22 Nisan 2025 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

eserlerinden ilham aldığını söyleyen Atatürk ile Lincoln ara- li amaçlara ise sadece liderler odaklanabilir. Bu durumda li- sında çeşitli konular üzerinde ortak noktaların bulunduğu dik- derler, kısa vadelerde bazı kayıplar ile karşı karşıya kalabilir. kati çekmektedir. Bunların belki de başında, ikisinin “öğren- İşte lider bunu topluma açık olarak anlatabilmeli ve toplumu uzun vadeli amaçlar arkasında toplayabilmelidir. me aşkı”na olan tutkuları ve bunun bir sonucu olarak da eği- time verdikleri önem gelmektedir. Marksizm ile demokratik sol ya da sosyal demokrasi ba- n ğıntısına ilişkin değerlendirmeniz ve bu konuda kitabınızda MACHIAVELLI’DEN LİDERLİK İÇİN BİR referans aldığınız kaynakları ayrıca sormak isterim. BAŞYAPIT: ‘PRENS’ Ahmet Taner Kışlalı’ya göre; sosyal demokrasi, Marksizm’den Düşünceleri, tanımları kapsamlı olarak ele aldığınız n sonra tarihsel bir sentez olarak oluştu. Bu görüşe göre de sosyal ölümsüz siyaset kuramcısı, yazar ve devlet adamı Niccoló demokrasi ne özgürlükler uğruna hakça paylaşımı, ne de hakça Machiavelli’yi tüm ezber bozumuyla hele ki ayrıntılarıyla ir- paylaşım uğruna özgürlükleri ertelemeyi kabul eder. delediğiniz 1531 tarihli Prens adlı yapıtıyla ayırarak sormak “BEN, SİLİVRİ CEZAEVİ’NDE İKEN ‘GANDHİ’NİN isterim. Liderlik konusunu işleyen bir kitapta Machiavelli’nin TUTKUSU’NU OKUDUM. GANDHİ’NİN İNSAN olmaması olanak dışıdır, çünkü? OLARAK ORTAYA KOYDUĞU BÜYÜK DİRENME Machiavelli, Prens kitabını 1513’te yazdı. Bu kitap 500 yıl GÜCÜ, O ZOR KOŞULLARDA BENİM DİRENCİME sonra bile değerinden bir şey kaybetmedi. Kitap doğru yere ve zamana bağlı bağlamlar içinde değerlendirilmesi şartıyla, bu- BÜYÜK KATKI SAĞLADI. Ulusların bölünmeye karşı mücadelelerinde, günahları gün de liderlik için bir başyapıt özelliğini aynen korumaktadır. n ve sevaplarıyla izledikleri çatallı yollarda Gandhi-Nehru-Cin- Liderliğin özellikle değerlerin ve kurumların önemini n nah çevresinde bir Hindistan örneği de çok önemli kuşkusuz. yitirdiği, iyi bir geleceğin ana hatlarının tartışmalı olduğu Gandhi bir lider olarak, benim için çok farklı bir yerde. geçiş dönemlerinde sınandığı sahaları ortaya koyarken ta- Ben, Silivri Cezaevi’nde iken “Gandhi’nin Tutkusu” isim- rih boyunca en çok başvurulan güç kaynakları olarak eko- li kitabı okudum. Bu kitaptaki Gandhi’nin insan olarak orta- nomik ve askeri gücün öne çıktığını vurguluyorsunuz. Bu ya koyduğu büyük direnme gücü, o zor koşullarda benim di- bağlamda hem sivil hem askeri liderliğin bileşkesinin öne- rencime büyük katkı sağladı. Gandhi’nin elde ettiği büyük bir mini açarsanız neler söylersiniz? başarının aynı zamanda onun için büyük bir başarısızlığa ne- Bu konuda iki farklı düşünce okulu var. Clausewitz, siyaset den olmuş olması da çok acı olduğu kadar da düşündürücü. ile askeri görevler arasında net bir ayırıcı çizgi çizilmesinin ha- Neden böyle olduğunu da kitaba bırakalım. yal olduğunu savunmaktadır. Liddell Hart ise stratejiyi ikiye YAŞAR ANTER Uluslararası politikada en sık kullanılan, ama aynı za- ayırmaktadır: Yüksek strateji ve askeri strateji. Siyasetin tespit n manda en kafa karıştırıcı kavramlardan birisi olduğunu vurgu- edeceği yüksek stratejiyi, askeri strateji esas almak durumun- leriyle ilişkileri tarafından belirlenmektedir. Bireyin kişiliği, ladığınız ve “Sistemi, krizleri, hatta savaşları önleme iddiasın- dadır. Diğer bir değişle, askeri hedef politik hedefe bağlıdır. toplumsal gelişmede ancak toplumsal ilişkilerin izin verdiği da olmamıştır (...) Uluslararası sistemin her üyesini bütünüy- ‘OLAYLARI YARATAN LİDERLERDEN ÇOK yer, zaman ve boyutta etken olmaktadır. le memnun edemez” dediğiniz, Otto von Bismarck’ın fikir ve OLAYLARI KULLANAN LİDERLERİN VAR Plehanov’a göre, liderin vizyonu toplumsal ihtiyaçlar ile uygulama babalığını yaptığı “güç dengesi” tam olarak nedir? OLDUĞU DA BİR GERÇEKTİR.’ uyumlu olursa, toplumsal düzen zaten lidere her zaman yol Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasını önleyemediği dü- “Olayları yaratan liderlerden çok olayları kullanan li- vermektedir. Lider, Güç, Strateji kitabında incelenen liderler- şünülürse başlıca neleri sağlar / sağlaması beklenir? n derlerin var olduğu da bir gerçektir” yargınızdan hareket- de yukarıda belirtilen durumlar daha net ve anlaşılır durumda Güç dengesi aslında bir dengeleme politikasına işaret et- le; imparatorluklardan cumhuriyetlere geçiş sürecinde güç- görülmektedir. Örneğin Churchill, 2. Dünya Savaşı başlangı- mektedir. Uluslararası ilişkilerde ise güç dengesini koruma- lü bir liderlik temel vasıflarını korumakla birlikte yüzyıllar cında Büyük Britanya’nın içine düştüğü çaresizliğin ortasın- nın temel amaçlarından birisi ittifaklardır. içinde nasıl ve ne denli bir evrim geçirmiştir / geçirmektedir? Henry Kissenger’e göre; güç dengesi sistemi uluslarara- da, bir lider olarak ortaya çıkmıştır. Bu konuda en çok tartışılan noktalardan birisidir. İlk önce sı sistemin her üyesini bütünüyle memnun edemez. Burada Siyasi liderlerin halkın güvenini nasıl kazanabileceği- n bireylerin, liderlerin tarihi olaylarla olan ilgisine bakmak uy- önemli olan husus; ittifakları oluşturan uluslararası sistemin, ni ve devrimin toplumsal devrime dönüşmesini nasıl sağla- gun olur. Georgiy V. Plehanov, “Tarihte Bireyin Rolü Üze- yabileceğini yazıyorsunuz? Ve tarihe / uluslara mâl olmuş sistem içinde bulunan bütün üyelere eşit haklar verip vereme- rine” isimli kitabında bu sorunu incelemektedir. Bu konuda mesiyle ilgilidir. Güçlü devletler sistem içinde güçlü durum- kazanımları ve/veya bedelleriyle hakkıyla lider olmak kadar farklı görüşler vardır. da olursa ortaya da ciddi sorunların çıkması kaçınılmazdır. hakkıyla lider kalmak konusuna ilişkin görüşünüz nedir? Bismarck ve “Alman Halkının Tarihi” adlı kitabın yazarı olan Güç dengesi konusunda sistematiği (!) paramparça eden Siyasi liderlerin, halkın güvenini kazanabilmesi için ortaya n Karl Lamprecht’ın görüşleri şöyledir: “Tarihi olaylar kendi ken- Hitler hangi şartların sonucu tarih sahnesine çıkmıştır? somut başarıları koyması zorunludur. Toplum sözlerden çok dilerine gerçekleşir ve biz de onların bizler için hazırladıklarını Birinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanılanların tek başına somut başarılara bakmaktadır. Halkın güvenini kazanan lider- elde edebiliriz… Büyük tarihi olayları biz yaratamayız, bunun Hitler’e iktidar yolu açtığı pek söylenemez. 1920‘lerin ikinci lerin devamlılığı ise somut başarıların gerçekleştirilmesinin yerine kendimizi olayların doğal seyrine uydurmamız ve hali- döneminde Almanya’daki şartlar dengelenmiş ve sağlamlaş- devamlılığına bağlıdır. hazırda olgunlaşmış olanı sağlama almakla yetinmeliyiz. Ge- mıştı. Esas yıkıcı etken 1929’da tüm dünyada yaşanan büyük ‘SOSYAL DEMOKRASİ NE ÖZGÜRLÜKLER nel tarihsel koşullar en güçlü bireylerden bile daha güçlüdür.” ekonomik kriz oldu. UĞRUNA HAKÇA PAYLAŞIMI, NE DE HAKÇA Bu görüşlere göre, olayları yaratan liderlerden çok yaşanılan Bunun yanında Almanya’daki muhafazakârların komünizm PAYLAŞIM UĞRUNA ÖZGÜRLÜKLERİ olaylardan faydalanan liderlerin daha çok olduğu kabul edil- tehlikesinden korkmaları ve Hitler’i kontrol edebileceklerini dü- mektedir. Sainte-Beuve ise farklı bir görüşü savunmaktadır: “İn- ERTELEMEYİ KABUL EDER’ şünmeleri de diğer bir nedeni oluşturdu. Böylece bu nedenler san herhangi bir anda ani bir iradi kararla olayların seyrine o Bu bağlamda 21. yüzyılda gelinen noktaya ilişkin gö- 20. yüzyılın en büyük yıkıcı lideri olarak Hitler’i ortaya çıkardı. n seyri değiştirebilecek beklenmedik yeni bir kuvvet katabilir.” rüşünüz nedir ve kapsamlı ve kalıcı değişimi amaçlayan li- Yeni tasarınızı sorarak bitirelim söyleşimizi. n Bireyler kişiliklerinin belirli özellikleri sayesinde toplumun derler, sosyal ve kültürel evrimi yönlendiren çatışmaları bir Yeni çalışma konusunda tam karara ulaşamadım. Aklında kaderini etkileyebilir. Ancak burada önemli bir nokta var- güç kaynağı olarak ne boyutta kullanmıştır? bir iki farklı konu var. Bunlardan birisi; 19. yüzyıldaki “Türk dır. Bireyin, liderin etkisinin ortaya çıkma olasılığı ve boyutu Çağımızdaki temel sorunların çözümleri ancak uzun va- Aydınlanması”. Özellikle, eğer gerçekleştirebilirsem bu çalış- toplumun örgütlenme biçimi ve toplumdaki güçlerin birbir- deli planlamalara ve stratejilere dayanmaktadır. Uzun vade- mada II. Mahmud dönemi önemli bir yer tutacak. n AHMET ERDOĞDU’DAN ‘125. ALAY’IN (ADANA ALAYI) ATATÜRK’ÜN EMRİNDE 20 GÜNÜ’ ‘Çanakkale 1915’ lemeler yaptı. Ayrıca bu konuda yazılmış kitapları ve tüm makaleleri EMİN ADNAN inceledi. Erdoğdu, ayrıca konunun uzmanlarıyla savaş üzerinde ko- nuşmalar yaptı. Böylece 240 sayfalık kitap ortaya çıktı. dana doğumlu Ahmet Erdoğdu (1949) inşaat mühendisidir. Yazar Ahmet Erdoğdu Çanakkale 1915: 125. Alay’ın (Adana Alayı) Daha sonra gazeteciliğe başlamış ve Yeni Adana gazetesinde Atatürk’ün Emrinde 20 Günü’nde, mühendis olarak savaşın tam kro- A 2009 yılından itibaren 12 yıl köşeyazarlığı yapmıştır. kilerini de renkli olarak yayımlıyor. Kitapta 50’yi aşkın kroki ve yine 2011 yılında Belgelerle II.Meşrutiyet’ten Tehcir’e Adana Ermeni 50’yi aşkın resim yer alıyor. Olayları Günlüğü ve 2016 yılında 1909 Adana Ermeni Olayları 5 Ada- Erdoğdu’nun kitabı Çanakkale Savaşı için nalı Ne Diyor? kitaplarını yayımlayan Erdoğdu’nun yeni kitabı Çanak- özel bir araştırma olarak kitaplıklarda yerini almaktadır. (Kitabı edin- kale 1915: 125. Alay’ın (Adana Alayı) Atatürk’ün Emrinde 20 Günü adı- mek için: 0 530 641 23 64) n nı taşımaktadır (kendi yayını). Erdoğdu 2017-2022 yılları arasında 5 yıl Çanakkale’de yaşadı. Ça- Çanakkale 1915: 125. Alay’ın (Adana Alayı) Atatürk’ün Emrinde nakkale Savaşı alanlarını adım adım gezerek savaş alanlarında ince- 20 Günü / Ahmet Erdoğdu / Kendi yayını / 240 s. / 2025. 6 17 Nisan 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear