26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

IŞIL ÖZGENTÜRK’TEN ‘TANIK OLDUĞUM HİKÂYELER-CANIM CİĞERİM RÖPORTAJLARIM’ ‘Pirlerim el verdi ben de ülkeyi karış karış dolaştım!’ “İnsanlarla birlikte olmayı hep sevdim. Birlikte Bu renkliliğin peşine düşen herkese selam olsun.” gülmeyi, söylemeyi de. Canım sıkılınca sokaklara Böyle diyor usta gazeteci ve yazar Işıl Özgentürk, vurdum kendimi, her zaman bana gülümseyen bir Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan 50 yüz, sırlarını paylaşacak bir yürek buldum. Dünyanın yıllık tanıklıklarından damıttığı yeni kitabı Tanık ve yurdumun hemen her köşesine heyecanla gittim, Olduğum Hikâyeler-Canım Ciğerim Röportajlarım’ı onlarca insanın acılarına, sevinçlerine tanık oldum. anlatırken. Size sözcüklerle bir Türkiye haritası çizmeye çalıştım. Tanık Olduğum Hikâyeler, direnenlerin, dövüşlerin, Ne zaman bir başka ülkeye gitsem dönüşte hüngür ezilenlerin, en çok da kadınların; aşağılanan ama hüngür ağlarım. Çünkü pek çok ülke dolaştım, yılmayan, yok sayılan ama olanca gücüyle haykıran yaşadığımız bu coğrafyanın çok renkliliğini hiçbir kadınların öyküleri… ülkede göremedim. Anadolu’nun kadim uygarlıklarına selam verip Bu renkliliğin acımasızca yok edilmek istendiğini de Moskova sokaklarında gezintiye çıkan röportajlar, gördüm. Ağlamam işte bu nedenden. anılar, toplumsal bellekte yer eden yaşanmışlıklar… rahmetli Oktay Kurtböke’ye, rahmet- KADİR İNCESU HANDE MİR li Okay Gönensin’e, İbrahim Yıldız’a ve Can Dündar’a teşekkür ediyorum. ‘BEN, PİRLERİM YAŞAR Hiç teyp kullanmadığınızı bi- n KEMAL’DEN, FİKRET liyorum, kitapta onlarca insan, on- OTYAM’DAN, İLHAN larca olay yeri var... Sürekli not mu SELÇUK’TAN EL ALMIŞIM!’ tutuyorsunuz? Yeni kitabınız Tanık Oldu - n Evet, asla teyp kullanmam, bunu ğum Hikâyeler-Canım Ciğerim da röportajın bir edebiyat eseri ol- Röportajlarım’ı (Cumhuriyet Kitap- duğunu söyleyen pirlerimden öğren- ları) okurken sanki ülkemin her ye- dim. Asla teyp kullanmadılar, sade- rinde dolaşıyormuş gibi hissettim. ce yaşadılar ve yazdılar. Hikâyelerini anlattığınız kişilerle kimi Ben de küçük bir not defterinden zaman mapushane avlusunda otur- başka bir şey kullanmam. Onda da dum, kimi zaman Karadeniz Gerze’de sadece adları yazarım çünkü sürekli yapılmak istenen termik santrala kar- adları değişik yazarım. şı direnen Karadeniz’in Amazon ka- Bir örnek: O yıllarda Cumhuriyet dınlarıyla direniş çadırında, adı Di- Radyo’da sabah haberlerini sunuyo- reniş olan kediyi sevdim. rum. O gün Abdullah Öcalan tutuk- Soma’da ölen babalarına mektup lanmış, bana dediler ki “Apo deme yazan çocukların başlarını okşadım. Uludere’de bilgisayar taksitlerini çı- sempatik olur, ad söyle!” Programa girdim, konuşuyorum: karmak için kaçağa giden ve devlet ta- rafından bombalanan çocukların an- “Abdurrahman Öcalan tutuklanmış, nelerinin elini tuttum, Zonguldak’ta Abdurrahman Öcalan tutuklanmış.” 400 metre derinde korkarak yürüdüm. Program sürüyor, birden önüme bir Kimi zaman pamuk toplamaktan teleks notu atılıyor. Bir dinleyici so- yoruldum. Moskova’da binlerce ka- ruyor “Abdullah Öcalan mı, Abdur- dınla birlikte barış türküleri söyle- rahman Öcalan mı.” dim ve doğunun en ücra kasabala- Tabii ben hiç bozuntuya verme- rında umudu gördüm. Ve yitirdiği- den özür dileyip programa devam niz güzel insanlar için ağladım. Kısacası başım döndü de- O zamanki haber müdürümüz beni hemen bir habere gön- ediyorum. Çıkışta yazıişlerindekiler beni alkışlarla karşılı- sem yalan olmaz. Yorulmak bilmemek bu olsa gerek! derdi ve ben haberi yazamadım. O gün anladım ki, haberci- yorlar. O muhteşem günleri özlüyorum. Benim de 50 yıl boyunca Cumhuriyet gazetesinde yayın- liğin ana tekniği 5N 1K bana göre değildi. Kahroldum, za- ‘SEVDİĞİM KENTLER İÇİN GÜZELLEME’ lanmış röportajlarımı düzenlerken başım döndü. Öncelik- manla öğrenirim diye kendimi teselli ediyordum. Kitapta bir bölüm var: “Sevdiğim Kentler İçin Güzelle- le gazetemizin arşiv sorumlusu Mahmut Gündüz’e teşekkür n Bu arada pazar günleri gazetenin tenha olduğunu keşfedi- me”. Çok kent var ki zaten gitmediğiniz kent kalmamış ama ederim onu çok yordum. Sonunda karşımıza o kadar çok rö- yorum ve atlamadan her pazar günü gazeteye gidiyorum. Bir en sevdikleriniz biraz ayrıcalıklı yazılmış sanki. Ne dersiniz? portaj ve dizi yazı çıktı ki bazı röportajlara mecburen kıy- pazar Armutlu bölgesinde sağ-sol çatışması oluyor ve bir ki- Doğrudur; örneğin Seferihisar’da bir salyangoz gibi his- dık. Yoksa kitap bin sayfa olacaktı. şi ölüyor, yazıişleri beni bir fotoğrafçıyla bölgeye gönderiyor. settim kendimi, Van’da bir Van kedisi gibi. Kars bir sevgi- Şimdi biraz artık unutulmuş olan bu hikâye-röportaj işine Devrim İçin Hareket Tiyatrosu’nda üç yıl geçirdiğim için li gibi karşıladı beni. Assos benim öz yurdum gibidir, Ada- nasıl başladım ondan söz etmeliyim. Öyle bir zamanda ga- bölgedeki kahveleri çok iyi biliyorum, sağ-sol her kahveye giri- zeteciliğe başladım ki o günlerde Pirlerim Yaşar Kemal ve na da öyle. Örneğin Adana ayrı bir cumhuriyettir. eski bir yorum, kadınlarla konuşuyorum ve gelip yazıyorum -ki yazar- Geç Hitit devleti olduğu için ataları Hattiler gibi sefaya düş- Fikret Otyam’ın muhteşem röportajları yayımlanıyordu. ken resmen pirlerim bana yol gösterdiler dersem yanlış olmaz-. künlerdir. Ülkemi o röportajlardan tanıdım ve Cumhuriyet gazetesi- Ertesi gün yazdığım röportaj manşetten yayımlandı o gün- nin kapısından “Ben burada çalışmak istiyorum” diyerek gir- Yaşar Kemal’in, Orhan Kemal’in, İlhan Selçuk’un, Yıl- den sonra da nerede bir olay olsa “Hadi Işıl” demeye başladı- maz Güney’in, Muzaffer İzgü’nün ve daha pek çok yazarın, dim. Bu arada kitabımı son Kuvvacı İlhan Selçuk’a adadığımı da belirtmek isterim. Pirlerimden biri de odur. lar. Sırası gelmişken, “Hadi Işıl “ diyen yazıişleri müdürlerim sinemacının Adana’dan çıkması bir rastlantı değildir. >> 8 30 Kasım 2023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear