23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bizim ko¨yler ekolojik deg^il mi? Silkindi ve büyük kentin tozunu dumanını üzerinden attı.... Sonra düştü yollara, vardı Kaz Dağı’na... Ayla Seyhun eko sistemin unutulan mucizesini anlattı Turizm kelimesi her Ayla Seyhun kesin beyninde aynı kapıyı www.karavandan.blogspot.com açıyor da, eko kökünün geldiği ekolojik kelimesi öyle değil sanki. Tarımla ilgili gibi geliyor insana, ekolojik ürünler var ya. Ama tarım turizmini karşılayan bir agroturizm var zaten. Aynı şeyi anlatmak için iki yabancı kökenli kelime mi kullanıyoruz yoksa? Bir de ekoköy kavramı var. Bizim köyler ekolojik değil mi peki? Yaşadığım yer bütün bu kavramların iç içe geçtiği Kaz Dağı ve çevresi. Hem okumuş, hem yazmış, hem tüketmiş hem tüketilmiş bir kentli, köye düştüğünde; nasıl karışırsa aklı benim ki de öylesi karıştı önce. Kavramlar yerine oturmuyordu bir türlü. Anahtarlarla kilitler bir türlü uymayınca, ya kapıları sökesim geldi, ya kilitleri tümden kırıp atasım. Bunun için de beynimi rafa kaldırıp, içim ne diyorsa o yöne yürümeye başladım. Anladım ki, dünyadaki en büyük savaş, doğaya hakim olma savaşı. Her birimiz bu savaştan kurban ola Anladım ki, dünyadaki en büyük savaş, doğaya hakim olma savaşı. Her birimiz bu savaştan kurban olarak payımızı almırak payımızı almışız. Evet hepimiz, şız. Evet hepimiz, toprakla, suyla, güneşle doğal bağlantısı kesilmiş, vazolara alınmış, suni beslenmeyle yaşam süren kurbanlarız. toprakla, suyla, güneşle doğal bağlantısı kesilmiş, vazolara alınmış, suni teme uygun ekoköyler kurarak, doğanın temin döngüsü ve dengesi içinde. Orman ekeceğimizi, kendi toprağımızdan nasıl bibeslenmeyle yaşam süren kurbanlarız. kaynaklarını doğal dengeyi bozmadan, içlerinde, bizlerin aşk merdiveni adını ver na dikeceğimizi, domataya böcek gelKörler ülkesinde, körlere yol sorarak yol ona karşı bir savaş açarak değil de, ana diğimiz eğrelti otundan yataklar döşe mesin diye yanına hangi bitkiyi ekeceğibulmaya çalışanların verdiği rahatsızlığı or sının koynunda yatar gibi sakin bir işbir mişler, yeşil kokarak, yeşil koklayarak, ye mizi bize siz öğretin. Biz öğrenirken; kentadan kaldırmak için, gözleri görenlerin liği içinde, ayrı düşerek değil, ona ait ola şil düşler görmüşler. (Beni de götürecekler te, kentliye format atılmış gençleriniz de gözlerini zamkla sıkı sıkı yapıştırmış kör rak yaşamaya başlamışlar. İşte ekoyaşam ve yeşil döşeyecekler yatağımı, öyle his geç olmadan akıllanır da, özüne döner, öğsederek aktardılar ki bunu bana, tüm reniverir belki. Böylece taşırız doğayı, küller. Açmaya çalışırsak acıyor, vazgeçiyo bu. Bir yerlerde ana rahminin rahatlığını, ko hücrelerim bekliyor o geceyi. Tıpkı sev türü, tarımı yarınlara. Ait oluruz bütüne, paruz. Görme merkezindeki sinirlerimiz ise ramparça dağılmadan. Tüm telaşım siz çoktan uyuşmuş. Ekozombiler olarak do kusunu, doğallığını özleyen insanlar, onu dalısına kavuşacak gibi gönlüm.) Topraklarına göre, yağmura göre, güç göçmeden yakalamak son vagonu. laşıyoruz ekosistemin hakim olduğu do tatil aralarında olsun bulmak adına yollaİşte benim gibiler, bugün şartlarınız elğada. Arada bir dejavu (sanki bir yerler ra düşüyor. İşte bunlar ekoturistler. Ül lerine göre kendilerince ekmiş biçmiş, gülde görmüş gibi), dejamö (sanki bir yer kemizin dört bir yanında doğal ekoyaşam müş geçmişler. İnat etmemişler, kanaat vermeyebilir tümden doğal yaşam alanlarına dönmeyi, ama hiç olmazsa lerden duymuş gibi) yaşıyoruz. ekoturistler olarak gelin. ElleriNormal oda ısısında zekamız yükmizden tutun, yeşilimizi koklayın, sek görünse de, doğada eksi bilevinize geri götürdüğünüz sadece en ne mi yapıyorum buralarda? mem kaçlarda! yağımız, sabunumuz, kekiğimiz Ekosistem içindeki varlıklar, Direnenleri bulmaya çalışıyorum; olmasın. Bırakın gözlerinizdeki hiçbir müşterek dil kullanmadan, direnen nineleri, direnen giysileri, zamklar dökülsün, gören gözlerihiç akıl yürütmeden gözle görülnizi götürün şehrinize. direnen ritüelleri, direnen domataları, meyen bağlarla birbirine bağlı Çağrım içinizde bir şeyleri titremuhteşem bir dans sergiliyorlar. direnen orkideleri, direnen üç etekleri, tiyorsa eğer, bir ağaca sarılın buBağ bir yerinden kopacak olursa, direnen dedeleri. Sıkı durun demek gün. Saksıda ki bir çiçekle konuhepsi birden bunun sancısını çeistiyorum. Ben bir kişiyim evet, ama benim şun. Kokusunu yitirmemiş nane, kiyor. İnsan sanki bu bağların dıkekik ne varsa evinizde onu kokşında üstün ve özelmiş gibi, akıl ve gibileri de var. Çok önemlisiniz. Aman siz layın. Tüm hücreleriniz hatırlasın onun aracı olan dili kanalıyla kengöçmeden anlatın, gösterin, örnek olun. ona kokuyu veren toprağı, suyu, di arasında ayrı bir bağ oluşturmuş Kendi toprağımıza ne ekeceğimizi, kendi güneşi ve düşün yollara. Yürürken ve başka hiçbir şeyle ve hiçbir şesizi yerde tutan yer çekimini, dıtoprağımızdan nasıl bina dikeceğimizi, kilde bağlı değilmiş gibi yaşamını şarıdaki nemden, içinizdeki nesürdürmeye devam ediyor. Bizler domataya böcek gelmesin diye yanına min azaldığını, dengenin kaçtığını de sosyal toplumun verdiği öğrehangi bitkiyi ekeceğimizi bize siz öğretin hatırlatan susuzluk duygusunu ti çerçevesinde bu yalanın üstüne kutsayın. Ekosistemin gözle göyaşam kurmuşuz bir kere. Suç rülmeyen bağlarından sadece ikibizde mi? Ne gördüysek onu gersi bu söylediğim. Toplam elliüç çek sanarak yaşamıyor muyuz? Aklımıza bu travmadan rehabilite olmak hiç alanları var. Bunlardan biri benim üstün getirmişler. Teslim olmamış, teslim et duyumuz olduğunu söylüyor uzmanlar. Ne mi onlar? Yanıtı doğada. Hadi ne durumi hiç gelmiyor. Kabul etmiyoruz ki ayrı de yaşadığım coğrafya. İnsanlar burada da mişler yaşamlarını ekosisteme. Kentlerden buraya gelenler, onlara yorsunuz, düşün yollara vakit geç olmadüşürüldüğümüzü. Akla, sen her şeyden savaşmışlar ama birbirleriyle. Doğasında üstünsün denilmiş bir kere, akıl hiç bu üs 2000 yılın üstünde yaşayabilen zeytin kendi sistemlerine göre “format atmaya” dan. Adı her neyse ondan oluverin, ekoturist mi neydi hani, oluverin ki doğa siztünlüğünü ortadan kaldıracak bir düşün var. Zeytin insana öyle çok hizmet veriyor çalışsa bile hala direnmiş olanlar var. Ben ne mi yapıyorum buralarda? Dire den hoşnut olsun. ki, ona savaş açmaya bugüne kadar yüceye prim verir mi? Doğada her şey diğerini destekler. DesBir yerlerde ise ekosistem içindeki reği yetmemiş belli ki insanoğlunun, uzak nenleri bulmaya çalışıyorum; direnen nibağlarını hiç unutmayan, ya da uzun za durmuşlar ondan. Hatta çamları kesip, neleri, direnen giysileri, direnen ritüelleri, teklenemeyecek haldeyse dönüştürür. man öncesinde bunu hatırlayarak bağla zeytin alanları açmışlar. Dağları da her tür direnen domataları, direnen orkideleri, Hem unutmayın, doğal seleksiyon kendirına yeniden can vermiş insanlar var. Bu lü bitkisiyle, havasıyla, efsanesiyle el ver direnen üç etekleri, direnen dedeleri. Sı ne uyanları seçer, bakın bakalım kendiniinsanlar ya zaten kendi köylerinde, ata kül miş insana. Aralarda dağılmış Türkmen kı durun demek istiyorum. Ben bir kişiyim ze, sıra size geldiğinde, doğa sizi seçer mi, türlerini nesilden nesile aktararak bugüne köyleri, Yörük köyleri ise, Orta Asyadan evet, ama benim gibileri de var. Çok seçmez mi? Seçilenlerden olmak için gelmiş, ya da bir araya gelerek ekosis gelen doğa kokan, doğayla birlikte akan önemlisiniz. Aman siz göçmeden anlatın, trenin son vagonunu yakaladınız yakalaritüellerini bugüne kadar taşımış, ekosis gösterin, örnek olun. Kendi toprağımıza ne dınız, yoksa, geçmiş olsun! B 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear