Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20NİSAN2003.SAYI891 Kyoto sakinliği, tapınakları ve trafik kurallarına sinir bozacak kadar uyumla yer ediyor bellekte. Tokyo ise bir metropol ve seb pazarı. Tabii ki işin içinde mafya da var. Japonya BAKt KOŞAR yoto... Içtenlikli, samimi, güler yüzlü.yardımsevertatlıinsanIarın, birbirinden görkemli tapınaklann, huzurun, dinginliğin ve sükunetin kenti. Kyoto, Japonya'nın Tokyo'dan önceki başkentiymiş. Tokyo'yu gördükten sonra buranın pek de başkent hamurıı taşımadığı kanısına varacak ve kendi kendime "îyi ki Tokyo'daki dejenerasyondan nasibini almamış bu güzelim şehir,"diyecektim. Su Forumu'nun ve yarışmanın düzenleyicisi Dünya Bankası'nın benim için yaptırdığı rezervasyon bir giin sonra başhyordu. îlk giin başımın çaresinc bakmak zorundaydım. Ancak Japonya, öylesine pahalı bir ülke ki, geceyi geçirebileceğim en ekonomik otelin ücreti 40 dolar. Keihan Meydanı'nın az ilerisindeki bir ara sokaktaküçük,sevimlibirotelbuldum.Dahadoğrusu ben bulmadım. Kyoto Central Station'ın girişindeki küçük parkta, tatlı tatlı sohbet eden genç bir çifte (Takishan ve Takako) sordum. Onlar da yanm yamalak Ingilizceleriyle beni önce bir turizm danışma bürosunagötürdüler. Oradakigörevli kadın, sabırla, bana uygun otellerin fotoğraflarını hallerî... gösterdi, ve birini beğendirdi. Takisha ve Takako da aynı sabır ve tevekkülle başımda beklediler. Sonra benimleotelime kadar geldiler. Yorgundum, bitkindim, uykusuzdum ama onlar bir türlü gitmek bilmiyordu. Bu kadar yardımcı oldular, şimdi nasü "gidin, ben dinlenecegim" diyebilirdimkir1.. Neyse, valizlerimibıraktıktan sonra birazyürüyüş amacıyla çıktığımızda, karşıdan karşıya geçmesı gereken tekerlekü iskemleli bir yaşlı kadınavakfettilerkendilerini de, ben de kendimle kalabildim!.. Ayakkabıların dışarıda çıkarıldığı, odada sigara içmenin yasak olduğıı, son derece titiz ve biraz da paragöz yaşlı bir kadının işlettiği otelime dönüp deliksiz bir uyku çektim. Itiraf edeyim ki sekiz gün boyunca yüzlerceetkinliğin yapıldığı forumun tamamını izleyemedim çünkü biraz da şehri keşfetmek istiyordum. Bu nedenle sık sık kaçamaklar yaptım. Uzun yürüyüşlere çıktım. Kentin ara sokaklarında, ara mahallelerinde gezindim. Japon evlerini yakından gör yor. Pencereler bizimkilerin aksine daha alçak yapılıyor, kornişler de tavana kadar çıkarılmıyor; aradaki boşluğa tablolarkoyuyor, desenler çiziyorlar. Estetiğin ve zarafetin her köşede kendini gösterdiği büyüleyici, huzur verici, dingin bir şehir Kyoto. A şk ta bile gelenekler hâkim! Bisiklet, kentin tamamı için sık kullanılan bir ulaşım aracı. Genç, yaşü, kadın, ço ponların trafik kurallarına olan saygısı inanın neredeyse sinirbozucu!.. Tüm kafelerde, restoranlarda da insanın iştahını açan bir güler yüz ve içtenlikle karşılaşıyorsunuz; içeri girdiğinizde tüm çahşanlar bir ağızdan sizi karşılıyor ve uğurluyorlar. Kyoto'nun birbirinden görkemli veetkilevici tapınaklarıyla ünJü olduğunu sanırım söylemiştim. Kentin hemen her bölgesine gelişigüzel dağılmış bu tapınaklara yerli düm. Japonların, işyerleri dışında büyük mekânlara pek hevesli olmadıklartnı söylemekgerekiyor;birdepremülkesiolmanın getirdiği sorumluluk bilinci midir, bümem ama hep küçücük evlerde, küçücük odalarda yaşıyor Japonlar. Evler, klasik Asya mr marisinin tüm ozelliklerini taşıyor, çatılar genellikle dik, tahta.çokönemlibiryertutuyorevlerinyapımında vekapılarınönün de mutlaka ama mutlaka çiçekler goz alı cuk sürekli bisiklete biniyorlar. Üstelik ulu orta da park ediyorlar bisiklederini, söz gelimi metro çıkışlarına, kaldırımlara... Dikkatimi çeken bir nokta da metroda, otobüste, parkta herkesin mutlaka bir şeyler okumasıydı. J'akashımaya ve Shijo, kentin en işlek bolgeleri. Eğlenceyerleri.kaleler, barlaren çok burada yer alıyor. Hı/. ve tempoya da buradaıastlıyorsunuzçoğunluklaamaja halkın yanı sıra yabancıların da ilgisi hayli büyük. Tapınakların sayısı o kadar çok ki hepsini görebilmeniz, gezebilmeniz için haftalarcabu pahalı şehirdekalmanız gerekiyor. Ben de ancak birkaç tanesini görebildim Toji, Kenninji, Kodaiji, Ginkakuji, Shisendo veyüzeyi altın kaplamalı Kinkakuji... Japonların Sınkanjen dedikleri hızlı trenleTokyo'yauç Devamı arka sayfdtfa