07 Haziran 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

(6 HAZİRAN 1799 / 10 ŞUBAT 1837) Aleksandr Puşkin: ‘Dalgalar, sizi kim durdurdu, / Kim vurdu sizi prangaya?’ Gogol’a gönderme yaparak Puşkin’in İşte Tatyana: Korkunç yalandan kendini “olağanüstü bir olay” olduğuna koruyan olgun Rus kadını… Boris değinen Dostoyevski, Puşkin Üzerine Godunov’daki keşiş ve diğerleri. Konuşma’sında (BFS Yayınları, Çeviren: Gerçekçi bir gözle çizilmiş tipler: Tektaş Ağaoğlu, 1987) şöyle der: Yüzbaşının Kızı’ndaki gibi, daha birçokları gibi. Şiirlerinde, hikâyelerinde, “Derin sezgisi, dehası ve apak Rus yüreğiyle Puşkin, çağdaş aydın toplumumuzun hatıralarında, hatta Pugaçov isyanını anlatan satırlarında bulacaksınız onları…” tutulduğu hastalığı belli başlı belirtileriyle görüp ortaya serenlerin ilki olmuştur. Kimi zaman devlette görev alsa da Puşkin’in ele aldığı toplum katı, bu Dışişleri Bakanlığı’nda sekreter olarak topraktan köklerini koparmış, halkın üstüne çalışsa da hep özgürlükçü düşünceden çıkmış ufacık bir zümreydi. yana oldu Puşkin. Bu nedenle baskı gördü, sansürlendi, sürgüne yollandı, Puşkin bu zümreyi içinden kurcalayıp kovuşturmalara uğradı. Hep ilerici, çar aramızdaki olumsuz adam örneğini bize karşıtı kaldı. Elden ele şiirleriyle yaşadığı gösterdi. Huzursuz, istediğini bulamamış bir dönemin çarlarını hep tedirgin etti. adamdır bu. Kendi ülkesine, kendi ülkesinin gücüne inancı kalmamıştır... Yıkılması gereken çarpık düzenin varlığı, bozukluğu yapıtlarında apaçık yansıdı. Aleko ve Onegin, edebiyatımızda sürüyle Roman, şiir, öykü, gezi notları, destan, rastladığımız benzerlerinin öncüleri oldular. çocuk şiiri, masalları, dramlar yazdı. Onların ardından Pekorin’ler, Çiçikov’lar, Rudin’ler, Lavrenzki’ler, Tolstoy’un Savaş Tarihle güncel yaşam, halkın yaşamıyla ve Barış’ındaki Bolkonski’ler, daha başkaları soyluları, askerlerle köylüleri, büyük bir sökün etti ve ilk önce Puşkin’in ortaya gerçeklik içinde ele aldı. Gözlemleri, attığı kavramın gerçeğe ne kadar uygun izlenimleri, düşünceleri yalın bir anlatımla Resim: BORİS TALBERG olduğunu gösterdiler. öyküleşti, romanlaştı, şiirleşti. Rus gönlünden kopup gelen, halkımızın Çarın bir komplosu sonucu, karısının kendi öz toprağımızın gerçeğinden fışkıran Rus ahlak güzelliği, ilk onurunu korumak adına düelloda öldürülür. Şairi öldürdüler ama Puşkin’in aramıza kattığı kişilerde kendini buldu. yapıtlarını öldüremediler! nin torunu olarak sonradan soylanan bir ailede dünyaya gözünü baba ocağına?” (Yapıt, 1830, Çeviren: Ataol Behramoğlu) GÜLTEKİN EMRE açar. 38 yaşında, ünü Rusya’nın sınırlarını aşmış bir şair, yazar Puşkin, yapıtlarında, ülkesinin tarihi, halk masalları, halkın olarak ölür, öldürülür. bağrından kopup gelen türküler, deyimler, günlük yaşamın ayrıntıları ACI, HÜZÜN VE DE İLLA ŞİİR! İlk şiirlerini lise öğrencisiyken yazar, yayımlar Puşkin. Şiirleriyle, sımsıkı iç içe gerek okura ulaşır. Lise yıllarında yazdığı şiirlerde “Beni görkemli Moskova’dan/ Sürdüğünde yazgının despot döneminin genç şairler arasında ilk öne çıkanlardan biridir. 1817’de romantik İngiliz şairi Byron’dan etkilendiği görülür. Kafkasya’dan, eli,/ Anımsayacağım içtenlikle/ Sizin bir çiçek gibi açtığınız o liseyi bitirdiğinde artık adı bilinen, ünlü genç bir şairdir. Karadeniz kıyılarından ve Erzurum Yolculuğu (Çeviren: Ataol yerleri./ Başkent tedirgin eder beni gürültüsüyle;/ Puşkin, kimi zaman devlette görev alsa da Dışişleri Behramoğlu) üzerine yazdıkları Byron hayranlığının izlerini taşır. Ve hep hüzün verir orada yaşamak-/ Sizin anınızdır sadece/ Bakanlığı’nda sekreter olarak çalışsa da özgürlükçü düşünce- Bana Moskova’yı anımsatacak.” YAPITLARI ÜÇ AYRI DÖNEMİ KAPSAR! den yana olmuştur hep. Bu yüzden baskı görmüş, yazdıkları (Bir Şiir Defterine, Çeviren: Ataol Behramoğlu) Puşkin’in yapıtları üç ayrı dönemi kapsar: Şiir dünyasına, ya- sansürlenmiş, sürgüne yollanmış, kovuşturmalara uğramıştır. zarlığa “rokoko” diyebileceğimiz şiirlerle girer. Byron etkisiy- üreği sevgiyle, aşkla, yaşama sevinciyle dopdolu bir ÇARLARI HEP TEDİRGİN ETTİ! le Rus romantizmini geliştirir, en önemli temsilcisi olur. Yevgeni şairdir Aleksandr Puşkin (6 Haziran 1799 / 10 Şubat Bir yandan Rusya tarihiyle haşır neşir olurken en içten aşk şiir- Onegin şiir-romanıyla da Rus edebiyatında realizm dönemini baş- Y 1837). Halk sevgisini her fırsatta dile getirir şiirlerin- leriyle, doğa manzaralarıyla ilgili şiirler yazarak okurları büyüler. latır. Kendisinden sonra gelen yazarları, şairleri derinden etkiler. de, dizelerinde, imgelerinde: Sansüre, baskılara, sıkı denetimlere karşın hep ilerici, çar kar- 1836’da, ölümünden bir yıl önce Rusya’nın tarihini, yönetim “Seviyordum sizi: ve bu aşk belki/ İçimde sönmedi bütünüy- şıtı kalır. Baskıya karşı yazdığı şiirlerle siyasal bir konuma da kademelerini, kimlik arayışlarını, bireylerin çıkmazlarını, hal- le;/ Fakat üzmesin artık bu sevgi;/ İstemem üzülmenizi hiçbir bürünen Puşkin, yaşadığı dönemin çarlarını hep tedirgin eder. kın ruhsal sorunlarını ele alan Yüzbaşının Kızı romanını okurla şeyle./ Sessizce, umutsuzca seviyordum sizi,/ Kâh ürkeklik, kâh Siyasal içerikli şiirleri elden ele gezdiğinden, çar yöneti- buluşturur. Hem tarih hem sosyal yaşam hem aşk hem siyasal kıskançlıkla üzgün;/ Bu böyle içten, öyle candan bir sevgiy- mi kendisini tehlikeli bulmaya başladığından, görevli olarak gerginlikler iç içe geçmiş biçimde gelişip serpilir. di ki,/ Dilerim bir başkasını da böyle sevin. (Seviyordum Sizi, Rusya’nın güneyine sürülür. Roman, şiir, öykü, gezi notları, destan, çocuk şiiri, masalla- 1829, Çeviren: Ataol Behramoğlu) Böylece Puşkin, ülkesinin gerçekleri, insanlarıyla daha ya- rı, dramlar yazar. Tarihle güncel yaşam, halkın yaşamıyla soy- Puşkin hep âşıktır. Sevgi yüzünden acı çekse de düş kırıklığı- kından tanışma olanağı bulur. Kafkas Tutsağı, Bahçesaray Çeş- luları, askerlerle köylüleri, büyük bir gerçeklik içinde ele alır. na uğrasa da o hep âşıktır. Yurduna, yaşadığı mekâna, kadınla- mesi, Çingeneler’i yazar ve ünlü yapıtı Yevgeni Onegin’e baş- Rusya’nın kültürel, tarihi, sosyal, doğa, halkın sorunlarını ele ra âşıktır. Kıskanç bir âşıktır. lar. Sonra da Boris Godunov’u bitirir. alan geniş bir tablosunu yansıtır yapıtlarında. Kurmaca ve planlı bir biçimde karısına gönderilen bir mek- “Geldi şiddetle istenen an: Yıllarca süren çalışmam bitti./ Mozart ile Salieri’de (Çeviren: Tomris Uyar), Biyelkin tup ölümüne giden yolun kapısını açar. Karısının âşık olduğunu Öyleyse nedir beni tedirgin eden bu anlaşılmaz hüzün?/ Zaferi- Öyküleri’nde (Çeviren: Ataol Behramoğlu), kimi şiirlerinde, sandığı bir Fransız subayıyla düello eder. Karnından yararlanır, mi kazanmış, gereksiz bir gündelikçi gibi miyim yoksa,/ Ücreti Yüzbaşının Kızı’nda hep düelloya yer verir. Düello, Puşkin’de iki gün sonra ölür (1837). ödenmiş, işe yabancı, dikilip duran?/ Ya da, acıyor muyum ya- düzenle birebir hesaplaşmayı içerir. Düello bir başkaldırı biçi- 1799’da Osmanlı sarayından esir giden bir Afrikalı dede- pıtıma, sessiz yoldaşına gecenin,/ Altın şafağın dostuna, kutsal midir. Sürgünlüklerine, gözetlenmelerine, denetlenmelerine, >> 4 5 Haziran 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear