Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Her yeni açılan bara bir ziyaret yapılıyor. Sonunda, belli gruplar beklentilerine göre, belli yerleri kendilerine "mekân" ediniyorlar. Ankara barları Başkentin değişen iklimi Feryal Çınariı Gürpınar aşları kırk dolayındaki kuşak, sık sık eski, güzel Ankara'yı anar: Iş ve okul çıkışında Kızılay'da her üç beş adımda bir verilen selamlarla sıcaklaşan akşam gezintileri, Yaprak, Milka, Sergen, Angora gibi kafelerde sıcak bir şeyler ıçılerek gıderilen günluk yorgunluklar. Bir iki kadeh atma alışkanlığından olan, çoğu memur Piknik müdavimleri ile votka biralı söyleşiler... Bu görunüm, kırsal göçle Ankara'nın giderck kalabalıklaşması, pastane ve kafelerin tek tek kapanması iledeğiştt. Iş çıkışlarında düzenli olarak gidilen uğrak yerleri, yokuşu tırmanarak Çankaya'ya doğru yol alırken mali durumları bozulan memurlardan da uzaklaşmaya başladılar. Toplumsal yaşamda yeni yeni "yükselen" bir kesim söz konusuyduartık: Gençlik. 1970 yılıydı. Turkiye'de coşkusal düzeyde bir heyecan yaratan, yoğun bir biçimde tartışılan " 6 8 " geride kalmıştı. Ama 1969'da 450 bin gencin katıldığı New York eyaletindeki "Woodstock Müzik Festivali", 109 sivilin öldürüldüğü " M y Lai katliamı", lstanbul'daki "Kanlı Pazar" da unutulmamıştı. Tıpkı 68'in ünlü şarkısı "All You Need ls Love" gibi... Doors, yürekte duyulanı dile getirmişti "Hello 1 Love You" şarkısı ile. Dunyada da, Ankara'da da gençler "Let The Sun Shine I n " diyorlardı. Her evde muzik seti yoktu o zamanlar. FM'li radyolar bile yaygın değildi. As, Gazanfer, 66, Modern Klüp... Y lere karar kılıyorlar beklentilerine uygun. Siyah Beyaz, Nev, Kylül, Bar A, ODTU'lü mimar ve şehircilerin. Tiırkuvaz, Siyah Beyaz ve Nev'in ortak ozellikleri resim galerisi içinde yer almaları. Sera daha çok kolejlilerin uğrak yeri. Artı, son dönemin gençlerince yeğleniyor belki. Barı saran muzik, sözleriyle. ritmiyle biz eskileri "sarmıyor" barı sardığı kadar. Inceden ince ye duyumsanan bıı tarihsizlik kokusubelkide.Yudunılananiçkı ye katacak bir şeyler bulmal gııç. Karpiç, Ankara iv'in tarihscl anlaını olan bir isim. Ovsa kuram lar da mekânlar da ınsanlar gibi dlumludur. ölmüş olaııı canlandır ma çabası ya da anılaı ından yarar ummak boş. Karpiç'ı ısimlendiren koşullar da kişiler de yokartık. En önemlisi aşılmış olmaları kuşkusuz Ankara gecelerinde müzik Sıyah Beyaz, ısmı gibi siyah ve beyaz renklerle var edilmiş. Duvarları siyah beyaz fotoğraflarla bezenmiş.Disko muziği duyamazsınız burada. Caz çalar; bazen yumuşak bazen yırtıcı. Gecenin bir saatinde Faruk kendi içıne döner; Sting'in şarkısı yükselir teypten: Moon Over Bourbon Street. An arda uçkez, beş kez çalınabilir şarkı. Paylaşılır acılar ve duygulardır söylenen. Cohen'in sesi dipsiz bir kuyuya çeker, kalabalıkta bir başına kalıverir insan. Yanı başındaki kahkahaya katılıncaya dek... Müzik Ankaralıların, aydınların ve özelIi4cle 68 kuşağının yaşamında her zaman sessizliği örtmenin ötesinde bir önem taşıdı. Bu nedenle Ankara barları tstanbul'dakilerden farklı duyarlıklar taşıyor. Müzik, salt mekânın içini değil, insanların da içini doldurup butunleştiriyor. İki yıldan fazla bir sureden beri cuma akşamları Siyah Beyaz'da, son birkaç aydır da kendi barında, 34A'da Cemal'in yaptığı müzik gibi. Cemal Alahan, ODTt) Şehircilik Bölümü'nden mezun. öğrenciliği sırasında da, uzun yıllar süren memurluk döneminde de müzikle ilişkisini kesmedi. Artık memur da değil. Başka bir ODTÜ'lü ile, Giirhan'la birlikte kendi yerini yönetiyor. Cuma akşamları bir gelenek olarak bar daha canlı, daha kalabalık. Küçük sohbetlerle başlayan gece, ilerleyen saatlerle birlikte kendini müziğe bırakışın rahatlığını duyuyor insan. Giderek birlikte söylenmeye başlanıyor şarkılar. Her üç dakika ki bir şarkı süresidir söyleyeni de dinleyeni de alıp götürüyor bir yerlere... Geçmiş, gelecek ya da yaşanan an var oluyor üç dakika. Her şarkı bir anlayıştır aslında. "Yesterday"le aranan geçmiştir; aşkın kolay bir oyun gibi oynandığı.. Rock'ın vuruşları beyne, bedene ve yüreğe işler "Honky Tonky VVomen" söylenirken. "Let It Be" varılabilecek bir bilgeliktir bestelendiğinde de, seslendirildiği şımdiki zamanda da. Yiten bir günün yiten bir gecesini Stons'ın "Satisfaction"ı ile noktalarsınız bazen. Çığlıklarda bir hüzün titreşir, alır başını gider gecenin dibine, beyinlerimizdeki ve yüreklerimizdeki gibi. Bir uysallıktır barı terk ediş; ertesi günü karşılayış gibi...G Birahaneler dönemi 1971 her şeyi bir anda değiştirmedi; amagünümüze uzanan zincirin de başlangıcıydı. Inançlar korunsa da, dünyayı değiştirmek, umulandan zordu. Crosby, Stills, Nash and Young'ın bir şarkısında söylediği gibi artık geçmişe elveda deyip çocuklara , öğretnıek gerekti duşlerin geçip gittiğini. Ve babaların onlara artık yardımcı olamayacağını... Neşe yitmeye başlamıştı! Peşine meRanları da takarak... Kuşkusuz mekânlar boş kalmadı. tçleri de.dışları da değiştirildi. Kapılara görkemli "restaurant" tabelaları asıldı, yerlere vişnerengi halı kaplandı.Tornadan geçmiş cevizcilalı sandalye ve masalar salonlarda uygun yerlere sıralandılar. Artık bir org eşliğinde yitip giden sevgililerin ardından ağlayan, kendine çok acıyan.komplekslerini de, bastırdığı öfkeyi de gizleyemeyen şarkılar dönemiydi... Ayak ustu "takılınan" birahaneler, topladığı kalabalıklarla yalnız ve çaresiz erkeklerin acıklı bir tablosuydu sanki. O nedenledir ki, birahaneler, önünden geçilirken yureğe oturan bir taş oldular çoğu kez... Son birkaç yıldır Ankara'da eskilerin yanına yeni barlar da eklendi. Bunlardan biri de Cemal Atahan'ın 34A'sı. Ankara barlarında, küçük sohbetlerle başlayan gece, Herieyen saatlerle birlikte kendini müziöe bırakışın rahatiığı ile sürer gider. Barlar pıtrak gibi bitiverince Son bırkaç yıldır yine bir değişim yaşıyor Ankara, yeni mekânlar oluşuyor. Loş ışıklı, sigara dumanlı ve alkollu: Barlar. Kentin Kızılay Alanı'ndan yukarılara doğru, hemen her semtte neredeyse izlenemez bir hızla bitiveriyorlar. Her yeni açılan bara bir ziyaret yapılıyor. Sonunda da belli gruplar belli yer 21