23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

29 AĞUSTOS 2004 / SAYI 962 ŞİMDİ KADIN OLDUM! Gözde Gündoğdu D ünyanın pek çok yerinde kadınlara âdet dönemlerinde işe gelmemeleri için izin verilmesi tartışılırken, Karen Houpert "Lanet" adlı kitabında konuya farklı bir gözle bakıyor. Kitap dört bölüme ayrılmış. Houpert'in kitabı yazma amacı, aylık kanamanın ayıp, utanç verici ve hatta kişinin takatini kesen bir olay haline dönüştürülmek istendiğine dikkat çekmek. Âdet kanamasının ne anlama geldiğini herkes büir, ama Ayrıntı Yayınları tarafından Esen Metin ve Neslihan Atcan'ın çevirisıyle yayımlanan kitapta bu durum değişik yönleriyle anlatılıyor. Mesela "Vücuduma ne oluyor?" adlı kitabın yazarı Lynda Maradas'ın tanıtnı. Houpert'ın onayladığı yorum şöyle: tiyor. Âdet dönemine girmemiş kızlar, kadınsı olmayan kıyafetler giyen ince, göğüssüz, kalçasız kadınlar çiziyor. Altı ay sonra, araştırmacılar, aynı gruptan aynı işlemi tekrar etmelerini istediklerinde, âdet görmeye başlamış kızlar bu kez, göğüsleri, kalçaları, mücevherleri ve yüksek topuklu ayakkabılarıyla resmediyorlar kadını. " NEDEN BEN? Ailesi tarafından bilgilendirilmeyen kızlar için durum acı verici, çunkü gizlilik korku yaratıyor. "Red Spot Web" internet sitesinde bir kadın ilk regl dönemini şöyle dile getiriyor: "İlk kez regl olduğumda 13 yaşındaydım. Anneme söyledim, o da bana 'Şimdi kadın oldun' dedi. O an şöyle düşündüm: Aman ne güzel! Neden ben?" Houpert kitabında bazı istatistiksel verilere de yer veriyor. Konu üzerindeki uzmanlığı onaylanmış, âdet konusu üzerine iki kitap yazmış SMCR'nin (regl konusunda araştırma yapan bir grup) eski başkanı Dr. Sharon Golub, 1984 yılında 6. ve 10. sınıf arasındaki 205 kız üzerinde bir çalışma yapmış. iki yıldan az bir süredir âdet gören kızlarda özguven en düşük seviyedeyken, depresyon seviyesinin en üst seviyede olduğu, iki yıldan fazla süredir âdet gören kızlardaysa özgüven seviyesinin çok yüksek, depresyon seviyesinin düşük olduğu saptanmış. BİR SENDROM: PMS Bir başka çalışmada ise psikiyatrik epidemiyolojist Patricia Cohen, çok ağır depresyonun, âdet görmeye başlayan 13 ya da 14 yaşındaki kızlarda daha da arttığını bulmuş. Houpert'a göre depresyonun ve güvensizliğin nedeni bilgisizlik. Yazar, "Yetişkinlik dönemi: Âdet öncesi sendromu (PMS)" bölümünde ise kadınların âdet dönemi öncesi sorunlarını ele alıyor. Kadın sağlığının kutsal kitabı saydan "Our Bodies, Ourselves Vücudumuz ve Biz" adlı kitaptan bir alıntı yapıyor: "Âdet öncesi sendromu, kadınların kendilerine daha az güvenmesi, olumsuz durumlar karşısında kendilerini suçlamaları, öfkelendikleri için kendilerini daha fazla suçlu hissetmeleri, duygularını içlerine atmalarıdır." Houpert PMS mağdurlarının genellikle otuz yaşlarında (çocuk büyütme ve iyi bir kariyer için en elverişli yıllar), birkaç çocuğu olan ve çalışan kadınlardan oluştuğunu söylüyor ve öfke, depresyon ve bitkinliğin bu kadınların yaşam koşullarına verdikleri yerinde tepkiler olabileceğini düşünüyor. "Kadınların günlük hayattaki yeriyle birlikte sorumlulukları da artıyor, buna karşılık biyolojileri değişmiyor" diyor. 36 yaşındaki bilgi analizi uzmanı Alice, PMS olmasaydı hayatının nasıl farklı olabileceğıni anlatıyor: "Sanırım çok daha başarılı biri olurdum. Daha iyi bir anne, eş, dost olurdum. Ama şu an bir yapboz misali ne zaman bir şeyleri yerine koysam, bu sorun gelip her şeyi bozuyor ve sonrasında bana her şeyi baştan toparlamak düşüyor. Enerjim gidiyor ve kendimi kötü bir anne, eş ve dost gibi hissediyorum." Bu kadar problem çeken kadınlarla ilgili gene de yeterli bilgiye sahip olmadığımızdan yakmıyor Houpert. "Kadınların öfkesini PMS'ye bağlamak toplumu büyük bir sorumluluktan kurtarıyor, fakat kalıcı bir çözüm yolu aranmıyor" diye noktalıyor yazısını. • "Dü§ benzeri, ağır çekim bir balede, küçük damarlar olgun yumurtayı kucaklar ve onu rahme doğru on santimlik olan ve dört gün suren yolculuğuna taşırlar." Kitaptaki biyolojik açıklama ile reglin nezle kadar basit olduğunu düşünüyorsunuz. Houpert, "Hapşırdığımızda erkek arkadaşımızın mendil vermesi garip gelmezken, neden regl olduğumuzda bir erkeğin yanında ped veya tampon istemek Çin işkencesinden farksız?" diyor. 1995 Mart'ında yayımlanan Teen dergisindeki bir mektupta bir kız şöyle yazmış: "Okuldayken fark ettim ki gününden önce regl olmuşum. Pedim olmadığı için öğretmenim bana ofisinden ped almamı söyledi. Ofise girdiğimde okulun en yakışıklı iki çocuğu oradaydı. Bu yüzden derdimi sekreterin kulağına fısıldadım. Sekreter 'HeyNancylŞukızabirpedgetirsene!' diyebağırdı. Sonra da çocukların tam önünde pedi elime tutuşturuverdi. Çocuklar da gülmeye başladı. Işte o an öleceğimi sandım." NE SİZ FARK EDECEKSİNİZ... Houpert'ın da isyan ettiği nokta tam burası. "Neden kadınların ayda bir yaşadığı bir olay gizlensin? Neden bir kadın doğasından utanmak zorunda kalsın?" 2 yil bu konu üzerinde çalışan Houpert'a göre suçlu, sıhhi ürünler endüstrisinin hatalı tutumu. Tampon ve ped reklamlarının hedef kitlesi genç kızlara reklamlarla verilen mesaj utanç ve gizlilik bazlı olduğu için kızlar tamponlarını, pedlerini gizlemek için şekilden şekle giriyorlar. 1949'da bir ped reklamının sloganı durumu iyi özetleyen bir örnek: "Kullandığınızın ne siz farluna varacaksınız ne de başkaları." Houpert'tan bir örnek de Tampax tampon reklamlan: "Göz alıcı renkler le paketlenmiş aplikatörsüz tamponların reklamını, onları bigudi olarak kullanan bir manken yapıyor. Ama reklamda 'Sadece siz onların ne işe yaradığını bileceksiniz' sloganıyla izleyicilere çantalarından ruj yerine tampon çıkarmalarının ne kadar utanç verici olacağı hatırlatılıyor". 1940'lardan bugüne, reklamların yapısında bir rahatlama seziliyor, fakat verilen mesaj hep aynı. Durum Türkiye için de pek farklı değil. Örneğin son Orkid reklamı... Reklamda Cem Özer 'kan'ı canlandırıyor! Erkek arkadaşıyla yemek Neden kadınların regl hali gızleniyor? Neden kadın doğasından utanmak zorunda kalıyor? Karen Houpert "Lanet" adlı kitabında, aylık kanamayı endüstri, medya, toplumsal baskı açısından değerlendiriyor... yiyen genç kız Cem Özer'in kırmızı takım elbisesiyle içeri girdiğini görünce regl olduğunu anlıyor. Tuvalete gidip orkidi yerleştirdikten sonra Cem özer'i dövüyor ve reklam şu cümleyle bitiyor: "Bir dahaki aya görüşmek üzere"... Burada da kızın erkek arkadaşından regl olduğunu sakladığını görüyoruz. îşte size Houpert'in şikâyetçi olduğu reklamların Türkiye versiyonu... Houpert kitabında farklı bir nokta daha yakalamış: "Elli yıldır Vermont'ta bulunan Tambrands fabrikasını ele alalım, fabrikayı neredeyse bulamayacaktım. Şirketin bu bölgede olduğunu gösteren en ufak bir yol işareti bile yoktu." Yazar, bu gizliliğin endüstriyel nedeni nikitabında "Âdet kanaması kimleri zenginleştiriyor?" başlığı alunda inceliyor ve bir örnekle özetliyor: "1991'de fiyat indirimi olmaksızın bir kutudaki tampon e sayısının 40'tan 32'y indirildiğini fark ettiğimizde, protestomuz sadece kadın hijyeni reyonunda söylenmek oldu. Zaten her şey sessiz sedasız yürütülürken, ürünün kalitesini ya da güvenli olup olmadığını kim sorgulayabilir?" ANNELERİN YANLIŞI Houpert'a göre reklamlardaki gizliliğin asıl nedeni "Âdet kanaması utanç verici bir olaydır ve gizli tutulmahdır" mantığını destekleyen reklamlar yaparak halkı susturduğu gibi halkın eleştirilerıne de son vermek.Gizlilik konusuna dair bir de toplumsal tabular var tabü. Houpert, kız çocukların Catskills tatil kampındaki gözlemleriyle açıklıyor konuyu: "Kız \ Türkiye'de de kadınlara denemeleri için o.b. tatnpon ve günliik ped numuneleri dağıtılıyor. lara 'âdet kanaması tam olarak nedir?' diye soruyorum. 'Kan!' diye bağmyor Rosie. Âdet kanaması ile ilgili bildikleri sadece bu kadar bu çocukların: Kan... Toplumsal baskıyla gizli tutulmuş konu hakkında söylediklerinin ayıp olduğu düşüncesine kapıhyorlar. Neden ayıp olduğunu bilmeden hem de." Genç kızların yaşadığı bilgisizlik ve utangaçlık Houpert'a göre annelerinin yanlış tutumundan kaynaklanıyor. "Anneler regl ile cinsellik arasındaki bağlantıdan ötürü çocuklarını bilgilendirmezler. Regl olan bir kız 'orası' ile tanıştığı için cinselliğe bir adım daha yaklaşmış olur. Bu da anneleri korkutur" diyor ve 1983'te yapdan bir çalışmayı anlatıyor: "Araştırmacılar 7. sınıf öğrencilerinden bir erkek ve bir kadın çizmelerini is Houpert genç kızların yaşadığı bilgisizlik ve utangaçlığı annelerin yanlış tutumlarına bağlıyor. İlk regl, ilktravma... I lk regl, neredeyse tüm kadınlar için bir travma. Önce korku yaşanıyor, sonra utanç. Reglle ilgili tabular, yasaklar kadınların peşini neredeyse bütün yaşamları boyunca bırakmıyor. Her şey, reglden önce ve sonrada toplanıyor. Biz de kadınlarla ilk regllerini ve duygularını konuştuk. Isimlerinin açık yazılmasını istemediler, fotoğraflannın çekilmesini de. Işte kadınların anlattıkları: Z. K. (36ev kadını): Okuldan eve gelmiştim. Tuvalete gittiğimde külotumda kan olduğunu gördüm. Annem daha önceden bana hiç bahsetmemişti ve o yıllarda arkadaşlanmdan da böyle bir şey duymamıştım. Geç regl olanlar şansüydı. Defalarca tuvalete girip çıktım. Çok korkmuştum, fakat annem çok otoriter bir w insan olduğu için onunla konuşamadım. Akşam babam geldiğinde ağlayarak ona anlattım. O bunun normal bir şey olduğunu, annemle konuşmam gerektiğini söyledi. Annemse bana sadece "Genç kız olurken kadınlar ayda bir kanama geçirir" dedi. Beni bir öğretmenim bilgilendirdi. O zamana göre modern bir aile olmamıza rağmen regl ile ilgili konuşmak ayıptl. Ben bu bilinçle kendi kızıma her şeyi erkenden anlattım. Benim yaşadığım korkuyu yaşamasın diye... Ş. Y. (63 gündelikçi): İlk regl olduğumda daha onceden böyle bir şey duvmamışım bile. Ne annemden ne arkadaşlanmdan... Çok korkmuş ve kendimden çok utanmıştım. Evimizin altında bir ahır vardı. Kanlı külodumu ahıra sakladım ve anneme hiç bahsedemedim. O da bana hiç sormadı. Ne olduğunu arkadaşlanmdan öğrendim. Annem de başkalanndan duymuş. Biz bu konuyla ilgili hiç konuşmadık. N. B. (17öğrenci): 14 yaşındaydım. Annem beni çok önceden bilgilendirmişti. O yüzden hiç korkmadım ve çok normal karşıladım. Anneme söyledim, o da bana ped getirdi. K. I. (55personel müdürü): Annem ve babam çalıştığı için okula giderken dedemlere uğruyordum. Her zamanki gibi sabah gene onlara uğramıştım. Içimden ılık ılık bir şeyin aktığını hissettim ve tuvalete gittim. Külotumda kan görünce çok korktum ve ağlamaya başladım. O sırada cici annem sesimi duymuş ve yanıma geldi. Onun yanında böyle bir şey olduğu için ürkmüştüm. Cici annem "Aaa, aybaşı olmuşsun. Artık bir hanım oldun" deyip bana bir tokat attı. Büyük bir kabahat işlediğimi sanıp daha beter ağlamaya başladım. "Özür dilerim. Ben bir şey yapmadım, kendiliğinden oldu" diyordum sürekli. Bana ilk aybaşı olan kıza tokat atmanın âdet olduğunu söyledi, bezler hazırladı, ama o gün utancımdan okula gidemedim. Tam olarak ne olduğunu halam anlattı. Annemle konuşamadım, bu konularda çok rahat bir kadın değildi. G.G. (16öğrenci): Doğduğumdan beri yavaş büyume, gelişme problemim vardı. O yüzden hormon ilaçları kullanıyordum. Bilinçsiz kullandığım bu ilaçlar yüzünden dokuz yaşında regl oldum. Ben zaten çok korktum, ama ailem de çok korkmuştu. Dokuz yaşında göğüslerim çıkmıştı. Fakat regl sonrası büyumem durdu. Bunu önlemek için de uzun dönem başka türlü ilaçlar kullandım. Şimdi düzeldim, fakat uzun bir süre ailemin bilinçsiz davranışlarının cezasını çektim.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear