Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 SİYASET 84 rjantin, en büyük A biri. 7 yılşu andasüren askeriilgiyle izlenen izlenen Latin Amerika ülkelerinden kadar cunta dö Enflasyondan diktacılardan nemindcn sonra serbest seçimlerin yapıldığı ülke, bu ilgiyi, üzerinde yer aldığı anakara parçasının siyasisosyal "kaderi" haline gelmiş bir durumu aşıp aşamayacağı konusunda uyandırdığı merak nedeniyle topluyor. Latin Amerika denince akla hemen askeri diktatörlüklerin geldiği bir tarih kesiti, Arjantin deneyinin başarıya ulaşmasıyla belki de son bulabilecek. Ülkede demokrasiye geçiş sürecinin simge kişiliği haline gelmiş yeni başkan Raul Alfonsin ve demokratik güçler, bir yandan cunta döneminin yaralarını sarmaya, Alfonsin'in deyişiyle, demokrasinın olmazsa olmaz koşullarından olan "ahlâkî sıandartlar") yaratmaya çabalıyorlar bir yandan da ülkelerini "ekonomik çöküş" simgesi olmaktan kurtarmaya. "Eski günler"i özleyen güçler hâlâ, sahne arkasından da olsa, Arjantin'de yaşananlar üzerinde etkilerini hissettiriyorlar. Gerilimli ve sancılı günler belki çok uzun sürecek. Arjantin'in bugün için üç büyük sorunu var. Bunlardan birincisi, yüzde 700'lere varan enflasyon oranı ve 25 milyar dolarlık bir bölümü bu yıl ödenmesi gereken toplam 45 milyar dolarlık dış borç, ikincisi "demokrasiye geçişin ana unsuru" olarak da değerlendirilen, 7 yılhk askeri yönetim sırasında insan haklarına karşı işlenmiş suçların tesbiti, suçlulann yakalanması ve yargılanması. Üçüncü ve belki de en büyük sorun, bu iki temel sorunun içinden hangisine "öncelik" tanınacağı. Kolayca anlaşılabüeceği gibi sorunların çözümü için de iki temel eğilim var: Ekonomiye ağırlık verelim diyenlerdemokrasiyi öne alalım diyenler. Başkan Raul Alfonsin, şimdilik mücadeleyi her iki cephede birden sürdürüyor. Şimdi, Alfonsin'in mücadcle verdiği her iki cephenin de son halini aktarmaya çalışalım: Arjantin'de temel sorun hangisi: anlaşmasının bu noktayı da desteklemesini sağladı. Ancak bu konuda bıraz belirsizlik var. ÇUnkU, Devlet Başkanının umudu, Ucretlerin sayısal olarak devamlı düşüş göstermesine karşın enflasyonun hızını azaltarak ucretlerin gerçekte görüldüğünden daha yüksek olduğunu tartışabilmekte. Ancak Alfonsin'in bu umudunu ilk olarak Peroncu sendikalar sarstı. Geçtiğimiz haziran ayında devlet sektöründe ve özel sektörde çalışan 2 milyon kadar işçi greve gitti. Amaçları, Alfonsin'in IMF ile anlaşma yapmasına engel olmaktı. Alfonsin yine de anlaşmayı imzaladı. Demokrasi: 200 yıllık mı? 7 yıllık cuntalar yönetiminden sonra "halkın halk için" seçtiği ilk Başkan olan Alfonsin'i bir sürü sorun karşıladı. Askerler, yönetimi Alfonsin'e ve sivillere devretmezden önce ileride kendilerine karşı kullanılması olası birçok belgeyı imha etmislerdi. Alfonsin'i bekleyen sorunlardan en büyüğü belki de böyle doğdu: Ülkede binlerce anababa "kaybolan" çocuklarını arıyorlardı ve kimse bu gençlere ne olduğunu bilmiyordu. Askeri yönetim sırasında bir gece alaca ya da kör karanlıkta ve hatta güpegündüz evlerinden, işlerinden, sokaklardan onbinlerce insan toplanmıştı ve bunların büyük bir çoğunluğundan bir daha haber alınamamıştı. Bu kişilerin öldükleri bile bilinmiyordu. Ülkenin dört bir yanında "kimliksiz" mezarlar ortaya çıkarılıyordu. Bazen toplu mezarlara bile rastlanıyordu. Kısaca "Kayıplar" diye anılan bu sorun çözümsüz gibi görünüyor. Alfonsin, işbaşına geldikten üç gün sonra, bir çok Arjantinlinin ölümünden veya işkence görmesinden sorumlu tuttuğu 9 eski cunta Uyesinin askeri mahkemelerde yargılanmalarını istedi. Devlet Başkanı, yargılama işini askeri mahkemelere vererek ordunun kendi içinde temizlik yapmasını ve yeniden ulusal saygınlık kazanmasını amaçlıyordu. Alfonsin aynı zamanda "Klrll Savaş" diye anılan yılları araştırmak üzere sivillerden oluşan bir "Kaybolan Kişileri Araşlırma Ulusal Komisyonu" kurdu. Komisyonun başkanı, sevilen yazar Ernesto Sabato'ydu. Sabato, Başkan Alfonsin'e geçtiğimiz haftalarda 50 bin sayfayı bulan bir rapor verdi. Rapor, 1080 resmi güvenlik görevlisinin öldürme ve işkence olaylarına karıştığını kanıtlıyordu. Rapor, gizli hapishanelerden "şimdiye dek bilinmeyen" işkence yöntemlerine kadar birçok şeyi kapsıyordu. Söz konusu rapor, açıklandığında duyguları alevlendirdi. Ama bir süre sonra Alfonsin'in 9 cunta üyesini yargılamakla görevlendirdiği askeri mahkeme, Devlet Başkanı Washington'da IMF ile görüşmeler yaparken bu eski askerlerin serbest bırakılmalannı kararlaştırdı. Mahkeme kararına göre 1976 yılından beri ülkeyi yöneten cuntalann mensupları, muhalefeti sindirmek amacıyla verdikleri emirlerde yasaları çiğnememışlerdi. Karar, eski generalleri sadece emirleri altındaki kişilerin kanunsuz davranışlarını engellemedikleri için dolaylı olarak suçlu buluyordu. Amerikan ' haber dergisi Newsweek'in güvenilir askeri kaynaklardan aldığı bilgiye göre, mahkemenin böyle bir karar almasının esas nedeni, yargıçların kendi güvenliklerinden kuşkulu olmalarıydı. Dergiyc göre, yargıç lar bundan bir süre önce kimliği bilinmeyen kişilerden ölüm tehditleri almışlardı. Arjantin'de demokrasinın 200 yıllık bir süre için sağlam temellere dayalı olarak kurulduğunu söyleyen Alfonsin, Newsweek dergisinin kendisiyle yaptığı ve burada aktardığımız görüşmede gerekirse davaları sivil mahkemelere verebileceklerini söylüyor. Bu durumda olabilecek olaylardan birçok Arjantinli kuşku duyuyor. Işte tam bu noktada Devlet Başkanı Raul Alfonsin'in nasıl bir adım atacağı merakla bekleniyor. Eğer Alfonsin, ordunun "kendisine tanınan imkanı kullanmayıp iç temizlige yanasmadıgını" söyleyerek davaları sivil mahkemelere devrederse belki yeni bir askeri hareketle karşı karşıya kalabilir. Işte o zaman ünlü Arjantinli gazeteci Jacobo Timmerman'ın ümit ettiği gibi "halk sokaklara dökiiliir" ve demokrasiyi savunur mu, bilinmez. Yok, Alfonsin işleri oluruna bırakır, davaların görülmesini hızlandırmazsa halk bu kez Alfonsin'i daha kararlı davranmaya zorlama amacıyla gerçekten sokaklara dökülebılir. Ekonomik sorunların üzerine böylesi bir sorun da bindiğinde, haziran ayında güçlükle yatıştırılabilinen işçilerin yeniden harekete geçebileceğinden bile böyle bir çerçevede söz ediliyor. Arjantin, üzerine çöken "geçmişin hayaletleri"nden kurtulma mücadelesini, bu "hayaletlerin" toplarıyla tüfekleriyle pusuda beklediği bir ortamda yürütüyor. "Demokrasi için tek garanli halkın katılımı." Alfonsin: Her şeyin Arjantin Devlet Başkamna göre Arjantin halkı güçlükleh anlamaya başladı ve bunların özümünde yönetime yardımcı olmak için çaba harcıyor. Askeri suçlular sivil mahkemelerde de yargılanacak, ama geçmişe yönelik kinle dayranmamak gerekiyor. Falkland Adaları da kesinlikle geri alınacak. jewsweek dergisi, ekim ayı içindeArjantin'e oldukça genişyer ayırdı. Dergide ayrıca Arjantin Devlet Başkanı RaulAtfonsin'le de bir görüşme yer aldı. Mewsweek: in sorularını ve Alfonsin'in yanıtlarını aktarıyoruv Arjantin'in IMF ile yaptıgı anlaşma konusunda göriişleriniz nedir? ALFONSİN IMP ile aramızdaki güçlükleri anlamalısınız. Bizden istenen ölçülerin kuvvetli bir gerileme yaratacak nitelikte olduğunu hissettik. Ülkemiz zaten çok katı bir düzeltme döneminden geçmişti. Daha sıkı politikaların uygulanması, üretim kapasitemizi daha çok zedeleyebilirdi. Katı bir politika uygulamamızın gerekliliğine inandırılmıştık, ancak bu katı politikanın gerilemeye yol açmaması da gerekliydi. IMF ile yapılan yeni anlaşmada bunun sağlandığına inanıyorum. Planın Arjantin'in istikrannı tehlikeyc atabileceginden endişe duyuyor musunuz? ALFX)NStN Sevilmeyen politikalar uygulandığında sosyal sürtüşmelerin oluşması olasılığı her zanıan vardır. Fakat biz böyle olmayacağına inanıyoruz. öncelikle bu çeşit polıtikaları uygulamayacağımız için. Ayrıca Arjantin halkının güçlükleri anlamaya başladığını ve bunların çözümünde bize yardımcı olmak için daha çok çaba sarfettiklerini görüyoruz. Biz, o toriter hükümetlerin sosyal gerginlikleri bastırdıkları için güvenlik garantisi olduklan fikrini sona erdirmek istiyoruz. Demokrasi için tek garanti, halkın katıhmıdır. Meksika ve Venezüella, kendilerine borç verenlerle anlasmaya vardılar ve böylece borç konusunda bir iyimserlik duygusu oluştu. Ancak dolar yükseliyor, faiz oranları da yükselmek iizere ve ticaret korumacılıgı gittikçe büyüyor. Böyle bir durumda, bu sahte bir iyimserlik duygusu mu? ALFONSİN Bunun sahte bir iyimserlik duygusu olduğunu söylemeyeceğim. Buradaki, aynı duruma iki değişik bakış açısının olmasıdır. Bankalar anlaşma yaptıklarında, bu konuda daha iyimser olmaları gerekiyor. Fakat bizim için borç, fakirlik, durgunluk ve yatırım yokluğu denıektir. IMF yönetiminin adil olduğunu mu duşunuyorsunuz? ALONS1N Sonuç olarak, evet. Uluslarara.sı mali sistemin, bu sorıınlann bazılarını hafifletecek şekilde yeniden diizenlenmesi gerektiğine inanıyor musunuz? ALFONSİN Latin Amerika olayıııda bizim sorunumuz, dış tıcarette ayruıı olması. Ticari şartlar gelişen ülkeler aleyhıne çalışıyor. Kuzeyde ürünlerimiz için pazar bulamıyoruz. Kuzcy ile tartışmak istediğimiz buydu: Yeni bir uluslarara.sı ekonomik düzen kurulması olanağı. Böylece, her seferinde satın aldıklarımız için daha fazla öde Ekonomi: Tıkırında mı? Arjantin, tahıl, büyükbas hayvan ve maden kaynakları bakımından oldukça zengin bir ülke. Yüzyıl başında, Avustralya ve Kanada ile karşılaştırıldığında dünyanın en hızlı gelişen ülkelerinden biriydi. Ancak, karizmatik lider Juan Peron'un geliştirdiği sendika halkçlığı ve faşizmin bileşiminden oluşan "model", Arjantin'in kronik siyasi ve ekonomik dengesizliklere düşmesine yol açtı. Son 7 yıl içindeki askeri yönetimler Arjantin para birimi pezonun değerini yapay olarak yüksek tutup çöken ekonominin içinde sahte bir refah görüntüsü sağladılar. Derken birgün pezo öyle bir altüst oldu ki, Dünya Rekorları kitabına bile girdi; Üzerinde en yüksek birim (1 milyon) yazan banknotuyla. Geçtiğimiz gunlerde işadamlarını bekleyen güçlüklerle ilgili bir konuşma yapan Arjantin tçişleri Bakanı Troccoli, yeni yatırımlar yapmanın ihracat gelirlerinin yüzde 50'sini yok edeceğini öne sürdü ve Arjantin'in 10 yıl öncesine göre daha fakir bir ülke olduğunu söyledi. Bu arada Devlet Başkanı Raul Alfonsin de geçtiğimiz günlerde IMF ile bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, kamu harcamalarında kısıntı yapılmasını, yüksek vergiler getirilmesini ve büyuk oranlı bir devalüasyonu öngörüyor. Anlaşmanın en hassas noktası, ücretlerle ilgili. lşçilere, gerçek ücretlerinin yılda yüzde 68 artacağına söz veren Alfonsin, IMF