Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
We r a h s r e d n o
ve omeR Wrkretama
t n e m e l e F D P
Öyküde kararlılık...
Salt öykü değil, öteki sanat alanlarıyla dalları da sanatçıdan hep kararlılık bekler. Sanatçıyı bu kararlılık yüceltir, türünde
sergilediği dik duruş biraz da. Örneğin Melih Cevdet gibi şiir, deneme, tiyatro vb. farklı türlerde verim sürdürebilirsiniz pekâlâ,
ama bunların her birinde “deha kararlılığı” göstermeden ne alanla hesaplaşabilirsiniz ne de ödeşebilirsiniz.
ört öykücü Simlâ Sunay, Nilüfer nin gücüyle, olanaklarıyla yalan hüküm- insan, kendine bak, kendi yolculuğu- da öykülerine kattığı cinliklerle bunla-
Altunkaya, Gökhan Yılmaz, Mu- lerle doldurulmuş “dünya”nın boşluk- na dön, demek istiyor besbelli. rı köpürtmeyi başarıyor.
D rat Çelik. Yayımladıkları öykü ki- larını sorguluyor sonuçta.
taplarına bakarak “kararlı” buluyor de- GÖKHAN YILMAZ: MURAT ÇELİK: ‘EPEY’
ğilim onları. Nasıl bir emekten süzülüp NİLÜFER ALTUNKAYA: ‘HEVESİN KAÇIŞ YÖNÜ’ Murat Çelik, yakın zamanda yayım-
geliyorlar, bunu görmek gerekiyor ilkin. ‘KATI OLMAYAN ŞEYLER’ Gökhan Yılmaz, son öykü kitabı He- ladığı kitabının yeni basımıyla yeni-
Salt birer hikâye anlatıcısı mı bu ya- Nilüfer Altunkaya, on beş yıl önce vesin Kaçış Yönü’nde (YKY, 2021), ev den öykü okurunun gündemine geldi:
zarlar yoksa özce, biçemce yepyeni çıktığı kitaplı yazarlık yolculuğunda bu içlerine yönelirken soluk kopyalar ha- Epey (Everest, 2021).
ufuklara kapı aralayıp farklı kurgula- kez dördüncü öyküler toplamıyla bu- linde insandaki görünmeyen o dün- Öykülerinde içe ıhan acıları, yaşanı-
ra, çıkarımlara, yargılara uçurabiliyor- luşturdu okuru: yanın dolantılarını, bireyi yönlendiren lan yoksunlukları başka bir dille, ama
lar mı bizi? Katı Olmayan Şeyler (İthaki, 2021) oluntuların, olguların, ilişkilerin ayrın- nasıl, kişilerini terapiye almış da onla-
Bunu yayımladıkları kitap sayısında Kısa tümceli, hedefe kilitlenmiş, ancak tılarını yansıtıyor. rı adeta kendi beden dilleriyle aktarır-
değil öyküyü işleme biçiminde, an- sonları okurda yeni bir dalga boyu ya- Kişilerin birbirinden gizlediği, gizle- casına metne yerleştiriyor yazar.
latılarına sindirdikleri dilsel tutumda, ratmak üzere öylece ortada bırakılmış mek istediği nelerse söz, eylem, dav- Anlatısında kısa tümceli örüntüye yas-
soyutlayım-dönüştürüm yaklaşımında öyküler bunlar. Üstelik soğuk, alabildi- ranış, tutum bunların sosyopsikoloji- lansa da dilimizin ölçünlü kullanımını
gözleyebiliriz ancak. ğine mesafeli bir dil paydasına yaslan- sini çıkarıyor da diyebiliriz. aşarak ayrıksı tutumla, işleyimle bunları
mış halde. Yazar, bunları dile giydirdiği ortao- karşılayıp öyle yer açıyor öykülerinde.
SİMLÂ SUNAY: Önceki öykü toplamında ölçünlü yunu havasında sunuyor. Ancak oyun Sözcükler bu evrende kendi anlam
‘YALANCI BİR BOŞLUK’ Türkçeyle kuruyordu metnini yazar, kimileyin öylesine öne çıkıyor ki, ade- bağları dışında farklı bir uyarlıkla söz-
Simlâ Sunay, on yı- dizimi akışıyla bu-
la varan kitaplı öy- luşturulup getiriliyor
kücülüğünde üçün- önümüze.
cü yapıtını yayımladı: Murat’ın ürettiği pa-
Yalancı İçin Bir Boş- rıltılı deyiş, söyleyiş,
luk (Everest, 2021). sıçramalı anlatım vb.
Yüksek soyutlayımlı, ölçünlü Türkçe dışın-
yoğun örgülü öyküle- da bir alanı imliyor bi-
meye dayalı son ve- ze. Sözdizimlerin-
riminde, “Yalancı için de anlamsal ağırlık-
bir boşluktu söz en lar öne çıkarken, ay-
nihayetinde, doldura- kırı gerçekçi bir bakış
bilene” (20) diyen ya- da anlatıya ille sindi-
zar, kırsal-kentsel / riliyor. Yanı sıra saç-
yaşamsal-alansal dö- maya giden bir alay-
nüştürümde, “dün- samayla da kol kola
ya” sözcüğünü dol- giriliyor bunlarda.
durmamız için farklı Bir yanıyla kişi-
bir öyküleme getirip lerdeki içe-dışa ba-
okuma dağarımızı zenginleştiriyor. yine öyle. Bunlar daha çok duyarlık ta rol çalıp öyküyü figüranlığa düşü- kış açısından uyumsuz, farklı bir da-
Simlâ, doğanın içe kıvrıldığı, bireyin tabanında yükselen öykülerdi ama bu rüyor görece. mar üzerinde oturuyor belki Murat’ın
kent bungusunda debelendiği fantas- kez buz soğukluğunda uzak duruş- O halde bir yazarın, kaleme aldı- öyküleri, ama aynı zamanda trajik
tik kurmacaya dayalı yapılandırmayla lu bir öykülemeyle geliyor, şaşırtıcı ir- ğı metinde kendi dilini yaratma olgu- bir anlatı düzlemi bu: “insan vardı da
öne çıkıyor. Böylece kentlilik bilincini kiltmeyle üstelik. su, buna dönük çabası nasıl yorum- sevgi var mıydı hep ya da insan var-
yeni baştan kuruyor. Çünkü herkesin bir biçimde öteki- lanmalı, bunun üzerinde de düşün- dı da bu durgunluk, bu küskünlük, bu
Bu bağlamda birbirine geçmeli bi- leştiği, herkesin herkesle, hatta kişinin mek gerekiyor. Böyle bir dil, getirdi- burukluk niye vardı.” (48)
rer trajik varoluş anlatısı Simlâ’nın öy- kendisiyle de belirgin uzaklık yaşadı- ği çoksesli bakışla, kişilerin iç dünya- Yazar, öyküsünü çatılarken yoğur-
küleri. Bunlarla yıkıcı gerçeklikler ha- ğı bu öykü atmosferinde kişiler böyle- sına dönük artalan açılımıyla elbette duğu bu dille dikkati çekiyor.
linde okurun üzerine çullanıyor adeta si yüklü, gergin halde birbirinin gırtla- büyük olanak sağlıyor. Burada andığım dört öykücü, ör-
yazar. Böylelikle fantastik çatılamada ğına çökmüştür kaçınılmaz biçimde. Ancak örnek olsun diye sıradan ak- neklem yalnızca. Öyküde kararlılar,
yazarın dilsel emeği, dildeki yansıma- Bu tutum anne babayla çocuklar, tarayım. “İlle bir yerlere bulaşıyor acı- bu kadar değil.
ları alabildiğine parıltılı bir anlatı evre- kardeşler arasında da yaşanır, donuk sı,” (11) tümcesinde acının “ulaşma- Özellikle 1990 sonrasında bunu yan-
ni seriyor okur önüne. bir evrendedir insanlar, ötede pusu- sı”, “bulaşması” olasılığını da çağıra- sıtan çok sayıda yazar var, bunların ne-
İşlemede göze çarpan uyumsuz ti- daki karanlık tarafından yutulmayı cağından yinelemeye dönüşmeyecek redeyse tamamı gençlerden oluşuyor
yatro salvosuna benzer tutumun “ya- bekliyorlardır. midir bu deyiş? üstelik. Ustası, kararlısı, yeni başlayanı,
lancı için bir boşluk”tan, “bir boş- Nilüfer, öykülerin sonlarını öylece Okura bunun, bir artalan sezgisiyle öykücülerimiz, öykümüz öylesine zen-
luk için yalancı”ya kaymasıyla, bu- bırakıp bunları okura sorgulama fırsa- kavratılması daha doğru bir yansıtım gin ama biz ayırdında mıyız?
nun kimler için kimlerce nasıl doldu- tı bağlamında sunarken bizi bu dis- olmaz mı? Ayrıca yazım olarak bunun
rulacağı, doldurulması gerektiği okur topik evrenle titretip tokatlamaya ça- böyle mi gösterilmesi gerekir ille? www.sadikaslankara.com, her per-
önüne boca edilmiş oluyor. lışıyor bir bakıma; “Uğultulu hayat”ın Yine de Gökhan bir okuma tiyatro- şembe öykü-roman, tiyatro, belgesel
Öyküden ödün vermeyen Simlâ, met- (22) içinde bize, Ey son yolcu, son su ya da seslendirme metni havasın- alanlarında güncellenerek sürüyor.
4 31 Mart 2022