22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 HASAN ALİ YÜCEL ÖZELEK1 70.YIL Cumhurivet 29 Ekım 1993 düşmanı politikalar ve sendikalar üzerindeki yoğun baskılar gelişır. Bazı önemlı grevler yaşanır. Çağdaş anlamda sendikal haklar ve gelişme 27 Mayıs, 1961 Anayasası ve 1963 yasalan ile Türkiye işçi sınıfının yaşamına girecektir. İlk sendikal haklar için görkemli işçi mitıngi 31 Aralık 1961"de Istanbul Saraçhanebaşı'nda gerçekleşır. 31 Ocak 1963 Kavel grevı ise yine aynı ölçüler içındeki ilk ciddi grev ömeğidir. ' 1961 Anayasası ve 1963 274275 sayılı sendikal yasalann özgür ortamında, Türk sendikacılık hareketi hızla gelişti. Sendikal haklara yönelik toplumsal ilgi, kamunun kapılannın sendikalaşma hareketine özgürce açılması. öncelikle kamuda sendikal düzenin yerleşmesi sonucunu getirdi. Sıstemin örgütlenme ve toplu sözleşme ile sağlanan haklar arasında doğrudan iÛşki kurması. ücret artışlanndan. sendikal haklardan yararlanmak üzere kamuda çalışma ile bağlantıh doğrudan sendika üyelik ilişkisini de getirdi. Dil Bayramından Esintilep Bu atasözünü de Atatürk dilcileri uydurmadı ya!.. Ben onu çocukluğumdan beri işitirim; aynı sözü benim babam ve dedem de, sizin babalarınız ve dedeleriniz gibi çocukluklarından berı işitmişlerdir. Halk dehasının bu hükmü doğrudur. Bizim uydurma "Lisaniyat mütehassısları "ndan çok daha iyi gören sözlerle Türk halkı, bu linguistique gerçeğı ortaya koymuştur (Linguistique, Lisaniyat sozlerini mahsus kullandım. Bazılarına göre bilim dili. ya arapça, yafrenkçeolurdaonun için!.. Bırtürlü Türçeyehürriyettanıyamıyanlar, birnevi alçaltıcıanlam sezdiren bu atalar sözünde, bilakis arapçanın en kuvvetli tarafına yapılmış bir işaret olduğunu bir türlü anlıyamamışlardır. Hala da anlıyamıyorlar. Muhakkaktır ki. arapçayı arapça yapan ondaki uydurmalardır. Arapça. bu uyduruş kudretiledir ki. başka dillerden ve medeniyetlerden gelmiş kavramlann dil unsurlarını kendi kalıplarına dökmüş; bir iran, bir Yunan, bir Türk kelimesini. bu yoldan, başına ageli, sırtına meşlahı koyarak Arap yapmasını bilmiş: Araplar. dillerini daha asırlar önce ve böylece bağımsız, milli bir dil haline getirmişlerdır. Mısır'da arabacının, şoförün, polısin söylediği "tuğrı" sozünün bızım "doğru" olduğunu zor farkedeceksiniz. Yunanca Sofia kelımesi tefa'ül babına girince tasavvuf oluvermiş Bizım "enfiye" dedığimiz şey bazı Arap ülkelerinde "ElBurnuti'"dır. Yani "burun otu!.." "Enf'ın burun olduğunu kaç Türk bilir. Dillerdekı kaıde dışı tasarruflar da onların benimseme kuvvetinı gösterır Arapçanın mühim bir kısmı "gayrn kıyasP'dir. bu sebeple! . Bırcok garp ve şark dıllerindekı bu hali. o dillerın zayıf tarafı sanmak. hatadır Dıllerdeki sindirme. hazmetme. bu yoldan sağlanır Onu dil bilgınleri değil, halk yapar ve halk yapmıştır Dil bılginleri bunları düzene sokar. kurala bağlar Üydurmacı, halktır. uydurmaları bilim kisvesine sokan, bilginlerdir. Halkın bilgi düzeyi üstünde olan kavramları da doğrudan doğruya aydınlar uydururlar. Çünkü uydurma, dillerin yaratıcı kudretlerinden doğar Üyduramıyan dil ölü dildir. O dili konuşanlar da kültür bakımından ölmüş. fakat öldüğünü fark edememış ınsanlardır. Yaşıyan her dilde uydurma vardır