26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

bu dörtlük benimdi. Benim şiirimden bir parçaydı. Evet, bir sürc önce yayınlannuş kitabımdan bir dörtlüktü. o Iştc o zaınan kendimi tutamadım ve basımı birden gerı çcvırdim. Kadınla birdcııbire gözıJöze geleeeğimı vinıyoıdum, aıııa oyle olmadı. Ve o, döntıp baktığımı tarketmedi bile... Bu kez, daha coşkulu bir sesle, bir başka şiirimi okudu. Duş kırıklığına uğramamıştım: Kadın, gcıçekten alımlıydı. Alabros kesılmiş saçı, gecelerin en koyu siyahlığını taşıyordu ve gı/Ierle örulu bir tabloda gosterişli bir çerçeve gibiydi. Irı, çekik gözlerindeki albeni, anlamlı güzellığini daha da çarpıcı hale geliriyordu. Yaşı, otuzun altında göstcriyordu. Erkeğe gelince: yandan görcbildigim kadarıyla orta yaşlı, yorgun ama duzgun hatlarıyla, babacan, rahat bir insan... Dikkatle taranmış, gur ve siyah saçlar.. Kırla'jmış şakaklarıyla gıivert veren bir yüz... Şaşkınlığım geçmemişti. Böylesine bir rastlaniıyı kinı yaşayabılirdi? Şiirlerinıe bu denli guzel ve ilginç bir kadının hayranlık duyması, bana verilebilecek ödUllerin en değerlisiydi. Kadın, birdenbire daha da ileri giderek eı keğe: "Bak," dedi, " N e güzel operdin beni bir zamanlar" diyebilen bir şairin öpiişlerini, kadınlar lıer /uıııan duduklannda ve vücullarında lıissederler, bunu biliyor ınusun?" Bu kadarı da fazlaydı artık... Alkol etkısini gösterdikçe, kadın çapkınlaşıyordu. Unutulmaz bir yılbaşı e zaman bu lokantaya gelsem, içim garip biı duyguyla burkulur, eskı bir anıyı yeniden yaşarım. i Beni çok etkileyen, unutulmaz bir anıdır bu.. Nasıl tanıdım bu lokantayı? Daha doğrusu nasıl keşfettim? Kendimi yapayalnız hissetiğim zamanlar, neden hep buıaya koşardım? Şimdi bunları kendime bile yeterınce açıklayamıyorunı. O zamanlar geııçtim, bekârdını, çiçegi burnunda bir doktordum. Orla Anadolu'da, kaderine terkedılmiş buyüeek bir ilçede, kendisini görevine adamış bir hukumet doktoru... Mesleğimin dışmda, sanat vcedebiyat tutkumu surduruyorum. Şıirlerim, tanınmış edebiyat dergılerınde yayınlanıyor. Yapıtlarımla tıp arasındaki hayai çizginı ise, beni mutlu etnıeye yetiyoıdu. İzinlı ya da kaçamak kendimi bunalıınlarla dopdolu olarak Isianbul'a attığım zarnan; deniz ve Boğaz özlenıimi burada gideıiyordum. İşte köşede Jökonda.. Belirsiz bir guluınseyişle masaiarı süzUyor... Te/gâhın yanıbaşında, balıkları ölmuş biı akvaryum, yeşil bir rüyaya dalmış. Ve dışarıda alabildiğine martı çığlığı.. ılbaşına bir gun kalmıştı... ,Î; V Yeniyıla bir gun kaia gazınoy J lar, lokantalar hep böyle lenha olur. Ben ıse, işte boyle bir gundc Boğaz'ın uzak bir köşcsinde kendımle başbaşa kalmak istıyordum. Sıkıcı, yalnızlıklarla dolu bir kış akşanıı başhyordu.. Radyoda bir çigan müziği... Ihtıraslarla, yaşanmış aşkları, derin htı/ünleri yaşatııdı bana bu muzik Ben ki Anadolu'daki görcvimın ve kavgalaıımın yorgunluğuyla kendimi Istanbul'a atmıştım. Böylesine sıcak bir nıu/.iğe sığınmak hakkım değil miydi? Güzel ve duygulu bir kadının dostluğuna her zamankinden çok muhtaç değil mıydım? irden, arkamdaki masada bir tartışma, daldığını muzıkten beni kopaıdı. Bu, ilginı; bir tartışmaydı ve ben dikkat kesilmiştim. Kadın: "Diyelim ki seviyoruın.. Ne var bunda?" dıyordtı. "Sııç mu işliyorum onu sevmekle?" Evet, böyle diyordu arkamdaki masada oturan bir kadın ve sesinin tonunu gıttikce yukseltiyordu: "Hem gıyabında soviyorum onu.. Sevildiğinden haberi yok onun.." Ve hemen ekliyordu ardından: "Tanımadıgım, yü/ünii görmedigim, adını bile bilmediğim birini seviyorum.. !jiirleriyle seviyorum onu... Kıskanma, anladın mı? Kiın oldugunu, nerede olduğunu bilst'm, belki de kavardım ona..." Delı olmak ışten değıldi... Kimdı bu kadın? Şıırlerıne hayran olduğu o şaır kımdi acaba? Kadının, bir erkeğı etkileyecek ses tonu, merakımı dayanılmayacak biçimde kırbavlıyordu. Herhalde tanıdıklanmdan farklı bir kadın olmalıydı. Arkamdaki ses, daha etkili bicimde suruyordu: "Onu sevdiğinıi sovlt'mck, sana olan saygımın bir gereğidir.. işte, tum duygtılarımı senin onune acıkça seriyonım.." Meraktan eıldırabilirdim. Arkamdan gclen bu sesin sahibine dönup baknıamak için kendimle sava> halındeydiın. Değil bakmak, kulak ınisalırı olmak bile, kutsal bir gi/liliği suçııslü yakalamak ıslcrcesine ilkel bir fır.satçılık gıbi geliyordıı bana.. Donuponlara baknıamalıydını. Derken kadın, kadehini yanındakinin mutluluğuna kaldırdığını soyleyeıek arkasından şu dörtluğu okumaz mı? '' Yanan nrmanlar ıçınde geyıkler ağlıyor. Batan gemıler ıçınde ınsanlar.. Sen ne guzel kadındın şehre inmeden Ne guzel öperdın beni bir zamanlar.. " Heyecandan kalbim durabilirdi.. Çunku Erkek, karşısındaki kadına teslim olmuştu ve kadın masada egemendi. Tanrım, bu erkek sanki büyülenmiş bir yaratıktı. Bir kocadan, bir âşıktan çok, bir baba sevecenliğiyle kadının karşısında mutluydu. Böylesine bir kadına, böylesi bir erkek? Bu adaletsizliğin ta kendisi değil miydi? Doğrusu, kıskanmaya başlamıştım erkeği... Biraz önce yürekten acıyarak süzdüğum erkeği... Kadın bir ara yalnızlıktan söz etmcye başladı. Öylesine hüzunlu ve etkili bir sesle konuşuyordu ki, birden onun hakkında yanlış hüküm verdiğimi düşünerek pişmanlık duyduın. Evet, bu kadın gerçekten yalnı/dı ve ^ıirlerimin dünyasına sığınmak istemisti. "Yalnızlık" şiirimi okuyup bitirdiği zaman, bu şiirdeki güzelliğın sanki yeni larkına varıyordum: "Bulun kadınlar ortasında yalnızım Acap hangı dilber beni seçevek? Kalbim uçurumlarda açan çiçek O kadın, bu kalhi nerden bilecek? Kalbim uçurumlarda açan çıçek Bu sonsuz yalnızlık nasıl bıtecek?" Sokaklar içinde / Yolcusu ölınıiş / Sokaklar kadar / Yalnızım.. Çeşmeler ıçınde / Şarkısı bitmış / Çeşnıeler kadar / Yalnızım" Şiir bitince ben de bitmiştim. Bu nasıl bir okuyuştu Tanrım? Bu kadın, yeniden ve daha güzelbiçimde yaratıyordu şiirlerimi... Kadın, şiirimi bitirmez erkeğe adeta haykırdı: "İşte ben, bu şiirleri yu/un adama kacmak istiyoruın." Ve sonra, ıçlı bir şarkı söyler gibi alçaltıyordu sesini: "Biliyor mıısun? Onu tanımadan ölmek istemiyoruın. Ne biçim adam o? Genç mi, yaşlı mı, çirkin mi, yakışıklı mı? Fizik hiç onemli degil... Yeter ki bu şiirleri yazan adamı hulabileyim.." Erkek hâlâ susuyordu. ader anı gelip, yatmıştı. Hayatımın belki de en oncml kararını vermeli, onunla mutlaka tanışmalıydım. Ömiır boj yu duşlediğını kadın, işte yal nı başıındaydı ve ben boylesine erişilmez bir şansın, gelip avuçlamıa konduğu adam, olup bitenlerle sendelemış, kararsı/ duruyoıduııı. Bu eş.sız rastlantının ayağıma getiıdiği şansı kullanama/sam, ömrümun sonuna dek kendimi affedeme/' dinı. işte taın bu sırada, ınanılma/ bir şey oldu: Başlangıçtan bcıi akıl almaz bir sabırla kadını dinleyen adam konuşmaya başladı.ı Dikkat ve meıak kesilmiştim. Yavaş yavaş, ama etkili bir sesle konuşuyordu: "Ha>alını," diyordu kadına, "Uuygularını anlıyorum senin.. Tanımadıgın bir şairin di/eleri üstiine bir dunya kurmuşMin. Sen o kişivi, şiiıieriyle birlikle hayal ediyorsun... Bunları yaratan insan, ya/dıklarının lam lersine, kaba, bencil birisi; ya da kadınların şımarllıgı bir budala ise? Kvel, o zaman dünyaların (uzla buz olma/ m ı ? " Konuştukça etkili oluyordu: "Bulun bunlar birer varsayım... (ierçek de olabilir. (Keşke onu lammasaydım) demek, birçok şey elden gittikten sonra, hiçbir şeyi kurlarmaz.. Dostluklarda >ol u/ayınca, ayrılıklardaki acılar da dayanılmaz olur. Komanlik hayaller son bulunea, belki onu bir giin ellerinle öldiirmek isteyeeeksin.. Ruyalarında yaşat ama, beni dinlersen fazla ileri gitme!" Adam, umulmadık biı biçimde gırmışti konuya. Sakin bir yaklaşımla kadının mantığını kuşatmak, böylecc onu benim dunyamdan koparmak istiyordu. Şimdi kadın dinliyordu erkeği, hem de büyülenmişçesine: " E v e l , " diyordu erkek; "Sen benim kişiligimde yalnızca bir koea degil, her kaprisine boyun eğer sabırlı bir arkatlaş buldun. Sanır mısın ki, o devleştirdigin adam, sana yıllarra degil bir kac ay lahammiıl edebilir? Rlmez. Çunku yaralan kişi, durmadan 'erişilme/'i arayaeaklır. Bunun için de konusıınıı degiştireeektir. Sen o şair için bir 'ideal' degil, yalnızea bir 'konıı'sun, anladın mı? Yaralan insan için lek modcl yoklur!" Hele şukUr... Bulmacanıncn önemli dıiğümü çözıilmüştu: işte şimdi, bu guzel kadının kocasıyla karşı karşıyaydım. Olayın hangi boyutlara varacağını İcestirmek mumkün muydu? rkek birdenbire kalktı, kararlı bir sesle: "Toparlan, gidiyoruz!" dedi kadına. Ve kadın, ses çıkarmadan kalktı, kocasının yardımıvla mantosunu giydi. Egeınen olan erkekti artık. Onu bu erkeğe bırakacak mıydım? "Bu erkek" dediğim kocasıydı onun.. Ama, yinc de karısının o hoyrat, o uçarı ruhunun sahibi değildi. Bu kadında yuzde yüz bana ait olan şeyleri, nasıl başkasına bırakabilirdim? Ortaya atılsam, onu şimdi alıp göturecek adama karşı çıksam, kocasının önündc açıkça tercihini yapmasını istescm, daha dürüst bir davranış olmaz mıydı? K Lokantanın kapısına yönelmişlerdı. Kalktım ve peşlerinden birkaç adam attım. Nerdeyse bağıracaktım kadına: "Dıır, gitnıe, aradığın erkek benim! Şu taptığın şiirlerin şaırı. Seni ancak ben mutlu edebilirim. Gıtmeye hakkın yok senin!" Hemen arkalarındaydım. Erkek saatına baktı: "Geç kalıyoruz, acele ctmeliyi/. Unutma ki yarın yılbaşı.." Evet, yarınki yılbaşı gecesinde, şu duygulu kadının şu rahat erkeklc bırlikte, ama yine yapayalnız olacağını düşıindünı. Eıkeğin önunu kesip, kozumu paylaşabilirdım belki de... Hakkım mıydı bu? Bu adamın felaketi üstılne kuracağım mutluluk, gerçek bir mutluluk olabilir miydi? Hiçbir şey yapamadım, peşlerinden bakakaldım. 26
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear