Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 AĞUSTOS 2004 / SAYI 962 Dünle gelecek arasında bir cennet: Kaş Nermin Bayçın T urkuazdan petrol mavisi derinliklerine davet eden deniz, denize diklenen yüksek dağlann sarmaladığı küçük bir liman: Kaş. Sarp tepelerinin henüz "hızlı büyümeye" direndiği bu küçük ilçe, az çok korunagelmiş doğasıyla Batı Akdeniz'in en etkileyici turistik merkezi olarak öne çıkıyor. Küçük adacıklan, tek düzeliğe geçit vermeyen kıydan, çoğunluk tatlı sulann karıştığı akvaryumu andıran koylan ve kendisine "göz" olan Meis Adası ile Kaş, klasik deyimle dağ ve denizin buluş tuğu en güzel coğrafi manzaralarından birini sergiliyor. Kaş, Toroslar'a yaslanan konumuyla yamaç paraşütü, doğa yürüyüşü, dağ bisikleti, kano ve mavi yolculuk için tam bir cazibe yeri. Dünyanın en iyi 50 dalış alanı arasında yer alması, beldeyi daha da çekici kılıyor. Kimi zaman 3540 metreye ulaşan su görüşü, Akdeniz'in hemen tüm türlerinin bir arada barındığı ya da bir süreliğine misafir olduğu zengin dünyası ve açıklara gitmeye gerek kalmaksızın, kısa mesafede her tip dalışa olanak tanıması, sualtı meraklıla Kaş, yamaç paraşütü için ideal bir yer... Kaş rehberi ve etkinlikleri Butik otellerden bazılan: Diva 0242 836 42 55 Savile 0242 836 4188 Hadrian 0242 83628 56 , AquaPark 0242 836 19 01 Aquarius 0242 838 18 96 Otel ve pansiyonlardan bazılan: Begonvil 0242 836 30 79 Talay 0242 8361101 Sardunya Anı Lale 0242 836 30 80 0242 836 17 91 0242 836 10 74 Gezi ve etkinlik düzenleyen bazı seyahat acentaları: Dragoman 0242 836 36 14 Bougainville 0242 836 37 37 Dolçevita 0242 836 16 10 AltitudeAction 0242 836 32 91 Dalış Okullanndan bazılan: Barakuda Queen 0533 252 89 86 Archipel 0242 836 36 14 Bougainville 0242 836 37 37 Sundiving 0242 836 26 37 Barakuda 0242 836 29 87 Turizm Danışma MüdUrlüğü: 0242 836 12 38 rının tercih nedenleri. Vatoz, bir metre boyuna ulaşan akya, orfoz, barakuda, deniz tavşanı, Kızıl Deniz'de rastlandan domuz, trompet gibi balıklan ve caretta carettaları aynı dalışta görmek olası. Yaklaşık 21 dalış noktasına sahip Kaş'ta, alışılmadık biçimde, oldukça fazla sayıda dalış okulunun olması da sualtına olan yoğun ilginin göstergesi. Derinliklerin büyüleyici dünyasında yolculuğa çıkmanın ortalama fiyatı ise beş günlük eğitim için 500, dalış için ise 3037 milyon. Kaş, yamaç paraşütü açısından, her ne kadar Türkiye'nin en gözde ya da en iddialı yeri değilse de, Asas Dağı'na çarpan meltemin kullanılması sonucu, heyecan arayanlara irtifa kaybetmeden saatlerce havada uçma keyfini yaşatıyor. 2545 dakikalık keyfin bedelini ödemek için 100 Euro (180 milyon)'yu gözden çıkarmak gerekiyor. Toroslar'ın serin yaylalan, otantik Yörük merkezleri ve alabalık çiftlikleri, Kaş'ın bir başka çekim alanını oluştururken, yüruyüş etkinlikleri de yörenin doğasını ve kültüreltarihsel dokusunu daha yakından tanımak isteyenlere alternatif parkurlar sunuyor. Özellikle yalnızca yürümek için yurtdışından gelenlerin seçtikleri antik Likya patikası, bugün hareketli, uluslararası bir güzergâh görünümünde. Zamanı ve enerjisi olanlar, özel işaretlerle yönlendirilmiş bu patika üzerinden AntalyaHisarçandır'dan Fethiye'ye dek, Teke Yarımadası'nı bir uçtan bir uca katedebilir. Beydağı Olimpos Milli Parkı'ndan da geçen güzergâh, kimi yerde ' dağları aşarak, kimi yerde dekıyıları Kaş, denize diklenen yüksek dağlann sarmaladığı küçük bir liman... izleyerekyürüyüşçüyu değişken, aynı zamanda son derece etkileyici atmosferlere taşıyor. Tabii, daha kısa mesafeli parkurlar da söz konusu. Özellikle, Kaş çevresindeki, ilgi çekici anıtsal mezarlarıyla dikkat çeken Apollonia ya da îsinda, Aperlai, Kekova'daki Simena gibi antik Likya kentleri her zaman yeni keşiflere açık. Üstelik bazı bakir kalmış koylannda yüzmek için de bulunmaz fırsat. Buralara kadar gelmişken de kendine has dokusuyla göz alan Kaleköy ve Kılınçlı'ya biraz daha zaman ayırmak gerekiyor. ARKEOLOJİKTURLAR... Eğer yürüyüş tercih edilmezse, kanoyla kayılacak deniz yolu, uygun hava koşullarında engelsiz bir güzergâh. Deniz kayağı da denilen bu spora biraz heyecan katmak ya da keyifli bir akıntıya kapılıp gitmek istenilirse Eşen Çayı tek adres. Vadi yalnızca bu olanağıyla sınırlı değil. Milli park kapsamına alınan Saklıkent gibi kanyonlan da adrenalin yükseltmek peşinde olanlara tırmanış ve buz gibi sulannda yüzme fırsatı veriyor. Antik dönemde Ksantos olarak anılan bu vadi aynı zamanda Likya uygarlığının en onemli kenderini barındırıyor. Özellikle Akdağ'ın yüksek yamacına kurulmuş, vadiye hâkim konumdaki Tlos, kutsal bir alan olan Leto on ve Pınara görülmesi gereken önemli yerlerden yalnızca birkaçı. Kaş'tan düzenlenen bu tür günlük etkinliklerin ya da arkeolojik gezilerin fiyatı ise 30 ile 90 milyon arasında değişiyor. Tüm bunların dışında Kaş'ın öne çıkan bir ozelliği de, her biri ayrı karaktere sahip butik otelleri. Bazılan geleneksel Akdeniz mimarisine Roma ve Osmanlı'yı katarak renkli bir atmosfer yaratırken bazı yerler de bahçesinde özel olarak yetiştirdiği ot ve sebzelerle zenginleştirdiği iddıalı mutfağı ve ev ortamı rahatlığını sağlamasıyla dikkat çekiyor. Bunların arasında, 11 yaşından küçüklerin alınmadığı, tam bir sessizlik sunan ve her bir odası ayrı tarzda, antika mobilyalarla döşenmiş oldukça farklı karakterde otel bile bulunuyor. Genelde iki kişilik yarım pansiyon oda fiyadarının en düşüğü 85, en yükseği ise 150 milyonun üzerinde. Çoğu "titiz" ve "gürültüsüz patırtısız" aile işletmesi olan bu yerler, genelde abartısız ama özenli ve zevkli bir görünüme sahip. Aynı şekilde, aralarında pek bir ayrımın kalmadığı pansiyonlar ve küçük oteller de... Kimi hoş ayrıntılarla süslenmiş, hemen hepsi de klimalı ve manzarah olan odaların fiyatları ise 30 ile 60 milyon arasında değişiyor. • Yamaç paraşütü: Sky Sports 0242 836 32 91 BAŞKENT GÜNLERİ Umut yolunu açan gençler Müşerref Hekimoğlu • nsan belleği çok ilginç olaylarla uğraşıyor kimi zaman. Adı, . sanı, görevi bilinmeyen kişiler, kuruluşlar da ansızın gündeme geliyor. Biri ötekini çağnştırıyor. Hayalde yazıma kavuşan olaylarla öyküler, romanlar oluşuyor. Ankara'nın göbeğinde otururken Hacıbektaş'a gidiyorsunuz birden. Sonra başka kapılar açılıyor. Yitik dostlara sarılarak yeni öyküler yazıyorsunuz. Yeni pencereler açılıyor önünüzde. Çok renkli, çoksesli dahası çok dinli bir coğrafyayı yaşıyorsunuz. Giderekderinleşiyorbakışınız. Anadolu'dan bir tutam saç koparıyor, geçmişe yol alıyorsunuz. Bir ana, bir tutam saça neler sığıyor! Ne ozanlar, ne erenler, nice canlar geliyor karşınıza. Işte Hacı Bektaş Ve î! li, işte Pir Sultan Abdal ve de yitik ozanlar, kahramanlar. Hepsi sıralanıyor gözümde, Mevlana'dan Yunus Emre'ye kadar. Hepsinin bir sözü, bir uyarısı var. Nerde başlıyor, nerde bitiyor kestirmek zor. Hepsi bir arada. Bir kalp çarpıyor, bir yürek yanıyor, gözler de umutla bakıyor geleceğe. Vaktiyle büyükbabamla konuşurken, güzel şaşkınlıklar yaşardım. Bir dizede birçok ozanı birden karşıma getirir, Hacı Bektaş Veli'den Pir Sultan'a ve Mevlana'ya kadar sürerdi yolculuğumuz. Arada neler neler anlatır, neleri vurgulardı. Sevgiyle, hoşgörüyle... Peki bu hoşgörü nerden? Mevlana'dan mı? Yoksa Hacı Bektaş Veli'den mi? Şaşınrdım. Şaşılası rastlantılarda çocuk aklımla gerçeği yakalamaya çalışırdım. Galiba yakalardım. Babam her şeyi akhn yolunda aramamı isterdi. Sevgili Talat Halman'ı anımsıyorum her zaman. Aklın yolu bindir diye direniyor. Sanırım haksız da değil. Anadolu'nun kültür mozaiğini anlatmaya ve de anlamaya bir değil, bin akıl az geliyor kimi zaman. Hacıbektaş Şenlikleri büyük ilgi görüyor giderek. Olayı dinsel açıdan düşünenler de var. Ama bence insanın hayal ve düşüncesi daha geniş kapılara açılıyor ve bir daha kapanmıyor. Öylesine güçlü, öylesine renkli. Bir yıldız doğuyor, bin yıldız göz kırpıyor değil mi? Bu buluşmanın görkeminde başka bir gizem var doğrusu. Can dostların görkemli birlikteliğini yansıtı yor. Farklı coğrafyalardan milyonlarca insan Hacı Bektaş Veli şemsiyesinde buluşuyor. Sayısız kültür etkinliğine yer veriyor canlar. Art arda konserler toprağın sesini, erenlerin, canların soluğunu duyuruyor. Anadolu'nun yüreğiyle çarpıyor canlar. Binlerce yürek bir arada sesleniyor dünyaya. Duyanlar beri gelsin! Gelin canlar bir olalım. Sevgili okurlanm, Yüzydın yansıru aşıyorum mesleğimde. Yılları birlikte yaşadık. Acı tatlı günlerimiz var. Ancak yaşamaktan geri kalmadım hiç. İşte şimdi de erenlerin selamıyla sesleniyorum size. Yaşamımda belli olaylar bu selamla güçlendi. Insanlarla ilişkim, dinden kaynaklanmadı hiçbir zaman. Ancak, Hacı Bektaş Veli'ye büyük sevgim ve saygım da insana duyduğu sevgiden kaynaklanıyor. Bu sevgiyi güzel duyuran Hacı Bektaş Veli'yi belli söylemleriyle anımsarım her zaman. Yaşadığımız dönemler bir değil. A ma birlikteliği var. Yaşama ve insana bakışı değişmiyor yüzyıllara karşın. Yakın çevremde bir genç var, thsan Karayazı. Geç tanıdığım için üzgünüm ama hiç tanımamaktan çok iyi. Genç okurlardan öğreneceğim şeyler bitmiyor, çoğalıyor giderek. Ihsan da insan sevgisinden çıkıyor yola. Karayazı soyadına inat ak bir savaşla sürdürüyor yaşamını. Doğrulardan alıyor uyarısını. Dışarıya açılan gözüm kulağım oluyor adeta. "Her ne ararsan insanda ara, Kudüs'te, Mekke'de Hac'da değil" sözleri de Hacı Bektaş Veli'den bugüne ulaşan bir uyarı bence. îhsan Karayazı, "kara"yı değil akgünleri çağrıştıran bir genç. Çevremdeki gençler arasında az rastlıyorum 'Karayazı'lara. Çoğaldıklan zaman yazıların tümü aklaşacak diye düşünüyorum umutla. Yazımı umutla sona erdiyor, tüm gençlere selam olsun diyorum.#