26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Hazineyi Evrak açılırken Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Arap dünyasının geçmişine uzanan 100150 milyon Osmanlı belgesi, 24 ülkenin tarihini ilgilendiriyor. Osmanlı Arşivi'nin raf uzunluğu 100 kilometre tutan belgeleriyle C«m Hamuloğlu esmi makamlara dilekçeleriyle başvuranlar, bu kadar çok yazının daha sonra ne olduğunu, saklanıp saklanmadığını tnerak etmeyebilirler. Ama devlet düzeyindeki her yazışma, daha sonra aynı coğrafya üzerinde yaşayacak olanları, çok çeşıtli kaygılar nedeniyle ilgilendirecektir. Bu yüzden, Osmanlı lmparatorluğu dönemine ait devlet yazışmalarımn, ne durumda oldugu?..! sorusu, arşivciliğin önemini vurgulamaya yeterli. Cumhuriyet döneminin başlarında, dış ülkelerden uzmanlar getirtilerek üzerine eğilinen "Osmanlı Arşivi Sorunu", daha sonraki yıllarda "savsaklanmış" ve bugUne dek bir "Arşiv Yasası" bile çıkartılamamıştı. Uzmanlara göre, raf uzunluğu yaklaşık 100 kilometreyi bulan Osmanlı belgeleri, söz konusuydu ve bunların ancak yüzde on beşi araştırmacılara acık tutulabiliyordu. Geriye kalan büyük yüzde ise, tasnif edilemediği için, kapalıydı. Boğaziçi Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Tarih Bölumü öğretim üyelerinden Selim Deringil, "Osmanlı belgelerinin uzmanlar tarafından tek lek okunup klasifiye edilmesi gerekiyor. Sorun, belgelerin olaganüstii bir yıgın teskil etmesi" sözleriyle konuya dikkat çekerken, lstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Şiikrii Hanioğlu şunları söylüyor: "18. yüzyıl sonuna kadar olan arşivimiz, daba dıizenli. Daha sonraki donemleri kapsayan arşivimiz ise, çok karışık durıımda. Tasnifin sorun olması, yakın dönem arşivleri içindir. Bu biitun dunyada boyle. Yeni teknolojinin beraberinde getirdigi iletişim olanakları, telgraf gibi aygıtlar, arşivlerde niceliksel artışlara neden olmuş." Beş Balkan, on altı Arap Ulkesini ve Macaıistan, tsrail ve Kıbns'la birlikte toplam 24 Ulkeyi yakından ilgilendiren Osmanlı Arşivi'nin dünyadaki onemi hakkında Şttkru Hanloglu, "1700'lerin sonuna kadar biitün Doğu Avrupa, 70 sene öncesine kadar biitün Ortadogu vc Arap dünyası, bizim elimlzdeki belgelerde. Niifusundan, üretime kadar, buralardan alınan vergilere, siyasal olaylara kadar her şey birim arsivimizde. Söz konusu ülkelerin, bizim arşivunizi kullanmaksızın kendi tarihlerini yazmak gibi bir imkflnlan yok" seklinde konuşurken, dış ulkelerde Osmanlı Arşivi'ne olan ilgiyi de açıklamış oluyor. R Bugün, lstanbul Vilayet Binası bahçesi içinde kalan "Hazineyi Evrak"ın girîş bölumü. yetersizliği, gerekse "çöküş" döneminin getirdiği umursamazlık, bazı malzemelerin bozulmasına ve kaybolmasına neden olmuş. tstanbul'un alınmasına kadar, Bursa ve Edirne'de saklanan arşiv malzemeleri, Istanbul'un başkent olmasıyla birlikte Yedikule ve Al Meydant gibi yerlere ta$ınmış. Topkapı Sarayı yapıldıktan sonra da Divanı Hümayun'un yanında yer almış. tstanbul'un alınmasından önceki dönemlere ait malzeme çok az; ama Osmanlı toprakları genişledikçe, arşivler de önem kazanmış. 16. yüzyılda ise, arşivcilik yüksek bir düzeye ulaşmış. Osmanlılarda arşivcilik, 1846'da göreve başlayan Sadrazam Mustafa Reşit Paşa'nın "Hazineyi Evrak" adındaki modern Osmanlı Arşivi'ni kurmasıyla başlamış. Bugün lstanbul Valiliği'nin arka bahçesinde kalan "Hazineyi Evrak" binasını ltalyan mimar Fossatli, iki yılda tamamlamış. Arşiv kullanımına yönelik yapılan ilk bina olması nedeniyle, bu binanın çeşitli özellikleri var. örneğin, yangın tehlikesine karşı ahşap çok az kullanılmış. Bütün yapı malzemeleri özel olarak hazırlandığı için, binaya ulasan nem oranı en ait düzeyde tutulabilmiş. Merdivenleri özel olarak demirden dökülmüş ve demirin soğukluğunu gidermek için üzerine çiçek motifleri işlenmiş. Zamanında 750 bin akçeye mal olan "Hazineyi Evrak" binasının tüm dolaplarının üzerine zakkum suyu sürülmüş. Zehirli zakkum suyu, arşiv malzemelerini kurt ve böceklerden koruyarak, zaman içerisinde yok olmalannı önlemiş. Bugün "1 numaralı" arşiv binası olarak hizmet veren Mustafa Reşit Paşa'nın "Hazineyi Evrak" binası mühürlü: Kapısındaki mühür, en az üç kişinin bulunması ile açılabiliyor. Hariciye evrakı, lradeler grubu, Divanı Humayun ile Hattı Hümayun'un saklandığı yapının ileriki yıllarda, müze olarak kullanılması düşünülüyor. ler, bu kaygıyı doğrular nitelikte: "tstanbul Defterdarhgı'nca 1931 yılı mayıs ayında kunılan, deflerdar baskanlıguıdaki bir komisyon, degeri kalmamışbr, bozulmuştur gibi gerekçelerle, Osmanlı maliye evrak hazinesi belgelerini, kilosu 3 kuruş 10 paradan Bulgarlara satlı. tki yuz balya belge, dökiile saçıla Sirkeci Istasyonu'na laşınıp oradan trenle Bulgaristan'a yollandı. 1935'te olen muallim M.Cevdet, Basbakan lsmet tnönü'ye yazılar yazarak daha faria belgenin satılmasını önledi. Sonradan konunun önemi anlasılıp, Bulgaristan'a satılan iki yüz balya bdgenin geri geürilmesi için girişimler başladı ise de, Bulgarlar çürümiis ve ise yaramazlannı 11 çuvala koyup geri yolladılar, kalanını da Macaristan'dan Karaçon adındaki bilgini getirtip tasnif ettirdüer." Bugün artık konunun önemi her düzeyde yeterince anlaşıldığı için, böylesine büyük hatalar yapılmıyor; ama iyi niyetle de olsa, birtakım teknik konulardaki yetersizlik, belgelerin geleceği konusundaki kaygıları eksiltmiyor. Düt . ının en zengin arşivlerinden birisi Bulgarfstan'a satılan belgeler "Yüzyülann mirası Osmanlı Arşivi, iyi korunuyor mu?" sorusu, konunun önemini bilenlerce, belli bir kavgıyla izleniyor. 1985 yılında, "TUrkArap fiişkileri Vakfı tarafından düzenlenen sempozyuma bir bildiri sunan Prof. Neset ÇagaUy'dan aktaracağımız söz Osmanlılar 18. yüzyılın ortalarına dek, arşiv malzemelerini özenle koruyarak saklamışlar. Sonra, gerek bakımsızlık, yangın, depo
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear