Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
dur. Lutfen müessesemizi ziyarel ediniz." Ve metin, şu vecizeyle noktalanıyor: "Siz bedelini çoktan unutacaksınız, fakat hatıranızı daima minnetle saklıyacaklardır." Yılbaşı öncesi, hediyelerle dolan vitrinleri ve fiyatları gördükçe, dükkân sahiplerinin, ilan yazarımızın hatırasını minnetle anmadıklarını söylemek mümkün mü? Yılbaşlannda Herkesln evlnde Noel çamları yok. Ama bir dımet kokina alıp evdeki vazoyu olsun süslemek çok klflnln aUfkanhğı... Cumhuriyet yılbaşıları ve anıharı Daldan dala atlıyorum; ama yılbaşı tarihi de çam dalları misali yazılabiliyor ancak. Yıl 1948, Türkıye'nin belli başlı kentlerinde anlı şanlı yılbaşı balolan devam edıyordu elbette. Adalet Cimcoz, "Fitne Fucur" ımzasıyla yazdığı sosyete yazılarında bu balolardan ^anekdotlar aktarır. örneğın 1948 yılbaşısını şöyle anlatmakta: pKadınlarıınu 1948'e yan çıplak girdiler. Bu yeni moda bizim lomhııl, mulâhham (cllı) bayanlarımızın hepsine yakışmamış. Bir tramvay kalabalıgı arzeden lokallerde dans ederken açık sırllara degen eliniz nemleniynr. Bendit, Je Revienne ve buna mtımaMİ agır kokular sabaha kadar yerini nev'i şahsına munhasır femme kukularına bırakıvordu. 1948'e girerken aklımda kalan sadece koku ve e( oldu." Cimcoz'un Parkoleli salonlarında gözune çarpanlar arasında, Esal Mahmııl Karekurt, Sahahaftin Ali ve Cabil Irgat gıbi sanat ve edebiyat ısimleri de yer alıyor (11). Anlaşılıyor ki... O zamanlar edebıvatçıların çoğıı Istanbul sosyete sı ıçınde boy gösterebili yorlarmış... efsanesine dayanır. Yunan mıtolojisine de gi miş olan llkbahar Tanrısı Aüis, gerçekte hr Hitit tanrısıdır. Anaerkil Anadolu halklarınm en eski ve en büyük ana tannçası Kybele, âşık olduğu Attis'in evlenmesine engel olur. Buna kızan llkbahar Tanrısı kendini hadım eder, viedan azabına kapılan tanrıça da onu çam ağacı haline getirir. Bir başka söylenceye göre ise, Attis'in kestığı hayalarından akan kan toprağı sulayarak bir çam ağacının fışkırmasına yol açar (13). Aslında işin daha da eskılere dayandığı söylenebilir. Paganlık çağı Anadolu'sunda avlanan hayvanlar yeni yıl tanrısı onuruna 6 ocakta çam ağacı dallarına asıhrmış. Altı günlük bir zaman farkını, aradan geçen yüzyılları düşünerek lütfen hoş görün... Bu efsanelerin Türklerın Anadolu'ya gelişınden öncesine ait oluşu bazılarınızı rahatsız edebilir düşüncesiyle Orta Asya'ya da uzanalım isterseniz. Altay kavunlerinın dını olan şamanlıkta, yeryüzunün göbcğmdc duran ve dalları gökyüzüne ulaşan bir çam ağacı motıfi bulunduğunu biliyoruz. Yakut kadınları da karaçam ağacını kutsal kabul edip, altında dua ve dilekte bulunurlarmış. KazakKırgı? ozanları ısc kopuzlarını nasıl yaptıklarını şöyle anlatırlar: "Çam agacı dibinden/Koparıp alınmış kopuzum." Orta Asya söylencelerinden hoşlanmayanlar için Selçuklu kümbetlerindc çam kabartmalarına rastlandığını hatırlatmakta yarar var. Osmanlı tmparatorluğunda ise benzer bir nıotif olarak, büyük şenlıklerde yer alan geçit törenlerinde göze çarpan "nahıl"lara rastlıyoruz. Özdemir Nutku, bolluk, güç ve çoğalmayı simgeleyen nahılların "phallic" bir öğe olduğunu önemle vurgular. Nahıl, Arapçada her ne kadar "hurma ağacı" anlamına gelse de, yine Nutku'nun ışaret ettiğı gıbi çam da4ı ya da servi ağacına daha çok benzer (14). Nahılların boyu bazen 25 mctreye kadar ulaşır, üstleri tel, renkli kağıt, çıçek ve mumdan yapılmış meyvelerle süslenirmiş. Tıpkı şimdi yılbaşı çamlarının süslendiği gibi... Nutku, nahıl simgesinin Urartu, Frig ve Hitıt uygarlıklarında da yer aldığını örneklenyle gösterir. BUtün bu kanıtlardan sonra, çam ağacı konusunda Sabri Esat Siyavuşgil'in yıllar önce düzdüğü övgülere katılmamak elde mi? "Yılbaşı gecelerinin kuçuk çamları, iki yılı birbirine baglayan karanhgın yeşil nuru, malıımdan meçhule giden yolun yeşil donemcci oldugunuz için, insanlık size minııetdardır. Sizin umit, sukfln ve sulh vaadedenrenginiz,edebiyeti halay ettiren varlıgınız karşısında, yılda bir kere olsun sevinenleri hor görmezsiniz elbel." Yılbaşı konusundaki son satırlarımızı hicıv üstadımız Aziz Nesin'e bırakmakta yarar var: Bu yıl da agzımızın gelntez mi tadı, tuzu Biz de gulup eglensek bu gece ederek dans, Yeni yıl şerefine donsun diye kahpe şans! D f yeni oldugıınu unutup on iki ay sonrası için, gonlumuze hos gelen tasavvurlar kurmaya baslıyoruz. Bir kaç gunlıık hıılya ... Az mı?. ... Zaten saadel denilen şey hir hulyadan bi/im kendi içimizde kendimiz için icat ettigimiz bir masaldan başka nedir ki?" (9) Yılbaşının zevki baloyla çıkar Cumhuriyet'in getirdiği yenilikler arasında balolaıın ayrı bir yeri vardır. Cumhuriyet Bayramı baloları, Akademi balolan, basın baloları buyuk rağbet kazanmıştır. Ama hele hele yılbaşı baloları... Ankara'nın 1929 yılını nasıl karşıladığını öğrenmek ıster mısiniz? Buyrun Yaktıp Kadri Karaosmanoglu'nun Ankara romanının sayfalarına... "Bıı kış, Noel ve yılbaşı balolarına Ankara'da her seneden daha zevkli bir hazırlanış vardı. Çunku, bu eglenceler, henuz açılmış olan Ankara Palas'ın büyuk hall ve salonlannda yapılacaktı. Buranın bin kişiden fazla davetli alabilecegi söyleniyordu. Onun için, birçok ailelerin daha iki ay evvelinden Istanbul terzilerine taşındıkları gorulmege başladı. Gerek Kuligurusi'dc, gerek I cgara'da en son Paris modelleri Ankaralı hanımlar larafından kapışılıyordu. Beyler, fraklarını ya daralmış ya da eskimiş bularak yeniden gece esvapları ısmarlıyorlardı. tlk yıllar, bir kuyruklıı ceketie bir silindir şapkayı kâfi sananlar, şimdi, klak ve makferlan pesinde koşuşuyorlardı. Yazık ki, bu artıkllcnn (cşyalann) bir kısmını sloklar lukenmiş oldııgıı için bıılmak kabil olmuyor ve Beyoglu'nıın belli baslı ınagazaları vasıtasıyla Avrupa'ya ısmarlamak lâzım geliyordu. Bu sırada dans iskarpinlerinin fiyatı uç dorl nıisline fırladı. Gerçi yeni çıkan 'Adabı Muaşeret' kilabında maskaratsız olmak şartiyle baglı rugan iskarpinlere mcsağ (ızın) vardı. Lakin /arafelin en ileri şartlarını yerine getirmek, asriligin ihmal goturmez bir şiarı lelâkki olunuRamiz Hn çlzgileriyle yeni yılı karşılayan bir "7 Oun" dergisi kapağı. yordu." Göruldüğü gıbı çağdaş olmanın bir yolu da yılbaşı balolarından geçıyordu... Yılbaşı, hediye zamanıdır! Gelişen yılbaşı alışkanlığının kime yarayacağı en ıyı ılanlardan belli oluyordu. örneğin, 1938 yılı sonunda dergılerde yer alan Burla Biraderler şırketının ilanları şu başlığı laşıyor: Sene nihayeti hediye zamanıdır... Işin mana ve ehemmiyetı ıyıce ortaya çıkmıştı işte. llanda, fötr şapkalı bir adam cşya dolu bir vıtrıne bakmaktadır. Vıtrınde "hediyelik" olarak gece lambası, utu, saat, çaydanlık, elektriklı soba, ladyo ve buzdolabı gıbı eşyalar yer alıyor. Bu 'erken dönem' metın yazarımı/ın, olayın önemıne ışaıet eden satırları ise şöyle devam edıyor. "Dostluklar buyuk olsun, kuçuk olsunherkesin iktidarına gore, bıiyük ve kuçuk hediyelerle idame edilir (surdurulıır) Bilhassa faydalı hediyelerin hatırası daha çok omurlu Yılbaşı deyince iki simge çıkar karşımıza: Çam ağacı ve Noel Baba.. Cumhuriyet'le birlikte yılbaşının vazgcçılmcz öğeleri olmuş bunlar... Hırıstıyan dunyasında da aynı simgelerın yer almasını, "Müsluman mahallesinde salyangoz satma"ya benzetenler çıkabılir. Ardından, yılbaşının da zaten Noel, yani tsa'nın doğumuyla ilgilı bir gun olduğunu söyleyebilirler. Söyluyorlar da... Bundan beş yıl kadar önce, Dıyanet lşlerı Istanbul Eğitim Müdürü Mahmut özakkaş, camide verdıği vaazda şöyle dıyordu."Muhlercm Muslumanlar! Önumuzde bir gece var. Birkaç gun sonra sizlerin de çok iyi bildiginiz bir gece var. Bu kursude size onun ismini bile soylemeye liizum görmüyoruın. O geceden sakınınız. O gecenin size dıınya ve ahrel için getirecegi zararlardan kendinizi ve ailenizi koruyunuz." (12) Şımdi bazılarımızın akhna bazı sorular takılabılır. !ju yılbaşı olayının bızim geleneklerımızle, kökenlerımızlc, yaşayışımızla ne ılgısı var diye... Sizi rahatlatmak amacıyla söylüyorum sanmayın, yukarda söz ettiğim iki simge, yani cam ağacı ve Noel Baba, halis muhlis bizdendır. Noel Baba'nın Demre'de doğduğunu her yıl yaptığımız uluslararası toplantılarla bılımsel olarak da kanıtlıyoruz zatcn. Hem hedıyeler dağıtan sakallı bir ıhtiyardan kıme ne /arar gelebilır ki? Çam ağacına gelınce... Her ne kadar Katolık bılgınler, "Çam agacı geleneginin kokeni İskandinav ulkelerinin erken donemlerindeki Agaç Bayramlarına dayanır" derlerse de sakın inanmayın. Çam ağacının kökeni, bir Anadolu Dunun yeni yıl umııdtı: "Teyyare Piyangosu'' çek ttişieri... II) Salon, l I 1950 <2) Salon, I. 1949 (3) Yanmay, 1 1.1937 (4) Muharrir Bu Ya! (5) Salon, 1 I 1949 (6) Mizah. 27 12 1946 (7) Yedigun, 3 1 1934 (8) Bir Avuç Saçma (9) Resimli Hafta, 31 12 1938 (10) Salon. 1 1 1949 (11) Salon, 15 I 1948 (12) Aktaran Korhan Alay, Nokıa tmanlar, 31 12 1983 (13) Azra Erhat, Mitoloji Sozluğu (14) IV. Mehmet'in Edirne Şenligi 18