ve bu durmadan devam eder. Yalnız Türkçe ıçin yaratma ve yenilenme yasaktır. Benimseme, sindirme, yalnız Türkçe için haramdır. Bu yasağı kesinleştirmek için az kalsın sıkı tedbirlere gidecektik. On yaşındaki Türk çocuğu, "anayasa" dememeli; ille "Teşkilatt Esasiye" demelidir!.. Hem de "esasiye" sözünu "kaytsı ye!" gibi söyleyerek!.. Sindirmeye. bir misal vereyim: Türk halkı, asırlardan beri, dininın tapınağı olan Allah evine "cami" der; "cami' 'dıyerek arapçanın "aynını" çattatmaz. Böyle deyince de onu başka bir kelimeye taktığı vakit şöyle seslendırir Beyazıt camisı. Sultanahmet camisi... Halbuki aydınlarımızın pek çoğu onu Beyazıt Camiı. Sultanahmet Camii şeklınde yazarlar Yazarlar, fakat söylerken halk gıbı söyıerler. Nitekım ne aydımlarımız, ne karalarımız hiçbir zaman "Beyazıt camiine gittim" demezler, "Beyazıt camisine gittim" derler Hatta "camie" diye telaffuz etmezler. "camiye" derler. O halde rahat rahat söyledıklerı "camisi" dururken "camii" demek ne oluyor? Bu kadar açık bir kuralsızlığı ve mantıksızlığı anlatamazsınız. Çunkü bu yanlışlıkta "doğrudur!" diye ayak jdkeyenler, anadillerinindehasma inanmamışlardır. Bizim bazı okumuş yazmışlarımız kadar ana dilini sevmıyen bir ulus aydını yeryüzünde var mıdır şüphedeyim. (Cumhuriyet 7 Ekim 1957) "Arapça değil mi; uydur uydur söyle!.." Sendika enflasyonu ve yetki savaşı Özel sektörde işverenlerden gelen sendikalaşmaya karşı direnme ise 13 Şubat 1967'de kurulan DİSKin, daha dinamık ve mılıtan sendikacılık anlayışı ile önemlı ölçülerde aşıldı. Sonuç olarak örgütlü işçilerin toplu pazarlık düzeni içinde gerçekleştirilen ücretlerindeki ıyileşme, çalışma koşullanndakı olumlu düzenlemeler. belırlı ölçülerde sendıkasızlar \e bütün çalışanlara yansıdı. 12 Mart 1970 dönemındekı gerileme dışında, 196O'lı ve 70"li >ıllar işçıler ve çalışanlann ücret ve çalışma koşullannda sürekli bir ıyıleşmenın yaşandığı bir dönem oldu. Türkıye dinamık bir sendikal yaşam ile birlikte, sorunlannı da yaşadı Sendika enflasyonu. yetki sorunları. ışçı çıkarmalan ile sendikal hakîardan kaçış. bunlara karşı işçi direniş ve eylemlen. y aygın gre\ ler. döneme damgasını vur1516 Haziran'a neden olan sendikal yasaklan Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bugün benzer yasaklar 12 Eylül hukukuna karşı 'Anayasa du. 12 Eyîül 1980'e kadar yaşanan 17 yıl gibi ya aykınlık" davası açılamadığı >e Meclis değiştiremediği için aynen yüriirlükte. Cumhuriyet, işçi sınıfını yarattı ŞÜKRAN KETENCİ 70 yıllık sendikal haklar mücadelesınde. işçiler henüz hedetlerinden çok uzakta gözüküyorlar. Batı'da işçi sınıfını yaratan sanayileşme süreci. Osmanlı'da yaşanmamıştı. Çoğu yabancı işletmelerde. çalışan işçilerin ilk cylemleri; tersane. iramvay ve feshane işçilennın grevleri... İşçi sınıfı tarihımıze yazılan ilk gelişmeler, Cumhunyet'ın çok gerisine uzanamıyor. İşçi sınıfı. bir anlamda Cumhunyet'le birlıkte. KİT'lerin kurulması ve onlann desteğindeki kapitalistleşme süreci ile yaratılıyor. Cumhuriyet anayasası ilebirliktedernek kurma hakkı güvenceye alınıyor. Sanayileşmenın gelişmesı. işçi sınıfının oluşması ile birlikte de 1923 yılında Amele Bırliğı ve İşçi Tesanüd ve Teavün Cemiyetı örgütleri kuruluyor. 17 Şubat 1923te toplanan Izmir İktisat Kongresi'nde. güçlü bir işçi grubunun varlığından söz edilemese de geleceğe yönelik umut \erıcı gelışmelerin olabıleceğı ızlenimını \eren. demokratık bir ortam oluşmuştur. Amele yerine "işçi" sözcüğünün kullanılması karan ılc birlikte. işçilerin sınıfniteliğınin ve 1 Mayıs'ın benimsenmesi söz konusudur. Daha sonrakı yıllarda bıreysel ış hukuku alanında bazı adımlar atılır. Çalışma koşullanna Eylül her şeyi tersyüz etti. Anarşi ve terörü önleme gerekçesine karşın siyasi partiler kapatılırken, ilkiş grev ve her tür sendikal faaliyetin yasaklanması oldu. DİSKin faaliyeti durdurulur: yönetimi önce gözetim, sonra işkence ve 4 yıl süren hapishane, idamla yargılanma sürecinden geçirilirken, açık kalan Türkİş için de grev ve toplusözleşme yasağı. 1984 yılına kadar sürdü. ilişkin yıllar içinde yapılan çeşitlı düzenlemeler. çağdaş bir iş yasası düzenlemesinin de yolunu açmıştır. Ancak Takrirı Sükun Kanunu'nun çıkanlması ile birlikte. örgütlenme hakkmda bir baskı döneminin başlatılması ve diğer sıyası dernekler ile birlikte işçi derneklerinin de kapatılmasısözkonusuolmuştur. 1925'ten 1933"e kadar 35"e yakın iş bırakma ey lemi y aşanır. 1927"de lıman ışçilennin ücret aldmama ile bağlantıh ış bırakma eylemlen ile a>nı yıl AdanaNusaybın demiryolu haıtında Fransız şirketinde çalışan işçilerin grevi en dikkat çekenler arasında sayılabilir. 1936"da gre\ ve lokavt yasaklanır. Ancak 10 Hazıran I946"da sınıf esasına dayalı dernek kurma yasağı kaldınlır. Sendikalaşmanın önünün açılması ve hızla sendıkalann kurulması bu yı1larda v aşanır. Aynı dönemdc demokratikleşme ve sol örgütlenmeler. partiler de gündemdedir. Temmu7 I946'da Türkıye İşçıler Derneâ kurulurken. 8 ekimde İzmır lıman ışçilerı greve çıkarlar. Ancak 16 aralıkta da bır sıkıyönetım bildirisi ile bütün sendikalar ve siyası partiler kapatılır. 20 Şubat 194"?'de ise sendikalar yasası çıkanlacak. sendika kurmanın ydsallaşması ile birlikte 1948de C H P nın güdümündekı İşçi Sendıkalan Bırliğı kurulur. Bır yandan da Demokrat Partı çızgısınde sendikalaşma hareketi gelışir. 1950"ler. Demokrat Partinin iktidanndan sonra DP"nin aksine vaatlerine rağmen. işçi hakları yenıden askıya alınır. Yine de 1951'de Tekstil Işçıleri Federasyonu. Temmuz 1952'de de Türkİş kurulur Âncak yıllar içinde işçi toplumsal yaşam için çok kısa süreç. Türkiye'de sendikal haklann yaygınlaşıp. kökleşmesi için yeterlı oldu. 12 Eylül her şeyi tersyüz etti. Anarşi ve terörü önleme geliş gerekçesine karşın ilk ış olanak siyasi partiler kapatılırken. grev ve her tür sendikal faaliyetin yasaklanması oldu. DİSK'ın faaliyeti durdurulur; yönetimi önce gözetim. sonra işkence ve 4 yıl süren hapishane. idamla yargılanma sürecinden geçirilirken. açık kalan Türkİş için de grev ve toplusözleşme yasağı, 1984 yılına kadar sürdü En sıradan toplantı ve eğitım. organ çalışması faalıyctı dahı sıkıyönetım komutanlıklannın ızın ve denetımine bağlanırken. yaratılan suskun ortamdd. özgür sendikal duzeni ortadan kaldıran anayasa ve yasa yasaklan getirildı. Büyük madenci direnişi 1982 Anayasası ve 28212822 sayılı 1983 yılının sendikal yasalan ve ılgıli birçok yasa ile gelen ağır yasaklı sendikal düzen bugün halen yürürlükte. 12 Eylül ile gelen yasaklı düzenin işçılenn yaşamma yansıması ile ücretlenn genlemesi. çalışma koşullannın olumsuzlaşması. gelır dağılımında bütün çalışanlar aleyhıne çok önemli bır bozulma oldu. İşçıler ve onlara paralel olarak bütün çahşanlann gerçek ücretlerinde 1980'li yıllarda çok önemli gerilemeleryaşandı. 58 yıl içinde gerçek ücretlerdekı gerileme %5070'lere varan çok yüksek oranlı bır yoksullaşmayı getirdi. 1984 sonrası DİSK'ın fıilen kapalı kalması olgusu sürdürülerek. ağırlıklı Türkİş çatısı altında yapılan sivıl sendikacılık. toplusözleşme düzeninde. işçi cephesınin ağırlığı yaşanamadı. Yasalardan gelen yasaklar ile 12 Eylül sürecının örgütlenme üzerinde yarattığı tahribat. dönem içinde işveren cephesınin güçlü örgutlenmesı. toplu pazarlık masasındaki dengeyi işçıler aleyhine ve işverenler lehine tamamen bozmuştu. Ancak yine de dönem içinde önce 1982 Anayasası ve yasaklan getıren sendikal yasalara karşı. sonra seçımler ve referandum kampanyalanna. işçilerin sürekli hak kaybetmesine karşı işçiler ve sendikalardan önemli tepkiler geldi. Pek çok grev. mıtıng. eylem. direniş turleri gerçekleştinldi. Kamu işçilennın 1989 bahanndakı kıtlesel ve aylar süren pasıf dırenişleri. yasaklı yasal duzen içinde. grev hakkını kullanarak hakkını alamayan işçının. değişik eylem türlen ile varlığını kanıtlamdsı. ağırlığını koyabılmesıninsımgesi oldu. Bahar eylemleri. 1990 büyük madenci direnişi. 1991 yazeylemleri; sürekliliği. kitleselliğı ve etkilı. güçlü katılımı ile sadece Türkiye işçi sınıfının değil. dünya işçi sınıfı tanhınde de önemlı yer alacak etkınhkte gerçekleştirildi. İşçi ücretlerinde 12 Eylül düzeni ile gelmiş ağır yoksullaşma. önemli kayıplar büyük ölçüde gıderildı. İşçilerin yasakb sendikal düzene rağmen ücretlerinde gerçekleşürdıklen kazanımlara karşı önlem. yaygın işçi çıkarmalan. taşeronlaştırma. sendıkasızlaştırma uygulamalan oldu DİSK"ın yönetıcıleri 4 yıla varan hapis sürecinin ardından. yargılamadan ancak 10 yıl sonra gelen afla kurtulabildıler. DİSK'in yenıden faaliyete açılabilmesi ise 1991'i buldu. Bu kezdeyeniden örgütlenebilme. toplusözleşme hakkına barajla konulan engeli aşma. mal y arlığını geri alabılme sorunlan yıllan aldı ve DİSK'ı gerçek sendikal faalıyçtten uzak tuttu. Sınırlı orgütlenebilen Hakİş yanında. işçi hareketıni tek başına kucaklamış görünen Türk İş ise yasaklı düzen içinde. sendikalızmi genleten uygulamalara karşı duramadı 12 Eylül'e gırerken Türkiye'de 2.5 milyon sigortalı işçiye karşın sendikal haklan kullanabilen işçi sayısı 1.5 milyona ulaşabilmişti. Bugün 3.8 milyon sigortalı ışçıye, 1.3 milyonluk önemlı işçi artışına karşılık. sendikal haklannı kullanabilen işçi sayısı genlemiş. 1.2 milyona düşmüştür. Ücretlerini kısmen iyıleştirebılrruş kamu ışçileri gerçek ücret olarak halen 12 Eylül öncesi ücret düzeylerine ulaşamamışken. özel sektördekı gerilemenın daha fazla olması nedeni ile mutlu azınlık konumuna düşmüşlerdır. Asgari ücret. sendıkasız çoğunluk işçi kitlesinın ücretlen. memurayhklan ve diğer çahşanlann aylık gelirleri çok daha genlerde kalmıştır. Çalışanlar ve haklan aleyhındeki olumsuz tablo düzeltilemeyınce. yeniden bir sendikal hakîardan kaçış sürecine girilmiştir. Sendikal hareket yaklaşık 2 milyon 900 bin sigortalı ışçinın çalıştırıldığı özel sektörde sadece 300 bin üyeye sahiptır. Türkıyede işçi hareketi, sadece sendikal haklann anayasa ve yasalardaki yasaklanndan değil. asıl sendikal örgütlülüğün moral çöküşü ve sendikalizme karşı oluşan örgütlü ideolojik cephenın gücüne karşı duramamaktan kaynaklanan. sancılı. sorunlu bir dönemi yaşamaktadır. Cumhuriyet anayasalannın siyasi felsefesi ATİLLA C O Ş K I N Anavasa kavramı. tanhte ilk kez. Aristoteles'in 'Politika' adlı yapıtında yer almıştır. Ama çağdaş anlamıvla '01006111 anayasacılık' anlayışmın ya da akımının lanhı çok e^kı değıldır: bu anlavış. ancak onsekızıncı vuzyılın sonlanna doğru gerçekleşmıştır... Modern anavasa anlavışı. aydınlanma hareketının ürünüdür: 'toplum sözleşmesi' düşüncesınde ^omutlanmıştır... "Akılcılık. bilimsellik, laiklik', bu gelişmenın temel değerlennı oluîturmaktadır. Avdmlanma hareketi ve doğal olarak modern anayasacılık akımı. burjuva demokratık y a da libcral eğilımlı bırçok polıtık düşünceyı kapsamaktadır. İngıltere'de. "Habes Corpus" ya da "BU Of Rights' ılc Fransada. "İnsan >e Vurttaş Hakları Bildirisi (1789)" aydınlanma düşünceiinın ışığında oluşmuş ilk siyasi belgelerdır: modern anavasa anlayışının temel kaynakları arasında yeralmaktddırlar. Bu donemde. modern anayasa anlavışı. "ulusal egemenlik'. 'ulusal de\let\ 'ku>vetler ayrılığı". 'doğal hak', 'özgürlük', 'eşitlik\ 'adalet' ve 'laiklik' gibi kavram vedeğerler sıstemını ıçemıektedir. Onsekız ve ondokuzuncu yüzyıllar boyunca yaşanan sanayı devrimi. yaygınlaşan ışçı hareketlen. 1848 devnmı. modern anayasa akımının yeni boyutlar kazan1 masına yol açtı . 'Çalışma hakkı , 'sendika ve toplusözleşme hakkı' gibi "ekonomik ve sosyal haklar' ile 'genel o\ hakkı' ve 'sosyal de\let ilkesi' kavram ve değerlen. modern anayasa akımını zenginleştirdi. münferide'sının yollama yaptığı 5 Eylül 1920 tanhlı 'Nisabı Müzakere Kanunu", Buyük Millet Meclisfnın onüne 'Hilafet ve Saltanatın' kurtanlmdsı amaanı koymaktdydı. 1922 yılında ^altanat kaldınlmış. ama hilafete dokunulmamıştır 29 Ekım 1923 yılında anayasa değışikliği getıren 364 numaralı yasa. bir yandan cumhunyeti ılan ederken. ote yandan. 'Türkiye devletinin dini. dini İslamdır' hukmunu anayasa metnine dahıl etmıştir. Bu hüküm. 1924 Anaydsası"nın ilk halınde korunmuştur. Bu yönu ıtibanvle teokratik bir anayasa olarak görunmekte. ama 'ulusal egemenlik' hükmü ıle de çelışkısinı burdunnektedır. Ancak uygulamada teokratik bır yönetim hıçbır bıçımde gorülmemektedır. Anaydsadakı 'devletin dini' hükmü. dncak 10 Nisan I92S Unhınde çıkanlan bır deâışiklik yasası ile kaldınlabılmıştir Laıklık kuralı. 1924 Anaya^dsı"nd. 1937 yılında yapılan değışiklikle gırebılmi}tır (Anayasa md. 2). Laisizm. Cumhuriyet döneminin dığer tüm anayasalannın temel kuralı olmuştur. . 1961 ^den 1982 Anayasasf na Tank Zafer Tunaya'nın söylediği gibi Türkler, Batılı olmak için Batı ile savaştılar. de kurulan 'uluslarüstü' yargısal kurum \e kuruluşlann otontelerinin çeşitlı devletlerce kabul edilmesı idi... Avrupa'da onyedı ve onsekızıncı yüzyı1larda yükselen aydınlanma hareketi ve 1789 Devrimı"nin etkileri. Osmanlı toplumunda. y azyıllık bır gecikmeyle. ondokuzuncu yüzyılın ikınci yansından sonra görüldü. Namık Kemal, Zi>a Paşa, PrensSabahattin ve Ziya Gökalp gibi OsmanlıTurk aydınlan. "Genc Osmanlılar11, "Jön Türk" ve ''İttihadı OsmanP' ya da "Ittihat Terakki" hareketlen. bu fikırlenn çeşitlı düzeylerdeki taşıyıcılan oldular... İmparatorluğun artık çözülmeye ve uluslaşma hareketlerinin yaşanmaya başladığı onsekizinci yüzyıl Osmanlı toplumunda anayasacıbk akımı; önceleri. çöken devletı kurtarma çareleri anlamında ele alındı.. Anayasacılık hareketinm. aydınlanma felsefesine dayalı olarak gerçek anlamda ay aklan üzerıne oturtulması. ancak yirmınci yüzyılın başlannda gerçekleşebildı Mustafa Kemal ve arkadaşlan. 1789 Fransız Devrimi'nın ılkeleri ışığında bır mücadele ıçıne gırmışlerdir; 'ulusalcı'. 'laik1 ve 'anayasacı' düşüncelere sahiptirler. teokratik Osmanlı monarşısı yenne 'ulusaldevlet' yapısına dayalı. laık parlementer bir cumhunyet rejmıni kurmak. temel amaçlandır. Bınncı paylaşım savaşı sonucunda Osmanlı topraklan emperyalist ordularca ışgal edılmiştir; saltanat ve İstanbul hükumetı, emperyalıst devietlerle tam bır uzlaşma içine giımıştır. Bu koşullar. "Anadolu recınde oluşan özerk siyasal yapılanmalar İhtilali'nın. yalnızca demokratik değil. gerçeğınin gereği olarak benimsenmiş. anaynı zamanda ulusal kurtuluşçu. antı cak daha sonraki anayasalarda yer alemperyalıst bır nitelik kazanmasına yol mamıştır.. açmaktadır Prof. Dr. Tarık Zafer TunaTürkiye'de. Batı ölçülenndeki gerçek ya'nınvecızbır^ekıldesöyledığı gibi "Türk bir anayasanın ilk kez 1924 yılında ler. Batılı olmak için Batı ile savaşmı yapıldığı söylenebilir. Beş kez değişen bu şlardır.." Laısizmın nıuadı. demokrasi anayasa, 1789 Bildırisi'nin tüm temel ılkekültürunün onden Batılı devletler. laik ve lerinı içerir bir mtelığe ulaşmıştır. demokratik bır kültürü Anadolu'dd yer1789 Bildinsi'nin 'özgürlük' anlavışı. leştirmeye çalışan Mustafa Kemal ve ar (md. 1. 2. 4, 6. 7). 1924 Anayasasfnm kadaşlanna karşı teokratik bır ıktidar 'Türklerin hukuku ammesi* başlıklı bölüodağı ile uzlaşmakta duraksamamışlardır. münde (md. 6888) aynntılı olarak ve aynı Tüm olumsuz koşullara karşın. 'Anado ruhla yeralmaktadır.. lu İhtilali". 1789 Devrımrnin ışığında oluşAydınlanma hareketinin temel değerlemuş vegelişmıştır. Buyuk Millet Meclisi" rinden olan ve 1789 Bıldırisı'nin ginş bölünin 23 Nisan 1920 tari'hinde toplanmasıy müne y ansıyan 'kuvvetler aynlığı1 anlayışı. la birlikte oluşan yasama hareketi, genel 1924 Anayasası'nda ayrı ve bağımsız çızgısi ıtibanvle bu özelhği taşımaktadır.. başlıklar altında düzenlenmijtır: "Vazifei Bu. aydınlanma hareketinin, Anadolu Teşriye1 (md 930). "V'azifei Icraiye' (md toprağında kök salmaya başlaması de 3152) ve lKuv>ei Kazaiye' (md. 5367). mektır. Hak ve özgürlükler ile kuvvetler P89 bildırisınin 'ulusal egemenlik' an aynlığına ilişkin aydınlanmacı modern lavışı (Bildiri: md. 3), Büyük Millet MecU anayasa anlayışının. üstelik daha sonraki si'nce kabul edilen 20 Öcak 1921 tarihli dönemlerdekı değerlerini de kapsayan il'Teşkilatı Esasije Kanunu'nda (md l) ile keleri. özellikle 1961 Anayasası'nda ol20 Nısan 1924 tarihli 'Teşkilatı Esasiye mak üzere. tüm cumhuriyet dönemi anaKanunu'nda ve cumhuriyet anayasa yasalarında yer almıştır. lannın tümünde yer almıştır. 1921 Anayasasi. asıl olarak 'ulusal dev En zor gerçekleşen ilke: Laisizm lef yapısının Anadolu'da örgütienmesıne ilişkin özgün düzenlemeler ıçcrmektedır. Cumhunyet döneminin ilk anayasalan'Vilajet1 ölçeğinde 'özerk1 yerel yönetım nda 'ulusal egemenlik1 kavramının benimanlayışınadayalı birdevlet örgütlenmesıni senmesı. egemenlığin kaynağının 'tanrısal" kabuletmektedinmd. 1123). Budüzenle olmaktan çıkanldığı anlamına gelmekteme. olası kı; imparatorluğun çözülme sü dir. Ancak, 1921 Anavasasfnın "maddei Yetmış yıllık cumhunyet tarihı \e bu sürecın temel belgeleri olan anayasalar. taşıdıkları siyasi felsefe çızgısınde çeşitlı gelgitler yaşamışlardır. Yaşanan tüm sosyal siyasal değişımler. bu anayasalarda çok net olarak yansımaktadır. Fakat tam bu noktada bır gerçeğın altınıçızmekgerekıyor: Aydmlanma felsefesine dayalı modern anayasacılık anlayışı Cumhunyet donemı anayasa hareketinin. özellikle de 1961 Anayasasfnın kılavuzu olmuştur. Elbette. toplumsal yapının ve siyasal gelışmelenn kımı etkilenylc. gerek laısizmin yaşama geçişinde. gerek yurütmenın kımi yapılanmalannda. bu çizgiden sapmalar oimuştur. Ancak. bu tür özellikler. bu sürecın genel çızgisıni gölgede bırakacak duzeyde değildır. 12 Eylül 1980 tanhinden sonraki dönem. Cumhuriyet'in altmış yıllık gelişme eğnsinden köklü bir dynlışı. cıddi bir geriye dönüşü ifade etmeİctedır. 1982 Anayasası. devletı "kutsal" sayan ve onu militarizeeden. hak ve özgürlükleri kısıtlama rejiminı benımseyen. yürütme gücunu otoritarizme yatkın hale getıren düzenlemeleriyle. çağdaş anayasacılık ılkelennden köklü bır kopuşu gerçekleştirmiştır. Türkıye"nin gündeminde bulunan yeni anayasa gereksınimi. kuşkusuz, modern anayasaeıhk anlayışının çağdaş ıkelenne yenıden dönülmesi tanhı görevinı, toplumumuzun önüne koymuş bulunmaktadır.. Cumhuriyetın siyasi felsefesmin aydınlanma temelinde oluştuğu unutulmaksızın.. İnsanlığın ortak değerlen Yirmıncı yuzyıldaki gelişmelenn modern anayasa düşüncesi üzerindeki etkileri çok dahabüyük oldu.. 1917 devrimi. 'Birleşmiş Milletler Örgütü'nün kuruluşu: 1 'tnsan Hakları Evrenşel Bildirisi . Avrupa Birlığı'ne yöneliş ve 'İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Sözleşme1, 'Avrupa Topluluğu'nun oluşumu. Avrupa Gü\ enliğı Işbırlıği Sözleşmeleri ve nıhayet 'Paris Şartı1; tum btınlar, modern anavasa akımının günüınüzdeki ilkelerinin kaynaklarını oluşturdu. Özellikle de uluslararası ekonomik. sosyal, siyasal ve kültürel işbirlikleri ile tüm düny a ölçeğinde v aşanan köklü entegrasv on süreci, anayasa anlaj ışında şaşılası etkiler varattı. 1 •İnsan hakları', 'barış hakkı , "cevre hakkı1 gibi yenı kavramlarlazenginleşerek 'insanlığın ortak değerleri1 bağlamında bır anlama dönüştü. 'Hukukun üstünlüğü' ilkesi uluslarüstü bır etkınlik ve değer kazanırken hukukun ulusal sınırlan da giderek sıhkleşme sürecıne gırdi. 'Katılımcı demokrasi1, yenı birdemokrasi anlayışı olarak. uluslararası insan haklan belgelennde yer aldı. Bu dönemın anayasa anlayışındaki en önemli gelişme ise dünya ölçeğın
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear