23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

H A F T A D A N HAFTAYA Mehmed Kemal Balıkçı'nın öyküsü üstüne Halıkarnas Balıkçısı ustune gazetede ve dergıde çok yazıldı Afyonlu Avukat Mevlut Berk de bıldıklerını yazıyor Bılmdığı gıbı Balıkçı bır Afyon olayı, bır de Kurtuluş Savaşı donemınde asker kaçaklarıyla ılgılı bır oykusunden dolayı ıdamla yargılanıp olumden donmuştur Balıkçı'nın ıdam ısteğıyle bırıncı yargılanmasında bılınmeyen bır yan yoktur Babasını oldurmekle suçlanmış yargılanmış, 15 yıllık kurek cezası almıştır Idam değıl de 15 yıl kureğe mahkum edılmesı, babasını kasten değıl de kaza ıle oldurmesındendır Balıkçı ıle babası neden kavga ettıler9 Burası hıç bılınmeyecek1 Balıkçı Afyon olayını ömrunce bır sır olarak saklamıştır Neden acabaa? Aslında Afyon olayı da açıktır, sır yoktur Balıkçı, asker kaçakları ıle ılgılı oykusunden oturu Istıklal Mahkemesı'nde yargılanıp hukum gıyer, Bodrum'a surulur Balıkçı ıçın Içışlerı Bakanlığı'nın yazısında 'açıkgöz' denır Açıkgoz mu, değıl mı? Bız şımdı 7580 yaşında olan Afyonlu koylulerı dınledıkten sonra resmı yazıya guvenmek gerektığı sonucuna vardık Afyon olayı, 1914 yılında olmuş Balıkçı (Ceval Şakır) bu olaydan oturu 15 yıl hukum gıymış Ancak bır yolunu bularak hapıste yatmamıştır Işte resmı belgede 'açıkgoz' denılmesının nedenı budur Yanı Balıkçı, Afyon olayından hapıs cezası almış, ancak hapıs yatmayıp mahkumıyetının sekız yılını kaçak olarak geçırmıştır Yusuf Zıya takma adıyla ucretlı oğretmenlık yapmıştır Vereme yakalanınca gerı kalan yedı yıllık cezasını devlet çektırmemıştır Balıkçı'nın sırrı babasını öldurmek değıl, cezayı çekmemesıdır Adı ustunde Afyon olayı, Afyonkarahısar'da (şımdıkı Torfıllı Paşa çıftlığınde) geçmıştır Balıkçı'nın kaderı Afyon'la yazılıdır Sırrını soylemezken koyluler bu sırra turkuler yakmıştır Şakır Bey dedı de yuzume baktı Olanca tuylerım ayağa kalktı Idam evrakını boynuma taktı Asman benı surgun eylen efendım Adana'da avukatlık eden Afyonlu Mevlut Berk'ın koylulerden dınledığı ve bıldığı böyle özetlenebılır Ankara Istıklal Mahkemesı'nın karşısına çıktığında, mahkeme başkanı Alı Bey, sorguda Afyon olayını yuzune vurur Çunku olayı o yıllarda, orada, jandarma komutanı olduqu ıçın bılmektedır Butun bunlar olur, bıter Balıkçı, Istanbul'a gelır ve Uskudar'da Nur Baba dergâhına kapılanır Kendlnı dıne verecektır Şeyhın buyruğuna uymakta, soyledıklerını heyecanla yerıne getırmektedır Elif Naci ustadımızdan dınledım Bır gun Elıf Nacı ıle Peyaml Safa, Uskudar'a dergâha gıderler Gıtmeden once Peyamı, "Ramazan gunu sana ne guzel bir rakı içireceğım, zengln bir sofrada oturtacağım," der Gerçekten de Istanbul yakasından karşıya geçerler, Uskudar'da Şeyh'ın sofrasına konuk olurlar Mezeler, ıçkıler, şarkılar, turkuler gırla gıder Ortada uzun boylu bır adam hızmet etmektedır, bu Cevat Şakır'dır Peyamı ıçkının dozunu aldıktan sonra, bır ara Elıf Nacı'ye sorar "Bu adamı tanıyor musun?" "Hayır tanımıyorum." "Oyleyse tanı, o da sizin gıbı ressamdır." Elıf Nacı, duşunur, taşınır boyle bır adamı tanımaz Ama yakışıklı adamın kımlığını de merak eder Bır sure sonra Peyamı Safa qene sorar "Bu adamı biliyor musun?" "Bilmiyorum." "Bu adam babasını oldurmuştur." "Ne dedın? Babasını mı oldurmuş?" "Evet, babasını oldurmuş." Sofra da, dunya da Elıf Nacı'nın başına yıkılmış gıbı olur Çunku kısa bır sure önce Elıf babasını yıtırmış, acısı tazedır "Kalk gidelim," der Peyamı'ye "Ben bu adamın elinden ne rakı içerim, ne yemek yerım." Kalkıp gıderler mı, bıraz daha mı otururlar, orasını bılemıyeceğım Fakat Elıf Nacı Balıkçı'yı Peyamı Safa'nın ağzından boyle oğrenır Madem Balıkçı'dan açıldı, ben de Elıf Nacı ustattan dınledığım öykuyu