26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

‘Gizem Dolu İstanbul Masalları’ Albert Einstein’ın “Çocuklarınızın akıllı olmasını yazılardan oluşan Gizem Dolu İstanbul istiyorsanız onlara masal anlatın. Onların daha Masalları’nı kazandırdı kitap dünyamıza. Kitapta da akıllı olmalarını istiyorsanız daha çok masal yazarlar, İstanbul’un gizemli dünyasını araştırıp anlatın” diyerek altını çizdiği masallar hep var yorumluyor. Üç kitapta da İBB Başkanı Ekrem olacaktır. İmamoğlu’nun “Sunuş” yazıları bulunuyor: Belki masallar da anlatısıyla, içeriğiyle değişime İmamoğlu, yazdığı Sunuş’ta “Geçmiş zamanın uğramıştır. Ama dünya yazınında, masal sihirli ormanlarında masallar bize yol gösterirdi; kültürüyle yazılan şiirler, öyküler, romanlar kimimiz peri kızı, kimimiz padişah, kimimiz de süregelmiştir. Keloğlan olmuştur. Bizler sevgiyi, arkadaşlığı, İBB 2021’de Ahmet Bozkurt’un Şiirlerde İstanbul dostluğun sıcak elini masallarda tanıdık“ kitabını yayımladı, 22’de Kemal Kocabaş’ın Köy diyerek Einstein gibi, bir bilgeyi yalnız Enstitüleri’ni, 23’te de 13 yazarın kimi öyküsel, bırakmayarak masalların insanları birbiriyle kimi denemeyi, anıyı çağrıştıran kaynaştıran gücüne de değiniyor. YAZARLAR akımda, masal söyleminden yararlanılmıştır. Dünya ge- söylemlerine saplanıp gittikçe tekdüzeleşen anlatımına Edit Tasnadi, yazısını Macar yazar Kelemen Mikes’in böylece ayrı bir beğeni katıyor. liştikçe insanın algı alanı da değişiyor. Her değişim in- Türkiye Mektupları adlı kitabından alıntılarla bezemiş. Yaşar Ercan, “Ben Yadigâr, İstanbul’dan Yadigâr”da sana yeni gelişim alanları açıyor. Bir bakıma çağdaşlık Tünel’de asılı fotoğrafların toplum tarihindeki önemi- bu değişime bağlı. İnsanlar başlangıçta bağırıp çağıra- Yekta Kopan, “Hudini Sarıyer’de” öyküsüyle nere- deyse romanlık olaylara yer veriyor. ni anlatıyor. rak aralarında etkileşim yarattı. Bunlar giderek ona belli Elif Eral, “Saygısızlarla Savaşan Şövalye” başlıklı de- biçimler verme gereksinimi duydu insan. Filiz Özdem, “Zamanda Bir Toz Zerresi”nde masalsı neme havasında yazdığı öyküsünde bir akademisyenin Örneğin doğanının biçimine, renklere özenerek önce yaklaşımlarla İstanbul denizlerini anlatıyor. toplumu geliştirme yolunda sonuca varamayınca ken- çizgisel resimler yaptı, bir süre sonra onları renklendir- Adnan Binyazar, “Masallar Ülkesine Yolculuk”ta ma- dini bir kenara çektiğini gündeme getiriyor. di. Anlatısını yönlendirerek şiirler yazdı. Onun ardından sallar ülkesine ulaşacağını umarken kendini İkinci Dün- Nurbanu İnan, “Bir Şişe Sürgün” anlatısında kendini öyküler, romanlar, ilkçağda Sokrates, Eflatun gibi ön- ya Savaşı’nın yarattığı açlık, sefalet ortamında buluyor. renkler arasında dolaştırıyor. cülerle düşünsel yazılar katıldı türler arasına. Gülsüm Cengiz, “İmparatoriçe Teodora’nın Bebekle- Elif Ata ise “Yedi Tılsımlı Şehir”de aile anne-baba- ri ve İstanbul’un Kayıp Adası” adlı yazısında kentin uy- BÜYÜK ANLATILAR oğul aralarında yaratılan dayanışmayla İstanbul’u kö- garlık tarihini özetliyor. Masalın etkisini yitirip ileride onun unutulacağını ileri tülüklere karşı koruyan tılsımlı bölgelerin gizini çözmek Yalvaç Ural, “Andersen’in Peyk-i Şevket Gemisinde sürenler yanılır. Anlatı tarihini irdeleyenler, masalın bin- amacıyla tılsım yerlerini saptamaya girişiyorlar. Unuttuğu Masal” başlıklı öyküsüyle, masal dünyasının lerce yıl önce ne ise bugün de o olduğunun inandırıcı Grimm Kardeşler gibi, önemli bir yazarı Andersen’i kü- İÇERİK örnekleriyle karşılaştılar. çük bir kızın karşısına çıkarıp onu da şaşkına çeviren Kitapta türün “masal” sınırlandırılmasına karşın, 13 Ad yapmış yazarların çoğunun romanlarında masalın bir olay anlatımıyla duyulmamış bir masal yaratıyor. yazar da kendi anlayışları doğrultusunda masal içinde izi vardır. Örneğin bin yıllar öncesinden bugünlere de- Grimm Kardeşlerin, masal kaynaklarına inerek 30 masal dışı olabilecek gerçekleri yansıtıyor. ğerinden bir şey yitirmeden gelen Homeros’un İlyada ciltlik bir Alman Dili Sözlüğü’nün hazırlayıcıları olduk- Böylece yalnız tılsımı değil, karmaşa içindeki İstanbul’un ile Odysseia’sı masal anlatısı üzerine kurulmuştur. larını da anımsatayım. Bu masalların gerçekte bir dil gerçekleriyle yüzleştirerek kitapta toplumsal bir hava da Cervantes’in Don Kişot’unda masalsı öğeler çıkarıl- kaynağı olduğunu gösteriyor. yaratılmış oluyor. Öyle de olsa yazarların çoğu anlattık- saydı o roman bir güldürü yapıtı olarak okunurdu. Mine Soysal, “Üç Kumsal”da özellikle genç okurları ları olayı masalsı yapmaya da çalışıyor. Bizde her tümcesinden masalsı anlatım fışkıran Ya- kendi kumsallarında dolaştırıyor. Yazarların masalsı bir üslup yaratma çabasında olduk- şar Kemal’in İnce Memed’i anlatı sanatında ilk Türk Adnan Özyalçıner, “Ayine-i Yusuf ile Mehmet ları da sezilmiyor değil. Bu da eskileri yenilemek gibi bir klasiği sayılmazdı. Hikâyesi”nde, gerçekleri masalsı anlatımıyla daha ger- üslupla yapılıyor. Özellikle düşünsel açılım bölümlerin- Marquez’i Yüzyıllık Yalnızlık’la büyük romancı yapan, çekçi kılıyor. de bu yola başvuruyorlar. Bunu genellemelerin tuzağı- onun akıp giden anlatımındaki masalsı dil kıvraklığıdır. Sennur Sezer, “Hasır Ören Padişah”ta okuru klasik na düşmeden başarıyla gerçekleştiriyorlar. Özetle, Gizem Dolu İstanbul Masalları’nda yer alan bir masalla karşılaştırıyor. Masala giriş bölümünü, alı- Masallar çağlar boyunca anlatının gelişmesinde etkisi- yazılar, bir ölçüde de olsa İstanbul’un, masallara özgü şılagelmiş kuralları aşıp Türkçenin incelikli anlatımıy- ni duyurmuştur. Yazınsal akımların doğmasında da ma- “gizem dolu” dünyasına yönelmeseydi ancak sıradan la oya gibi işliyor. Deneyimli bir şair olarak, eski masal salsı anlatımın etkisi vardır. Yeni başlayan her yazınsal bir turist rehberi olurdu... n KINGSLEY AMIS’TEN ‘DEĞİŞİM’ mediyor. Kral III. Stephen kısa süre önce ölmüş. “Hubert kendisine söylenenlerin tamamına inanıyordu ama olacakların en önemli kısmı, yıllar sonra yetişkin bir Koronun yetenekli sopranosu, 10 yaşındaki Hubert Anvil cenaze erkeğe dönüştüğünde dünyanın ona hangi gözle bakacağı törenindeki ayin sırasında performansıyla herkesi bir kez daha büyü- söylenmemişti. İşin o faslını anlatabilecek tek bir sözcük bile lüyor. Ancak Tanrı’nın yüceliğini vurgulamak adına sanatı koruma- yok gibiydi: Coğrafi konumu dışında hiçbir şeyini bilmediğin bir yı arzulayan papanın ve din adamlarının Hubert’in sesinin güzelliği- ülkede yaşamak gibi bir şeydi bu.” ni korumak için birtakım planları var. Kitaptan... Kingsley Amis’in 1976’da en iyi bilimkurgu dalında John W. Campbell Ödülü kazanan ve Philip K. Dick’in Yüksek Şato’da- ıl 1976. Prens Arthur’un hiç ölmediği, dolayısıyla VII. ki Adam eseriyle birlikte anılan Değişim’i (Çeviren: Püren Özgö- Henry’nin tahta hiç geçmediği, Reform’un, Protestanlığın ren / Can Yayınları) hem alternatif tarihe ilginç bir bakış hem de di- Y ve Sanayi Devrimi’nin hiç gerçekleşmediği bir İngiltere. Henüz pek çok bilimsel keşif yapılmamış, motorlu taşıtlar yeni bir ni dogmatizmin insanları kişisel ve toplumsal açıdan nasıl etkiledi- icat. Demokrasiden ve bilimden yoksun bu dünyaya Papalık hük- ğine ilişkin çarpıcı bir roman. n 21 Aralık 2023 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear