26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

20NISAN2003.SAYI891 11 kadar Artvin'in tüm eşsizleri belgeselde yerini aldı. Bu arada metinler de oluşmaktaydı.Özgür Kalın tarafından y azılmay a başlanılan metinler, Bekir Karadeniz tarafından desteldeniyordu. Genel Yönetmen Ozankaya tarafından zenginleştirilen içeriklere yönetmen Tülin Sertöz son biçimini veriyordu. Yapımcı Filiz Ozankaya sadece prodüktörlükte yetinmiyor, Yusufelili oluşu nedeniyle bir taraftan Yusufeli bölümünün yazımını desteklerken, diğer yandan da nerede neyin nasıl çekileceğini Tülin Sertöz'le paylaşıyordu. Görüntü Yönetmeni Kâzım Atakan ise bir yandan kameraman SezaiZabun'u yönlendirirken, arada bir asistan Emel ve Elvan'a "usta" kıvamında iki çift laf yetiştirmekteydi. Artvin'in veÇoruh'un bir dahabudenli uzun ve kapsamlı bir çahşmaya konu olamayacağını bilen Süleyman Karadeniz, Güner Yalçın ve Özgür Kalın, oluşturdukları gönüllü ekiple TRT ekibini harmanlamaya çalıştılar; Filiz Ozankaya'nın desteğiyle başarıya ulaşıldı. Yaklaşık 2000 saatlik zor ve yorucu bir çekim aşaması, 150'ye yakın bantla sıra artık montajdaydı. Artvin'i, Artvinliyi ve Çoruh'u geleceğe taşryabilmek için amatör ruhla profesyonel bir çalışma yapılmış ve 9 bölümlük kocaman bir proje sonuca ulaşmıştı. Ve bu belgesele emeği geçenler cevap verdiler Çoruh'a: Belgesel ithaf olundu "Çoruh'u yaşayan ve yaşatanlara". 0 Ekrana yansıyanlar MÜŞERREF HEKÎMOĞLU öylesine bir yağma hayal edemezdim. Ekranda ilginç resimler oluşuyor, gözlerime inanamıyorum. önce çocuklar, sırtlannda kanepeler, masalar, yüzleri ter içinde, gözleri sönmüş gibi. Yarına ulaşamayacaklar belki de. Utançla izliyorum. Derken iki çocuk bir koltuk yüklenmiş, uçarcasına yürüyor. Nereye kadar yürüyecek bilmiyorum. Sonra başka bir şaşırtmaca. Sırtında bir dolap, iki de koltuk taşıyor bir çocuk. Çizgiler değişiyor, ben de düşünüyorum. Yağmalanan eşya sahip değiştiriyor ekranda. Çocuklar da bir uyan gibi taşıyor yükünü. Arada başka bir tablo yer alıyor. Elinde bir demet çiçekle küçük bir çocuk; özenle taşıyor çiçekleri. Acaba nereye göturüyor? Kocaman koltuklar, dolaplar, yataklar arasında bu çiçekli çocuk soyut bir resim gibi. Derken güzel porselenler arasında kaybolan başka bir çocuk. O porselenleri nereye koyacak acaba? Çocuklar kimseden korkmuyor, sahip olmanın sevinciyle gülümseyerek uçarcasına yürüyor. Onu da gördüm ama bir gun önce tanıdığım çocuklar bir daha gelmedi ekrana. Belki hastalandılar ya da yeni yağmalara yöneldiler. * ** Yıllarca önce Bizim Yokuş'ta yaşanan bir akşamı anımsıyorum. Akşam Gazetesi'nin bürosunda korkuyla ürperiyorum bir eylül akşamı. 67 Eylül olayları yaşanıyor tstanbul'da. Bir anda savaş rüzgârları esiyor Yokuşumuzda. Öyle bir akşamı silmek istiyorum beUeğimden. Yokuşumuzda bir yağma yaşanıyor. Vitrinler kırılıyor, akıl almaz biçimde tırmanıyor olaylar. Akşam Gazetesi'nin dizgi bölümünde Hilali Bey'le konuşuyoruz. Karışık duygularla böyle bir akşam yaşamaktan utanıyorum. Çok kişi utandı sanırım. Kimi dostlar özür dilediler. Gördüklerini silmek istediler ama kolay değil. Bu eylül akşamı yaşadıklarımız da belleğimizde acı izler bıraktı. Acaba silinecek mi? Düşünürken ürperiyorum. Böylesine acımasız bir yağma yüreğimi deliyor, anlamakta zorlanıyor, dahası anlamıyorum. Yağmalanan eşya kimin, hepimizin emeği yok mu bu eşyalarda. Kınhp dökülürse kime ne sağlıyor? Bir uyarı değil mi bu yağma? * ** Ekrandaki yağma da çabuk bitmedi. Saddam'ın heykelleri yıkıldı, derken altm heykeller, silahlar geldi, altına saldırmayı yansıttı ekranlar. Daha sonra paralar, kimi damla damla atıldılar, parçalandılar. Saddam'ın paralarının geçersizliğini kanıtladı saldırganlar. O altm silahlarla, yollarda kümelenen Saddam yüzlü paralarla Irak halkı belli sorularını çözebilirdi ama böyle bir olanak düşünmedi. Düşünebilseydi bu olaylar yaşanmazdı belki de. Ekrana yansıyan olaylar durmuyor, yeni boyutlar kazanıyor giderek. Ancak kalıcı değil. Yeni resimler oluşarak, ekranlarda değil yaşamda böylesine bir padamadan sonra doğru yolu bulmayı umut ediyor insan. Bir semt kavgası Moda sahili otoyola dönüşüyor Bugünlerde Modalılar huzursuz, îstanbul'un içinde yaşayanların kenti olduğunu düşünenler de... Çünkü, kentin denizle bağını ve sakinliğini koruyan noktalarından biri olan Moda bir otoyolla denizden koparılacak... Bu otoyolla birlikte Moda'nın doğal ve tarihi SÎT niteliği taşıyan değerleri de tahrip edilecek. Bu yolda ilk adım anldı. îstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kurbağalıdere ağzında, 31 Ocak 2003 tarihinde gerçekleşen temel atma töreniyle bir köprü ve kavşak inşaatı başlattı. Sunulan projenin kapsamı, Kalamış'ı Moda üzerinden Kadıköy'e bağlayacak bu inşaatla Moda sahilinin otoyola dönüşeceğini gösteriyor. Buköprükavşak inşaatı, 1994 tarihli 1/5000 Kadıköy Merkez Nazım ImarPlanı'ndayer alan sahil otoyolunun ilk aşamasını oluşturuyor. Inşaatla birlikte sahildeki ağaçlar söküldü, kısa süre önce yeniden düzenlenen yeşil alan ortadan kaldırddı. Bir doğal SlT alanı olan Yoğurtçu Parkı'nın yanıbaşında, Koruma Kurulu'nun izni olmadan inşaatına başlanan köprü ve kavşak, Moda'nın tahribatının ilk adımını oluşturuyor. Sahilin bütünü otoyola dönüştüğünde, tarihi Moda îskelesi'nin önü bütünüyle doldurulacak, Iskele tüm karakteristik özelliklerini kaybederek otoyola bitişik bir yapıya dönüşecek. Moda sahilinin otoyola dönüştürülmesi, tescilli bir tarihi yapı olan eski Moda Deniz Kulübü ile şimdiki kulüp binalarının önlerinin doldurulmasını da zorunlu hale getiriyor. Moda burnunun geleneksel çay bahçelerinin ve korumaya alınmış Kadıköy Kız Lısesi'nin de önünden otoyol geçecek. Moda sahilinde inşa edilecek otoyol, belediyenin ve diğer ilgililerin öne sürdüğü gibi Kadıköy ve Moda'nın trafiğine bir çözüm getirmeyecek, tam tersine büyük bir ulaşım arteri oluşturarak bölgenin trafik yükünü daha da artıracak. Moda sahilindenKurbağalıdere'ye.oradandabirköprüyle Kalamış'a uzanan otoyol, Kalamış'ta taküıp kalacak ve amaçlanan işlevi de yerine getiremeyecek, ayrıca Kalamış sahilinde yoğun bir trafiğe neden olacak. Sonuçolarak, trafik akışının dışında kaldığı için halâ Kadıköy'ün sakin ve korun muş bir semti olma özelliğini sürdüren Moda, bu otoyolla birlikte Kadıköy'ün trafiği en yoğun semtine dönüşecek. Ancak şehirlerarası karayolu inşaatlarında görülebilecek bir köprükavşakotoyol inşaatıyla, bir hiç uğruna, Moda elden gidecek... Eğer siz de Modalılara destek vermek istiyorsanız, şu siteden yararlanabilirsiniz. www.arkitera.com/gundem/moda/ Dahası yok, çünkü hep birlikte, herkesin emeğiyle oluşacak yannlan yaşamak umudu solmuyor, neler yaşıyor, nelerle savaşıyor insan! Kanlı olayları aşarak daha güzel bir dünyada barışçıl birlikteliği yaşamak istiyor. Varolmanm sınırsız özlemi bu. Acı ama gerçek, ikiyüzlü bir yaşamı yansıtıyor olaylar. Yıkmanın, saldırmanm sonu gelmiyor. Kimi çevreler gelecek bin yılm değerlerini de parçalıyorlar. Yedi bin yıllık tarihi yağmalamaktan da kaçınmıyor, insanlık, uygarlık tarihine kara lekeler vuruyorlar. Bir yandakiler özlemlerini eyleme dönüştürmemekten acı duyuyor, öteki yandakiler tüm özlemi eyleme dönüştürerek yaşamayı amaçlıyor. ilginç bir çelişki ama değişecek hiç kuşkusuz. Bunca kan, gözyaşı, altınlar, saraylarla belli bir duyarlığa vararak değişecek ekrana yansıyanlar.#
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear