Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                ‘Gizem Dolu İstanbul Masalları’
Albert Einstein’ın “Çocuklarınızın akıllı olmasını 
yazılardan oluşan Gizem Dolu İstanbul 
istiyorsanız onlara masal anlatın. Onların daha Masalları’nı kazandırdı kitap dünyamıza. Kitapta 
da akıllı olmalarını istiyorsanız daha çok masal 
yazarlar, İstanbul’un gizemli dünyasını araştırıp 
anlatın” diyerek altını çizdiği masallar hep var 
yorumluyor. Üç kitapta da İBB Başkanı Ekrem 
olacaktır. 
İmamoğlu’nun “Sunuş” yazıları bulunuyor: 
Belki masallar da anlatısıyla, içeriğiyle değişime 
İmamoğlu, yazdığı Sunuş’ta “Geçmiş zamanın 
uğramıştır. Ama dünya yazınında, masal 
sihirli ormanlarında masallar bize yol gösterirdi; 
kültürüyle yazılan şiirler, öyküler, romanlar 
kimimiz peri kızı, kimimiz padişah, kimimiz de 
süregelmiştir. 
Keloğlan olmuştur. Bizler sevgiyi, arkadaşlığı, 
İBB 2021’de Ahmet Bozkurt’un Şiirlerde İstanbul dostluğun sıcak elini masallarda tanıdık“  
kitabını yayımladı, 22’de Kemal Kocabaş’ın Köy 
diyerek Einstein gibi, bir bilgeyi yalnız 
Enstitüleri’ni, 23’te de 13 yazarın kimi öyküsel, bırakmayarak masalların insanları birbiriyle 
kimi denemeyi, anıyı çağrıştıran kaynaştıran gücüne de değiniyor.
YAZARLAR  akımda, masal söyleminden yararlanılmıştır. Dünya ge-
söylemlerine saplanıp gittikçe tekdüzeleşen anlatımına 
Edit Tasnadi, yazısını Macar yazar Kelemen Mikes’in böylece ayrı bir beğeni katıyor. liştikçe insanın algı alanı da değişiyor. Her değişim in-
Türkiye Mektupları adlı kitabından alıntılarla bezemiş. Yaşar Ercan, “Ben Yadigâr, İstanbul’dan Yadigâr”da sana yeni gelişim alanları açıyor. Bir bakıma çağdaşlık 
Tünel’de asılı fotoğrafların toplum tarihindeki önemi- bu değişime bağlı. İnsanlar başlangıçta bağırıp çağıra-
Yekta Kopan, “Hudini Sarıyer’de” öyküsüyle nere-
deyse romanlık olaylara yer veriyor. ni anlatıyor. rak aralarında etkileşim yarattı. Bunlar giderek ona belli 
Elif Eral, “Saygısızlarla Savaşan Şövalye” başlıklı de- biçimler verme gereksinimi duydu insan. 
Filiz Özdem, “Zamanda Bir Toz Zerresi”nde masalsı 
neme havasında yazdığı öyküsünde bir akademisyenin Örneğin doğanının biçimine, renklere özenerek önce 
yaklaşımlarla İstanbul denizlerini anlatıyor. 
toplumu geliştirme yolunda sonuca varamayınca ken- çizgisel resimler yaptı, bir süre sonra onları renklendir-
Adnan Binyazar, “Masallar Ülkesine Yolculuk”ta ma-
dini bir kenara çektiğini gündeme getiriyor.  di. Anlatısını yönlendirerek şiirler yazdı. Onun ardından 
sallar ülkesine ulaşacağını umarken kendini İkinci Dün-
Nurbanu İnan, “Bir Şişe Sürgün” anlatısında kendini öyküler, romanlar, ilkçağda Sokrates, Eflatun gibi ön-
ya Savaşı’nın yarattığı açlık, sefalet ortamında buluyor. 
renkler arasında dolaştırıyor. cülerle düşünsel yazılar katıldı türler arasına.
Gülsüm Cengiz, “İmparatoriçe Teodora’nın Bebekle-
Elif Ata ise “Yedi Tılsımlı Şehir”de aile anne-baba-
ri ve İstanbul’un Kayıp Adası” adlı yazısında kentin uy-
BÜYÜK ANLATILAR
oğul aralarında yaratılan dayanışmayla İstanbul’u kö-
garlık tarihini özetliyor. 
Masalın etkisini yitirip ileride onun unutulacağını ileri 
tülüklere karşı koruyan tılsımlı bölgelerin gizini çözmek 
Yalvaç Ural, “Andersen’in Peyk-i Şevket Gemisinde 
sürenler yanılır. Anlatı tarihini irdeleyenler, masalın bin-
amacıyla tılsım yerlerini saptamaya girişiyorlar.
Unuttuğu Masal” başlıklı öyküsüyle, masal dünyasının 
lerce yıl önce ne ise bugün de o olduğunun inandırıcı 
Grimm Kardeşler gibi, önemli bir yazarı Andersen’i kü-
İÇERİK örnekleriyle karşılaştılar. 
çük bir kızın karşısına çıkarıp onu da şaşkına çeviren 
Kitapta türün “masal” sınırlandırılmasına karşın, 13 Ad yapmış yazarların çoğunun romanlarında masalın 
bir olay anlatımıyla duyulmamış bir masal yaratıyor. 
yazar da kendi anlayışları doğrultusunda masal içinde izi vardır. Örneğin bin yıllar öncesinden bugünlere de-
Grimm Kardeşlerin, masal kaynaklarına inerek 30 
masal dışı olabilecek gerçekleri yansıtıyor. ğerinden bir şey yitirmeden gelen Homeros’un İlyada 
ciltlik bir Alman Dili Sözlüğü’nün hazırlayıcıları olduk-
Böylece yalnız tılsımı değil, karmaşa içindeki İstanbul’un ile Odysseia’sı masal anlatısı üzerine kurulmuştur.
larını da anımsatayım. Bu masalların gerçekte bir dil 
gerçekleriyle yüzleştirerek kitapta toplumsal bir hava da Cervantes’in Don Kişot’unda masalsı öğeler çıkarıl-
kaynağı olduğunu gösteriyor. 
yaratılmış oluyor. Öyle de olsa yazarların çoğu anlattık- saydı o roman bir güldürü yapıtı olarak okunurdu. 
Mine Soysal, “Üç Kumsal”da özellikle genç okurları 
ları olayı masalsı yapmaya da çalışıyor. Bizde her tümcesinden masalsı anlatım fışkıran Ya-
kendi kumsallarında dolaştırıyor. 
Yazarların masalsı bir üslup yaratma çabasında olduk- şar Kemal’in İnce Memed’i anlatı sanatında ilk Türk 
Adnan Özyalçıner, “Ayine-i Yusuf ile Mehmet 
ları da sezilmiyor değil. Bu da eskileri yenilemek gibi bir klasiği sayılmazdı. 
Hikâyesi”nde, gerçekleri masalsı anlatımıyla daha ger-
üslupla yapılıyor. Özellikle düşünsel açılım bölümlerin- Marquez’i Yüzyıllık Yalnızlık’la büyük romancı yapan, 
çekçi kılıyor. 
de bu yola başvuruyorlar. Bunu genellemelerin tuzağı- onun akıp giden anlatımındaki masalsı dil kıvraklığıdır. 
Sennur Sezer, “Hasır Ören Padişah”ta okuru klasik 
na düşmeden başarıyla gerçekleştiriyorlar. Özetle, Gizem Dolu İstanbul Masalları’nda yer alan 
bir masalla karşılaştırıyor. Masala giriş bölümünü, alı- Masallar çağlar boyunca anlatının gelişmesinde etkisi- yazılar, bir ölçüde de olsa İstanbul’un, masallara özgü 
şılagelmiş kuralları aşıp Türkçenin incelikli anlatımıy- ni duyurmuştur. Yazınsal akımların doğmasında da ma- “gizem dolu” dünyasına yönelmeseydi ancak sıradan 
la oya gibi işliyor. Deneyimli bir şair olarak, eski masal salsı anlatımın etkisi vardır. Yeni başlayan her yazınsal bir turist rehberi olurdu... 
n
KINGSLEY AMIS’TEN ‘DEĞİŞİM’
mediyor. Kral III. Stephen kısa süre önce ölmüş. 
“Hubert kendisine söylenenlerin tamamına inanıyordu 
ama olacakların en önemli kısmı, yıllar sonra yetişkin bir Koronun yetenekli sopranosu, 10 yaşındaki Hubert Anvil cenaze 
erkeğe dönüştüğünde dünyanın ona hangi gözle bakacağı törenindeki ayin sırasında performansıyla herkesi bir kez daha büyü-
söylenmemişti. İşin o faslını anlatabilecek tek bir sözcük bile 
lüyor. Ancak Tanrı’nın yüceliğini vurgulamak adına sanatı koruma-
yok gibiydi: Coğrafi konumu dışında hiçbir şeyini bilmediğin bir 
yı arzulayan papanın ve din adamlarının Hubert’in sesinin güzelliği-
ülkede yaşamak gibi bir şeydi bu.” 
ni korumak için birtakım planları var.
Kitaptan...
Kingsley Amis’in 1976’da en iyi bilimkurgu dalında John W. 
Campbell Ödülü kazanan ve Philip K. Dick’in Yüksek Şato’da-
ıl 1976. Prens Arthur’un hiç ölmediği, dolayısıyla VII. 
ki Adam eseriyle birlikte anılan Değişim’i (Çeviren: Püren Özgö-
Henry’nin tahta hiç geçmediği, Reform’un, Protestanlığın 
ren / Can Yayınları) hem alternatif tarihe ilginç bir bakış hem de di-
Y ve Sanayi Devrimi’nin hiç gerçekleşmediği bir İngiltere. 
Henüz pek çok bilimsel keşif yapılmamış, motorlu taşıtlar yeni bir ni dogmatizmin insanları kişisel ve toplumsal açıdan nasıl etkiledi-
icat. Demokrasiden ve bilimden yoksun bu dünyaya Papalık hük- ğine ilişkin çarpıcı bir roman. 
n
21 Aralık 2023 15
            
    
