Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ABD GUNDUZ VASSAF Seçimler ve Özgürlük B irçok Üçüncü Dilnya Ülkesinde özgürlüğün kısıtlandığı bugünlerde, 3. Dünyalı aydınların "Batı'ya çıkması" kendilerine çarpıcı gelebiliyor. Çoğu kısa süren bu gezilerde Batı'da vc özellikle Amerika'da özgürlüğü "anlamak" genellikle bu Ulkedeki aydınların, sanatkârların ürünlerini değerlendirmekle sınırlı kalıyor. ÖzgürlüğUn Amerika halkına nasıl yansıdığı pek anlaşılmıyor. Bu olgu yüksek öğrenimlerinin ya da memuriyetlerinin birkaç yılını Amerika'da geçirenler için de kısmen geçerli. örneğin, "Missing" ("Kayıp") filmi gibi seçimle iktidara gelmiş Allende hükümetinin devrilmesinde NixonKissingerCIA komplosunu gösteren biı filınin Amerikan yapıtı olması, kcndi ülkesinde yasaklanan filmleıini Batı'da kazandığı ödülleıie taıııyan Türk aydınının gözünü karnaştırabiliyor. Demokrasiye derin bir özlemden kaynaklanan bu tür izlenimler zaman zaman basınıtıuza da yansıyor. Ancak Türkiye'nin göreceli durumundaıı Amerika'daki özgürlüğü değerlendirmck belki bizdeki duruma gore bir anlam taşıyabilir. Oysa Amerika'daki özgürlük en iyi kendi gelişmesi içinde anlaşılabiliı, başka bir sisteın ya da 3. Dünyayla karşılaştırarak değilBugün Amerika'da mahkeme kararıyla okullarda bulundurulması yasaklanan kitaplar kütilphane raflanndan indiriliyor. Ülkenin kimi yörelerinde bu kitaplar halkın katıldığı törelerde yakılıyor. Yakılan kitaplar arasında Darwin'den başka Mailer, Vonııegut, Salinger gibi Amerika'nııı öııde geleu yazarlaıının eserleıi var. Kitapları yakanlar ise, okul ailc birliği üyclcri, öğretmenler ve din adamları. Aynı Almanya'da daha 1933'te Freııd, Mann, Heine gibi totaliter düşünceye ters düşeıı yazarlarm kitaplarının Nazi partisince düzenlenen törenlerde yakıldığı gibi. Bu ülke şimdi gencl seçimlerin eşiğinde. Güçlü bir Amerika için tüm milliyetçiler Reagan'a oy vcrmeye çağrılıyor. Rakibi Mondale en az Reagan kadar milliyetçi ve dindar olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Amerika'yı eleştirmek eskisi gibi hoşgörüyle karşılanmıyor. Aynı olimpiyatlarda olduğu gibi Cumhuriyetçi Parti'nin mitinglerinde "Amerika, Amerika" sloganı atılıyor. Ilkokul çocuklarının bile en büyük korkusu bir nükleer savaşta anne ve babalarıyla birlikte kül olmalan. Avrupa'ya roketlerini yerlcştiren Reagan hükümeti ise şimdi uzay savaşı stratejisi ve teknolojisini geliştiriyor. Beyaz Saray'a yakın çevreler. Başkanlık seçimlerinden sonra Pentagon'un Nikaragua'ya askeri çıkartma yapmaya hazırlandığını bildiriyor. tstatistikler, 1979'dan bu yana Amerika'da yoksul ve zengin kesimlerin yüzde 8 çoğaldığını gösteriyor (McNeilLehrer Report, 27 Eylül, 1984). Reagan kendi iktidarı'nda 2 nülyon 300 biıı kişiyi daha açlığa karşı yiyecek yardımında bulunduklarını söylüyor. (Reagan Mondale televizyon tartışması, 7 Ekim 1984). Amerika'da zenginler zenginleşirken yoksullar da yoksullaşıyor. Orta sınıf eriyip gidiyor. Bir yandan da Amerika koskoca ordusuyla Grenada'da okuyan 100 kadar Amerikah tıp öğrencisinin can güvenliği tehlikede gerekçesiyle küçücük adayı işgal ediyor, hükıımet üyelerini hapse atıyor, askerlerini öldürüyor. Amerikan halkı ise ülkemizin ve ordumuzun bü yük zaferi diye bayram yapıyor; gönüllü olan Amerikan ordusuna basvurular rekor düzeyde artıyor. Daha on, onbeş ytl önce siyah bakları için savaşan Martin l.uther King'e sırt veren, kendi hükümetlerine karşı Vietnam'ı destekleyip savaşın sona ermesini sağlayan, Nixon'u istifaya zorlayan Amerikan halkı şimdi artan yoksulluk ve savaş kışkırtmalanyla birlikte milliyetçi Reagan'ı destekliyor. Neden? Halkın psikolojisi niçin nesnel durumu yansıtmıyor? Nasıl oluyor da yoksulluğu arttıran, dünyayı savaş tehlikesine yakınlaştıran Reagan'ın 1984 seçimlerini kazanacağına mutlak gözüyle bakılıyor? Kitle Denetimi Özgürlüğü Kısıtlıyor Amerika'da kamuoyunun düşüncesi giderek kitlesel psikolojik denetim yöntemleri ve iletişim teknolojisindeki gelişmelerle oluşturuluyor ve sınırlandırılıyor. Yukardaki soruların yanıtı kısmen bu tür uygulamaların son yıllarda giderek ortan başansından kaynaklanıyor. Amerika'da özgürlüğün boyutlarına psikolojik yöntemler ve iletişim teknolojisinin etkinliği açısından bakıldığında, ilk bakışta güçlü gözüken aydının toplumdaki yeri, bir film sırtındaki sineği andırıyor. Birçok ülkenin tersine, Amerikan halkı boğucu yasalarla, devlet terörü korkusuyla ya da geleneklerin gücüyle denetlenmiyor. Herhangi bir topluma egemen olmanın en güçlü göstergesi bunların hiçbirine başvurmaya gerek kalmaksızın halkı denetleyebilrnek. Amerikahlar büyük bir içtenlikle dünyanın en özgür toplumunun yurttaşları olduklarına inanıyorlar. "Ben her istediğimi yapmakta özgürüm", "Devlet benim hayatıtna karışamaz" düşünceleri olağan Friedman'ın bireyci ve rekabetçi ekonomipolitikasını uygulayan "hayatıma karışamaz" düşünceleri olağan. Reagan da Amerikan yaşantısında devletin etkinliğini asgariye indirmekten ve bireysel girişkenliğin olanaklarını arttırmaktan yana. Gerçekten de bir açıdan bakıldığında devlet, Amerikan yurttaşının silah taşıma hakkını bile kısıtlayamıyor. Başkan John Kennedy, Başkan adayı Robert Kennedy ve siyah lider Martin Luther King'in katledilmesi, Başkan Ford ve Başkan Reagan'a yapılan suikast girişimlerine rağmen, postadan bile tüfek ısmarlamak mümkün. Amerikan yurttaşı silah taşıma hakkına özgürlüğünün bir ölçütü olarak bakıyor. Amerika'da özgürlüğün sınırlıhğı ise, "istediğini yapmakta özgür olan Amerikan yurttaşının" gençlikle egemen düzene ters düşecek bir şey istememesinden ya da istemlerinin boyutunun ve seçeneklerinin çoktan egemen düzence belirlenmiş olmasından kay naklanıyor. Istediğini seçtiğini sananın seçtikleri gerçekte çoktan belirlenmiş. Başarılı bir toplum mühendisliği becerisi gerektiren bu uygulama ise toplumun simgelerini üretme, yayma, değiştirme ve tedavülden kaldırma gücüne sahip olmaktan kaynaklanıyor. Amerika'da sermayenin tekelleşmesiyle birlikte, simgeler ve simgelerin aktarıldığı kitle iletişim araçları da aynı ellerde tekelleşiyor. Bu güce sahip olanlar aynı zamanda Amerikan ekonomisini ve politikasını yttnlendiren sayılı aileler (üomhoff, Who Rules America 1967 ve Who Rules America Novv?1983 Amerika'yı Kim Yönetiyor?"). Bankalar, şirketler, enstitüler, vakıflar ve kitle iletişim araçlarıyla Amerika'yı yönlendiren bu aileler dar görüşlü ve ancak kısa vade için geçerli, bol kâr getirici politikalannı dört yılda bir seçilen başkanları aracılığıyla uyguluyorlar. Değerleri ve düşüncelerini, bir mal gibi Amerikan halkına tanıtıyor, pazarlıyor ve bir ölçüde benimsetebiliyorlar. Kısaca, toplumun simgelerini denetleyen toplumu da denetlemiş oluyor. Bu açıdan Amerika Avrupa'dan çok farklı. Avrupa'da özerk ya da tekellerin denetiminden uzak olan kitle iletişim araçları Amerika'da özel teşebbüsün elinde. BAŞKANLARI AZINLIK SEÇİYOI Başkanlık seçiminde oy kullanma oranı 62,8 61,9 60,9 55,2 53,5 52,6 Kongre içiı oy kullanm oranı 58,5 57,8 55,1 50,7 48,9 47,4 Yıllar 1960 1964 1968 1972 1976 1980 1960 yılından bu yana Amerlkalılar seçlrr re glttlkçe daha az llgl gösterlyortar. Oy t lanma oranının düşüklüğü gözönüne alınır ABD Başkanlarının azınlık oyuyla seçilc söylcnablllr. Kongre ve eyalet temailcllikı için seçimtore katılım daha da düşük. olarak Amerikan halkının düşüncesini deı liyor. Gene aynı kişiler Cumhuriyetçi ve l mokrat Partiyi destekliyor. Başka düşüı ve partilerin ise neredeyse adları hiç geçı yor. Düşünce ya da örgütlenme yasağınc değil, parasızhktan. Sokaktaki adam scçimin sade iki kişi da parti arasında geçtiği kanısında. İleri len gazetelerin yazıişlerinde çalışanları t oy pusulasında yer alacak parti ve başk adayı isimlerini dosyalarını kanştırmac bulamıyorlar. Oysa her partinin her eyal ten başkanlık seçimlerine katılmamasına r men, Amerika'nın en tutucu ve en küç Televizyonda Kazanılan Seçimler Demokrat Parti'nin ileri gelenleri Reagan'ın simgeleri kullanmaktaki başansını sık sık dile getiriyor. ö n seçimlerde yenilen Başkan adayı Hart, artık seçim kampanyalarının halka giderek değil, televizyon aracılığı ile yürütüldüğünü ve seçimlerin televizyonda kaybedilip kazanıldığını söylüyor. Hart aynı zamanda Reagan'ın görünüşten ibaret ve içerikten yoksun olduğunu da belirtirken, "sokaktaki a d a m " Reagan'ı "anladığını" söylüyor. Mondale de toplumun bütün simgelerine Reagan'ın sahip çıktığını, vatanperverlik, aile, bayrak gibi simgelerin seçmen gözünde Reagan'la çağrıştırıldığını söylüyor. Amerika'da halkın bilgi, düşünce ve simgelerini en çok televizyon belirliyor. Kamuoyu oluşumunda televizyonun işlevini istatistikler açıkça gösteriyor. Amerika'da evlerin yüzde 95'inde televizyon var. Her televizyon günde ortalama altı saat izleniyor. Hesaplara göre, altmış beş yaşına gelen bir Amerikah hayatının gece gündüz tanı dokuz yılını televizyon karşısında geçirmiş oluyor. Gerek televizyonun yaygınlığından gerek adayların can güvenliği nedeniyle kitle toplantılarından kaçındıklarından, televizyonun kullanımı ve etkisi seçimden scçime artıyor. ReaganMondale televizyon tartışmalarını 100 milyona yakın kişinin izlediği söyleniyor. Amerikan aydını, filirü: sırtındaki sinek.Birçok ülkenin tersine, Amerikg halkı boğucu yasalarla devlet terörü korkusuyll denetlenmiyor. Toplumî egemen oluşun en güç göstergesi bunlardan hiçbirine gerek bırakmayan denetim tar eyaletlerinde bile en az beş başkan adayı