Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MEKTUPLARDAIM O S M A N S E N E M O Ğ L U FETHİ NACİ'DEN ARİF DAMAR'A Fathi Nacl, 1883 yılında Owç*k Yayınları'nda. ' nsan Tukenmez, Gerçek Saygısı, On Turk Romanı, Edebıyat Yazıları, I Eleştırı Gunluğu, vb Işte Fethı Nacı (1925) denınce hemen çağrışım I yapan kıtaplarından bırkaçı Yuksek oğrenımını ıktısat dalında yapI masına karşın, başlangıçta şıır ve oyku denemelerıyle dıle getırdığı I edebıyat tutkusunu daha sonralan eleştırı dalında surduren Fethı Nacı, Ceza Yasası nın 141 ve 142 maddelerınden payına duşenı almış, kıtaplarında savunduğu duşunceler nedenıyle ağır ceza rnahkemelerınde yargılanmış bır ınsanımız Çeşıtlı gazete ve dergılerde yayımladığı sıyasal nıtelıklı yazılarının yanı sıra yazınsal ıncelemelen. ozellıkle de roman turu ve romancılar ustune yaptığı araştırmalarıyla bu alanda onemlı bır boşluğu doldurmuştur Orneğın, Turkıyede Roman ve Toplumsal Değışme (1981) adlı kıtabı yazın turlerı ve toplumsal koşullar arasındakı bağıntıyı ırdeleyen ılgınç çalışmalarından bırıdır Toplumcu gerçekçı bır eleştırı yontemını benımseyen Fethı Nacı'nın yayıncılık etkınlıklerı de (kurduğu Gerçek Yayınevı'yle, bılım, sanat, edebıyat ve kultur alanlarında temel kavramları açıklayan «100 Soruda» dızılerıyle) toplumdakı bellı bır gereksınımı karşılamayı amaçlamıştır «Bana bır turku oğretsen/ Ayın aydınlığında söylesem/ Gecenın karanlığında söylesem/ Yağmur yağınca söylesem/ Toprak uyanınca soylesem/ Bana bır turku oğretsen/ " ' /Bana bır turku oğretsen/ Beraber olunca söylesem/ Ayrı kalınca söylesem/ Senı unutunca söylesem • Arıl > Damar (1925) ya da mektupta sozu edılen «Eceovalı» da, Fethı Nacı ve daha bırçokları gıbı, 141 ve 142nın çemberınden geçmış bır şaır Kıtapları toplatılmış, ağır ceza mahkemesınde yargılanmış bır sanatçı Duşuncelerınden oturu suçlanma, yargılanıp çoğu kez de mahkum edılme sanatçılar. yazarlar arasında o denlı yaygın kı ayırıcı ozellığını yıtırmış bır uygulama gıbı gorunuyor Ama Devlet ın sanatçılarına, duşunurlerıne karşı tutumunu gosteren utanç verıcı bırer ornek oldukları # ıçın, bu çağdışı uygulamanın acısını çekmış ınsanların adları her olanakta anılmaya değer Yapıtlarında dılın anlatım ve deyış olanaklarını genışletmeyı de amaçlayan Arıf Damar, ele aldığı konulara barışcıl ve ınsancıl yaklaşımıyla toplumcu gerçekçı akımın temsılcılerı arasında yer almasına karşın, kendıne ozgu. guçlu ımgelerle donanmış bır şıır yaratmıştır Bugun bu sayfada yayımladığımız mektup, Arıf Damar'ın, kısa bır sure sonra Telos Yayırv tarı arasında çıkacak "DOST MEKTUPLARI' adlı kılabında yer alıyor Soz konusu yapıtta, Reşat Fuad'dan Ahmet Erhan'a kadar, bırçok Ilgınç ımzanın mektupları bulunuyor Ankara, 2 Mart 59 Arifcan, Mektubunun cevabı biriki gün gecikti. Demirtaş (1)gelmişti İstanburdan. Onunla üç İstanbul'lu gcce yaşadık. Gitti sonra. Üç gece içtik, Istanbul'dan, dostlardan, edebıyattan konuştuk. O çok özlediğim Fstanbul havasını duyar gibı oldum biraz. Sonra gene Ankara, Ankaralılar... Soğuk. Devamlı, bcrbat bir soğuk var. Senin sözünü ettığin romantik kar, yirmi yaşların karı. Şimdi orta boy Hot gaz sobası ile şu korkunç Ankara kışını, çolukçocuk hastalanmadan, nasıl çıkaracağız kaygısı içindcyim. Geceleri hep sıfırın altında 1213 derece. Mart ayında da 7 gecc nöbctim var. Mart ayında üç aylık kıta hizmeti bittiği için, mütercimliğe başlamam gerckıyordu. Ne var ki daha önce yazmamıştımbirtakım adamların dedikodusunu etmekten hoşlandıkları mütercimliğe tayin kararı, kıtaya geldıkten bir ay sonra, Kara Kuvvetleri Kumandanlığının emrı ile ıptal edildi! Arkadan şahsi dosya, v.s. Bereket burada çok ışe yarayan bir adam durumundayım. Eski bir tabelâcı çırağı olmam, fakülte bitirmemden daha faydalı oldu. Şemalar yapıyorum, tabelâlar yazıyorum, top tüfek resimlcri yapıyorum. Albay, adli subay olan arkadaşa, «Naci asteğmen çok çalışkan, çok mükemmel çocuk, neçare...» Son günlerde dikkati çeken bir ad var: Eceovalı. Ben hiç bir yazısını görmedim. Kenan (2> «Eceovalı sen misin?» dıye bana sordu. Mustafa Şerif, Bilge Karasu'ya sormuş, Bilge «Ben ne emekler pahasına öğrendim, öyle kolay söyle miyim?» demiş. Dün akşam Salimler'de de (3) sözü edildi. Fikret Otyam, Eceovalı Arif Damar'dır dedi. Öyle mi? Okusam belki üslubundan anlardım. Sensen çok ıyi. Çünkü o yazılar burada çok ilgi topladı. Salimlerde otururken, bir telefon. Beni arıyorlar.Gittim: Ahmed Arif. Diyarbakır'da demişlerdi oysa, nereden öğrenmişse öğrenmiş orada olduğumu, «Ulan diyor, itin kurdun evine gidersin de Ahmed'i aramazsın ha!» Sevindim sesini duyunca. Biliyorum, geçinemeyiz. Gene de sevindim sesini duyunca. x Arifcan, buraya kadar bir çırpıda yazdım. Şimdi mdktubunu bir okuyayım, belki yanıtlamam gereken şeyler vardır. Önce yazım meselesi. Yahu, Göz dergisi çıkmış. Demirtaş söyledi. Inşallah sen veya Melih (4) farkına vararak yazıyı ikinci defa yayınlamazsınız. Yoksa Melih'e karşı ayıp olur. Sırf bunun için birkaç satır yazmam gerekirdi, fakat ihmal ettim. «Yitik kuşak bizim kuşak» sözüm üzerine söylediklerin hakkında uzun boylu tartışılabilir, fakat yer kalmadı. Bugünlerde «Bunalan fena adamlar» diye bır yazı yazacağım; o yazıda, düşündüklerimi daha iyi anlatacağımı sanıyorum. Ege, benim «Contribution â l'esthetique» adlı kitabımı aldı, götürdü. Oysa, gitmeden verecekti. Bir hatırlatıver, görürsen. Köprü'nün o anketli sayısını gönderebilir misin? Ankara'da bulamadım. Umutsuzlar Parkı beni de sarmadı. Şiir yok o kitapta. Edip (5) düşünürlük hevesinde, ama pek bir şey de düşünememiş. «lnsan sana güveniyorum, Saygılarımla» deyince bazıları önemli bir şey sanıyor. Nahit hanımı da, seni de adam akıllı özledik. İstanbul dendi mi akhmıza siz geliyorsunuz. Bu böyle. Hilafsız böyle. A Arlf Damar. (Fotoftrafı TUIIn ) (1) Demirtaş Ceyhun (2) Kenan Somer (3) Salım Şengıl (4) Melıh Cevdet Anday (5)EdıpCansever CUMHURİYET 0 E RQ I 1 E Y L U L 1991 SAYI 286 16