25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

NECDET ADABAĞ’DAN ‘YABANCI’ Yeni bir yaşam kuranların öyküleri anladığınız öykü gerçekten de acıyla biter İLKİZ KUCUR ama beklemediğiniz bir yerden gelir “Ma- vi Kaplı Defter”in sonu, bir kez daha şa- DİL USTALIĞINI YANSITAN şırtır sizi. Oysa daha öykünün başlarında 14 ÖYKÜ size ipucunu verdiğini sonradan anlarsınız. Usta çevirmen ve yazar Necdet Çocukluğun ve gençliğin izlerini, ya- Adabağ’ın dil ustalığının yansıdığı 14 ralarını, travmalarını biriktiren Necdet öyküsünün yer aldığı yeni kitabı Ya- Adabağ, yazarak ve yazdıklarını bizim- bancı (Phoneix Yayınevi) okuyucular- le paylaşarak iyileşmek için belli ki uzun la buluştu. süre beklemiş. Adabağ’ın kitabına ismini veren ilk Onca çeviri, öğrenci yetiştirme, öyküsündeki “yabancı” aslında tanıdık TDK’de başlayıp Dil Derneği’nde devam biri. Anlatıcının kendisi. Geçmişini yi- eden çalışmalarının ardından aldığı derin tirmiş, yeni bir yerde yeni bir yaşam ku- nefes öykülere dönüşmüş. ranların öyküsü: “Yabancı”. “Yerin Dibindeki Pencere” adlı öykü- BİR GÖÇ HİKAYESİ sünde, dönüşü olmayan gidişlere bu kez Kitabın son öyküsü “Çocuk”, ilk öykü gidenin gözünden bakıyoruz. “1509”a “yabancı”nın yolculuğunun vardığı son gelince bir intiharın acı öyküsü, tanık istasyon. Yabancı, bir göç hikâyesi, öy- olduğu bir intiharın yeniden anlatımı. küler boyu deneyimlenen yolculuk / kitap yaşlılığı ve ölümü izleğinde yazılmış. Necdet Ada- tren raylarında sona eriyor. ADABAĞ,’DAN YAŞAMIN PORTRESİ! Ama bu bir son değil, tren yolculuğuna devam Her öyküde yazar sizi bulmaca çözmeye davet ediyor. bağ, ailesini, dostlarını da ekleyerek yaşamın portre- edecek. Makinist değişir, çocuk büyür. Çocuk maki- Kimi zaman hepimiz için yolculuğumuzun başlangıcı sini sunuyor. olan çocukluk, kimi zaman uzak ülkelere uzanan yol... Her öykü okuyucunun içinde bir sızı olarak kalı- nist olmak isterken büyüdükçe trenin yolcusu olarak baktığı pencereden sadece dünyayı görmez yorumla- Bir lastik kokusunda, yollarda sona eren can dos- yor. Yazar okurun kendisi ile ortak bir duyguda bu- tun hayatına onun gözlerinden bakabilmek de öykü- luşmasını ustalıkla sağlamış. mayı da öğrenir. lere dahil oluyor. “-2”de duyulan çığlıklar da. İşte iki örnek: Bir lastik kokusu burnunuzun direği- Yabancı yolculuklarında kendisini aramaya devam Öyküler yabancının doğumu, çocukluğu, gençliği, ni bu kadar mı sızlatır? Sonunun acı olduğunu baştan eder… Biz de onun bize sunduklarını ardı sıra toplarız. n MUSTAFA GAZALCI’DAN ‘TINGI’ Yoksuldan, ezilmişten yana öyküler! Meslek yaşamına öğretmen olarak başlayıp sendika (TÖS), dernek (TÖB-DER, Barış Derneği, Eğit- Der…) ve partilerde (CHP-SHP) örgütlenme çalışmalarıyla etkin görevler yürüten Mustafa Gazalcı, araştırma, eleştiri, anı ve yaşamöyküsü gibi birçok türde çalışmasına bu kez bir de öykü kitabı ekledi: Tıngı (Edebiyatist). Toplumsal duyarlılığıyla hemen her öyküsünde yoksuldan, ezilmişten, güçsüzden, haksızlığa uğramıştan yana tutumla kaleme aldığı 26 öyküden oluşan kitabındaki kahramanları Gazalcı’nın gerçek yaşamında uğruna savaşım verdiği Anadolu insanlarıdır. mın renklerini buluşturan Gazalcı, lışan ama yine de geçin- NAZIM MUTLU hem kurgusundaki hem dilindeki mekte zorlanan Ali Us- yalınlığıyla unutulmaya terk edi- ta, Almanya’da bir ko- UNUTULMAYA TERK lunu yitiren ortaokul öğrencisi len eski köy-kasaba yaşamını acı- EDİLEN ESKİ KÖY- Mualla’nın babası… Tümü, Gazalcı’nın gerçek yaşamın- sı tatlısıyla günümüze taşıyor. KASABA YAŞAMI! da onlar uğruna savaşım verdiği Anadolu insanlarıdır. Araştırma, eleştiri, anı ve yaşa- KÖY YAZINI Kitapta yer alan az sayıdaki uzun öyküden biri “Sabırlar möyküsü gibi birçok türde çalışma- GELENEĞİNİN ÖZÜ Ülkesi”dir. Bu, öyküden de öte bir masaldır. ya imza atan Mustafa Gazalcı’nın 1980’lere dek etkili olan köy yazını 1970’lerin sıcak siyasal olayları içinde iktidar zorbalığına, ilk öykü kitabı Tıngı (Edebiyatist) geleneğinin özünü oluşturan kırsal- adaletsizliklere, haklı kitlesel başkaldırıları baskılamaya ça- kısa süre önce okuyucularla buluştu. daki toplumsal yaşamın birçok öğe- lışan egemen güçlere karşı duruşu masal diliyle anlatan bir Gazalcı’nın çoğu eğitim ve siya- sini (toprak işçiliği, marangozluk, tür siyasal bildiri niteliğindeki masal, düşlenen bir “son”la sal sorunlarımızla ilgili kitaplarının ayakkabı tamirciliği, çobanlık…) noktalanır: Sabrı taşan toplumun bir sel olup bütün zalim- 25’incisi olan 144 sayfalık kitabı iç içe işleyen Gazalcı, bu alanlara leri ve zalimlikleri alıp götürmesi, boğarak yok etmesi… çoğu kısa 26 öyküsünden oluşuyor. ilişkin ayrıntıları yaşamının ve ta- Gazalcı’nın kişileri ve işlediği kesitler içinde salt kır 1976 tarihli ilk öykülerinden nıklıklarının verdiği rahatlıkla be- yaşamının parçaları yoktur. 2022’de kaleme alınan son öykü- timliyor, öykülüyor. Dershane öğrencileri Seçkin’le Yıldız’ın aşkı (“İki Dam- lerine dek yaklaşık yarım yüzyı- Yetiştiği koşulların, örgütçü la Gözyaşı”), yine Ege’deki bir yazlıkta çay bahçesi işle- la yayılan yazınsal üretiler, gerek eğitimciliğinin ve siyasal kimliği- ten ama kimi bilinmez işler de çeviren Hüseyin, ekonomik içerik gerekse biçem bakımından önemli ölçüde yazıldık- nin bileşiminden oluşan toplumsal duyarlılığıyla hemen anlamda bir anda doruklara tırmanıp yine bir anda yere ça- ları yılların havasını yansıtıyor. her öyküsünde yazar; yoksuldan, ezilmişten, güçsüzden, Kitabın özellikle ilk öykülerinde (“Tıngı”, “Koca kılan Banker Ragıp, öğretmen-öğrenci ilişkilerinin dost sı- haksızlığa uğramıştan yana tutumunu gizlemez. caklığıyla sürebileceğini örnekleyen Ayşe Öğretmen, güreş- Eyüp”, “Kel Hafız ve Eşeği”, “Hilmi”, “Palamutçu Ha- lil Usta”...) doğup büyüdüğü yörenin (Denizli) kültürel Eşeğiyle su taşıyarak yaşam savaşı veren Kel Hafız, bağ te rakip Ahmet’le Mehmet Pehlivan’ın içten dostlukları… bahçe işlerindeki “Sallama” lakaplı Mehmet Ali, Ege’deki iklimiyle karşılaşıyoruz sık sık. Bununla çoğu Köy Ens- Hepsi Tıngı’daki öykü kadrosunun öğeleri arasındadır. titülü yazarın (F. Baykurt, M. Makal, T. Apaydın, M. Ba- bir yazlık sitede çöpten teneke kutuları toplayan Mardinli Son olarak, bunca sözün içinde “Tıngı”nın ne olduğuna şaran…) öykü ve romanlarından aktarılan kırsal yaşa- Yadigâr, ayakkabıcılıkla geçinemeyince birçok ek işte ça- rastlayamadık diyen olursa onu bulmak da onlara kalsın. n 14 23 Mayıs 2024
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear