23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ö Y K Ü Rıfat llgaz \ Cahit Bey'in Cipi lcemızden hafta başları Ankara'ya kalkan oıobüs, Martı Otelı'nın önünde durdu Oysa beledıye baş kanı Safı Bey, oıelın önünde durup yolcu almayı yasak etmışıı Haklıydı başkan, boşuna mı açmıştı bıı oıoparkı Resıorandakı akşamcılar oıelın önunc otobüs değıl de helıkopter konmuş gıbı şaşkın şaşkın bakıyorlardı camlardan Oysa bınecek tek yolcu yoktu lneceksc gölgesı ağır bır yokıı vardı önce şoförün kapısı ai.il dı Kısa kollıı gömleğının omuzlarına dıkılen sırmalı apoletlcrı göründü, kapıan Cemıl'ın Hızla geçtı yanan farların önılnden Cumhurıyet savcısı Dılaver Bey, kendısını ındırecek bırını beklıyordu Çocuklıığuııdan berı felçlıydı ayakları, yardımcısı/ ıncmezdı Alışkanlıkla uzatmıştı elını kaptan Cemıl'e Bır elıyle de kapının koluna yapışarak hoop allayıver dı, asfaltın üslünc Ayaklarını sürüye sürüye, oıelın gırış kapısına doğru yürümeye çalışıyordu Oielcı Mesul Efendı, telefonun dıbındekı mınde rınden kalkıp ııkmışıı kapıya "Buyrun savcı bey'" dedı gülümsemeye çalışarak "Cahıt Bey ıçın geldım" dedı, odasındaysa "Bu saatterde odasında yazı yazar, buyrun1" "Gösterın bana odasını1" "tkıncı katta Sız şöyle geçın oturun Haber gönderınm gelır Bak oğlum Salılmış1" Yaramaz bır şey mı vardı yoksa, dıye düşündü Savcının onunla ne ışı olabıhrdı9 Arkasında dıkılen Satılmış'a "Ne duruyorsun1" dıye çıkıştı "Çağırsana Cahıt BcyV" Oysa savu zor da olsa çıkmak ıstıyordu yanına Ama Satılmış çokıan fırlayıp çıkmıştı merdıvenlerı, kapıya vurmasıyla, ıverı dalması bır olmuştu "Sızı savcı bey ıstıyor'" Yazdığı son tümceye bır göz gezdırdı lelaşla "Devlet, hızmelkârımız demeseydı de, devlet hızmetımızdedır deseydı, sayın basbakanı, daha saygılı, daha demokratık Daha da polıtık olmaz mıy dı, böyle konuşsa " "Ne" "Savcı mı dedın, basın savcısı mı 9 " "Yok dedı Satılmış, "Bızım savcı, $u yenı gelen ayakları sakat savcı var ya1" 1 9 "Haaa şu ne yapacakmış benı savcı Çıkamı , yor mu odama 9 Ben mı onun ayağına gıdeceğım9" "O gelmek ıstıyordu, ama Mesut efendı dedı kı, çağır Cahıt Bey'ı, gelsın acele " "Hele sen bana bır şekerı az kahvegetır ılk önce. " "Sız ınsenız aşağı Ankara otobüsü beklıyor Otelın önünde " "Sızı Sızı beklıyor" "Yolcu mu sanıyor benı yazı bıtmeden, ne Ankara'ya gıdebıhrım, ne tstanbul'a " Gene de bırden kalkmıştı ayağa Gerçekten oto büs beklıyordu, oıelın önünde. 9 "Bu otobüs kımı beklıyor Benı beklemı>or her halde" "Savcıyı otobüsten ındı de Sanıyorum Ankara'ya gıdıyor " "Betleımeyeüm öyleyse savcıyı" Ceketını omuzlarına atıp yürüdü Hızla ındı mer dıvenlerı Savcı ılıştığı sandalyeden doğrulmuştu "Rahatsız ettım" dedı "Bır mektup rıca edecek tım, bızım bakan ıçın Hakım bey, onu kırmaz bakanımız dedı, eksık kadroyla çalışıyoruz Bır za bıt kâtıbı, bır mübaşır bır de odacı Ben Cahıt Bey'e zahmeı eımeyelım, dedım Hâkım bey, hayır zahmet olmaz dedı, can cığer arkadaşları bakanı mız Ankara'da bır gazetede koşe yazarıyken her ak şam bulusurmuisunuz" "Her akşam olmasa da arada bır" dedı "Çok saygım vardır Güvenılır bır dosttur o" "Hâkım bey de öyle söylcdı Odasından zarf kâ gıt getırtılmış, mektup ya/ılmı^tı "Saygılar, sevgıler" dıye bıtıyordu kı, savcı "Sayın Cahıt Bey" dedı "Bcnım de özel bır rıcam olacak Ö/el olduğu kadar da memleketın genel du tumuyla ılgılı llçemız dağlık, ormanlık Köylere gıdıp gelmek zor bılıyorsunuz Kıyılar dık mı dık Sılah ka^akçılığı keşıflerınde Bır araba Ara/ı ıçın Yanı bır jeep " "Araba da mı ısıeyeceğız dostumuzdan " 'Çok 1yı olur, bu dağlık bölge ıçın " 1 "Ayıp olma7 mı " I "Var, Adalet Bakanlığı ıçın teep'ler " "Vardır var olmasına ama Bıze sıra gelene kadar" "Olmuşu olacağı küçük bır ılçeyız Ağır Ceza mahkememız bıle yok Sulh ceza, aslıye teza" "120 muhtarlık Alımıs. yetmıs bın nulusluk lıatırı sayılır bır ılce, Kurtuluş Savaşı'ndan akın akın cepheye laşınmış genclerımız " "Pekı savcı bey kardeşım" dedı "Bız ısteyelım Ge lışını benım can dostum duşunsUn" Mektubun sonuna bır de jeep, eklendı Araba bütün arabalar gıbı savcılık koltuğundan, uzaktan güdümlü olarak yönetılemeyeceğıne göre, bır şoföre bır sürucüyc de gereksınmelen olacaklı Yüzünü kızartıp bır de şoför rıta edılecektı Mektup u/adıkça uzamıştı Arada bır başını kal dırıp otobüslekılere bır göz atıyordu Cahıt Bey Yan kapılar fora edrlmış, ınmelcr bınmeler sıklaşmıştı Kadın yolcular, otelın tuvatetlerınden yararlanıyor lar, erkekler de asfalttan hemen kuma ınıyorlardı Karadenız neler görmeınıştı bugune kadar Karade nızlıler darlanmasınlardı yalnız Savcı kendını dengeleyerek kalkmıştı ayağa Zarfı cebıne yerleştırırken "Çok teşekkurler Cahıt bey" dedı Eğer bu ısteklerımız yerıne gelırse ılçede adalet mekanızması, gereken hıza kavuşmuş olacaktır Hoşçakahn Adaletın tecellısınde süratın de büyük yerı olduğunu unutmayalım "Sayın bakana saygılar, sevgıler" dedı Cahıl Bey Güle güle Dılaver Bey" Savcı kapıda görünür görünmez, motor çalısma ya başlamıştı Otelde ayak üstü bır ıkı bardak bıra ıçenler hemen toplanıp yerlerını almışlardı Kaptan Cemıl, yaşının gerektırdığı cakalı kornasıyla bır "Hoşçakahn" çektı Savcı yerıne oturmadan teker lekler dönmeye baslamıştı bıle Savcı Dılaver Bey'in Ankara dönüşu anlattıkları hıç de umut verıcı görünmüyordu Her ne kadar Ca hıt Bey'in can dostu, savcının ısteklennı olumsuz kar şılamamışsa da bakanın bıraktığı ızlenım hıv de ıç açıcı değıldı Cahıt Bey'e en ıçten sevgılerını sunma sına karşın, gene de Ankara çıkarmasını başarıdan sayan yoktu Ilçede adlıyecıler, demek olayları kuşkuyla karşılamayı huy edınmışlerdı Ama Cahıt Bey' ın kuşkusu yoktu başarıdan Nıtekım ıkı gün sonra postadan çıkan açık kahverengı resmı pullu bır zarf, kendısını yerden göğe kadar haklı çıkarmıştı önce kâğıt bütün resmı yazışmalarda olduğu gıbı mılımet resıne kadar Olctllü dengelıydı Kâğıdın başında ya zar Cahıt Yılmaz'ın en kısa adresı vardı Yazının ıçe rığı özetlenmıştı kâğıdın ust köşesınde, şöyle de so nuçlanıyordu "lsteğınız uygun görulmüş, bır jeep de savcılık em rıne tahsıs edılmıştır Sağmalcılar Cezaevı'nden al dırılması ıçın gereken ışlem yapılmıştır Bılgı edınıl mesı" Cahıt Bey yazılarını bır köşeye ıterek kalktı, gı yındı Bır taksı çağırttı Mesut Efendı'ye "Gıdıyorum adlıyeye" dedı Mesut Efendı, her zamankı gıbı kuskusunu kaş larını çatarak açığa vurmuşu 9 "Hayrola" dedı, ' Yaramaz bır şey mı var " "Yoook" dedı Tam tersı Bakan adlıyeye jeep gönderıyor" "Jeep mı gönderıyor9" "Işte kendı ımzası" "Aşk olsun, erkek adammış Inanmamıştım doğ rusu Savcıyı uyutmuşlar demıştım" Ertesı gün Ankara'dan savcı ya da bıldırıldı durum tstanbul'a bır şofcr gönderılerek jeepın Sağmalcı lar'dan aldırılması ıstenıyordu Isın kıtabına uyma sı ıçın de, ıcracı Tarık Bey gönüllu olarak bu görevı üstlenmıştı Jeepde ıcracının da hakkı vardı ne dt olsa Ne var kı bu hak ılçeye gırdığı gün yüzde yetmı şe, yüzde seksene fırlayıvermıştı Jeepı ımzayı ba sıp o kurtarmıştı, Sağmalcılar'da Şoför Martı Ote lı'nın önünden geçerken klaksona dokununca "Çck elını" demıstı Resmı bır araba zart zat şunu bunu selaınlamaz Dıkkatlı ol bıra/." "Ama şoför Gödenek Halıl, öyle şımşır kaşık gı bı bağa bağlama geleıeklerden değıldı "Resmen şoforurnüzu bulun nasıl olsa bızı kazan dırmazlar jeep ımtıhanında, ortaokullular dururken Yeter senın de çalımın Bu jeep herkesten önce Ca hıt Bey'in jeepı Bakandan o ıstcdı Bakan da ona gönderdı" Jeepın resmı şoförü ıçın sınav düzenlenmış ıktıdardakı parlının uygun gördüğü aday kazanmışsa da jeepın gerçek sahıbı değışmemıştı Jeep, Cahıt Bey'in jeepıydı Yenı şoför böylece atanmıştı, ama tüm adlıyecı ler jeep üzcrındekı deneylerını sürdürüyorlardı Bu arada hâkım Hasan Aydın da gaz pedalıyla fren pe dalını öğrenenler arasındaydı Jeepı şurdan şuraya yürütebılıyordu artık Bu be cerısını Cahıt Bey'e göstermelıydı Martı Otelı'nsn önüne çekmıştı jeepı bır gün "Bın Cahıt Bey" dedı "Aslına bakarsan bu araba ne benım ne savcının, özbeöz senın malın bın de gez dıreyım hıv olmazsa" Cahıt Bey kıramazdı Hasan Bey'ı "Pekı" dedı "Ama Erküt'e doğru gıdeceğız" llçenın