mürettebatıyla değiştirileceği ilan etti. Bu operasyonla Goeben ve Breslau, adları Yavuz ve Midilli olarak değiştirilerek donanmaya katıldı. Gemi mürettebatına ise fes ve Osmanlı üniforması giydirildi. Böylece gemilerin komutanı Amiral Souchon, fiilen Osmanlı Karadeniz Filosu Komutanı oldu. Alman Amiral Souchon komutasındaki Osmanlı donanması, Enver Paşa’nın talimatıyla ekim ayı sonunda Karadeniz’e açıldı. Tatbikat süsü verilen bu seferin gerçek amacı, savaş ilan edilmeksizin Karadeniz’ deki Rus filosunu batırarak deniz üstünlüğünü kazanmak ve Osmanlı Devleti’ni Almanya’nın yanında savaşa sokmaktı. Enver Paşa’nın da bilgisi dahilinde yapılan bu plan başarılı oldu. Amiral Souchon’un 29 Ekim günü Odessa, Sivastopol ve Novorosisk limanlarını bombalayıp bölgeye mayın döşemesi ve bir Rus mayın gemisinin batırılması üzerine İtilaf Devletleri birer birer savaş ilan ettiler. Artık Osmanlı İmparatorluğu da fiilen savaşın içindeydi. I. Dünya Savaşı görünürde Avrupa devletleri arasında başlamakla birlikte, sömürgelerin de dahil edilmesiyle topyekun bir savaşa dönüştü. Savaşa katılan tüm ülkeler sefer berlik ilan ederek nüfuslarının önemli bölümünü silah altına aldılar. Osmanlı ülkesinde de tam bir seferberlik başladı. Sokaklarda bekçiler davul çalarak genç erkekleri askere çağırıyor, askerlik dairesine başvurmayanlara şiddetle ceza verileceği duyuruluyordu. Erkekler savaşa gitmek üzere evlerinden ayrılırken, onlara mahalle meydanlarında davulzurnayla bir ağızdan söylenen “Ey gaziler yol göründü / Yine garip serime / Dağlar, taşlar dayanmaz / Benim ahu zarıma” türküsü eşlik ediyordu. I. Dünya Savaşı’na hazırlık için İstanbul’da törenle seferberlik ilanı (2 Ağustos 1914).