Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Çizim: YUSUF ERADAM / 1977
KAREL ÇAPEK’TEN
‘R.U.R: Rossum’un Evrensel Robotları’
*
“İnsan olmak harikaydı. İnsan olmakta muazzam bir şeyler vardı.” R.U.R , yeryüzünde kalan son insanın
sözleri olarak bu nostaljik ifadeleri yakıştıran Çek yazar Karel Çapek’in (1890-1938) 20. yüzyıla öngörüleri ya
da kehanetleri ile bilimkurgu yapıtları ve insanın yaratma ve Tanrı ile aşık atma hırsından kendine zarar öteki
ya da distopik bir dünya oluşturması açılarından damgasını vuran 1920’de yazdığı ve 2021’de sahnelenişinin
100. yılını kutlayan başyapıtıdır. Aynı zamanda savaş karşıtı, iktidar hırsı ve gözü doymazlık ve Nazi faşizmi
karşıtı bir yapıttır da. İnsanın robotları üretirken, onların da dünyayı istila edişini anlatırken, yaratmak hırsından
kaynaklanan “İnsan nedir” sorusunun yanıtlarını da arayan bir piyes.
yi öğrenirler, dünyaya yayıldıktan sonra da ayaklanıp savaş- botlardan gelişmiş olanları,
YUSUF ERADAM
mayı ve insanları öldürmeyi akıl ederler. Sovyet devrimin- insanlar arasındaki sınıfsal
den 3 yıl sonra yazılmış olması yüzünden robotların prole- ayrım olarak yorumlanabile-
“ROBOT” SÖZCÜĞÜNÜN İLK KEZ
terya iktidarını temsil ettiğini söyleyebiliriz. cek acı, keder, kapris, garip-
ORTAYA ATILIP KULLANILDIĞI OYUN!
lik sezebilme ve en önemli-
Mary Shelley’nin Frankenstein isimli romanında da
Çek yazar Karel Çapek’in (1890-1938) yapıtı ilk yayım-
si de başka bir dilde rüya gö-
Çapek’in oyununda da yaratan ile yaratılan arasındaki ve
landığındaki adıyla Rossumovi univerzální roboti, R.U.R.
rebilmeyi deneyimler ve anlatırlar.
aksiyonu doğuran temel çatışmanın en önemli sebebi yara-
(Rosumovi Umlí Roboti), bilim insanı Rossom’un (Zihnin)
Robotların lideri Primus rüyasını anlatır, Robot Helena
tan insan zekâsının inancı ve antroposantrik bakış açısından
“akıllı robotları” anlamına geliyor.
güneş doğuşunu izler, kuş seslerini duyar ve onlara özenir.
aslolanın hep insan olmasıdır.
İnsansızlaşmayı robotlar metaforu üzerinden fütüristik
Helena kendi bulduğu ütopik yeri anlatırken de çevreci bir
Yarattığımız ve evimize, dünyamıza tehdit olmadığına inan-
edebiyata denk bir biçemle anlatan üç perdelik bu bilimkur-
yorumla yaklaşır, ev, bahçe, iki köpek ve yavrularını gör-
dığımız birçok icat, ürün ya da siyasi liderin gün gelip onu ya-
gu piyes, dahası “robot” sözcüğünün ilk kez ortaya atılıp
müştür (çekirdek aile).
ratanlara en büyük tehdit olacağı fikri de insanın bir şey yarat-
kullanıldığı oyundur da.
Bu gördüklerini de “Hayatımda bu kadar güzel bir şey
madan önce iki kez düşünmesi gerektiği konusunda da uyarıyor.
48 yaşında ölen Karel Çapek, 20. yüzyılın modern tiyatro
görmedim” diyerek yorumlar. Beğenileri insanın klişe beğe-
klasikleri arasında yer alan bu yapıtında Slav dillerindeki es-
nileridir, insanlaşmaya başlamışlardır ve bu yeni dünyanın
İNSANLAŞAN ROBOTLAR!
ki bir sözcükten yararlanmıştır:
Robotların insanlaşması önce dilde, daha sonra da davra- kadını da erkek himayesinde evcil mutluluğu yeğleyecektir.
“Robota”. “Çalışan, hizmetli, işçi” anlamlarına gelir. “Zor-
Yuvayı yine dişi kuş yapacaktır, inançla birlikte.
nışta gözlemleniyor. Duygu belirteçlerini kullanmayan ro-
la çalıştırılan, angarya işlere koşturan kişi” yan anlamları ile
ZORBA REJİMLERE KARŞI İNSANIN
de sınıf belirtir. Rusça, Almanca, Lehçe ve Çekçe dillerinde
NASIL DİRENEBİLECEĞİNE İLİŞKİN
de kökteşleri vardır ve Orta Avrupa serflik sisteminden doğan
EYLEME YÜREKLENDİREN BİR YAPIT!
bir sözcük olduğuna inanılır. Bu sisteme göre, kişi kira borcu-
Robotlar itaat kültürünün sadık elemanları olarak görülü-
nu iş yaparak ya da evin sahibine hizmet ederek de ödeyebilir.
yor ve Helena sevgi diye ısrar ettikçe, robotların sevemeye-
Çapek de haliyle mucit ya da kâhin yazarlardan.
ceği iddia ediliyor. Bu da oyunun ilk perdesinde finale iliş-
İnsan aklının ürettiği robot uşaklar evrensel nitelik
kin bir öngörü olarak dururken, okuyuculara, izleyiciye sor-
kazanıyorlar çünkü onlar da zekâ sahibi, akıllı varlıklardır.
duruyor:
Sona doğru, çatışmanın çözüme ulaşması gerekliliğinden de,
İnsanın ekolojik-soysürdürüm için önce sevebilmeyi öğ-
zekâdan başka neye sahip olmaları gerektiği sorusu da soruluyor.
renmesi gerekir çünkü yazarın aklımıza taktığı soru budur;
BATI’NIN SİMGESEL GÜZELİ HELEN’İ ANIŞTI-
Nasreddin Hoca misali: “Ya sevebilirlerse?”
RAN ROBOT HELENA!
Çapek, bilimin teknolojinin gelişmesi sonucunda karşı-
Merkezdeki kadın Helena ve daha sonra Robot Helena, mıza yeniden çıkan zorba rejimlere karşı insanın nasıl dire-
Batı’nın simgesel güzeli Helen’i de anıştırarak bu arketipleri
nebileceğine ilişkin okuyucuları, izleyicileri düşünsel ola-
ve şiddetle yaratılan güzelin yine şiddet doğuracağını bilen rak hazırlayıp eyleme yüreklendiren yapıtlar sunmuştur.
okuyucu için gerilim sağlanıyor. R.U.R finali de böyle değerlendirilmelidir. Oyunu evrensel
Robotlar imal edildikten sonra çalışmayı, hizmet etme- ve ölümsüz kılan da bu özelliğidir.
n
YILDIZ CIBIROĞLU’DAN ‘KÜL ÇİÇEKLERİ 1:
BESLENME UYGARLIĞINI YARATAN KADINLAR’
azı öncesinde icat eden kadınları tarih yazmadı. tür yaratan kadınların izini, mitlerle birlikte şu dört alan- line yansıtıldı. Konuşmacılar
Oysa toplulukları ilk derleyip örgütleyenler, ku- da sürüyor: bunları içselleştirdiler. Ayrıca
Y rucu öyküleri yaratanlar; simgeci dili, kültürü, el 1- Beslenmede maddi kültürü yaratan kadınlar, icat et- görsel sembollerde (mühürler),
sanatlarını başlatıp ilkeler koyanlar onlardı. tikleri kil çanak, çömlek, kürek, ocak, kaşık vb. araçla- heykelciklerde “İkili ve Üçlü
Arkeolojik verilerde, ikonografilerde, antropolojide, ra kendi bedenlerini yansıtarak (ya da heykelciklerine bu Sistem” yansıtıldı.
mitolojide, folklorda, özellikle dilin derin yapısındaki araçları yansıtarak) somut bir iz bırakıyorlar. 4- Elit kadınlar modelleme-
kodlama sisteminde ararsak, onları bulabiliyoruz. 2- İcat ettikleri nesnelere ad vererek, beslenme termi- yi yıldızlarla yaptılar: Yıldızlar
İnsanlığa katkılarını anlatmak için, sadece beslenme nolojisini başlatıyorlar. Elit (o çağın liyakatlisi) kadınla- çoğulcu, eşitçi, karanlığı ay-
ve giyinme gibi iki uygarlık alanının mucitleri olduğunu rın kült yerleri birer eğitim, üretim merkeziydi. dınlatıyor, yol ve vakit göste-
söylemek bile yeter. Külte bağlı ortak kodlu adları vardı. Beslenmeye iliş- riyorlar; özgürler ama gök ve
Neden unutturuldular? “Tunç Çağı”ndan beri meşrulaş- kin adlar da o kodlarla başlatıldı. Kodlar, üretim sürecin- yerle de bağıntılılar. Kitap, yazılı yasa, mahkeme, dayak,
tırılmış yağmacılık / korsanlık, monarşiler kadınlara ente- de en çok işitilen karakteristik seslerin konuşma diline hapishane yok. Üretici elit kadınlar toplumu ikili önder-
lektüel alanları, okul ve meslekleri, devlet görevlerini yazı- yansıtılmasıyla elde edildi. Cıbıroğlu bunları açıklama- likle, eşitçi, paylaşmacı dille; görsel sembol, mit, ritüelle;
sız / yazılı yasalarla, dinle, kas-gücüyle yasakladılar. Ozan- larla örneklemiş. yıldızlar modellemesiyle (yani yumuşak güçle) yönetti-
yazıcılar, öncü kadınların başarı mitlerini değiştirdiler. 3- Yazı öncesinin tarımcı kadınları doğayı gözlemledi- ler. Ta ki “Tunç Çağı”nda savaşlar başlayana dek!
Yıldız Cıbıroğlu’nun Kül Çiçekleri 1: Beslenme Uygar- ler ve (gece gündüz, yaz kış, yer gök, dişil eril vb.) “İki- Yıldız Cıbıroğlu, Kül Çiçekleri 1: Beslenme Uygarlığı-
lığını Yaratan Kadınlar (Arkeoloji ve Sanat Yayınları) adlı li Sistem”i keşfettiler. Doğadan aldıkları “İkili Sistem”i nı Yaratan Kadınlar adlı kitabında tüm bu bağlamlardan
kitabı da şu soruyla başlıyor: “Neolitik Çağ”dan beri bes- toplumsal düzene taşıdılar. hareketle binyıllar süren bir mücadeleyi irdeliyor.
n
lenme kültürünü, yemek yapmayı icat eden kadınlar, neden “İkili Sistem” çoğula, eşitliğe, karşıtını anlamaya, uz-
Kül Çiçekleri 1: Beslenme Uygarlığını Yaratan Ka-
yakın zamanlara kadar yemek kitabı yazmadılar? laşmaya (kısaca diyalektiğe -düalizme değil-), bir arada
dınlar / Arkeoloji ve Sanat Yayınları / 496 s. / 2024.
“Bu bir antagonizma” diyen yazar, kitabında dil / kül- güven içinde yaşamaya açılan bir kapı oldu, konuşma di-
4 2 Mayıs 2024