Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S A Ğ L I K Erdal Atabek Insan varsa, çözüm de var Ne kimyasal ürünler ne radyoaktivite ne de virüsler, "sağlık bunalımı"na yol açan nedenler, bilgisizlik, ilgisizlik, sorumsuzluktur. yalet gibi dolaşıyor. Daha bir süre, bu fırtına eser, sonra ona da alışırız. Hastalara verilecek kanlar denetlenir, enjeksiyon, pansuman, sünnet malzemesi iyi sterilize edilirse, iş dönüp dolaşır "uçkur sağlamlığı"na dayanır. Toplum olarak bu konudaki sorunumuz, cinsel konuların kültürümüz içindeki tabularının sürmesidir. Cinselliğin doğal yapımızın bir parçası olduğunu bilerek, ailelere, yetişen gençlerimize, yetişkin insanlarımıza "cinsel eğitim" vermeyi kararlaştırmalıyız. Insanlarımız cinsel konularda ezilip, büzülmeden, kıkırdayıp fıkırdamadan konuşabilmeyi öğrenmelidir. Bu konulardaki dürtusel davranıslar yerine, bilinçli bir tutumu kulıürümuz içine sokabilmeliyiz. AIDS ülkemizde yaygın değil; ama cinsel sorunlar yaygın. Evli, bekâr, genç, yaşlı, kadın, erkek pek çok insanımız mutsuz. Cinsel sorunlarını çözememekten ötürü mutsuz. Artık bu sorunu görmezden gelmemeliyiz. Cinsel eğitim olmadan AIDS sorununu çözmemiz de olanaksız. ir süredir basınımızda sağlık olaylan di pırıl pırıl olur. Belki birkaç dakika daha tazğer bütün konulan sollayıp gazetelerin la harcanır, o kadar. manşetlerine, dergilerin kapaklarına oturdu. Olayın biri bitmeden diğeri ortaya çı Radyasyon sorunu kıyor. Toplumda "sağlık bunalımı"ndan söz öyle çok yazıldı çizildi ki, artık fazla bir açmak yanlış olmayacak. Deterjanlar, radyas şey söylemek gerekmiyor. Son olarak, Niikyon, intiharlar, AIDS birbiriyle yarışıyor. Tra leer Enerji Merkezi uzmanlarıyla ODTÜ uzfik kazaları artık haber olmaktan bile çıktı. manları biraraya geldiler, çaydaki radyasyon Cinsel sorunlar güncelliğini sürekli koruyor. sorununu birlikte çözmeye çalıştılar. Basından Sağlık olaylan başyazılara girdi, köşe yazar öğreniyoruz ki, aralarındaki anlaşmazlığı çölarının önemli konularından biri oldu. zemedıler. ODTÜ uzmanları, çayda bulunan Doğrusu, basını bu tutumundan dolayı kut radyasyonun tehlikeli olduğunu, çocuklann, lamak gerekiyor. Basın, ilgililerin ilgisiz, yet gebe kadınların korunması gerektiğini, konukililerin kayıtsız, sorumluların sorumsuz tu nun açıklanmasını istemişler, NEM uzmanları tumuna karşı toplumun sağlığına sahip çıkmış mı, yetkili kişiler mi karşı çıkmış, ekonomik tır. Bunca sağlık sorunu arasında şaşkına dö gerekçeler öne sürmüşler, tam bilinmiyor. nen insanlar gazete sayfalarında çö7üm ara Ama, hiçbir açıklama yapılmadı. maktan başka ne yapabilirler? Çözüm gene vatandaşın kendisine düşüyor: "Sağlık bunalımı"na yol açan nedenler, ka Çay içip içmemek kendi seçimine kalmış. nımca, ne kimyasal ürünlerdir ne radyoaktiODTÜ yetkililerini, uzmanlarını da kutlavitedir ne de virüsler. Temeldeki nedenler, mak gerekiyor. Bilim adamı olmanın gereği "bilgisizliktir", "ilgisizliktir", "sorumsuzluk gerçekleri açıklamaktır. tur." Çözümler de aynı yollardan bulunacaktır: İntiharlar sürüyor BtLGİ, İLCil, SORUMLULUK... lntihar olaylan da gunlük olaylar arasına girdi. Yavaş yavaş ilgi de dağılıyor. Ama baDeterjanlar sorunu kıyoruz, yurdun çeşitli yörelerinde genç, yaşGıcır gıcır tabaklar, pırıl pırıl bardaklar lı insanların içine düştüğü bunalımlar acı sokimyasal ürünlerle elde ediliyor. Reklâmlar nuçlara varıyor. Ruhbilim uzmanlarının, toplumbilim uzyıllar boyu beyinleri böyle yıkadı. Bedelinin neler olduğundan pek söz edilmedi. Oysa de manlarının, eğitbilim uzmanlarının ortak çaterjanlarda, şampuanlarda bulunan DDB lışmalan gereken büyük bir toplumsal sağlık maddesi (dodecil benzen) insan sağlığı için de, sorunu. Yetkililerde ne bir ses, ne bir nefes. Toplumun içine sürüklendiği ekonomik buçevre sağlığı için de zararlıydı. Diğer ülkeler çoktan içinde DDB yerine LAB maddesi bu nalım, insanlar arasında giderek artan iletişim lunan deterjan üretimine geçmişlerdi. Bu ger kopukluğu, kişiyi yalnızlaştıran güven bunaçck basın tarafındarı ortaya konunca, tartış lımı, kuşaklar arası çatışmalar ne denli olmaınalar çoğaldı. Şimdi deterjan firmaları DDB lı ki, insanlar intiharı çözüm görebilsin? Bu sorunun çözümü kolay değil, ama yayerine LAB maddesini kullanacakları deterpılacak olan da gene çevremize ilgi, dikkat, janların üretimine geçeceklerini açıkladılar. Teknik ayrıntılara girmeden şunu bilmek şefkat göstermek. İnsanı yalnız bırakmamak, gerekiyor: Bu tür kimyasal ürünlerin, değişik her sıkıntının bir çözümü olduğunu göstermek ölçülerde de olsa, insan sağlığına zararları var hepimize düşüyor. dır. Bu konunun kolay bir çözümü var: Sabun AIDS sorunu giindemde Artık gündelik yasamımızın bir parçası olan kullanmak. Sabunla da tabaklar gıcır gıcır, bardaklar AIDS, nereden geleceği belli olmayan bir hav Geçmiş çağların vebası... "Çağımızın vebası". Bu deyiş | şimdilerde, AIDS hastalığı için sık sık kullanılmaktadır. Acaba, "Geçmiş çağların vebası" neydi, ne yapmıştı? "Veba", Ortaçağ'ı kasıp kavurmuş bir salgın hastalıktı. Kemirici hayvanları, özellikle sıçanları ve pireleri kapsayan, hayvan kaynaklı mikroplu bir hastalık olan "veba" insanlığın gerçek bir baş belâsı olmuştur. 13481350 yılları arasında, bütün Avrupa'ya yayılan veba salgını İtalya'dan Iskandinavya'ya kadar her ülkeyı etkisı altına almıştı. Sorun varsa, çözüm de var Insan varoldukça sorun da vardır. Sorun varoldukça çözüm de vardır. İnsan varoldukça çözüm vardır. Bunu hiç unutmamamız gerekiyor. Sağlık alanında toplumun içine sürüklendiği bunalım hiç de içinden çıkılamaz nitelikte değildir. Yeter ki bunalımın çözümü istensin, yeter ki çözüm için gereken program yapılsın, yeter ki, böyle bir program uygulansın. Ama, sağlık alanındaki bunalım, ekonomik sıkıntıları örtmek için kullanılıyorsa, bu nedenle biraz da kendi haline bırakılıyorsa diyeceğimiz yok. Çözümsüz kalan insanın bir süre sonra her şeyi kendi dışında tutmak isteyeceğini, aldırmaz, boş verir bir tutum takınacağını da bilmek gerekiyor. Toplum, yöneticilerden birbirinden önemli sağlık sorunlanna sahip çıkmasını bekliyor. Yönetim, sorun çözmek için vardır. Yönetimden beklediğimiz, sağlık sorunlanna, "Güven verici bir tutumla", "sorumlulukla", "süreklilikle" sahip çıkmasıdır. Böyle bir tutum AIDS konusunda hiç değilse şimdilik görulmektedir. Ama bir deterjan konusu, radyasyon konusu tam bir "başarısız yöneticilik" örneğidir. Her iki konuda da yöneticilerin tutumu, ön'celeri, "Görmezden gelme", "Sorunu yok sayma" olmuş, sorunlar görmezden gelinmeyecek noktaya eriştiği zaman da, "İnsan sağlığı için tehlikeli değil", görüşü önesürulmüştür. Böyle olmadığı ortaya çıkınca da, halkın yöneticilere güveni kalmamış, artık ne söylense inandırıcılık saglanamaz olmuştur. lntihar olaylannda ise, tam bir sessizlik yeğlenmiştir. Bu da bir başka biçimde , "Sorunu görme/den gelme" demektir. Oysa, gerek bu konularda, gerekse diğer sağlık sorunlarında, yapılacak çok şey vardır; hem de zamanında yapılması gereken çok şey vardır. Çözümsüz sorun yoktur. Yeter ki, toplum bilgilendirilsin, yeter ki toplum sorunla ilgilenildiğini görsün, yeter ki yöneticilerin sorumluluklarına sahip çıktıklan anlaşılsın. "Bilgi, ilgi, sorumluluk". Asıl sorun budur. U B Nedeni bilinmiyor, belırtılerı biliniyordu. Bedendeki lenf bezlerini şişiren bir tipi, akciğer yangısı yapan bir başka tipi, birdenbire öldüren bir diğer tipi vardı. Üç yıl içinde, Avrupa'nın o zamanki nüfusunun dörtte biri olan 25 milyon kişi ölmüştü. Hamburg'da kent nüfusunuo üçte ikisı ölmüştü. Avrupa iki yüzyıl öncesinin nüfus yoğunluğuna düşmüştü. Salgının sosyal etkilerı dehşet vericiydi. Herkes bulunduğu yerden kaçıyor, gidebildıği uzak, kimsenin gelemeyeceği yerlere göçüyordu. Karı kocalar birbirinden kaçıyor, aileler çocuklarını ortada bırakarak kayboluyorlardı. İnsanların davranışı değışmişti. Bir bölümü, "Ye, iç keyfine bak!" diyerek her şeye boş veriyor, sayılı gördükleri günlerini canlarının istediği gibi geçiriyor, bir bölümü de kurtuluşu, "Kendinl dine fflfift, vermekte" arıyordu. Avrupa ekonomisi, temelden değışmişti. Tarlaları işleyecek, hayvanlara bakacak insan kalmamıştı. El emeği, çok değerlenmişti. Birçok toprak sahibi, topraklarını el emeği karşılığında eski ırgatlarına bırakıyordu. BÖylece, ilk burjuvalar doğuyordu. "Geçmiş çağların vebası" buydu. Bakalım, çağımızın vebası AIDS'in sosyal etkileri ne olacak? LJ