Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kızgın erkekleı; sessiz ka< BERAT GÜNÇIKAN : indistan'ınbirköyündebirta[ pınakvarmış.TapınağmrahiI bine Suomı denirmiş. Tapınak i hergünduaetmeyegelenlerle dolup taşarmış. Ancak günlerden bir gün, Suomi tapınağa gelenlerin iy ice seyrekleşmekte olduğunu farketmiş. Nedenlerini soruşturunca, tapınağın yolunda koca bir yılanın dolaştığını, insanlann da korkarak yoldan döndükleriniöğrenmiş. Suomiormanagitmişve yılanı arayıp bulmuş. 'Yılan, yılan, demiş, bak insanlar senden korktuğu için dua etmeye gelmiyor. Şimdi senden önemJi birtalebjm var. Bu insanlan lütfen ısırma!' Yılan, Suomi'nin söylediklerini dinlemiş. İnsanlan artık ısırmayacağına dair söz verrniş. Gel zaman, git zaman tapınak eskisi gibi yine dolup taşarken Suomi'nin aklına yılan düşmüş, acaba ne yapıyor, diye mçrak etmiş. Tekrar ormanın yolunu tutmuş. Bir de ne görsün? O koca yılan, köy çocuklannın oyuncağı olmamış mı? Çocuklar yılanı kuyruğundan bir oraya, bir buraya çekiştiriyormuş. Yılanın gövdesiyse yara bere ıcindeymiş. 'Hey yılan, bune hal?' diye bağırmış Suomi. Boynu bükük yılan,' Suomi, sen bana insanlan ısırma dememişmiydin?' demiş. Üzgünbirifadeyle başını sallamış Suomi: Ah yılan, sen beni çok yanlış anlamışsın, demiş Evet, ben sana ısırmadedimama 'tıslama* demedim..." Tıslamak... Buradayım demek, görüyonım, hissediyorum, korkuyorum, canım yanıyor, istiyorum, vazgeçmiyorum demek... Tıslamak... Var olmak, dönüştürmek, çoğaltmak, "Bu benün de hayatım" demek... Tıslamak, dur, bu insana yakışmıyor, ötekini dc gör, eşitliği, özgürlüğü tanı demek... Birey ya da toplum olarak tıslamak, hayatıma, hayatlanmıza sahip çıkıyonaz demek... Nirengi Psikolojik Damşma Merkezi'nın sorumluluğunu da üstlenen Psikolog Leyla Navaro'nun "Beni Duyuyor musun?" ve "Tapınağın öbür Y üzü"nden sonra üçüncü kıtabı "Bir Cadı Masalı" işte bu "hslama"nın toplumsal kabulünü, cinsler arası farklılığını, kızgın erkekleri, kızmaktan utanan kadınlan, güç kullanımındaki abartıh oyunlan sorguluyor. Navaro ile "Bir Cadı Masalf'nın görünür ve görünmez kahramanlannı konuştuk: Damşma merkezinizde özellikle grup çalışmalarında kıskançlık, rekabet, kızgınlık gibi bireylerin kendileriyle hesaplaşmalannda bile korku yaratabilecekkonuları seçiyorsunuz, neden? Çahşmalanmızı sık rastladığımızsorunlar üzerine kunnayı seçtik. On senedir kızgmlık üzerine çalışıyorum, ama ilk kurduğumda hiç kimse katılmak istemedi, çünkü insanlara çok tehdit edici gelıyordu. Üç scne bekledım, kimse gelmedi, beudehcm çok okuyarak konuyu gelıştirdım hemde bekledirn, inandım galiba.. Sonragelmeyeba^ladılar... tlk gclen kimdi, nasd bir yoliziendi? Yürekliburkaç kadınla, kızgmlıklara bakmaya; nelerekızdığımıza, nclcrc kızmadığımıza, kızgınlığımızı nasıl gösterdiğimize, bununyerineneleryapılabileceğinebaktık... Zamanla kızgınhk konusunun ashnda başka sonmlara yansıdığıru gördük. Yakın ilişkilcrde sorun veya sorgulama hep karşı tarafa olur, kimse kendine gerçekten bakmaz. Oysa önemli olan insanın o ilişki içınde kendisine bakabilmesini sağlamak, sorunlarane şekilde katkıda bulunduğunu görmcsıni sağlamaktır... Kıskançlık ve rekabet... Bu, son üç yıldır geliştirmiş olduğum bir çalışma. Hâlâ korkutucu bir konu ve yine birkaç yurekli kadınla başladık. Neden kadınlar? Şımdı kadın ve erkek depresyonunu sorgulayan bir kitap hazırhyorum, adı: tki Boy Ufak Ayakkabı. Bu metaforu kullanıyorum çünkü toplumun kadınlara kurduğu konumun iki boy ufak birpabuç olduğunu, kadınlann bu dar pabuçlar içinde yürümeye çalıştığını ve ayaklannın ağndığını, sıstemin de bu ayakkabıya bakacağına kadında sorun vîir diye suçladığıru düşünüyorum. Kadınlar sorgulamakzorunda; çünkü sistem kadınlara göre