v Sadc Amerikah seçmen değil, genellikle / rupa lı, 3. DUnyalı aydın da Amerika'da çimlere iki partinin katıldığı kanısında. Görüntü gereğe egemen oluyor. Böyle Amerikah seçmenin düşünceleri ve başki için seçenekleri nesnel gerçeklerden çok, d netlenen simgelerce belirlenmiş oluyc ^Cumhuriyetçi Parti'nin seçim bütçesi D mokratların altı misli. Bu iki partinin 19 seçimleri için öngördüklerî para 205 mily TÜrk Lirası. Son dört yıldıı kitle kosullandırrna yönlendirme yöntemlerinin Amerika'da b yük başarıyla uygulanabilmesinin başlıca n denlerinden biri ise, televizyonu sık sık ve i tediği gibi kullanabildiğinden toplum simg lerini en iyi denetleme durumunda ok Cumhurbaşkanının eski bir aktör olnıa.' Film yönetmenlerinin buyurduklarını kenc sinden bir şey vermeksizin harfiyen yeriı getiren bu ikinci sınıf aktör, bugün Cumhu başkanı olarak rolünü büyük başarıyla sü dürüyor; önceki Cumhurbaşkanlan gibi kcı disinden bir şey katmıyor. önceden hazı lanmış metinleri kamuoyuna aktarmak \ gazetecilerin sorduklannı espriyle geçişti mek dışında Reagan halktan uzak tutuluyc ve "performans'dan" "performans'a" h; zırlandırılıyor. New York Times, Reagan ın gerçek bir Başkandan çok bir sinıge o duğunu, yeni bir dönem için seçilirse vakt nin büyük kısmını Washington'da masa b; şında değil, California'da at sırtında geçin ceğini yazıyor. (New York Timcs Magazim 1 Eylül, 1984). >askı Ve Düşünce Yasağı Gerekmiyor Bundan yüzyıl kadar önce yazdığı "Amerika'da Demokrasi" adlı Unlü kitabında özgürlüğün sınırları üzerinde düşüncelerini belirten Alexis de Tocqueville, Avrupa ülkelerinden farklı olarak Amerikalıların birbirine çok benzediğini ve toplumun görüşüne ters düşenlerin dikkate ya da ciddiye bile alınmadığını, bu nitelikte bir baskının ise sansürü ve düşünce yasağını gereksiz kıldığını yazmıştı. Aynı olgu hâlâ geçerli. Ama artık para nız yoksa düşüncenizi halka duyurmaya da olanağınız yok. Kamuoyuna seslenebilmek açısından düşünce özgürlüğünden yararla nanlar, aynı zamanda ekonomik güce sahip olanlar. Amerika'da özel teşebbüsün elinde olan televizyonu denetleyen de onlar. Haber spikerinin kim olacağından, herhangi bir komedi programının, ya da örneğin "Dallas" dizisinin içeriğine kadar her şey, bu programların yayınlanmasını reklamlarıyla sağlayan özel şirketler tarafından denetleniyor. Şirketlerin hoşgörüsüne ters düşen program ya da kişiler, halk tarafından tutulsa dahi derhal yayından kaldırıhyor. özetle, parası olan televizyonu ve dolaylı HER OY İÇİN 4 DOLAR SEÇİM DÖNEMLERİNDE PARTİLERİN MASRAFLARI (MİLYON DOLAR) Donem 19771978 19791980 19811982 19831984 (tahmini) Cumhuriyetçller Demokratlar 59,2 37,2 169,5 214,9 39,0 60,0 350,0 i ABD siyasl hayatınc belideyen iki büyük parti, seçimi kazanmak için her yıl daha fazla para harcıyor. Cumhuriyetçi Parti bu konuda büyük farkla önde. Cumhuriyetçiler bu yıl seçme hakkına sahip her Amerikah başına 2 dolar harcıyor. Gerçekten oy kullanan seçmen başına ise 4 dolar harcanmış oluyor. Bu dev bütçeye radikal sağ gruplar, ticari dernekler, Ahlaki Çoğunluk Grubu ve Ulusal Tüfek Derneği gibi sağcı özel çıkar grupları katkıda bulunuyor.