vıtessız gıdılecek tek yönüydu Erküt Hem tehhkesız, hem gözlerden uzak Bır ıkı saat köy yo lu üzerınde gıdıp geldıler Başansından yüreklenen Hasan Bey "Gelmışken gazeıelenmızı de alsak Ihsan Bey'den" dedı Evetını hayırını beklemeden çarşı ıçıne doğru sürmüştü Onları görenler çıl yavrusu gıbı dağıhyor lardı Ne var kı aslıye ceza hâkımı olgun adamdı O güne kadar trafik davalanndan kaç şoför mahk'cmeye düşmUşse tek beraat edene rastlanmadığı hal de jeep geldıkten sonra bu kc/ de cezalıya rastlan ma/ olmuştıı \dlıyeulerın şofOrlüğüne tüm ılçe hal ıkı >anına kactıkları ıcın pek vukuaıları yoktu Us te, şoförler çok dıkkaılıydıler son günlerde Acemı şoförlerce sorguya çekılmek, cezalandırılmak bır meslek onuru halıne gelmışti Ayıp değıl mıydı şu kadar yıllık deneyımlı sürücülerın mahkemeye duş melerı tkı günluk şoförlerın karşılarına çıkmaları Hem çıkanlar ıçın ayıptı, hem de ce/alandıranlar ıvın Şaşılacak şeydı ıkı uç tavuk, kedıden köpekten başka ne çığnenecek vardı, nc ezılıp ölen Cıhat Beyın jeepı sankı tum memleketı kurtarmıştı kaza dan beladan Yuksek Hâkımlcr Kurulu jeeple özdeşleşen kadroyu, sınelen bıle dolmadan bırer ıkışer değıştırme ye baslamıştı Önce Hâkım Hasan Aydın Bey gönderıldı Sulh hâkımının daha suresı dolmadı derken, ona da yol görunmüştü Bu ışın ıncelıklerını bılen ler suçu Cahıt Bey'in jeepınde buluyorlardı Savcı ıçın hıçbır tehlıke yoktu jeepı kullanmayı zabıt kâ tıbı Cemal bıle öğrenmıştı, ama savcı oğrenememıştı Ikı ayağı çocuk felcı olduğu ıçın ne gaz pcdalına sağ lamca basabılırdı, ne fren pcdalına kı ılı,ıııı,[ı Oıılın l ı u k s ı \ < ııd ı kuıı j , o t U I S L volun Onun elı de Cemal'dı ayağı da Jeepın gerçek sa hıbı çıkmıştı ortaya nam Cahıt Beyı'ndı, ama jee pın kontrol anahlan Cemal'ın ıcbındeydı Savcısı nı evıne bıraktı mı araba geceyı Cemal'ın kapısının önünde gevıreccktı, ıster ıstemez Resmen şoför kad rosuna yenı bır şoförün atanması da hıçbır şeyı de ğıştırmcmıştı Savcı jeep ıçın tüm emırlerı Cemal'c verırdı "Cemal, gel benı gecenın ıkısınde Horoz'un evın den al" Cemal bıldırdı Horozlar'da büyük poker oldıı ğunu "Cemal benı Kumluca'ya bırak saat dokuzda Sonra gel on ıkıde benı al" Yanı Kumluca'dakı Dursun Efendı'nın kahvedcn bo/ma nıeyhanesınden "Cemal bu akşam düğün var, Soğuksu'da Hu kümel dağıhrken alıp götüreceksın benı, evıne ha ber bırakmayı unutma, sabahlayabılınz de. " Cemal düğüne daha kımlerın katılacağını bılmıyor mu 9 So ğuksu labanca kaıakçılarının harman olduğu ycr Kaçakçısı da orda, motorcusu da Ister ıstemez başı dolaşacak savcı Dılaver'ın bır gün Ve tepeden ın me bır atama Bıngöl'e Cahıt Bey'in kapısı vuruldu, sabah sabah "Sayın Cahıt Bey" dedı, Savcı Dılaver Bey "Şu atamayı durdurmak ıçın Sayın Bakana bır mektup " Cahıt Bey, bütün ayrıntılarına kadar bılıyordu atamanın nedenlerını, can dostuna bunları bıle bıle nasıl rıcada bulunabılırdı özur dıleyecektı ıster ıstemez Yerıne gelen savcının böyle kötü alışkanlıklaı yok tu Çoluğu çocuğu plajdan hoşlanıyordu, o kadar Jeepe atladılar mı doğru Uzunkum Karadenız'ın de lam mevsımıydı Bılen de söylerdı bılmeyen de Ka radenız'ın tunzme elvenşlı olmadığını valıler bıle bunu yınelemeye bayılırlardı nerdeyse Bu valılerden bın Cahıt Bey'den gereken yanıtı al mıştı, hem de Başbakanın masasında Sayın valı, turısllerı ördeklerle karıştırıyor Doğ rusu yenı savcı turızmden de anlıyordu, plajdan da Çoluk çocuk çıkarıyorlardı Karadenız'ın tadını Cahıt Bey'in jeepı, yenı savcıyla bırlıkte kendıne yenı park edecek yerler bulmuştu öğleden sonraları Karadenız'ın poyrazına da alışmıştı, keşışleme sıne de Jeepın ılçeye venlme gerekçelerı tümüyle ytlrurluklen kalkmıştı Ne keşıf ışlere gıdılıyordu, ne bekçıler kalmıştı ılçeye yararlı olacak llçenın ılerı gelenlerı açıktan açığa takılıyorlardı Cahıt Bey'e "Cahıt Bey" dıyorlardı, "Sayın bakan 9 dan ne ış ıçın ıstemıştın bu jeepı Savcıların plajı da var mıydı hesapta?" "Yoktu, bunların hıçbırı ne plaj, ne kumarhane kapısında beklemek ne meyhane" 9 9 "Pekı ne vardı hesapta Keşıfler mı Memleket tüm Amerıka olup çıktı" "Eğer gerı almalarını ıstıyorsanız sayın hemşerılerım, yapanıam" "Neden yapamazmışsınız9" dı>orlardı "Bu yenı bakana sözum geçmez de ondan" Haklıydı Cahıt Bey'in hemşerılerı Bu jeep geldı gelelı ne savcı yerınde oturuyordu, ne onun adanı l.ırı Kaymakam da karışamıyordu adlıyecılerın ısıne Savcılar makamında oturmazsa kaymakam mı oturacaktı, o da atlardı makam arabasına Suleyman cıların tekkelerını dolaşır çorbalarını ıçer, büyükle rın sağlıkları selametlerı ıçın yapılan dua törenlerı ne katılırdı Pekı ama bu savcının öfkesı de ne oluyordu Yol da Cahıt Bey'e rastladı mı üzerıne saldırır gıbı gecı yordu yanından Bır gün Ankara'dan gelen bır buyruğa uyularak Cahıt Bey'in jeepı komşu ılçcdckı ağır ceza hâkımı nın emrıne verıldı, hem de resmı şoförüyle bırlıkte Plaj mevsımı sona erdığı ıçın savcıyı da sarsma ması gerekme/ mıydı bu atamaların Ama tam tcr sıne yepyenı savlarla cıkmıştı ortaya savcı C ahıt Bey'in parmağı var bu ışle Gösterırım ona ben, ad lıycnın ışıne burnunu sokmayı Sen Adalet Bakan lığı'ndan jeep ıstcyebılırsııı, ama bu jeepı ordan alıp oraya vereme/sın huzur kalma/ memlekette, guvuı kalmaz Anarşıyc cıkar bu yolun sonıı Şöyle genelleştırıyordu savu "Tüm bu solcular, bu anarsıstler Bunlar böyle dır ışte" r I 27
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear