Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Değişen bir şey yok gibi!
Miyase Sertbarut, olayın akışı içinde capcanlı kıldığı kahramanları/ karakterleriyle ve yer yer
geleneksel anlatı varsıllığımızla da bezediği “bilinen” bir hikâyeyi yepyeni bir kimlikle işlerken
aslında bugün de sürüp giden insan hallerimize o düşköylü/ Karakaleli kadınların aynasını
tutuyor. Zeynep B. Ayaz’ın başarılı desenleri bu yolculuğu çoğaltıyor.
derinden derine duyumsatıyor. Yaygın bir yöntemdir Böylece kendimizi bir anda Karakale’de bulduğu-
Y. BEKİR YURDAKUL
halkın mücadele pratiği içinde; alt edemediğin zor-
muz öykü, serin sakin akıp gider.
bayı alaylarınla iki paralık et, çıkar ipliğini pazara…
Tutum ve davranışlarını aktarırken ve olayın akışı
kul yıllarımda her ikisiyle (Aksak Timur ve
Sizin de Timur’la Nasrettin Hoca’nın, o iyi bilinen
içinde capcanlı kıldığı kahramanları ve karakterleriyle,
Nasrettin Hoca) “tanışmış” olsam da o sü-
her şeyi kırıp döken filleri konu alan fıkrası eşliğinde
“bilinen” bir hikâyeyi yepyeni bir kimlikle işleyen Sert-
O reçte ikisinin aynı çağda yaşamadıkla-
okuyacağınızı tahmin ettiğim öyküye gelince… De-
rı halde nasıl olup da anlatı, fıkra, masal ya da barut aslında bugün de sürüp giden insan hallerimize
dik ya güçlü ordusuyla karşısına çıkan her yeri ko-
hikâyelere konu olduğu üzerine kafa yormadığımı, Karakaleli kadınların aynasını tutuyor.
layca işgal eden, yöre insanını soyup soğana çevi-
bu merakımı başka süreçlere ve okumalara borçlu
Altı yüzyıl önceki Anadolu’nun; havası, suyu, gıda-
ren Timur, Konya dolaylarındadır. Karakale’yi alması
olduğumu biliyorum.
sıyla nasıl da temiz bir yer olduğu gerçeğinin ışığın-
da hiç zor olmamıştır. Karargâhını, köye yakın bir te-
Yakıcı, yıkıcı, kıyıcı bir sultan olan Timur’la benim
da büyüdükçe kirlettiğimiz dünyaya; çocukların me-
peye kurar ve köyü haraca bağlar. Yetmez; azgın fili
de bir yakınlığım olmamıştı ne ki Nasrettin Hoca ne-
raklı, cesur, becerikli hallerine; yetişkinlerin korkuya
Vahide’nin bakımını da köylünün üstüne yıkar.
redeyse günlük yaşamımızın her anında üstelik ya-
teslim edilmiş, arayıştan, dayanışmadan, çözümden
nı başımızdaydı. Anadolu insanının Hoca Nasrettin’i
uzak oluşlarına bakıyor.
KORKU DAĞLARI BEKLEYİNCE…
bilmeyişi, tanımayışı olmaz; onunla yol almamış ol-
Sertbarut’un yer yer geleneksel anlatı varsıllığı-
Karakale’de kimse bu sorunu çözmeye, Timur’dan
ma halleri yadırganırdı. Bugün de böyledir bu…
mızla da bezediği hikâyesine Zeynep B. Ayaz’ın,
filini geri almasını istemeye yanaşmaz. Ne var ki kö-
hikâyenin yüreğinden yükselen sesi duyarak eklediği
yün sakinlerinden bir çocuk, Lemide’nin bir türlü içi-
ÇAĞDAŞ DEĞİLLER AMA…
resimlerin de hakkını teslim etmeliyim.
Miyase Sertbarut’un yapıtının daha başlığını oku- ne sinmez bu durum. Hiç de kara gözlü, korku nedir n
bilmez biri değildir Lemide ne ki korkuya dayalı zor-
duğumda bu gerçeklik üzerine yeniden düşündüm.
Timur’un İkinci Fili / Miyase Sertbarut / Resim-
Aslında Nasrettin Hoca fıkraları arasında genişçe yer balığa körü körüne boyun eğilmesi, yapılacak bir şe-
leyen: Zeynep B. Ayaz / Altın Kitaplar / 104 s. /
bulan bu “karşılaşma” ya da “çağdaş” olma hali sev- yin olmadığı düşüncesi de kabul görmez onun dün-
gili Sertbarut’un anlatısının gölgesinde de kendini yasında. Bir şey yapmalı, bir çıkış yolu bulunmalıdır. 10+ / 2023.
Güzeldir hatırla(n)mak!
Farklı kuşaklar, başka ortamlar/ mekânlar; benzer kederler, tanış insanlık
halleri… Ve dayanışma Ömer Açık’ın yürek ferahlığıyla akan sevgi öyküsünü
Eylem Koçyiğit, desen ve renklerin kucaklayan gülüşüyle çoğaltıyor.
Desen: EYLEM KOÇYİĞİT
birçok yerden sizin hayatınıza da do- nıflı okul, mahallelerimizde görmezden geldiğimiz
Y. BEKİR YURDAKUL
kunur, seslenir; ne zamandır unuttu-
yedi kat yabancı komşular, savaşın evsiz barksız
ğunuz ya da anımsamaya fırsat bu-
bıraktığı hayatlar, depremlerle yıkıntı altında kalan
aşadığımız günler ne kadar
lamadığınız anları, anıları o güzelim
sevinçler, umutlar, hayaller… hangimize yabancı,
“sıradan” gibi görünürse gö-
yolculuğun kilometre taşlarına dö-
Y rünsün aslında her anımız yi- hangimizin bilmediği gerçeklerdir ki?
nüştürür. Ortaklaştıkça anılar, bam-
ne de onlarca hikâye barındırır ki ob-
İki büyük tutkusu var kahramanımız Güneş’in;
başka bağlar gelişir aramızda ve bir
jektifimizi çevirdiğimizde neler neler
parkta oynamak ve hikâye dinlemek. Ne ki baba-
çıkagelir. Küçük bir ipucu, hoş ya da de bakmışız ki o uzak uzak duruşlar
sının anlattığı “arkası yarın” tadında hikâyeler
kederli bir an “hatırlamak için güzel ırayıp gitmiş habersiz.
büyük tutkusu, ayrılmak bilmediği parkı bile
bir gün”e çevirir günlerimizi… Ve o
geride bırakıyor.
HİKÂYE DE BEKLER ZAMANINI
“güzel bir gün” bambaşka inceliklere
Evet, kimi an / gün geçip gitti sandığımız, çok-
Kahredici, acıları bunca yıldır ta-
doğru alıp götürür bizi.
tan unutulduğunu düşündüğümüz yaşanmışlıklar
ze 1999 depremini de fonunda izle-
Çocuklar için kaleme aldığı ilk ro-
aslında “hatırlamak için güzel bir gün”ü bekliyor.
diğimiz öyküyü aslında 6 Şubat Ma-
manları Menekşe İstasyonu ve Be-
Ömer Açık’ın, kucağında kitapları Güneş’le par-
raş merkezli büyük felaketten birkaç
nim Babam Ömür Adam’dan bu yana gündelik
ka koştuğu sıcaklıkla akan öyküsünü Eylem Koç-
yıl önce yazmış Ömer Açık. “Hikâyeler böyledir;
hayatın sorunları, sıkıntıları yanında renklerine de
yiğit o koşmaların sıcaklığını, içtenliğini, yarattığı
yol alır, geçmişi geleceğe, insanı insana bağlar…”
tuttuğu aynadan yansıyanlara bizi de konuk eden
havayı derinden duyumsayarak resimlemiş.
diyor. İşte o bekleyiş, başka acıların yarattığı yok- n
Ömer Açık, bu kez “güzel hikâyesi Güneş’e” ithaf
sunluklar karşısında yeni dayanışma ağlarının da
ettiği öyküsüyle hem benzer anlarımızı düşünme-
öyküsü olmayı getiriyor. Hatırlamak İçin Güzel Bir Gün / Ömer Açık /
ye çağırıyor hem de hatırlamanın kıymeti üzerin-
Açık’ın ustaca kurguladığı sakin akan öyküsün- Resimleyen: Eylem Koçyiğit / Günışığı Kitaplı-
den söyleşiyor okuruyla.
İnsan sıcağıyla bezeli her öykü döner dolaşır de hevesle sahneye çıkan tek öğretmenli beş sı- ğı / 68 s. / 8+ / 2023.
12 21 Aralık 2023