Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Hepimiz artık biliyoruz ki, ne söylediğimiz değil, neyi nasıl söylediğimiz önemli. Bedenimizin hareketleri, çoğu zaman bizim çok dışımızda bir dil konuşmakta. Ancak biz beden dili hakkındaki bilgilerimizi biraz abartıyoruz, çünkü beden dili analizi hiç de bazı uzmanların iddia ettiğince kolay değil. CIIMIIURIYF:TDER(;I santrasyonun ifadesi değil. Tam aksine, konuş.mak istememenin, karsjisındakine kariji içe kapanmanın da belirtisi olabiliyor. Yıllarca içgüdüleriyle kendi beden dilini olııs.turmıi!j bir insanı, öğretilmiîj kliîjelerle bu davranı.'jları değiştirmeye zorlamak sadece o insanı değil, çevresini de sıkıntıya sokar. Tanımadığımız bir insanla karşı karşıyaymışız duygusuna kapılırız. Bu nedenle insanları, kendi özgün davranışları içerisinde analiz etmek daha gerçekçi sonuçlara götürüyor. Ayrıca ortamdan ortama da farklılıklar gösteren beden dilini, eğer işin uzmanı değilsek uzun süredir tanıdığımız insanlar üzerinde denemek bizim açımızdan daha anlamlı olabilir. Kişileri konuşma sürecinin tamamında gözlemlemek, sadece tek bir hareket ile değerlendirmemek ve konu.şurken söyleneni ve ses tonunu tamamen analiz dışında bırakmamak işimizi kolaylaştıracaktır. Beden dilinde karşımızdakine, ön yargılarla yaklaşmak yerine öncelikle, o andaki duygularında ve düs.üneelerinde konuşma sırasında meydana gelebilecek dcğişiklikleri düşünerek yaklaijabiliriz. Ve eğer beden dilinin üç temel prensibini tanırsak bu davranışları çok geniş ve genel çerçevelere oturtmaksızın dar bir alanda tanımlayabiliriz. Bunun için öncelikle karşımızdaki kişinin benzer durumlarda gösterdiği davranışları (yorumlamadan önce) sabit ve anlattıklarıyla ya da ses tonuyla örtüşüp örtüijmcdiğini tespit etmemiz gerekir. Ardından bu davranışlar arasında bir simetri olup olmadığına bakmak Neyi, nasıl söylüyonız? B cdcn dili ilc ilgilenen ve bu konuda makale, kitap karıs,tiran çoğu insamn önüne bir takım tablolar, klişe kurallar vc çerçeveler çıkar. Beden dili üzcrinc bir kitap ya/an David C'ohen'e göre, iliş,kilerde beden dili kuralları bağlaınında karşımızdakinin duygulaımı olduğıı kadar, düs,üncelcrini de okuyahiliriz. Bıınun için yapacağınıız tek ;,ey ise kuralları sıki sikıya ezberleyip, karş.ımızdaki kisjyi ciddi anlamda gözlenılemek. C'ohen kitabında, 'bir kaclın ba^ını ellerine dayadığında, probleıııi olduğunu bilmek için psikoloji eğitimi görmek gerekmez' diyor. Oysa bu 'dil' böyle kalıp ve kurallar içinde herkesc cs.it uygulanabilir bir küçük simgelcr dizini degil. Beden dili insanlar arası iletişimin en eski biçimi. (ielis,im süreei içinde bu formun kullanıma girişindcn çok sonra sesler ve seslere nüanslar katarak sözcüklerc, sözeüklerden de dillere ulaşıldı. Ancak bu arada beden dili de gelişimine devam etti ve sevinç, mutluluk, üzüntü, korku, tiksinti gibi duyguların aktanmında çok önemli bir rolü üstlendi. Insanoğlu beden dilinin tetnel unsurlarını doğumundan itibaren içinde tasjyordu, devamı ise sosyal ilişkiler içinde öğrenildi. Beden dili sinyalleri, bilinçsizce iletiliyor ve işleniliyor. Aynı sorulara aynı yanıtları veren insanlar içinden bilc kendimize göre tercihler belirleyebilmemiz bundan kaynaklanıyor. Sempati, güvcnirlik ve karar vermemizi sağlayan diğer duygusal ctkenlcr karsjmızdaki insanın beden dilini kullanına yetisiyle ortaya çıkıyor. Ve aradaki özel iletisjtni bu soyut olgular sağlıyor. Biz bilinçsizce aldığımız bu tür sinyalleri ilis,kilerimi/.dc vereeeğimiz kararlar aclına dikkate alıyoruz. Davranı^ bilimci ldward Sapir, 1949 yüzümüz oynuyor. Tam 23 adet kas dcsteği bütün duygularımızı karşımızdakine iletiyor. Öte yanda yüzünıüzdeki ifadenin çok farkmda olmayışımızın nedeni de bu 23 kas destesi. llepsini bir anda denetleyebilecek durumda değiliz. Cohcn'in bir tespitine göre, karşımızdaki insan ile ilk iletişinı, gözlerimiz ve ağzımızın ortak ifadesi ile sağlanıyor. Diğer kasları henüz çalış.mayan yeni doğmıış. bebeklerde bile huzurlu ya da huzursuz ifadelerin gözlemlennıesi bu yolla oluyor. Ayrıca 45 metreye kadar mesafeden algılanan ve tanımlanan tek ifade de insanın yüz ifadesi. Tabii bcdcnimiz de bir takım sinyaller iletiyor. Bir konus,ma sırasında beden sürekli harcket halinde. İnsan kollarını sarkıtır sonra kavus.turur, bacak bacak üzerine atar, saçlarını savurur, başını kaşır, bedenini öne ya da arkaya yaslar. Her insanda yüzde yüz aynı anlamı taşımasalar ve biz her harekete belirli bir anlam yükleyemesek de bilinçsizce yapılan bu hareketler kesin birer anlam taşıyor. Beden dili genellikle belirli bir durum ve süreç içerisinde değerlendirilmeli. Örneğin kavuijturulmu^ kollar ve birbiri iizerine atılmı^ bacaklar her zaman bir konvc son olarak da hareketlerin özgünlüğüne vc güven asjilayıp aşjlamadığına dikkat etmek gerekir. Özgünlük kar^ılıklı davra' nışlarda bir yansıma olup olmadığı ile ölçülür. (,'ünkü bazı insanlar davranış kalıplarını taklit ederler. Birinci prensipte, insanın iç diinyası ile dış dünyasının örtüsjmesi durumunda, hüzünlü bir insanın sesinin kısılması vc mimikleriyle bu hüznü desteklcmesi ya da ne^cliyse, heyecanını sesine yansıtarak gülümsemesi önemlidir. Eğer anlatılanla ses ve rnimik bağlantısı kurulamıyorsa bunun birkaç anlama geldiğini söyleyebiliriz. Anlatanın kendi anlattıklarına inanmıyor oluşu bu durumda birinci etkendir. Inanmamanın ötesindc sadece söylemck zorunda hisscttiği birtakım şeyleri de söylüyor olabilir. Ayrıca hiçbir zorunluluk koşulu olmadan yalan da söyleyebilir. Örneklcmek gerekirse, 'bir işc hemen ba.'jlamak gereğini' vurgulayan biri eğer oturuyorsa ve geri yaslanırsa ya da ayaktaysa ve bir adım geri giderse, bu gereğc ycterince inanıyor olması neredeyse mümkün değildir. Arasjtırmalarda kadınların çok sık anlattıkları örneklerden biri de, erkeğin, "scni seviyorum", "seni özledim" gibi if'adeler sırasında kadının gözlerinin içine bakmaması ya da bu sözcüklerin sadece çok gerektiği anlarda dile gclebilmesidir. Bu durum da erkeğin bunları hissettiği için değil zorunluluktan Bedenin hareketi yıhnda beden dilinin hiçbir yerde tanımı bulunmayan, hatta henüz tanımlanamamış., bilinç dış.ı, aneak herkesin yorumlayabildiği karmas.ık bir bütün olduğunu yazmış.tı. FJbette o yıldan bu yana yapilan sayısiz aras,tırma sonrasında beden dili denen f'enomeni oluşturan neredeyse tüm faktörler ortaya konmus. durumda. Bu soyut iletişjm içinde nıerkezi rolü