anlatmadan edemedım Balıkçı mutevellısı sayılan Şadan Gokovalı dostum bunu da anılar arasına katar mı bılmem' D SAIRLER SIIRLER Özlem Sankı bır bebe sepetı ozlem Kapımın onune koymuşlarVe senın garıplığını nasıl sevmışsem O boynu bukukluğunu sağ elımle duzeltıp Nasıl opmeye eğılmışsem gobeğınden Senı de öylesıne kendımde duymuşum Acı, çılgın bır ıslıkla gelır unutma Sevdayı anımsatır elezer bır sıntış Bırdenbırelığı saran gecenın ışıklan Etını duyamam elım boş kalır İSMAİL HAKKI Parantez şairleri Parantez, Berlm'de yayımlanan • kuçuk bır dergı Bır yıla yakın suredır Gultekın Emre'nın yonetımınde çıkıyor Turk ve dunya şıırıyle yakın ılışkıde Şıır uzcrıne kuramsal yazılar da yayımlıyorlar Almanya'da yaşayan gençlerın urunlerı yanı sıra Turkıyelı kımı şaırlerın şıırlerıne, Almanca çevırılerıyle dergıde yer verıyorlar Gultekın Emre, metubunda sorunlarını şöyle aktarıyor "Hlç şlir kltabı okumadan, hiçbir yazın derglsini Iztemeden şilr yazanların, şlir kitabı yayımlayanların olduğu bir yerde, böylesl bir derglyi çıkarmak, bir yerde kahramanlık! Bir yıgın genç, adı sanı duyulmamış, ellerlnde murekkebl blle kurumamış. Bu gençlerle konuştuğumda Türk şllrlni tanımadıklarını, yazın dergllerlnl hlç görmedlklerlni duyunca şaşırıp kalıyorum. El yordamıyla şilre yönelmlşler ; bıraz da şalrane söylemeye çalışma, tamam, şlir oldu! Şlirin imgeslnden, öteki teknlk yanlarından hiç mi hlç haberleri yok." Hoşgörusune sığınarak mektubunu buraya aldığımız Gultekın Emre'nın sözlerı ıkı açıdan onemlı Bınncısı söyledıklerı Turkıye'de şıır yazanlar ıçın de gerçeklık taşıyor Ikıncısı Almanya'da yazanların acıklı durumunu sergılemesı bakımından Ama Almanya'da lyı şaırler de var Acem özler, Yücel Sivri, ismail Hakkı bunlardan uçu Uçu de Almanya'da yaşıyor, Parantez'de yazıyor Şıırlerı de Gultekın Emre'nın mektubuyla geldı Latin Amerika Ağzının ıçını çız acının Paramparça bır dıl Otuz ıkı dışıne Otuz ıkı şıır verırım Sen Balıkçı teknelerının peşınde Denıze bırakılmış aglar gıbı Mavılıklere akıp gıden Bır salkım acısın Oğrendım acıları ınceltmeyı Kureklerın arkasında köleler Koparmanın gunu geldığınde Alır goturur senı uzaklara Koptuğunda balıklar kaçacak önunden Gerıde denız bulanacak acılarından Sen mavılıklere guneye açılacaksın Okyanuslarda lıman lıman dolaşan Özgur yuzen bır ada olacaksın ACEM ÖZLER ZİJ'4?/ I I ' . / '. ı I I •>'.' 1. / * ı Önünde durmuşum Gelmışım ışte önunde durmuşum Ne ayaklarım ayak Ne ellerım el Etten kemıkten ozlem anıtıyım ben Ve kalbım ıçınde taşıyor, hayatın Batık gemıler gıbı saplı bıçaklarını Yaşamak ıstıyorum Gılgamış dağılıp gıtmış ölumsuzluk ardında Duş rengı bır tulbende tutunup Ben sana tutundum Ellerımde yuzumde yıkadıkça ınadına buyuyen Ben sana tutundum duşsen Hayatta karşılığı olansın hayatsan Daıma duşlerın en yukseğınde el sallayan Çalmayı surdursun çan çıçeklerı Kokular surdum sakallarıma Senı sevıyorum çıçeklerı topladım da geldım kırla Gelmışım ışte onunde durmuşum Yakan ve değıştıren dudaklarının MUZAFFER KALE Bırak Kuruntu Kentlerın Kipırdayışını duyardım ıçımde Mart burukluğuydu her yanımı saran Uykunun tatlı sonelerı gıbı Yellerle ulaşırdın bana Ve sızıntıydı şakağında sevgı Yuzun donuk, Ellerın donuk, Gozlerın donuk Sen donuksun Ben de kor Kuruntudur avurdumuzdakı ezgı YUCEL SİVPI Bırak sebebın koz kalsın Battal bır dönme dolap Eyleşşın kurreler uzre Ahengı olsun hazzın Gul soısun Aykırı duşun sebebınde Guluşun utansın Aynalar unutsun yuzumuzu Bırak sebebın koz kalsın Bır evvele gömduk sözu Unutuluşlardı Ne zor şımdı Bır şıırın tenhalığında Anımsanır Şımdı ısımdı kayboluşlardı Bırak sebebın köz kalsın MEHMET SELÇUK 26
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear