Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                We r a h s r e d n o
ev Remo Wamretkar
t n e m e l e F D P
Size de tanıdık gelecek!
Benim Adım Sıkıntı’dan açacaktım sözü sıkıntısız, sakin bir kıyıda bir akşamüstü... Ne ki bu kısacık ve enfes anlatının 
başıma üşüştürdüğü sorularla doldu yazım. Üstelik bir sıkıntım da yokken! Sahi, nereden çıktı bunca soru?  
Hadi okuyun kitabı, çok eğleneceksiniz.
KİM DAHA ÇOK NEYE BENZER yağar mı, dönüşür mü? İlk karşılaştığı ya 
Y. BEKİR YURDAKUL
SIKILIR? SIKINTI? da tanıştığı günü anımsayan var mıdır şu 
Bir duygu mudur sıkın- sıkıntı denen şeyle? Ne dersiniz, olağan 
Arada nazlı naz-
elerden sıkılırız? Bir sıkıntının ka-
lı, çoğu vakit kanat tı? Değilse örneğin karşı- insanlık hallerinden olmasın sıkıntı?
pıları çalacağını, penceremizi tık-
mıza alıp konuşabilir mi- Gaye G. Özdamar’ın, Benim Adım Sı-
çırparak yükselen 
N lattığını, biraz sonra belki de taş-
yiz? Ağırlayabilir miyiz bir kıntı adlı yapıtından açacaktım sözü sı-
rengârenk uçurtmanın 
layacağını hissedebilir miyiz?
gelişinde? A-a, gelince de kıntısız, sakin bir kıyıda bir akşamüstü... 
gölgesinde el ele ko-
Niye sıkılır içimiz? Adını koyamadığı-
gitmek bilmez mi yoksa? Bir sıkıntım da yoktu!
şacağımız bir arkadaş 
mız olur mu? Şu sıkıntı dediğimiz şey, 
Ara sıra mutlaka uğrar mı Sahi, nereden çıktı bunca soru? Sıkıl-
bulamadığımızda mı 
her neyse, içimizde bir yerlerde oturur 
her yere, hepimize? dınız değil mi? Hadi okuyun kitabı, çok 
sıkılırız? 
da ara ara mı hatırlatır kendini? 
Çoğaldığı da olur mu? eğleneceksiniz. Hem de -vardıysa- eser 
Parasız, işsiz, ev-
Unutulmak, yok sayılmak istemedi-
Nasıl çoğalır, bölüne- kalmayacak sıkıntınızdan. 
siz, yalnız kalınca ya 
ğinden mi yapar bunu, değilse biz mi 
rek mi, arkadaşlarını ça- Az önce sormuştum ya kendi kendi-
uyandırırız uykusundan? da durup dururken de 
ğırarak mı? Belki de do- me, bir resmi-fotoğrafı var mı, diye. Şey-
sıkılırmı insan? Kimler 
Sıkıntısı olmayan insan/ varlık var mı-
ğurarak! Eğer öyleyse ne da Ünal, Gaye G. Özdamar’ın öyküsünün 
dır? Kediler, kuşlar, kelebekler, kurumaya daha çok sıkılır? 
ya da kim doğurur sıkıntıyı? Nasıl azalır, izini sürmüş, dahası tanıkları da dinleyip 
“Sıkıntı yok!” dediğimizde sahiden 
yüz tutmuş otlar, kimsenin uğrak verme-
nasıl bırakıp gider bizi? bir robot resmini yapmış! Bakalım, size 
diği bir kaya parçası, ne zamandır kulla- yok mudur sıkıntı ya da sıkıntıdan uzak 
Kovmanın, kovalamanın, eve barka de tanıdık gelecek mi? 
bir yerde miyizdir? n
nılmayan tencere, dolapta unutulmuş yu-
sokmamanın bir yolu var mıdır?
murtalar... sahi onlar da sıkılır mı? Yoksa kendi halinde bir teselli tümce-
Ses, görüntü, koku olarak düşünsek Benim Adım Sıkıntı / Gaye G. Özda-
si midir “Sıkıntı yok!”
Sıkılmadan, sıkıntıya düşmeden, sı-
hangisidir ve neye benzer? Resmi ya da mar / Resimleyen: Şeyda Ünal / Ne-
kıntıdan uzak, sıkıntı nedir bilmeden ya- Davetle mi gelir, davetsiz misafir mi-
fotoğrafı var mıdır? Yürür mü, uçar mı, sin Yayınları-Çocuk / 32 s. / 3+ / 2021.
dir? Her taşın altından çıkar mı?
şamak olası mıdır?
Kendi olma cesareti!
Romantizmin çocuk kitabında ne işi var? Çocukları erken büyütür bu… diyorsanız, çocukları erken büyüten 
şeyler şunlar: şiddet, dengesiz yaşam koşulları, güvensiz ortamlar, empati yoksunluğu… 
Pedagog olsam daha veritabanlı iddialar yazabilirdim ama benim, psikoloji meraklısı, duygusal zekâsı yüksek 
ölçümlenmiş bir sosyolog olarak gözlemlediklerim hep olumlu yönde oldu.
yen yazar okudum. Üstelik okka burun- Zaten kitaba nasıl acaba diye bakıp oda gibi… Oy-
EMEK YURDAKUL
lu kız tasviri… Joey’in peşine düşme isteğim ilk cüm- sa Marsık, be-
Veryansını burada kapatıp olay örgü- lede geldi: “Tepeme tırmanıyorum. ‘Te- nim için hiç git-
‘MARSIK VE BEN’ VE TEPE 
sündeki birtakım klişelerin bile okumayı peme’ diyorum ama aslında kimsenin mediğim bir ye-
HAKKINDA
bıraktırmadığı kitaba dönersem… tepesi değil. Hatta gerçek bir tepe bi- rin kapısı gibi.”
Marsık ve Ben, tahmin edersiniz ki bir 
Kitabın adında Marsık geçse ve onun le sayılmaz. Onu tam da bu yüzden se- Temelinde aşk, bize biz olma ala-
romantizm kitabı değil. Önce bunu yaz-
hikâyesini de anlatsa da ana karakte- viyorum ya…” nı yaratan, o cesareti ve özgürlüğü ve-
mak gerekiyor. Ancak ilk aşka dair ince-
rimiz Joey M. Green, tepesinde keşfe Ve tepesinin oluşumunu anlatıyor, on- ren bir birlikte var olma hali değil midir? 
likler okumak, “aşk” bile demeden, na-
çıkmadığında veya davetsiz misafirle- da uyandırdığı hisleri, kendi olma cesa- Yani sazları, ırmakları, çakıl taşları var 
hif bir yerden keşfedilirken, o duygularla 
rin peşine düşmediğinde kırsaldaki eski retini, değiştirdiği bakış açısını. Joey’in ama Marsık bir başka ve Joey, 
ilk karşılaşmayı yaşamak ve “aşk” aslın-
evinde kucağında gitarıyla bulabileceği- “O güldüğünde çöle yağmur yağmış gi-
da neydi diye o sulara bir daha girmek… 
niz bir çocuk. ‘GÜLÜMSE’ DİNLERKEN... bi ferahlıyor”.
Aslında kitapta “ilk aşk”tan da öte 
“Sıradan bir ailesi olan sıradan bir ço- Joey’in kendi olamadığı çünkü var Hem Joey’i neyin, nasıl dönüştürdü-
Joey’in dünyayı seyreyleyişi romantizm 
cuk: Opal adlı bir kız kardeş, anneyle oluşuyla huzurlu olamadığı dünyası, ğünün bilgisini öğrenmek hem de içsel 
içeriyor: “Sadık yardımcım Belalı Betty 
hep yakınlarda; burnu yerde, kuyruğu baba, Oscar adlı güzel bir sarman kedi, Sırp diye adıyla dalga geçenlere ve  huzursuzluğumuzun kaynağını yakala-
havada, kahramanlık taslıyor.” büyük ölçüde görmezden gelinen iki ko- diğer etkenlere karşın kendi olma ko- mak istersek diye Marsık ve Ben’in ya-
Şöyle anlatanlar da var hâlâ maale- bay ve evin sevgili köpeği Belalı Betty.” nusunda tereddütsüz Marsık’ın dünya- nına not düşelim: “Alfred Adler” 
n
sef: Köpeğimin adı Belalı Betty. Kuyru- Kitapta Joey’in ağzından düz bilgilendir- sıyla çarpışıyor. 
ğu hep havadadır. Kahramanlık taslar. 
me bundan ibaret. Yazarın, kimsenin tipi- Marsık onu öyle bir onaylıyor ki Joey’in Marsık ve Ben / Martine Murray / 
Hatta yakın zamanda karakterinin tipini ni vererek okura, kendi hayalini gördürt- kendini onaylayamadığı kaleleri çökü- Çeviren: Tuğçe Özdeniz / Can Çocuk 
merak ettiğimize emin olduğunu söyle-
meyeceğini aslında baştan seziyorsunuz. yor: “Digby’le arkadaşlığımız, tanıdık bir / 160 s. / 10+ / 2022.
31 Mart 2022
12
            
    
