26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

DOĞUMUNUN 100. YILINDA (1923 / 1985) Bir hikâye anlatıcısı: Italo Calvino! Bugün artık aramızda olmayan İtalya edebiyatının önemli ismi Italo Calvino’nun hangi yanını öne çıkarmalı ya da onu nasıl nitelemeli? Derlediği İtalyan masallarıyla ülkesinin uzak geçmişini ve yaşadığı dönemi birleştirmesini mi, yoksa öykücülüğünü, romancılığını ve denemeciliğini mi? Gazeteciliğini ve dergi yöneticiliğini mi, yoksa İkinci Dünya Savaşı sırasında direniş hareketine katılarak Mussolini faşizmine başkaldırısını mı?... Ömrü boyunca yalınlıktan yana zar atan, yapıtları ülkemizde 20 yıldır Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan 20. yüzyıl edebiyatının modern klasikler arasına girmiş yenilikçi yazarı Italo Calvino (1923 / 1985); dünyayı, insanları ve kendisini tanımaya uğraşan bir kâşifti. Yazmayı ve edebiyatı hem bir iletişim biçimi hem de bir tutku olarak nitelemişti. Her ikisinin de hakkını verdi; insanlara, kentlere ve yaşama dokunmayı başardı. Metinlerine ve yaşamına anlam yüklemek için titizlikle çalışan Calvino, yapıtlarıyla bize hâlâ sesleniyor ve Jules Renard’ın cümlesini doğruluyor: “Yazmak, sözünüz kesilmeden yapacağınız tek konuşmadır.” KAAN EGEMEN CALVINO: ‘AHLAK, İNSANI EYLEME ZORLAR AMA YA EYLEM BOŞUNAYSA?’ Bugünlerde 100. yaşını kutladığımız, İtalya’da ve dünyanın dört bir köşesinde saygıyla anılan Ita- lo Calvino’nun (1923 / 1985) en önemli özelliği, iyi bir hikâye anlatıcılığıydı. Gerek romanlarında, denemelerin- de ve öykülerinde, kaleme aldığı ve derlediği masallar- da gerek eleştirilerinde ve verdiği konferanslarda bu yö- nü her zaman ağır basmıştı. Yapıtları ülkemizde 20 yıldır Yapı Kredi Yayınları ta- rafından yayımlanan, lise yıllarından Torino’yu mes- ken tuttuğu zamanlara ve ölümüne dek hikâyeler anla- tan (ve yaratan) Calvino’nun Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü’nde, başkarakter Amerigo Ormea aracılığıyla yap- tığı belirleme ve yönelttiği soru, hem yaşamının hem de yazarlığının bamteliydi: “Ahlak, insanı eyleme zorlar ama ya eylem boşunaysa?” Gerçeklerden hiç kopmayan ve hayallerden asla vaz- geçmeyen Calvino, Görünmez Kentler’i kaleme aldığında kurmacanın sınırlarını zorlayarak yok şehirlerde bir gezi- ye çıkarmıştı okuyucuları. Gezginin de kentler gibi haya- li olduğu metinlerde, Marco Polo’nun seyahatleri ve Ku- bilay Han’ın varlığı, Calvino’nun yapısalcı ve gösterge- bilime dayanan edebi söyleminin birer yansımasıydı. Anlatıcı Marco Polo’nun cümlelerinden bir örnek bu söy- 1945-1985 arası kaleme aldığı mektuplarından birin- ancak birkaç ay yaşayabildiğim bir kent olan New York’ta lemi belirginleştirmek için önemli: “Bilgin nerede? Pence- de bunu biraz daha belirginleştirmişti: “Metinleri da- konumlandırmak kendiliğinden içimden gelmiştir: Kim bilir, renin dışını gösterdi tiryaki genç. Bir çocuk oyunları bah- çesiydi: Çelik çomak, tahterevalli, topaç. Filozof çimenlere ha iyi anlamak için (...) yazarın fiziksel varlığını görmek belki de New York hiç değilse benim için daha basit, daha oturmuştu. Şöyle dedi: ‘Göstergeler oluşturur bir dili ama ve duymak gerekseydi bu, yazar-okur ilişkisi anlamında kabataslak bir kent, topografya, dış görünüm, toplum ba- bildiğini sandığın dil değildir o.’ O ana dek, aradığım şey- edebiyatın mutlak yenilgisi olurdu. Bir metin, kapağında kımından bir tür kent prototipi olduğundandır. leri tanımamı sağlayan imgelerden kurtulmam gerektiğini ismi ve soyadı yazılı kişinin varlığından bağımsız olarak Oysa Paris’in yoğun bir katmanlaşması var, çok fazla anladım: İpazia’ın dilini ancak o zaman kavrayabilirdim.” okunup değerlendirilebilmeli.” şey var gerisinde, bin bir anlamı var. Belki de bende bir Paris’te Münzevi ise tıpkı Seçme Mektuplar: 1945-1985’te çekingenlik uyandırıyor: demek istediğim Paris’in imge- ‘YAZDIĞIMIZ KADAR VARIZ!’ olduğu gibi Calvino’nun okura kendisini açtığı metniydi. si, kentin kendisi değil çünkü tam tersine, insan bu kente Yaşamı, kentleri ve insanları masal gibi anlatan, masal- Torino günlerini, kentteki gezilerini, faşizmin gölgelediği ayak atar atmaz hemen alışkanlık duyuyor.” ları gerçeklere yaklaştıran ve gerek tarihten gerek yaşam- çocukluğunu, seyahatlerini, “Il Duçe”ye bakışını, kendisi Paris’te Münzevi’de yazarın yalnızca New York’ta ve dan hikâyeler kotaran Calvino, kendini anlatmaktan ya da için özel anlamı olan ABD’yi ve New York’u, Paris’i, ya- Paris’te hissettiklerine rastlamıyoruz, aynı zamanda ta- kendisiyle ilgili bilgi vermekten kaçınırken yazdıklarıyla bancılık ve tanıklıklarını anlatmıştı yazar: rihin ve edebiyatın sayfalarında gezinerek hayallerinden konuşmayı yeğlemişti. “Yazdığımız kadar varız” derken yaptıklarıyla öne çıkmak istediğini duyuruyordu. “Kimi zamanlar tümüyle hayal ürünü olan kimi öyküleri bazılarını da duyuruyor Calvino: >> 10 30 Kasım 2023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear