26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 apartmanın karşısındaki arsanın bakımsız anıa emniyetli yeşilliğine kaçtılar. Bakkal Rıza ile Hamit Bey anlamadıkları bir dilde, durumla ilgisi olmayan bir duanın ilk satırlarını mırıldandılar. Dört itfaiye mensubu ellerinde baltalarıyla, oksijen maskclerini takıp apartmanın giriş kapısına saldırdılar. (,'ocuklar alkışlıyordu. Kapı açılmadı. Yüklendiler. I ılı. Aeılmıyordu. üst katta alevler büyüyordu. Bir çocuk kırmı7\ arabaların arasından koptu, koşarak dört iftaiyecinin arasına girdi. Ayak parmaklarmı üstünde yükseldi ve kapının yanındaki kapıeı ziline bastı. Zııırt! Kapı açıldı. Alkışlar. Adamlardan biri çocuğun kafasını okşadı, geriye gitmcsini söyledi ve dört adanı eocuğun actığı kapıdan apartmana girdiler. CUMHURİYETDERGİ Memet Baydur'dan biröykü... A nlatayım efcndim. Bir kerc itl'aiye yangın çıkmadan öncc geldi. Öncc itfaiye geldi. Yangın onların gclişinden sonra, aşağı yukarı dört ya da beş dakika sonra başladı. Öncc telefon edip itfaiycyi çağırmışjar, sonra kibril çakıp yangını başlatmişlar mı demek istiyorum. Bilcmcm. Ben bakkalm önündc oturmus. sigara içiyordum. Tüpgaz almıştım. Hamit Bcy, çakmağına benzin koyduruyordu. Kuru temizlemenin oracla. Bir gürültü kıyaınct, çanlar, /illcr, sircnler. Uç itfaiye arabası son derccc yük.sck bir hızla gclip önümüzdcn geçtiler, gidip üç apartman ötede Çemişoğlu Apt'nin önündc durdular. Sessizlik. Mahallenin kcdisi, köpeği, çoluğu, çocuğu loplandı itfaiye araçlarının ctrafına. Ünilbrmalı adanılar apartmanı inceliyorlar kaldırımdan. Üst katlara bakıyorlar. Çoluk çocuk, hepimiz de onlarla birlikte gökyüzünc bakıyoruz. Akşamüstü saatleri. Yarısı uçuk mavi, yarısi koyu mavi, öbiir yarısı pcınbc, bir yarısı da erguvandı gökyüzünün. Tabii, bir şeyin, gökyü/ü bile olsa bu şey, dört yarısı olmaz anıa gökyüzü cvrenin bir parçasıdır değil mi efcndim, öyleyse onıın sunsuz yarısı olduğunu söyleycbiliriz ayrıca bu gcrçck kırıntısı mı daha öncnılidir, yoksa dün akşamüstü saatlcrinde büyük bir gürültüylc sokağımı/a girip ortalığı aniden scssizliğe boğan üç itfaiye aracının etrafında toplanmış, gökyüzünün oralarda bir yerine bakan küçük kalabalık mı önemlidir sorusuna da yanıt vercmeyeccğim şiındi. Güzel şapkalı adamların lıortumları ellcrindc kalmı.ştı. Binada bir harekct, nasıl diyorlar bir devinim yoklu. Scssizlik ııcundan kıyısından bozulmaya başlamıştı. (,'ocuklar oyııamaya ba.şlıyordu ki sokağın öbür ucundan itfaiye kadar olmasa da hatırı sayılır bir cayırtıyla bir ambulans vc iki polis arabası geldi. Onlar da gelip yangın söndürme arabalarınm arasında durdular. Bir sessizlik daha. İtfaiye üniformalarının arasına beya/ önlüklü hastane pcrsoncli vc çelik miğfcrli, saydam kalkanlı, ağır silahlı, çatık katj.li polisler eklendi. Yinc gökyüzüne bakmaya başladık hep beraber. tnsan bu.merak ediyor. Neden apartmana girmiyorlar diye düşünüyordum. Bu kadar insan. Görevliler vc mahalle sakinleri öylecc toplanmış üst katlar civarmdaki gökyüzünü seyrediyorduk. Bu işlerin değişme/ bir kalıbı mı vardı? Öncc sircnler, düdükler. Sonra sessizlik. Sonra hep beraber gökyü/ü. Ben bunları düs,ünürken yedinci katın pcneereleri bir gümbürtüylc patladı, bir alev ormanı ilk yapraklarını gösterdi sokaktakilere. Çoeuklar alkı^lanıaya başladılar. Kediler ve köpckler Oncc gölgc sandım. Neyin gölgesi diyeceksiniz, bilmiyorum. Saçma. Biliyorum. en üst katın dört penceresi de alev içindeydi. Dört itfaiyeci alt kapıdan girdiler, asansöre binecek halleri yok ya, o seksen küsur basamağı çıkacaklar. Ötc yandan sokakta bir itfaiye aracından merdiven çıkarılacak gökyü/üne doğrıı. Yedinei katın pencerelerine. Onıın lıa/ırlığı yapılıyor. Hastane aracının görcvlilcri sedyclcri hazırlıyorlar. Polisler sokaktaki disiplini sağlıyorlar. (,'ocukları kovalıyorlar. Üst ve yan sokaktan gclenterin katılımıyla kalabalık arttı. Hepinıi? oraya, o dört pencereye bakıyoruz. Once gölgc sandım. alevlerin arasında bir insan. Pcncereden cl salladı bize. Sonra gcri çekildi sanki. Odanın içinc. Kiiçük patlamalar olııyordıı. altıncı, beşin Kadınlar ağlamaya başladılar. Su dolu hortumun yedinei kata girmesiyle, sanki benzin sıkıyormuş gibi içerideki ateş harladı, büyüdü, canlandı. Alevlerin içinden sokağa bırakılan eşya yağmuru da hızlandı. Önce bir balıkçı aynası attılar aşağı. ci, dördüncü katları boşalttılar. Sonra biitiin Çemişoğlu Apt'yi boşalttılar. Yedinei kat lıariç. Orada da bir gölge oturuyordu. Olay bitmedcn dört bcij gölgc daha gördük anıa bunun önemi nedir bilmiyorum. Ikinci aracın merdivcnini de çalı^tırdılar. Altı ilfaiyeci daha girdi giris kapısından içeri. İlk dörtlüden ses yoktu. Koyu mavi, koyu ınor gökyüzünün içinde turuneıı, kırmızı bir yırtık gibiydi yedinei katın penccıeleri. Ayıp bir şcy bilmiyorum anıa siz okunıus, etmiş bir insana bcıi7İyorsunuz, anlarsını/, çok güzeldi görüntü. Rcnkler çok gÜ7cldi. Kokıı çok güzeldi. Kos hclvacı oradaydı. Dıınıan gökyü/üne yükscliyordu. Mcrdivenlere uçsuz bucaksı/ boğa yılanlan gibi hortumlarıyla itfaiycciler. Polisler dc ellerinde otomatik silalılarıyla tırmanıyordu. Gölgeler, alevlerin arasında bir belirip yitiyorlardı. Bcş ya da on gölge saydık. Otuz kırk kadar vardılar. El sallayıp yitiyorlardı. Ağlıyorlardı ya da gülüyorlardı. Orası pek anhi!>ılmıyordu. Sonra hcrkesi sa^ırtan bir ^ey oldıı. * Soldaki pencercden sokağa bir şey atıldı. Kırnuzı rugan bir çocuk ayakkabısı. Uzun, çelik mcrdivcnin ucundaki itfaiyeci odanın içine tazyikli su sıkmaya hazırlanıyordu. Suların kesik olduğunu bilmiyordu. Hiçbirimı/ bilmiyorduk. Küçük patlamalar oluyordu. Suyu, deniz kabukları, çakıl taslarıyla vc dört kırnuzı iki sıyah Japon balığıyla bir bütün akvaryumu da altılar pcncereden aşağı. Sonra gcrisi geldi. (,'ocuklar alkış tutuyordu sonra vazgeçtiler. Yangın katından cşya, yağmur gibi yağıyordu sokağa. Dubrovnik yapımı portatif bir daktilo düştü sonra. Hortumlara su yürümüyordu. Polisler ncrcyc ncden ötürü atcş açacağını anlamayan insanların şaşkınlığı içinde kcndilerini yedinei katın hizasına çıkaran merdivene tutunmaya çalışıyorlardı. Birbirine bcnzemcycn anlamsız eşya, birtakım gölgeler tarafından, aşağıdaki yangın scyreden kalabalığın önünc hababam atılıyordu yedinei kattan. İçinde karanfillcriyle bir vazo düştü. Sonra arkası gcldi. Bir aba. Bir pakct garipöldüren. İki kıtap. C'eviz ağacından yontulmuş bir diidük. Bir gofa..sepet. Bir aynabıçağı. Üç kitap. Bir çaydanlık. Bir şemsiye. Bir hamur tahtası. Alev içinde bir yastık. Küçük gümüş bir kutu. Bir mctroluk bir yorgan. Bir pirinç havan. Bir domatcs. Bir ilik. Bir düğme. Yedinei katın penceresindeki alev büyüdükçe a.şağıya atılan eşya artıyordu. Polislerden biri nıeıdivenden düştü. Ayağı kırıldı. Ambulansçılar scdyeyc yüklcyip götürdüler adamı. lyi bir insana benziyordıı. Otomatik silahını bir çocuk kaptı. Sonra bir tokat yedi, silahı teslim etti. Elinin tersiyle burnunu sildi, ağlamadan gözünü yukarıya çevirdi. Bir şapka, bir şapka daha. Bir külah. Bir kasket. Bir kaptan kasketi. Kenarı tüylü bir tirol şapka. Bir bere. Dört kitap. Bir tava. Bir marangoz rendesi. Doldurulmuş bir tavşan. Bir balta. Bir av tüfeği. Bu, aşağıda büyük heyecan yarattı. Bir ara, olacak şey değil, bir an, soldaki penceredc bir at görürür gibi olduk. Beygir mi kısrak mı bilemem, bir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear