26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

aşağılık tarih/ Bir ulusu çiğnemekle bugün ve devrimden çok şeyler uman Tevfik Fikret eğlenen alçak/ Bir anlık gecikmeye borçlu bu büyük düş kırıklığı yaşadı. keyfini ancak!” 1908 Devrimi’yle yönetime gelen İttihat ve Terakki, gerilemenin, kargaşanın, batışın asıl BASKI YÖNETİMİNİN YAMAN nedenlerinin ekonomik ve mali çöküntü ol- YERGİSİ: “SİS”! duğunu göremeyip yüzeysel önlemlerle ye- Tevfik Fikret, “baskı yönetiminin yaman yer- tinmeye başladı. gisi, o hiçbir ışık süzülmeyen karanlık geriliğin Halkı Düyunu Umumiye’den, kölelikten, öfkeyle yerden yere çalınışı” olarak tanımlanan kurtarmak, tarım reformuyla köylüyü kalkın- “Sis” şiirinde (1908) “ey zulümler alanı” de- dırıp ağaların zorbalığından kurtarmak gi- diği İstanbul’u yerden yere vurdu. bi devrimci hareketlere girişmiyor, saltanatı, Baskının, adaletsizliğin, eşitsizliğin, zor- ağalığı ortadan kaldırmak gibi devrimci deği- balığın, yoksunluğun şehri İstanbul ona gö- şiklikler yapmıyordu. re; “faciayı süsleyen şatafatlı sahne… şatafa- Yerli-yabancı sermayenin sömürüsü altın- tın gösterişin beşiği, mezarı… Doğu’nun es- da olan işçiler, küçük esnaf, zor koşullar al- ki, çekici kraliçesi… göğsünde kanlı sevgi- tındaydı. Halkın II. Meşrutiyet’ten maddi ola- leri tiksinmeden besleyip büyüten… köhne rak hiçbir şey kazanamaması, toprak ağala- Bizans”tı, “koca bunak büyücü”ydü. rının egemenliğinin, eşkıyalığın sürmesinin “Dökülen tüm gözyaşlarına karşı duygu- yanında İttihat Terakki yönetimindeki farklı suz… bin kocadan arta kalan bakire dul”, algılayışlar düş kırıklığı getirmişti. bir “dünya orospusu”ydu. “Katil kulele- Osmanlıcılık, İslamcılık, Milliyetçilik, ri, zindanlı sarayları, kibirli sütunları, şan- Türkçülük gibi akımların birbiriyle müca- lı dua yapıları, doğruluğun sözlerini taşıyan deleleri içte, savaşlarla koparılan topraklar- minareleri, çatısı çökük medreseleri” ile İs- sa dışta çöküntü yaratıyordu. Bu düşünce tanbul, “yükselme kapısına çıkan yol, ayak şün; bugünkü adımlar hazırlıyor yarını!” akımlarının dışında olan Tevfik Fikret, 1908 öpme”ydi, “silahlanmış korku”ydu, “mahkemelerden Devrim sırasında ve ertesinde yazdığı şiirleri gizli bil- Devrimi’nin özgürlük ve eşitlik getireceğini umut edi- sürekli sürülen hak”tı, “vicdanlara kadar uzanan meraklı diriler gibi elden ele dolaşan bir duygu, bir düşünce, bir yordu ve yaşadığı düş kırıklığıyla muhalefete geçti. kulak”tı, “tiksinilen, aşağılanan ulusal çabalar”dı… başkaldırı kaynağı oldu. Kısacası İstanbul, Tevfik Fikret’in lanetler yağdırdı- DESPOTLUĞA BAŞLAYAN İTTİHAT O feodal düzenin yıkılmasıyla her şeyin düzeleceği, ğı bir “payitaht”tı (başkent) ve bu şiir onun şiir anlayışı- VE TERAKKİ İKTİDARINA ATEŞTEN bütün insanları kapsayan bir eşitliğin, adaletin, özgürlü- nın, şiir-yaşam-düşünce bileşkesinin tipik bir örneğiydi. ELEŞTİRİ OKLARINI FIRLATTI! ğün doğacağını düşledi. Kirli başkentin tüm erdemsizliklerine lanetler yağdı- Onun bu dönemde yazdığı hemen her şiiri, İttihat-Te- “Aydınlanma… asrımızın işte, emellerinin ruhu”, “Bi- ran “Sis”le Tevfik Fikret, Aydınlanmanın değerlerini rakki yönetimine karşı bir tavır, bir başkaldırı, bir eleşti- ze bol bol ziya kucakla getir:/ Düşmek, etrafı görmemek- coşkuyla, öfkeyle savunan, güçlü, güven veren bir şairin riydi; bir özgürlük ve eşitlik arayışı çığlığıydı. tendir” dizeleri müthiş Aydınlanmacılığının kanıtıydı. doğduğunu muştuluyordu. “Bir uğursuz dönem yine çiğnendi yeminler;/ Çiğnendi Savunduğu hümanist, aydınlıkçı ideoloji “Kusurum yazık ulusun yüksek umudu,/ Kanun diye topraklara sür- “MİLLET ŞARKISI” ne? Kuşkuda olmak mı?/ Kuşku koşmaktır aydınlıkla- tüldü alınlar;/ Kanun, kanun diye kanun tepelendi...” dize- II. Meşrutiyet’in duyurulmasından 15 gün önce “Mil- ra doğru./ İnsan aklıdır eninde sonunda/ gerçeği bula- leriyle başlayan ve korkusuzca çığlık attığı “95’e Doğru” let Şarkısı”nı (1908) yazdı. “Millet yoludur, hak yolu- cak olan...” ve “Şeytan da biz, cin de; ne şeytan ne me- (1912) elden ele dolaşarak yönetime ağır bir darbe vurdu. dur tuttuğumuz yol;/ Ey hak yaşa, ey sevgili millet, ya- lek var/ Dünya dönecek cennete insanla inandım...” di- “Umut” çağrısıyla biten “Rübâb’ın Cevabı”; uygar- şa... Var ol!..” dediği bu şiirinde toplumsal çöküntünün, zelerinde de açıkça görülür. lığın, felsefenin, sanatın ne gereği var diyenlere bir şa- hastalığın birlikte, “kardeşlikle” çözülmesini istedi. Tevfik Fikret “gençlik” kavramını ilk kez bilinçli ola- mar gibi patlayan ve ilkelliğin, haydutluğun, bilgisizli- “Zulmün topu var, güllesi var, kalesi varsa/ hakkın da rak edebiyata kattı. “Yarınlar senin; senin bu devrim bu ğin alçalışın, yoksulluğun, “kulluğun ne gereği?” diye bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;/ Göz yumma, gü- yenilik/ Her şey senin değil mi zaten, sen ey gençlik...” soran “Gerçek Her Zaman Gerçektir”; yolsuzluklara ve neşten ne kadar ışığı kararsa/ sönmez sonsuza dek, her dizelerinin yer aldığı Ferda (Yarın), “Halûk’un Vedaı”, haksızlıklara karşı “yiyin efendiler yiyin” dediği “Han-ı gecenin gündüzü vardır” dörtlüğünün de yer aldığı bu “Halûk’un Bayramı”, “Sabah Olursa”, “Millet Şarkı- Yağma”; Tarih-i Kadim’i eleştiren Mehmet Akif Ersoy’a şiirin ona özgü bir başkaldırı çığlığı içermemesi olmaz- sı”, “Promete” gibi şiirleri, gençliğe seslenen, gençliğe karşılık olarak yazdığı “Tarih-i Kadim’e Zeyl”; I. Dün- dı: “Yeter olsun, artık bu devlete de, yasalara da;/ Artık güvenen şiirlerdi. ya Savaşı’nın başlaması nedeniyle yazdığı, dinin sava- yeter olsun bu alçak zulüm ve cehalet...” UMUDUNU BAĞLADIĞI TEK GÜÇ, “FİKRİ HÜR, şa alet edilmesine, savaşa karşı uyarılarla dolu “Kutsal Çok kısa bir süre sonra gerçekleşecek Meşrutiyet Dev- İRFANI HÜR, VİCDANI HÜR” GENÇLİKTİ! Sancak Önünde”; savaş karşıtlığıyla dolu “Harbi Mu- riminin habercisi olan bu şiir elden ele dolaştı ve Yeni Yeni yetişen kuşakların ülkedeki korku sisini dağıta- kaddes” bu dönem şiirlerinden bazılarıydı. Anayasa’yla “sis” dağılmaya başladı. cağını, ülkeyi aydınlatacağını ve sonraki kuşakların son- Özgürlük âşığı bir şair olarak despotluğa başlayan İt- ŞİİRLERİ GİZLİ BİLDİRİLER GİBİ ELDEN suza kadar aydınlık içinde yaşayacağını söyledi: tihat ve Terakki iktidarına ateşten eleştiri oklarını fırlattı ELE DOLAŞAN BİR DUYGU, BİR DÜŞÜNCE, “Ümidimiz bu: Ölürsek de biz, yaşar mutlaka./ Vatan ve yönetimle kavgaya başlayıp yine Aşiyan’a çekildi. BİR BAŞKALDIRI KAYNAĞI OLDU! sizinle, şu zindan karanlığından uzak!” İTTİHAT-TERAKKİ, TEVFİK FİKRET’İ, Tevfik Fikret, Meşrutiyet’ten sonra, “Hayır, hayır, sa- Onun umudunu bağladığı tek güç, “Fikri hür, irfanı hür, na dönük değil bu lanetler” dizeleriyle başlayan “Rücü” TÜRKÇÜLÜĞE, TURANCILIĞA DÖNÜŞEN vicdanı hür” gençlikti. Onun “Gençler, bütün ümid-i va- MİLLİYETÇİLİK SİLAHIYLA VURMAK İSTEDİ! (Geri Alış) şiirini yazdı ve İstanbul’a savurduğu lanetle- tan şimdi sizdedir” seslenişi, Atatürk’ün Gençliğe Hita- ri geri aldı. İttihat-Terakki, etkili olan Tevfik Fikret’i, Türkçülü- be’sindeki inanç ve güven dolu anlatımının da habercisidir. ğe, Turancılığa dönüşen milliyetçilik silahıyla vurmak “Açıldı gözlerimiz pırıl pırıl bir sabaha” diyerek, dev- rimi gerçekleştiren “yüce ve şerefli yenilikçiler”i, “açık 1908 DEVRİMİ VE DÜŞ KIRIKLIĞI! istedi. İttihat-Terakki dönemi soygunculuklarına ve sa- alınlar”ı, “temiz vicdanlar”ı, “yiğit, aslan yürekli insanlar”ı 1908 Devrimi’ni “İttihat ve Terakki Fırkası’nın Türk vaş kundakçılığına karşı çıkan Tevfik Fikret’in “Mille- uyarmaktan da geri kalmadı: “Doğru at adımlarını;/ Dü- tarihine şerefle yazdığı bir inkılâp” olarak yorumlayan tim nev-i beşer, vatanım ruy-i zemin” dizelerini gerekçe >> 21 Aralık 2023 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear