Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
YENİ KİTABI ‘SEN NEREDEYSEN ORAYA’ VE NİHAT ZİYALAN ŞİİRİ ÜZERİNE…
Nihayet bir şiir…
Nihat Ziyalan bir çocukluk ve gençlik yaşadı. Şimdi o da benim gibi
90’ına geldi. Benim şiirim de başka şairler gibi çocukluk ve gençlik
yaşadı. Ben başkaları gibi yapmadım, şiir yazmayı elim-ayağım
tutarken 2019’da bıraktım. Nihat’ın şiiri çocukluk, delikanlılık
yaşamadı, hep böyleydi. Bu nedenle yazmayı sürdürmekte.
Kitabın sonuna Mayıs 1967’de Soyut dergisinde yayımlanan “Hızar”
adlı şiiri koymuş. Ne amaçla acaba? Herkes yutsa ben yutmam:
“58 yıl önce de büyüktüm demeye getiriyor. “Hayır!” diyen mi var?
Beni dinlerseniz, Nihat Ziyalan’ın şiirlerini (“Nihayet bir şiir”
dedirten en yeni kitabı Sen Neredeysen Oraya / Ve Yayınevi /
2025) okuyun, mutlaka okuyun. Ve gurbette yaşayan bu büyük
şairi selamlamak için ayağa kalkın!
durdurunca delireceğiz/ duyduk duyanlar denizinden geliyor- lerde yaşı yetmişine dayanan oğlun. Ben de doğumundan bir-
ÖZDEMİR İNCE
mussun bir kırık bastoncukla” (31 Mart 1957 (Pazar Postası) kaç saat sonra, kundaklı Tanbey’i havaya kaldırıp “Aslan oğ-
2
Şimdi şu “Kayıp tuzlu bastoncuk!” adlı yazımın bir bölümü- lum, yakışıklı oğlum!” demiştim. Ve beni dinledi öyle oldu.
ŞİİRİ DUYAN, HİSSEDEN BEYİN İLE DÜŞÜNEN
nü dikkatinize sunuyorum: Adana’da Salkım adlı dergide 1954’te Beni yalancı çıkarmadı.
YÜREK BİRLİKTE YAZARLAR!
şiir yayımlamışım. Nihat (Ziyalan) ve Yılmaz (Pütün, Güney) da Tıraşı keselim, işimize bakalım: Genç şiirimizin, genç şairimi-
Kimileri öyle sanır ama insanın bedeninde şiir salgılayan
o tarihlerde yayın dünyasına dergilerde girmiş olmalılar. zin Nihat’tan öğreneceği çok şey var. Körpe Koku’nun dizeleri-
bir salgı bezi yoktur. Şiiri duyan, hisseden beyin ile düşünen
Nihat, akıl almaz bir şey, Türkiye’de yayımlanan şiir- ni yan yana yazsanız bir babanın bir arkadaşına yazdığı mektu-
yürek birlikte yazarlar. Bu bir!
lere benzemeyen şiirler yazıyordu o sırada. Ankara’nın, bun satırları çıkmaz mı? Elbette çıkar! Bu mucize nasıl oluyor,
İkincisi, şairi şiir yazmaya öteki şairler davet eder.
İstanbul’un İkinci Yenilerine benzemeyen şiirler. Tuzlu Bas- kara kömür elmasa dönüşüyor. Bunun hikmeti Nihat’ın parmak-
Bizim kuşağı Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat, Fazıl Hüsnü
toncuk (Baton Salé) adlı müthiş bir şiir yayımlamıştı. larında. Yannis Ritsos’un deyişiyle, okuyanın “Bunu ben de ya-
Dağlarca ve Behçet Necatigil davet etti. Ama İkinci Yeni bu
zarım” dediği ama hiçbir zaman yazamayacağı şiir.
daveti kabul etmedi ve o sırada dergi sayfalarını dolduran mü-
ŞİİR, SİNEMA, YILMAZ GÜNEY!
“Bu tarzı benim çevirdiğim Ritsos şiirlerinden yürüttü” de-
teşairlerin istilasına karşı İkinci Yeni şiiri oluşmaya başladı.
Nihat’ın Sevdakeş’teki (Yapı Kredi Yayınları) bir şiirinde (“Ma-
sem, değil, adam başından bu yana şiiri böyle gunnuyor (yu-
İkinci Yeni biraz önce adını verdiğim şairlerin devamı değil-
ya Çaldım Toprağa”, s. 64) şu dizelere rastlıyorum: “Yeşilçam’da
murtluyor ya da doğuruyor). Dediğim gibi Nihat, İkinci Yeni
dir. O sıralar dergilerde şiirleri yayımlanan İngiliz
at koşturur/ Kolu kırık dığıdık/ Zorlamayın/ Soyunamam”.
döneminde şiir yazıp da bu şiirin mikrobunu kapmayan ender
T.S. Eliot ve Fransız üstgerçekçi (surrealist) Fransız
Yıl 1968 ya da 69. Yılmaz (Pütün, Güney), Nihat’la görüşüp
şairlerden biridir. Ben de bulaştım o mundara.
şairlerin çekimine kapıldı ve Cemal Süreya, Turgut Uyar,
bir film işi ayarlamış. Nihat’ın film çekilirken attan düşüp ko-
Şiir kendi başına kalsa bir anlam kurmayı amaçlar ama ba-
Edip Cansever öne çıktı.
lunu kırdığını söylediler. Yukarıdaki şiirin ilk iki dizesi, o at-
zen hiç amaçlamaz da... Nihat Ziyalan, hesaplamadaki dört iş-
Ancak sadece Cemal Süreya biraz Fransızca biliyordu; Tur-
tan düşmeye gönderme yapıyor. İzleyen iki dizede ise sinema-
lemi (toplama, çıkarma, bölme, çarpma) şiir dünyasına aktar-
gut Uyar ve Edip Cansever yayımlanan çevirilere muhtaçtı.
yı bırakmasının ipucu var.
mayı başardı ve sonunda “Ben”, “Dünya” oldu. Ya da tersi.
Derken Cemal Süreya, “Şiir geldi kelimeye dayandı” dedi.
Buradan, bana “Nihayet bir şiir” dedirten en yeni kitabı Sen
Bilemem ama bu böyle. Kendisine sorun.
Şiir sözcüklerle yazılırmış. “Bu da nereden çıktı” demeyin.
3
Neredeysen Oraya (Ve Yayınevi, Şubat 2025). İkinci Yeni şi-
Nihat, başka şiirler karşısında geçirgen (impermeable) bir
Fransız ressam Degas, gene Fransız şair Mallarmé’ye “Bir
irinin ünlü “Tuzlu Bastoncuk” adlı şiire bulaşmadığını düşün-
şair değildir. Bir şemsiyesi ve muşambası vardır. Başka bir şa-
yığın düşüncelerim, duygu hallerim var ama şiir yazamıyo-
müştüm ama yanılmışım. Aradan geçen 68 yıl içinde şiiri ide-
ir için ölüm olacak bu durum Nihat için bir dirim kaynağı olu-
rum” demiş. Mallarmé bu ya, o da, “Üstadım şiir düşünceler-
alize ederken gerçekten uzaklaşmışım. Şiir bal gibi İkinci Ye-
yor. Fazıl Hüsnü Dağlarca da böyledir.
le değil sözcüklerle” yazılır demiş bulunmuş ve bunu Cemal
ni. Demek ki Nihat da o yıllarda İkinci Yeni çayırında otlamış.
Bir başka yazımda da yazdığım gibi şairler, şiirin Oly-
Süreya kardeşimiz, o günün şairlerine sunmuş!
Sonrası mı? Yandı gülüm ketenhelva! Bunu duyan zama- mpos’una biletle ya da torpille giremez. Oturacakları sandalye
ŞİİRİNİ KURTARMAK İÇİN GÖÇTÜ,
dükkânlarda satılmaz. Girmek için orada oturacak sandalyesi-
ne şairleri sözcükleri bir torbaya doldurup tombala oynama-
HAYATINI VE ŞİİRİNİ KURTARDI!
ni şairin kendisi yapmalı. Nihat Ziyalan sandalyesini bir önce-
ya başlamışlar. Cemal Süreya, Turgut Uyar ve Edip Cansever
Nihat Ziyalan’ın Türk şiirinde hiçbir zaman bir akrabası ol-
Türk şiirini iğdiş eden acemi baytarlardır. ki kitabı Sevdakeş’ten çok önce taşımıştı oraya. Şimdi orada
madı. Bu çok iyi! Ev adresini bulmak için hiçbir yardımcı ni-
otururken elinde Sen Neredeysen Oraya’yı tutmakta.
O dönemde iğdiş olmayan şiirin ölmemiş spermlerini kulla-
rengi yoktur: “Caminin karşısındaki çeşmenin yanındaki mavi
1
nan şairlerin başında şimdi kimsenin çatal çöpe kıstırmak is- Nihat Ziyalan bir çocukluk ve gençlik yaşadı. Şimdi o da
pancurlu ev” gibi. Türk şiirinin postacıları (eleştirmencileri)
temediği. Nihat Ziyalan gelir. Ah, “Tuzlu Bastoncuk” şiiri bu- benim gibi 90’ına geldi.
4
bu türden adresleri bulacak kadar zeki değildir.
lunsa da okunsa! Bir Adanalı babayiğit ya da bir anayiğit kızı- Benim şiirim de başka şairler gibi çocukluk ve gençlik yaşa-
Şiir açları artık Nihat Ziyalan’ın sofrasında çatlayıncaya ka-
mız çıksa da Adana’nın en eski kütüphanelerinden birine gitse dı. Ben başkaları gibi yapmadım, şiir yazmayı elim-ayağım tu-
dar doyabilirler. Ancak kuru fasulye ile muz likörü içenlere,
de Salkım ve Güney adlı dergilere baksa.
tarken 2019 yılında bıraktım. Nihat’ın şiiri çocukluk, delikanlı-
5
balığın yanında viski isteyenlere göre değildir bu sofra.
Dedim ama bu ünlü şiiri yıllardır ikinci masamın ucunda lık yaşamadı, hep böyleydi. Bu nedenle yazmayı sürdürmekte.
Nihat’ın ev adresini bulmaya belki benim yazım yardım-
yıllardır duran Fikret Korkmaz’ın henüz kitap halinde yayım-
cı olabilir. 10.12.2021 tarihli Cumhuriyet Kitap’ta yayımlanan
NİHAT ZİYALAN’IN ŞİİRLERİNİ MUTLAKA
lanmamış olan (aklı olan yayıncı yayımlar) Pazar Postası Şi-
“Kayıp tuzlu bastoncuk!” yazımı internette bulup okuyabilir-
OKUYUN. VE GURBETTE YAŞAYAN BU BÜYÜK
irleri Antolojisi’nde buldum.
siniz. Okusanız iyi olur!
ŞAİRİ SELAMLAMAK İÇİN AYAĞA KALKIN!
Nihat Ziyalan kuşaktaşı şairler gibi “gelenek”teki şairleri ve
‘TUZLU BASTONCUK’
Kitabın sonuna Mayıs 1967’de Soyut dergisinde yayımlanan
o dönemin şairlerini okudu ama, sanırım, yüzde 99’unu beğen-
“bir çıktım kendimi atıverdim yol ortalarına/ uzanıverdim
“Hızar” adlı şiiri koymuş. Ne amaçla acaba? Herkes yutsa ben
medi ya da kanı uyuşmadı. Bunun üzerine ta 50’li, 60’lı yıllar-
kaçanları kalkınca durduracağım/ yağmurların sıkılıyor ince-
yutmam: “58 yıl önce de büyüktüm” demeye getiriyor. “Ha-
da kendi şiirini arayıp buldu. Bunun üzerine sürünün köpekleri
cik emme basma tulumbalarında/ Geçineceleyin/ baş altımda
yır!” diyen mi var?
(eleştirmenler) onu sürüye almamak, sürüden kovmak için el-
yastıklarla geziyorum/ başımızla birlik alıverdim koyuverdim
Beni dinlerseniz, Nihat Ziyalan’ın şalgam suyu fıçılarının
lerinden geleni yaptılar. Başkası olsa şiiri elli yıl önce bırakır,
güneşin üstüne/ bir yırtılıp siyahlar oh hepimizin/ bakın bak-
çıkardığı fışırtıya öykünen şiirlerini (Sen Neredeysen Oraya) okuyun,
tekrar sinemaya dönerdi, Avustralya’ya gitmezdi. Şiirini kur-
madan görüyorum/ üstünde tuzlu çocukların çorbalar yüzü/
mutlaka okuyun. Babası şalgam suyu üreticisi ve satıcısıydı. Ve
tarmak için oraya göçtü ve bence, hayatını ve şiirini kurtardı.
yanından bir dönüyorum bir yan çıkıyor karşınıza/ kıl çekerek
gurbette yaşayan bu büyük şairi selamlamak için ayağa kalkın!
n
Yeni kitabı Sen Neredeysen Oraya’dan bir şiir okuyalım:
öpüyor çaydanlıklar elimiz/ erekli neni tepiveren utanıp çok
1
“Biliyorum/ yaşanmış bir daha yaşanmaz// önleyemiyorum gene de/ Mersin deyişi. Önemsemediği.
tuzlu çocuk/ türkümü bir atıyorum altından o biçim geçme-
2
ye/ bakıyorum bakmadan görü-görüveriyorsunuz/ ayrıştırın- oğlumun/ doğum pembesi ayaklarını öptüğümde/ başımı döndüren o Cumhuriyet , 08.03.2023.
3
körpe kokunun/ arada bir tütmesini/ yetmişine dayandı/ iki çocuğu var / Ve Yayınevi, Şubat 2025.
ca sapsız baltalarda/ bir sevmecem sizi tıpış tıpış o yolları ka-
4
tetmeye/ girmeyi bilmesem beyaza seninle turuncuyu iç edip/ New York’tan aradığında/ Sormayı unutuyorum hep// Eski bir yazımdan alıntı.
5
işte bu çekip giden tahta yüreğimiz/ açılıp bir gıcır çıkan/ iste sen de öptün mü/ Onların ayaklarını?” Eski bir yazımdan aktarma.
6
6
yeşile girince günlerin ismini unut/ dudaklarını duvarlarının Üzülme Uzun , belki de torununun kıçını öpmüştür şimdi- Nihat’a 1950’lerde taktığım ad.
8 17 Nisan 2025