Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 ?+• meye götürürdü, çünkü ayağım hiç yerc değmezdi,kucağındataşırdı..." Kucaktan o y aşında inccekti Pınar Kaftancıoğlu, bir daha da kimse onu böy le taşımayacaktı... O sabah, 11 Nisan 1980'de, Ümit, Nurcan ve Pınar Kaftancıoğlu biraz gergindilcr. Çünkü üçü de aynı rüyadabuluşmuşlardıogece,ölümünsoğukluğunda... Yersiz, zamansız bir rüya da değildi bu üstelik. Uzuncabirsürcdirtehdittelefonlarıbirbirini izliyordu. Kimi giinleronbeşkezarandıklarıoluyordu.Çocuklarayasaktıyatelefon, dinlerken anne ve babalarının yüzünden okuyorlardı sözcükleri birbir"Yaşatmayacağız", "Sen öldün"... Ölümlerin birbirini izlediği, faşistlerin komünist kanı üzerinden "bayram" cttikleri o y ıl, daha beş ay önce Cavit Orhan Tütengil' in cenaze töreninde dipçiklcnmiş, birböbreğini yitirmişti. Birkaç gün önce de elinde Kaftancıoğlu'nun kitabı "Altın Ekin", televizyonda bir açıklaına yapmıştıMHPBaşkanı AlpaslanTürkeş,"Böyle komünizm propagandası yapan insanlar hâlâ aramızda..." Bu konuşma, hedef gösterPankart büyiik, ama taşıyacak kadın yok. mektenbaşkabirşey değildi. Evlerininbulunduğu Mecidiyeköy ise cehennemin tam dakendisiydi... Önce Ümit Kaftancıoğlu anlattı sabaha kadar kendisini uyutmayan rüy asını. O yana dönmüşkurşunlanmıştı,öbü'ryanadönmüş yine... Pınar, "Ben de seni iki kişinin öldürdüğünü gördüm" dedi "Lütfen bugün işc gitmc..." Nurcan Kaftancıoğlu'nun rüyasında da aynı ölüm vardı. Ama dinletemediler, YAZl VE FOTOĞRAFLAR: "Rüyalara bakarsak" dcdi "Birgün bile işe ECE TEMELKURAN gitmememi7 lazım. Hadi giyinhazırlan, seni de okula bırakacağım." önce, beyaz Reamusal hayatta eşitsizlik yok nault otomobillerini ısıtmak için Ümit Kafki.özelilişkilerdehâlâolabitancıoğlu çıktıevdcn, birkaç dakikasonrada lir.amabu benımkişiselsoruPınar ve bi r arkadaşı... t numdur." Donata Dröge, 25 yaşında. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinBirlnl vurdular ama... liklerinindüzenlcndiğiKüln'ünsokaklannBabasına yaklaştığında bir adamın "Sen da y ürürken, kcndini erkeklerle eşit hissettiÜmit Kaftancıoğlu musun" diye sorduğunu ğini söylüyor. Amacümlesi,kadınhareketiduydu, "Evet, ne vardı" yanıtını da. Sonra nin belki de cn ünlü sloganına çarpıyor: adamın ceketinin cebinden tabanca çıkardı" Kişisel sorun, politik sorundur". ğını, öbür yandan gelen adamın tabancasının Alman kadınları, özelliklc gcnç kuşak kada ateş aldığını, babasının şöyle bir döndüdınlar, kamusal işleyişin içinc kısmen de olğünü gördü... Eve koşup, annesine sarıldı. sa kurumsallaşmış biçimde giren eşitlik deAnnesi hep bilerek böy le davrandığını düşünetleyici birimlcrin rahatlığını yaşıyor. Mernecekti ama Pınar şokunonabunları söylctkezi ve yerel yönetimlerin her katında yer tirdiğineinanacaktı: alan kadınerkck eşitliği komisyonları, ku"Birilerini vurdular ama babamıdcğil..." rallar dü/eyinde bir eşitliğin ya^andığını Annesi ncler olduğunu anlamaya çalışag(>stcriyor. Gerçek hayattaki eşitlikse, geneldursun, neredeyse kırkbeş dakika bekledi likle özel yaşantılarda, kişisel çabalarla eldc Ümit Kaftancıoğlu'nun on altı kurşun yemış edilmeküzere"kadına"bırakılmış.Bugözbedeni yerde. Başlar camdan sarkıyordu, lemi ya da izlenimi destekleyen görüsjcri, pencerc aralarından gözetliyordu, yanından politikacı kadınlar, sivil toplum örgütleri kugcçipgidiliyordu ama kimse ilgilenmiyordu. ruluşlannıntemsilcileri ve kadın hareketine Ambulans geldiğinde yaşadığı söylendi sonucundan bulaşmış sokaktaki kadınların heralan, yolda sürekli "Pınar nerede" diye sormen hepsi dile getiriyorlar. Sokaklar, kadınduğu. Amahastaneyegetirildiğindeherşey ları rahatlatan bu eşitlik sahnesini doğrulubitmiş, Kaftancıoğlu ölmüştü... üazeteciler, yor. üecenin geç saatlerinde şehrin merkecenazetörcni,yüzleştirme... Pınar ve arkadaşı,kcndilerinegösterilenfaşistlerarasında y üziinde derin yara izi olan katili teşhis et Devlet kurumlanna kadınti ler. Sonrası, mahkemcdc ncler oldu, kimler tutuklandı, neyc göre cczalandırıldı, ne kaerkek eşitliğini denetleyecek dar hapisyattı,öğrenemediler. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. O birimleri sokmayı başaran yıl sekizzayıf getirdi Pınar, Ali Naki daha bir içinc kapandı. Nurcan Kaftancıoğlu isc bir Alman kadınlan, sokaktan daha ne saçını boyattı, nc makyaj yaptı. On yedi y ıl sonra, üçü de kendi yollarında y ürü vazgeçtiler. Çünkü, düler, Ali Naki doktoroldu, Pınarturizmci, Nurcan Kaftancıoğlu iseemekli. Amaher^caynmcıhk artık yin üstündebiri vardı onlan birlcijtiren Ümit Kaftancıoğlu. Pınar, herşeyin konuşulduğıı, "aynntılarda" çarpıyor hatta rneı ak etmediklerinin bileanlatıldığı o evin"tann"sını şöyle anlatacaktı: kadına. Almanya'da kadın "BabamlaortakyanımızYunanmitolojisineolanhayranlığımızdı. Herodottarihini "eşit" olduğunu okurduk kar^ılıklı.Truvahikâyelerini... Babamıncnbüyükkahramanı Aşil'di. tnsan gidüşünüyor, bu yüzden bi ya^ayantanrıları severdi. Kvet, babam da benimtannmdı...(iörünmczı^ıklarsaçıyordu, konuşamayacağı, yaklaşaınayacağı, gül bağınp çağırmanın düremeyeceği,ctkileyemeyeceği hiç kimse yoktuherhaldc..."^ artık bir nedeni yok. CUMHURİYhl ÜERGt Heyecansız ama "eşit" zinde,kaldınmlardaiçkiiçenkızlangcrçekten hıçkimsc rahatsız etmiyor. Sexshop'lara giren kadınları, kimse tacizctmiyor. Bütün bu geniş, serbestlik ve rahatlık sahnesi, kadınlarabir "eşitlik yanılsaması" yaşatıyor. Eşitliğin gerçek değil, bir yanılsama olduğunu söyleyenlerdenbiri Barbara. 30 yaşında bir sokak tiyatrosu aktristi Barbara. 24 yaşında, emniyet kemerleriyle gerçektcn tehlikesizamahiçbiryerekıpırdayamadığı bir hayat yaşadığını farkedip, tiyatro oy uncusu olmaya karar vermiş. Şimdi politik tiyatro yaparak Almanya'yı dolaşıyor. Küçük bir madenci şehri olan Dortmund'da, Türkiyeli birerkeklebirlikte yaşıyor. Kadınharcketine gırişini ve sonra bu hareketin ve hcyccanın nasıl ortadan yok olduğunu anlatıyor: " Bundan 8 yıl önce üç arkadaş bir kadın cafc'sikunnuştuk.Cafc'ninözelliği bir kadın kütüphanesine sahip olması ve içeri sadece kadınların girebilmesiydi. Küçük söyleşilerdedüzenliyorduk. Sonra yavaşyavaş gelen gidenlerin sayısı azaldı. Biz gençken mücadclcnin heyecanı yaşanıyordu. Ama şimdi yeni bir dalga var. Bütün genç kadınlar, cvlcnmekten ve çocuk doğurmaktan söz cdiyorlar. Kadınlığın doğasına dönmek gibi bir savla postfeminizme yönelme başladı. Nesokaklaraçıkmak.nedeeylemartıkkimsenin umrunda değil. Kadınları, sistemin içindebiryerlerdekendilerinikoruyankomisyonlarolduğunubilmekyeterincerahat; latıyor." Almunya 'da sokağa çıkan kudınlar onlar. Kadından önce Kürt olsalar da, Sokakta değil, bürolarda Sokağa çıkmıyorlardemek, Alman kadınlan eşit olmaktan vazgeçti dcmek değil. Bonn'da, parlamento binasında Yeşillcr'in Kadın Politikası Danışmanı Margot Poppenhausen, '68'leri ve kadın harcketinin en heyecanlı günleri 80'leri gülümseyerek hatırhyor. Poppenhausen, "8 Mart'taniye sokakta Alman kadınları yoktu" sorusunusöyleyanıtlıyor: "Almanya'dakadın hareketi artık sokakta değil. Eşitsizlik artık insanları sokaklara taşıyacak kadar keskin değil. Artık bürolarda çalışıyoruz." Alman Ticaret Birliği Kadın Sorunları Bölümü Başkanı Ellen Bughardt, eşitsizliğin o kadar daayrıntıdaolmadığını söylüyor oysa. Kadınların maaş ortalamalan erkeklcre oranla yüzde 30 daha az. (,'alışan anncler için yeterli güvenceler olmadığı için kadınlar iirasındaişyerine,evlcrinitercihedenler çoğalıyor. Iş yerindeki cinsel laciz olayları kadınlar tarafından hâlâ güçlükle dile getiriliyor. Bughardt, bütün karmaşık reform planlarını vc hükümct programlarını şöyle özetliyor: Alman kadınları, heyecanı artıkyabancı kudınlarda arıyorlar. Btıluyorlar da.