26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

.5OCAK2001 SAYI772 3 Kaloriferlerin yanmakta olduğu, ama yine de bir battaniye ile yetinmeyenlere ikinci hatta üçüncü battaniyelerin verildiği; 4 Ailelerin de görüşte çocuklanna "açhk grevi" veya "ölüm oruçlanndan" vazgeçmelerini söylemeleri. Bu husus özellikle rica cdildi. Bazı ailelerin çocuklannı cesaretlendirdiklerini tesbit ettiklerini, bunun çok yanlış olduğu, bu türkonuşma yapanlann belirlendiğini ve bunların izlenerek "gerekenin" yapılacağı eklendi. Konuşmanın buaşamasında ailclerle komutan arasında tartışma çıkınca, komutan böyle devam edilirse aileler hakkında "iki bin bilmem kaç" sayılı yasaya muhalefetten işlem yapacağmı belirtti. Hava gerginleşti, o zamana kadar ortada görünmeyen robocop kılıklı j andarmalar ortaya çıktı, vaziyetaldı. Bir kenarda iki tutuklu/hükümlü yakını ile dertleşirken yanımıza sivil giysili bir şahıs geldi ve o da konuşmaya katıldı. Kişi kendisinin silahlı kuvvetler mensubu olduğunu söyleyerek, tutuklu ve hükümlülerin "dcvlete güvenmeleri gerektiğini" ve açlık grevleri ile ölüm oruçlannın sona erdirilmesi konusunda ailelerin yardımcı olmalannın çok önemli olduğundan sözetti. Kendisine Adalet Bakanı'nın "toplumsal mutabakat sağlanana kadar F tipi cezaevlerine nakillerin ertelendiği" sözüne karşın F tipi cezaevlerinin apartoparkullanılmayabaşlamasındansonra tutuklu ve hükümlülerin devlete nasıl güvenebileceklerini sorduğumda, aldığım yanıt, "ben o Adalet Bakanının anasını avradınıs m." oldu. Onun daha sonra yine ziyaretçiler arasında dolaşan, sivil polis olduğu söy lenen bir kişi ve rütbeli bazı subaylarla, askeri disiplin ve hiyerarşi kuralları dikkatc ahndığında, oldukça laubali davranışlar içinde olduğunu gözledim. Aynı kişi, ertesi gün yine aileler arasında dolaşıp,yaklaşabileceğiherziyaretçi ile konuşmaya çalıştı ve bir ara jandarmalan yaşlı bir kişiyi (Şadi özpolat'ın babası olduğu söylendi) göz altına almaları için kışkırttı. Meydana gelen itişme ve kakışma bir üsteğmenin soğukkanlı vc akılcı tavrı ile önlendı vc bizim provokatör ortadan bir süre için yok oldu. Daha sonra aynı kişiyi cezaevi içinde dolaşırken de gördüm. • 25.12.2000 günüuzunca bir süre cezaevinin önünde bekledik. Görüşten çıkan ailelerin hemen hemen tümüne yakını, tutuklu ve hükümlülerin çok kötü koşullarda olduklarındanyakındı. Çoğuyaralı olmasınayada ağır biçimde darp edilmiş bulunmasına rağmen hiçbir tıbbi müdahale görmemişti. Gazete verilmiyor, televizyon izlettirilmiyordu. Daha dakötüsü çoğu açlık grcvi vcölüm orucunabaşlamıştı. Ertesi gün (26 Aralık) saat 13:15 'te yapacağımız görüş için saat 12:3O'da sıraya girmemiz söylendi. görüşme kabinine girdiğimizde saat 15:00 olmuştu. iki buçuk saat içinde, eşya araması ve kabulü, para yatırma ile kimlik bilgilerimizin bilgisayara girişi yapıldı. Bilgisayara giriş yapan görevli.bilgileri ancak tek parmakla girebilıyordu. Aslında 1520 dakika sürebilecek bu işlemlcr silsilesi, deneyimsizlik ve organizasyonsuzluk nedeni ile 25 saat sürdü. Görüşme kabinine girdikten sonra bize Selim'in gelmesinin biraz zaman alacağı için beklcmemiz söylendi. Yarım saatlik sürenin Selim gclince işlemeye başlayacağı belirtildi. Biz Selim'i beklerken yandaki iki kabınde görüş yapılıyordu. Kabinlerkapalı olmadığından hcrkes hcrkesin ne söylediğini duyabiliyordu. Kalın camlı birbölmenin her iki tarafında telefon ahizeleri vardı. Görüşmeler bu ahizelerle yapıhyor. Görüşme yapılan kabinlere bir göz attığımda, kabinin birindc saçlı ve bayağı uzun sakallı bir tutuklu/hükümlü, diğerinde ise yüzünde darp iz 19 ye oldu. Selim'in dolaylı ve dolaysız anlatımlanndan tutuklu/hükümlülere gazete ve televizyon yasağı uygulanmakta olduğunu, bu insanlann operasyondan bu yana dünya ile tüm ilişkilerinin kesilmiş olduğunu ve tamanlamı ilebirtecritortamındaolduklannı kolayca anlayabildik. Operasyon sırası ve sonrasında kendilerine yapılanlan protesto için kendisinin de açlık grevine başladığını söyledi. Edirne'de bulunan tutuklu/hükümlülerin büyük bir çoğunluğunun ya ölüm orucunda, ya da açhk grevinde olduğunu söyledi. Görüşmerün bu aşamasında arkadaki şahıslar müdahale ederek, görüşmerün bittiğini söylediler. 1 tirazlanmız üzerine son beş dakikaya girdiğimiz söylendi. Oysa görüşmeye başlayah daha on dakika olmuştu. Kavgadö vüş bir beş dakika kadar daha görüş tüktcn sonra görüşme sona erdi. Biz Selim 'le 15 dakika görüşebıldık. Yankabindeki saçlı, uzun sakallı tutuklu/hükümlü 30 dakika; onun yamndaki kabinde bulunan, yüzünde darp izleri bulunan, saçlan kesik tutuklu/hükümlü ise yakını ile 5 dakika görüşebildi. Kabınlerdeki konuşmalann ister istemez duyulduğunu söylemiştim. Dışan çıktığımızda baygın bir kadının kucakta taşındığını gördük. Meğcr bu kadının açlık grevi nedeni ile ayakta duramayan oğlu, konuşmalan beğenilmediği için arkada duran sivil giysili şahıslar tarafından, ana ve babasının gözleri önünde yumruklanmış. Kadıncağız da o yüzden bayılmış. Edirne'de siyasi tutuklu ve hükümlülere resmen vahşet uygulanıyor. Kabinlerin arkasında duran sivil giysili şahıslann kım oldukları, hangi kuruluşa mensup olduklan ve oralarda neden bulunduklarının açıklanması gerekiyor. Tavırlanndan bu kişilerin sıradan jandarma veya Adalet Bakanlığı'nın sıradan memurlan olmadıklan anlaşılıyor. Tutuklu ve hükümlülere "değişmeleri" için ağır baskı yapıldığı izlenimini edindim, bu baskının da kabin arkalannda bekleyen "özel" kişilerce uygulandığını sanıyorum. Bana göre "Hayata Dönüş Operasyonu", hükümetin açıkladığı amaçlann tam tersi bir biçimde vc tam bir başansızlıkla sonuçlanmıştır. Bence cczaevlcri sorunu çözülemediği gibi daha da ciddi bir sorun halini aldı. İlk andan itibaren tutuklu ve hükümlüler arasında uygulamalarda ayınmlar başladı. Dışan da albay, isteyen herkese ek battaniye verildiğini söylerken, Selim bizden battaniye istedi. Bazı görüşmeciler 30 dakika görüşürken bazılan 5 dakika, bizim gibileri de 15 dakika görüştü. Buradandaanlaşılan, Adalet Bakanlığı yctkililcrinin "tretmana"uyan ve uymayan mahkumlara karşı farklı muameleye hemen başladıklarıdır. Eğerbu sorun gerçckten çözülmck isteniyorsa, F tiplerindeki baskı ve işkencenin hemen durdurulması, yaralıların tedavilerinc hemen başlanması, gazete, televizyon ve benzeri yasaklann hemen kaldınlması ve zaten yasal olmayan hücre uygulamasma son verilerek, tutuklu/hükümlülere ortak yaşam olanağının sağlanması gerekmektedir. Bunlara ek olarak, Adalet Bakanı 9 Aralık'ta Türkiye kamuoyuna vcrdiği sözlerin gereğini yapmaya hemen başlamalıdır. Gördüklerimdcn, işittiklerimdcn sonraşunu kesin olarak ifade ederim ki, uygulanan baskı, işkence ve insan onuruna yönel ik aşağılayıcı tavırlar karşısında, insan olan herkes hatta Bakan bile ya açlık grcvinc başlar, ya da ölüm orucuna. Canımız kadar scvdiklerimizi ilgilendiren bu sorun hakkında böyle bir yargıya varmak çok acı ve utanç verici. Acı bizlere kaldı, utanç da buprojeyi dayatanlara, operasyonlan yapan ve yaptıranlarla, bütün bu gelişmeleri tek yanlı olarak destekleyen yazılı vc görscl mcdyacılara kaldı vekalacak.^ Görüş sırasında ailelerin tutumunun izlenerek gereğinin yapılacağı söyleniyor. Görüş öncesi ortahkta dolaşan bir kişi Şadi özpolat'ın babasını kışkırtmaya çabaladu Tutuklu ve hükümlülere gazete verilmiyor, televizyon izlettirilmiyor. leri olan, saçı sıfır numara ile tıraş edilmiş bir başka tutuklu/hükümlü vardı. Arkalarında, üzerlerinde gardiyan üniforması olmayan, sivil giyimli şahıslar bckliyordu. Bu kişilerin konuşmalara müdahale için orada bulunduklannı biraz sonra anlayacaktık. Selim, kabine zorla yürüyerek girdi. Saçları, sakalları kesilmiş ve oldukça zayıflamıştı. Ayaktazorduruyordu. Kabindeonun hemen arkasında sivil giysili üç şahıs yer aldı. Selim zamanınyetmeyebıleceğini.oyüzden anlatmak istediklerini hemen sıralamak istediğini söyleyince, biz de görüşün yarım saat olacağını belirttik. Selim, arkadakı kişileredönerek bizim duyamadtğımızbirşeylcr söylcdi. Arkadakı şahıslardan, amir olduğu izlenimi veren birisi, görüş süresinin konuşulanlara bağlı olacağını söyledi. Selim'in kaburgalarında kırık, sağ omuzunda kurşun var. "Hayata Dönüş Operasyonu" sırasında atılan gaz veya sinir bombalarından kalçasına saplananbirparçayı kendi elleriyle çıkardığını, Bayrampaşa'dan nakil olduğundan bu yana hiçbir tıbbi yardım görmediğini, tek kişilik bir hücrede (oysa Selim tutuklu ve tutuklulann hücrelere konulması yasaldcğil)beşgündürayağakalkamadığını, bu süre boyunca ciğerlerinden siyah renkli ifrazat geldiğini, ama artık iyi olduğunu söyledi. Konuşmasından anlayabildiğimiz kadan ile kaburgaları Edirnc'dc kırılmış. Çok kötü görünmesine karşın, kendi durumunun oradakilerin çoğundan daha iyi olduğunu söylcdi. Bizden ilk istediği şey battani
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear