Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7OCAK2001.SAYI772 lojive çok bölümlü gazetclerin giderek benimscnmcsi üzerinc bulvar gazeteleriyle ciddi gazeteler arasındaki ilişki tepctaklak oldu. 9O'lannbaşlarınagelindiğindc,ckbölümlerin bolluğu dcncmc türü yazılardayazann fotoğrafının yay ınlanmasına da olanak tanıdı. Genellikle zaten bol resimli olan bueklerkendikurallannı oluşturmaktaalabildiğine özgürdüler vc haberden çok fotoğrafayerveriyorlardı. Çokyakınbirgeçmişe dek, bu fotoğraflarda yansıtılan yüzlerin çekici olup olmamaları çok da önemli değildi. Bulvar gazeteleri yazarlannın sıradan ve alışılagelmiş bir görünüm sergilemelerine özen gösterirlerken, ciddi gazeteler yazarlarının ağırbaşlı ve saygılı görunmelerini istiyorlardı. Gelgelelim, resimli bölümlerin ortaya çıkışıyla birlikte fotoğraflara karşı takınılan bu kayıtsız tavır da sona erdi. ötcki gazetelerle yanşabilmek için, gazetelerin her gün en azından iki ilginç ve de olabildiğince gülümseyen yüzu sayfalarınabasmalan gerekiyordu. Ilk sayfanın ilgi odağını genellikle gazeteciler oluşturmak zorundaydılar. 11 Balıkçı Sabahattin, Cankurtaran'da adını sahibinden alan müziksiz bir balıkçı lokantası... Ünü neredeyse dünyaya yayılmış gibi... Az sayıda mezesi, taze balığı ve sohbete açık sessizliği ve ilginç sokağıyla ilgi çekiyor. yerlerine oturtuyor ve hemen servıse başlıyorlar. Diğer lokantalardan farkh olarak, gelen müşteriler sipariş vermeden garson günün mezelerini getiriyor. Servis beyaz peynir ve kavunla başlıyor. Sonra gelsin mezeler: Karides söğüş, kabak kızartması vc çiroz. Çiroz mezesinin tarifini alıyoruz: "Biz çirozu uskumrudan yapıyoruz. Ama istavritten yapanlar da var. Ilk önce bunları tuzlu suda dört gün boyunca bekletiyoruz. Sonra sirkeleyip yıkıyoruz. Güneşte kuruttuğumuz uskumrulan ızgarada kurutup biftek gibi dövüyoruz. Tavuğu tiftikler gibi tiftikliyoruz. Sonra üstüne sirke ve dereotu serpip servis yapıyoruz." Sabahattin Bey lokantaya özgü bir de balık yemeği tarifini veriyor: "Normal paça çorbası var ya biz bunu kalkandan yapıyoruz. Zeytinyağıyla beraber kalkan balığını haşlıyoruz. Pişeceğine yakın terbiyesini döküyoruz." Sıra midyeli pilavın tarifınde: "Çelik tavamıza zeytinyağını ardından tereyağını koyuyoruz ve soğanlan içine atıp kavuruyoruz. Ardından domatesle rendelenmiş havucu koyuyoruz. Daha sonra pirinci atıyoruz içine. Biraz daha kavuruyoruz. Sonra kimyon, tarçın, karabiberi serpiştiriyoruz.Midyeleride atıpkanştırdıktan sonra üzerini alüminyum folyoyla kapatıyoruz. Izgarada pişiriyoruz." Balıkçı Sabahattin'in lokantası her gün açık. öğle saatlcnndc başlayan servis gece yansına kadar sürüyor. Lokantada müzik yok. Çünkü bahkseverlerburayayasohbet etmeye ya da iş görüşmesine geliyor. Sohbetin koyulaştığı akşamın ilerleyen saatlerinde, konuklan bırakarak Balıkçı Sabahattin'in sıcak ortamından uzaklaşıyoruz.^ Balık yemek isteyenlere . . . NESLtHAN BÖLE Gtonç yüzler ve ayna... Ciddi gazetelerde resimli tanıtım bölümlehne duyulan ilginin artmasıyla birlikte güzellik ve çekicilik de giderek önem kazanmaya başladı. Çok sayıda gazeteci okurlanna daha çekici görünebilmek için görüntülerini yeniledi. Gazetelerdeki tüm bu yüzler aracılığıylaokurlara70'lerde bulvar gazetelerindeki resimlerle verilmek istenenden çok daha farkh bir ileti verilmeye çalışılıyor. Bu yüzler okurlara, "Bir gazetemiz için yazı yazan o tanıdığınız orta yaşlı adamlann yanı sıra, şu güleryüzlü, gencecik güzel insanlara bakın. Kimilerini çok beğcneceksiniz; kimileri de dünyaya bakışınıza bir ayna tutacak," diye seslcniyorlar. Böylelikle, kitle iletişim dünyası 2000'li yıllara bir zamanlar gizli tutulan yüzlerin tıpkı TV muhabirleri gibi sergilenmeleriyle girdi. Bu arada yazılı basının üyeleri giderek televizyona kaymaya başladılar. Görünüşc bakılırsa, internetin dehşetine kapılan eski kitle iletişim araçlan giderek birbirlerine kenetleniyorlar. Gelgelelim, bilgisayar manyakları tarafından yaratüdığından olsa gerek, internet kültürü metin yazarlanna görünmez olma özgürlüğünü tanıyor. Çok bölümlü ve bol resimli gazetelere geçilmeden önceki nitelikli basın döneminde olduğu gibi, web basını, üzerlerine bir fotoğrafkoyma gereğini duymadan uzun yazılara yer verebiliyor. Garip olan şu ki, yazarlann yüzlerini gizli tutmayı ye|leyen internet basmı 70'lerin basın etiğine çark eden bir özellik sergiliyor. öyle ki, gazetecilik bir kez daha çirkin insanlara özgü bir gösteri işine dönüşebilir.^ The Guardian 'dan çeviren: RİTA URGAN C fotoğraf değlşmediğinde. Olumlu yönleri: Tanınma riski. Olumsuz yönleri: Otel rezarvasyonu yapmak gibi, adından yararlandığı durumlarda dolandırıcılıktan tutuklanabilir. Gerçek yaşlı yüzünü yansıtan bir fotoğrafını yanında bulundurmasında yarar var. « Dost canlısı: Ünlülerle sarmaş dolaş pozlar. Olumlu yönleri: Yazar gerçekte insan düşmanı, ukala biriyse bile sevecen bir kişiymiş izlenimini verir. Olumsuz yönleri: Gazeteciliğe özgü nesnellikten uzaklaştığı düşünülebilir.^ ankurtaran'daki "Balıkçı Sabahattin", illc de balık dıyenlcrin damak zevkine hitap eden bir bal ık 1 okantası. B ir de mezeleri varki asıl ününü bunaborçlu. Balıkçı Sabahattin, müşterilerine şehrin kalabalığından uzak, sohbetedebilcccklen, birtaraftan da kızarmış balıklannı, mezclerini y iyebilecekleri ve içkilerini yudumlayacaklan sıcakvesamimibirortamsunuyor. Cankurtaran sokaklarındayız... Ünü dünyaya ulaşmış balıkçı Sabahattin' i bulmak için yola çıktık. Ünü dünyaya ulaşmış çünkü iki kere The New York Times gazetesine konu olmuş.. Seyit Hasan Kuyu Sokağı'nageldiğimizde, ahşap, dörtkatlı bir binada yer alan Balıkçı Sabahattin çıkıyor karşımıza. Dışandan bakıldığında şirin bir ev gibi. Ancak önündeki tabelayı görünce anlıyorsunuz balık lokantası olduğunu. Evlerin arasına gizlenmiş bu lokantanın önündeki sokağın her iki tarafına ycmek masalan yerleştirilmiş. Hermasayı üzerine özenle yerleştirilmiş çiçekler süslüyor. Lokantadan evlere doğru bağlanan çirozlaraşağısarkıyor. Birdeakşamkaranhğında sokağın her iki tarafına gerilmiş iplerdcki lambalar yanınca ortam şıkır şıkır oluyor. öyle ki müşteriler saatlerce oturup kalkmak istcmiyorlar masalan ndan. Bu sokakta bir mahalle sıcaklığı yaşıyorsunuz. Evlerin balkonundan sarkan çamaşırlar, eski, ahşap evlerin çevresinde oyuna dalmış çocuklar, bir o yana bir bu yana kaçışan horozlar...(Sonradanbuhorozlann Balıkçı Sabahattin'c ait olduğunu öğreniyoruz.) Ahşap balıkçı lokantasını gezmek için içeri giriyoruz. Kapının önüne dizilcn mcvsimin taze meyveleri iştah açıcı. Müşteriler yazaylarında daha çok dışanyı tercih ediyorlar. Lokantanın sahibi Sabahattin Korkmaz yüzünde sıcak bir ifadeyle karşılıyor bizi. Sabahattin Usta Mudanyalı. Evli ve üç çocuğu var. Lokantayı anlatmaya başlıyor: "Balıkçı Sabahattin, yaklaşık 3540 yıldır Cankurtaran 'da balık yemekleri sunuyor. Bundan 40 yıl önce babamla birlikte köftecilik yapıyorduk. Sonra bir balık lokantası açmaya karar verdik. Üç yıl öncesıne kadar demiryolunun alt tarafındaydık, kışın küçük gelmeye başlayınca şimdiki yerimize taşındık." Sabahattin Usta'ya The New York Times'a konu olma hikâyesini soruyoruz. "Four Seasons Oteli' nde bize sürckJi turist gelir. Bir gün gelen turistlerden biri burayı çok beğenmiş. Üç ay sonra baktık ki The New York Times'ın muhabiri geldi. Müşteri gibi geldi, bir masaya oturdu. Me zelerin ve yemeklerin tadına baktı. Yedikçe not alıyordu. En çok mezeleri, sıcak ve samimi ortamı beğendi." Bu arada garsonlara talimat vermeyi ihmal etmiyor Sabahattin Usta: "Masa örtülerini senneye başla! Çicekleri de koy!" Usta bütün balıklan kendisi gidip seçiyor. "özellikle taze ve temiz olmalanna dikkat ediyorum" diyor. Mudanya, Tekirdağ ve Yalova'ya giderek halden satın aldığı balıklan yine kendi ayıklıyor vc pişiriyor. Bu işten büyük zevk aldıgını söy lüyor. Saatler akşama doğru ilerleyip de hava kararmayabaşladığında Balıkçı Sabahattin müşterileriyle buluşuyor ve sokakta bir canlanma başlıyor. Etrafta koşuşturan garsonlar müşterilerini güleryüzle karşılıyor, Sabahattin Korkmaz Mudanyalı. Zeytinyağını da memleketten getiriyor.