07 Haziran 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

MERHABA apağımızda yer alan iki ölümsüz usta; Gültekin Emre’nin kaleminden Alexander Puşkin ve K Ahmet Arpad’ın kaleminden doğumunun 150. yılında Thomas Mann ile “Merhaba”. Gogol’e gönderme yaparak Puşkin’in “olağa- nüstü bir olay” olduğuna değinen Dostoyevski, Puşkin Üzerine Konuşma’sında şöyle der: José Saramago: “Derin sezgisi, dehası ve apak Rus yüreğiyle Puş- kin, çağdaş aydın toplumumuzun tutulduğu hastalığı belli başlı belirtileriyle görüp ortaya serenlerin ilki ol- Bizi bir araya getiren bakış! muştur. Puşkin’in ele aldığı toplum katı, bu toprak- tan köklerini koparmış, halkın üstüne çıkmış ufacık bir zümreydi. Puşkin bu zümreyi içinden kurcalayıp aramızdaki olumsuz adam örneğini bize gösterdi. Hu- osé Saramago’nun edebi harekete geçmenin, inşa et- zursuz, istediğini bulamamış bir adamdır bu. Kendi mirasına baktığımızda, onu menin ve yaratmanın değerini ülkesine, kendi ülkesinin gücüne inancı kalmamıştır.” J hiç de “programlanmamış bilen birinin güven ve tatmin Kimi zaman devlette görev alsa da dışişleri ba- bir yazar” gibi göremeyiz. Neden duygusuyla çalışmaktayım” (*) kanlığında sekreter olarak çalışsa da hep özgürlük- mi? Çünkü bu onun tanımı! Kendi malzemesini bakış çü düşünceden yana oldu Puşkin. Baskı gördü, yaz- Gene de ben, her Saramago açısıyla özgün kılan bir anlatı- dıkları sansürlendi, sürgüne yollandı, kovuşturma- okumasında, bir yazarın kendi- cıdır Saramago. lara uğradı. Buna karşın hep ilerici, çar karşıtı kaldı. ni nasıl “program”layabileceğini Onun için gören / hisse- düşünmüşümdür. Özelikle de den olmak yetmiyor; iyi anlatı- Vatanına derinden bağlıdır Puşkin. Hep halkının otobiyografik anlatıları bize bu- cı olabilmek için “‘heykel’ saf- yanında yer almıştır. Roman, şiir, öykü, gezi notla- nun ipuçlarını verir. hasından ‘taş’ safhası”na geç- rı, destan, çocuk şiiri, masalları, dramlar yazar. Kuşkusuz bir yazar için “yön- mesi gerekmektedir. Tarihle güncel yaşam, halkın yaşamıyla soylula- tem” ve “amaç” her daim önem- Bir başyapıt olan Körlük ro- rı, askerlerle köylüleri, büyük bir gerçeklikle ele alır. lidir. Ama sürdürebilirlik çabası- manıyla ilgili şu belirlemesi İzlenimleri, düşünceleri yalın bir anlatımla öyküle- dır asıl bunları da biçimleyen. önemlidir: şir, romanlaşır, şiirleşir. Yapıtlarında yıkılması gere- Yazdıkça, okudukça, gözlem- “Bazı yazarlar vardır, bir tür- ken çarpık düzenin varlığı, bozukluğu apaçık yansır. ledikçe yazı yaşamındaki sürekli- lü yaşlanmazlar, taşı oyarak Çarın bir komplosu sonucu, karısının onurunu liğin nasıl olabileceğinin de yolu- derinliklere bir türlü ulaşamaz- korumak adına düelloda öldürülür. Evet, şairi öl- nu yordamını öğreniyorsunuz is- lar. Körlük de bu oyma safha- dürdüler ama yapıtlarını öldüremediler! ter istemez. sına ait, görmek istemedikle- 20. yüzyıl Alman edebiyatının ustalarından Bu yanıyla doğaçlama bir anlatıcı gibi görünse de ri için görmeyenler dünyasının sancılı gidişatını konu alıyor, Thomas Mann en başarılı yapıtlarını “sürgünde” ol- Saramago’nun en belirgin özelliği yaşamın o akışkan do- dünyanın beyaz yansıması bu kişileri kör etmiş, her ne ka- duğu yıllarda kaleme almıştır. ğallığı içinden konularını bulup çıkarmasıdır. dar ışık olasılığı kendi yanlarında olsa da, gözleri gören ka- 1933’te Nazilerin yönetimi ele geçirmesiyle Yarattığı her bir izlek de odak konusu ekseninde biçim- dınla vücut bulan bir olasılık bu çünkü kadın bencillik de- İsviçre’ye sığınır. Kısa süre sonrasında Hermann lenedurur. Bu da onu belirli kavramlardan / meselelerden nen peçenin ardına sığınmadan sevmeyi biliyor. Hesse ve Stefan Zweig’la dostluk kurar. 25 Şubat yola çıkarak yazmaya yöneltir. Şimdi fark ediyorum da, bütün eserlerimde, günümüzde 1933’te, Zweig’a bir mektubunda: “Almanya ina- Açıklık, anlaşılırlık, bağlantılar kurma onun yazma ilkesi- pusulası hiç olmadığı kadar fena şaşmış haldeki insanlığın nılmaz bir duruma düştü, ileride çok insan o gün- dir adeta. O, içte olanı gördükçe, dışa yansıyanın öyküsü- kurtarıcı unsuru olarak hep kadını inşa etmişim” (*) leri yaşadığı için utanç duyacak!” diye yazacaktır. nü anlatmakta ustalaşan bir anlatıcıdır. Varlık ve varoluş sorunsalı Saramago anlatısının odağın- Her bir romanında, anlattığı hikâyeyi bitirdiği yerden ye- Nazi yönetimi 1936’da Mann’ı Alman vatandaşlığından dadır. Şunu diyecektir bir yerde: “Varlığımız anlara bağlıdır, niden başlatır. Bir başka anlatıya / kurmacaya kapı aralar. çıkarınca Zweig da ona şöyle yazacaktır: “Resmen insan yaşamlarının anısı var olduğu sürece, sevenlerinin Zaman zaman çizgisel, bazen de dönüşler üzerine ku- Alman vatandaşlığından çıkarılıp bir dünya vatandaşı yaşamlarına anlam kattıkları sürece varlıklarını sürdürürler.” rar anlatısını. olmaya hak kazandığınız için sizi tebrik ederim!” Onun yaşamın izinde bir anlatıcı olmasını sağlayan da Sizi, konusuna, meselesine bu denli eş kılan çağdaş bir 1938’de ABD’ye yerleşen Thomas Mann uzun yıllar bu bakışıdır kanımca! anlatıcı bulmak pek zordur. Princeton Üniversitesi’nde dersler verir. 1944’te Ame- Yazarak var olma, varlığı sürdürme çabasının diğer Bir bakıma, bu çağı soluyan her bir insanın müşterekle- rikan vatandaşlığına geçer. II. Dünya Savaşı’nın biti- bir örneği ise onun günlükleri ve not defterleridir. Eğer rinden söz eden Saramago, aşkın bir anlatıcıdır. minden sonra Almanya’ya dönmez. 1952’de İsviçre’ye Saramago’ya dönük bir yolculuk yapacaksanız, bunlar da Anlatı coğrafyasında adeta bağlantısızlık ülkesi yaratır. yerleşti ve yaşamının sonuna dek Zürih’te yaşar. size eşlik etmelidir. Okurunu, okurken yükümlü kılar. Soran, sorgulayan, itiraz O, “Lanzarote Defterleri”nin ilkinde şunu diyecektir. - Feridun Andaç (“José Saramago: Bizi bir araya eden olmanızı ister. “Günlük yazmak, basit bir hoş görüntüyü bir güzelliğe veya getiren bakış!” / José Saramago, Heykelden Taşa Romancı, yazdığı ile bir kişiliğe bürünür. Orada konusu- en kötü ihtimalle, korkunç bir çirkinliği daha tahammül edi- ve Nobel Konuşması, Çeviren: Emrah İmre, Kırmızı nu temellendirdiği meselesi, bunları taşıyan karakterler ve lebilir bir hale getirmek üzere eğitilmiş bir özgüven aynası- Kedi Yayınevi // José Saramago, Lanzarote Defter- yansıtan izleklerle adeta “anlatan kişi”nin kimliğinde anlatı- na bakmak gibidir. Kimse olduğu kişiyi anlatmak için günlük leri: I, Çeviren: İmren Gökçe Vaz De Carvalho, Kır- cı ormanını andırır. yazmaz. Başka bir deyişle, bu tür yazıların daima gündeme mızı Kedi Yayınevi), Saramago düşünen, düşündüren biridir. Bir yanıyla bu- getirdiği esas meselenin samimiyet olduğuna inanıyorum.” - Hidayet Karakuş (Yaşar Seyman, Gönül Gördü gündeki düne bakar, bunu gösterirken günde olanı, gün- Saramago, defterleri neden yazdığını da şöyle gerekçe- Dil Söyledi, Bilgi Yayınevi), celi de sorgular. lendirecektir. “Şüphelere yol açıp onları haklı çıkarıyorsa, - Çiğdem Aldatmaz (Baki Can Ediboğlu, Gerçe- İşte o anlatı evrenini şöyle tanımlamak mümkün: “Yaşanmış neden mi bu defterleri yazıyorum? ğe Değen İhtimal, Sayfa6 Yayınları), ve anlatılmış geçmişin şimdiki zamanda gerçekleşmesidir.” Bir gün, her şeyin bir otobiyografi olduğunu yazmıştım, Onu “barok anlatıcı” tanımının dışına çıkaran bir ses dö- - Necdet Neydim (“Gökten üç kitap düştü…” yazdığımız ve söylediğimiz her şeyle, jestlerimizle, oturuşu- nüştürücüsü olarak “söz”ü yeniden kurmasıdır. Hep anla- / Martin Waddell, Barbara Firth, Eve Dönelim Kü- muz, yürüyüşümüz , bakışımız , bakışımızı çevirişimiz, yer- tan olmak yerine, anlaşılan olmayı seçmiştir. çük Ayı, Çeviren: Aslı Motchane / Kır Çiçeği Yayın- den bir nesneyi alış şeklimizle her birimiz kendi hayatımızı O ne “söz”de ne de “ses”te kalandır. Düşünceden yana- ları // Martin Foreman, Neyse ki Ne Yazık ki, Çevi- anlatıyoruz aslında”(**) dır. İnsana, insanlığa dair olanı anlatırken düşünsel tözü ön ren: Aslı Motchane / Kır Çiçeği Yayınları // Jeanet- Edebiyattan konuşmak yerine, iyi edebiyatı okumak için planda tutar. Bu nedenle güncelin sorgulayıcısı, geçmişin te Randerath, Imke Sönnichsen, Fips Olanları An- José Saramago’yla başlamalı derim. eleştirel taşıyıcısıdır. layamıyor-Anne Baba Ayrıldığında, Çeviren: Arzu Her bakımdan “inşa edici” bir anlatıcıdır Saramago. Bu- (*) Heykelden Taşa ve Nobel Konuşması, José Tuncel Rollenhagen, Gergedan Yayınları), nun en güzel örneğini de İsa’ya Göre İncil’de ortaya koyar. Saramago, Çeviren: Emrah İmre, Kırmızı Kedi - Y. Bekir Yurdakul (Nazlı Deniz Güler / B’nin Yeni bir romana başlarken yaşadığı “varoluşsal kırılma”yı Yayınevi / 102 s. / 2018. Kelimeleri / D’nin Mektupları / E’nin Problemleri / gene sözcüklerle ifade ederek bir başka anlatısına kapı aralar. (**) Lanzarote Defterleri: I , José Saramago, Y’nin Tarifleri / Can Çocuk), Saramago, öncesi ve sonrası olan bir anlatıcıdır. Çeviren: İmren Gökçe Vaz De Carvalho, Kırmızı - Vitrindekiler, Emek Yurdakul’dan Güncel ve Mus- Bunu da şöyle açıklayacaktır: “…sözcükleri kullanarak Kedi Yayınevi, 156 s., 2025. tafa Başaran’dan Bulmaca ile de düşün trafiği sürüyor! İyi okumalar... lİmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım: Serhan Eren l Sorumlu Müdür: Betül Berişe l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Uets: 25999 - 15079 - 37611 l Reklam Genel Müdürü: Evsun Sinem Alkan l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr l Baskı: İleri Basım KItap Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear