Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
tilmesi gerektiğini anlaması pek de güç değilmiş.
kıskandığım tabancama laf edilmesine dayanamazdım.” Daha sonra gazinoda bir kavga çıkıyor ve olayın “ya-
Çeviri yine tuhaf bir yola sapmış: “Tozla kaplanmasına zın o durgun ve yapışkan gecesinde” geçtiğini öğreniyo-
dayanamadığım tabancamdan bahsetmeden edemedim.” ruz. Demek hava sıcak ve rutubetli. Fakat o da ne! Fransız BAŞTAN SAVMA ÇEVİRİLER OKURA,
(Je ne pus m’empêcher d’évoquer mon pisTolet (…) que okuyucular ani bir iklim değişikliğine tabi kalıyorlar: “Kı- YAZARA VE YAZINIMIZA BÜYÜK SAYGISIZLIK!
je ne supportais pas de voir se couvrir de poussière.) şın o soğuk ve yapışkan gecesinde” (Dans le froid gluant Çeviri emek ve özveri gerektiren zorlu bir meslektir. Çe-
İlerlemeye devam edelim. Yusuf’un arkadaşı ona şöy- de cette soirée d’hiver) Bir kış gecesinin nasıl yapışkan virmenlerin amacı sözcükleri sınırların ötesine taşımak, bir
le sesleniyor: “Sen çok yaşayasın, olur mu?” Çevirmenin olabileceğini bile kimse sorgulamamış. dil ile diğeri arasındaki kapıları aralamaktır. Böyle amatör-
versiyonu: “Ya sen, çok şeyler mi yaşadın?” (Et toi, tu as Bu yazı çerçevesinde çevirideki kaba hataların tümünü ce ve baştan savma çeviriler ise yazınımızın Avrupa’da ta-
beaucoup vécu?) incelememiz elbette olanaksız. Sonuçta, çok az Türkçe bi- nıtılmasına yarardan çok zarar getirir ve onurlu bir mesle-
Başka bir bölümden örnekler vermemiz gerekirse, len ve Türk kültürünü tanımayan bir çevirmenin sözlükler ğin itibarını sarsmaktan başka işe yaramaz. Anlaşılıyor ki
Müesser’in hikâyesine geçebiliriz. Çok zor şartlar altın- yardımıyla yapmaya uğraştığı bir çalışma karşısındayız. Galaade Yayınevi bu saçmalıkları gözü kapalı yayımlamış.
da büyüyen ve 15 yaşında evden kaçarak gazinolarda şar- Mesleğini gerçek anlamıyla bilen bir yayın yönetmeni ile
kıcılık yapan Müesser için anlatıcı daha sonra durumunda KABA VE GÜLÜNÇ! dürüst bir editör böyle yarım yamalak bir çeviriyi kesinlik-
biraz düzelme olduğunu belirterek “talihi yaver gitti” ifa- Bu tespitler ışığında, çevirmenin önündeki en büyük le yayımlamaz; eğer yayımlarlarsa aynı zırvaları paylaşmış
desini kullanıyor. Fakat fransızcası tam tersi: “Talihi ya- engelin Türkçe deyimler ve paronimler olduğunu görü- olacaklarını bilirler. Böyle bir çevirin hiçbir denetimden geç-
ver gitmedi” (le sort ne lui fut pas favorable). yoruz. Zira bilmediği kelimeleri sözlükte arama şansı- meden yayımlanması hem okura hem de yazarın emeğine
Müesser’in gazinolarda söylediği şarkılardan biri de “Ada- na sahip olsa da birbirine benzeyen kelimeleri karıştır- büyük bir saygısızlık örneği teşkil ediyor.
lardan bir yar gelir bizlere” diye başlayan meşhur Hicaz ma riski oldukça yüksek. Günlük konuşmalarda kullanı- Ayrıca Fransa’da aynı çevirmenin Sabahattin Ali, Mu-
şarkı. Ama Müesser çeviride hiçbirimizin bilmediği baş- lan deyimlerin anlamına ise sözlük kullanarak ulaşmak rathan Mungan, Aslı Erdoğan gibi yazarlarımızı da çevir-
ka bir şarkı söylüyor: “Adalardan büyük bir felaket gelir ne yazık ki biraz daha zor. Söz konusu hataların bazıları miş olması ve bu çevirilerin Le Serpent à plumes ve Actes
bizlere” (Des îles nous vient un grand malheur…..): Bura- o kadar kaba ve gülünç ki, aslında Türkçe bilmeyen bir Sud gibi ciddi geçinen yayınevleri tarafından yayımlan-
da da çevirmenin büyük olasılıkla sözlüğe bakarken “yar” editörün bile biraz mantık kullanarak bu saçma cümle- mış olması durumun ne kadar içler acısı olduğunu açıkça
ve “yas” kelimelerini karıştırdığını tahmin edebiliyoruz. lerde bir tuhaflık olduğunu sezmesi ve kesinlikle düzel- gözler önüne seriyor. n
Yazılakalanlar 5
Yazılakalanlar 5Yazılakalanlar 5
Yazılakalanlar 5
1994/2
ERAY CANBERK
- Krates: İÖ 2. yüzyılda yaşamış, Kilikyalı, Stoacı fi-
lozof. Bergama (Pergamon) kitaplığının ilk yöneticisi.
1992/2
- Hilfül-Fudul (Fazılların yemini / so¨ zleşmesi): İsla-
- Francesco Guicciardini (1483-1540), Machiavelli’yi
miyetten önceki dönemde ve Hz Muhammed dönemin-
eleştiren İtalyan tarihçi, devlet adamı ve diplomat…
de, kim olursa olsun haksızlığa ve zulme uğramış kim-
- “Fena para iyi parayı kovar” demiş I. Elizabeth’in
seleri korumak üzere Mekke’de yapılan sözleşme.
mali danışmanı Sir Thomas Greshan (1519-1579)…
- Figani Ramazan Çelebi (1505 ?, Trabzon-1532, İs-
- Latince “Divide et impera” karşılığı olarak dilimizde
tanbul) Divan şairi; dilbilgisi, edebiyat ve hekimlik
“Ayır buyur” (siyaseti) deniyor…
zem (düzyazı, nesir), dizem (şiir, nazım).
alanlarıyla ilgilenmiş. Oldukça serbest bir yaşam sür-
- Divan şairi Gaziantepli (Ha^ fız, Hasırcıza^ de) Meh-
- 80. yaşı için şöyle demiş Dağlarca “Yaşamı Düşün-
müş ve dili belasına (bir şiirinde, Kanunî’nin sadrazam-
met Ağa (1804-1888) “Efendi diye meşhur olup da ken-
mek” başlıklı şiirinde: “Yavaştır yeryüzü go¨ kyüzü/Daha
larından biri olan Damat İbrahim Paşa’yı yeren bir beyti
dinden beklenen meselelerde Aciz kalarak mahcup düş-
hızlanmıyor daha çeksen/Sen ki milyarlarca gün yaşadın
yüzünden) idam edilmiş. (Bu şaire, kendisi de Trabzon-
mektense, ağalıkla şo¨ hret bularak beklenmedik fazilet-
biliyorum/Saydıkları yıl 80”.
ler ortaya koymak bir şereftir.” demiş. Hep memleke- lu olan hekim, edebiyatçı ve halkbilimci Mustafa Duman
- “Eski dünyalı bir insan için doğuda Batılı gibi, batı-
dikkatimi çekmişti.)
tinde, pek az da memleketinin dışında yaşamış. Nükte-
da Doğulu gibi yaşamaya kalkışmak en büyük talihsizlik-
- Revzen-i menkuş: Alçı ve renkli camlardan oluşan
dan bir kişiymiş. Nükteli konuşmaları fıkra gibi anlatılır-
tir.” (?)
pencere; vitray, nakışlı cam.
mış. Bu fırkalardan biri de, İstanbul’da bulunduğu sırada
- “Öğrencisinden de o¨ ğrenen bahtiyar insandır” dermiş
Keçeciza^ de Fuad Paşa ile yaptığı bir sohbetle ilgili (Ke- - Sabuh (Ar.): Sabahleyin sağılan süt. Sabah vakti içi-
Süheyl U¨ nver… Yine U¨ nver’in Kütahya’da gördüğü bir yaz-
çecizade-Hasırcızade) olanmış… len şarap. Mahmurluk gideren içki. / Cam-ı sabuhi: Sa-
ma eserdeki söz: “Âşık sever, sevmezlenir / Maşuk bilir,
- Divan şairi Nabi “Herkesi mahrem-i esrar etme / Sır- bah içkisi içilen kadeh.
rını ziver-i bazar etme” demiş… - Makedonya’daki Türklerin türettiği iki kelime: Dü- bilmezlenir…” (M. Ertuğrul Saraçbaşı’ndan naklen…) n
DANIEL LEE’DEN
‘SS SUBAYININ KOLTUĞU-BİR NAZİNİN GİZLİ YAŞAMININ PEŞİNDE’
“Düşük rütbeli go¨revlilerin, 1930’lu ve 1940’lı Almanya’nın içinde bulunduğu durumu da ihmal
etmeden inceliyor.
yıllarda neler yaşadığına dair ha^la^ çok az şey
biliyoruz. Griesinger’in hayatı, Nazi yo¨netimini Robert Griesinger isimli düşük rütbeli bir SS
mümkün kılan şeyi anlamamızı sağlayacak. U¨nl ü subayının peşine düşerken, isimleri tarih kitap-
fanatikler ve katiller, eğer hükümeti ayakta tutan, larının sayfalarında yer almamış, unutulmuş
evrak işlerini yapan, korku ve şiddet tehdidi binlerce Nazinin, Nazizmi nasıl beslediklerini,
içlerine işlenmiş, rejimin potansiyel kurbanlarıyla yaşatılan vahşette aslında ne kadar ciddi bir pay-
ları olduğunu anımsatıyor.
yan yana yaşayan sayısız destekçileri olmasaydı
Adı duyulmamış bir Nazinin hayat hika^yesiyle
var olamazlardı.” Kitaptan...
Nazi Almanyası’nın gözden kaçırılan bir kesimine
letişim Yayınları tarafından yayımlanan SS Su- dikkat çeken SS Subayının Koltuğu - Bir Nazinin
bayının Koltuğu-Bir Nazinin Gizli Yaşamının Gizli Yaşamının Peşinde; Nazizme destek veren
İ Peşinde’de (Çeviren: Büke Temizler) bir kol-
göz önündeki figürlerin değil, Nazizmin yayılışın-
tuktan çıkan belgelerin izini süren Daniel Lee, bir da en az onlar kadar etkisi olan sessiz destekçile-
Nazinin hikâyesini günyüzüne çıkarıyor. rin hikâyesini anlatan, sarsıcı bir kitap…
n
“Sıradan” bir Alman’ın nasıl bir Naziye
dönüşebildiğini, bu dönüşümün arka planında- SS Subayının Koltuğu-Bir Nazinin Gizli Ya-
ki motivasyonların, ailenin geçmişinin ve zih- şamının Peşinde / Daniel Lee / Çeviren: Büke
niyetinin yanı sıra Birinci Dünya Savaşı sonrası Temizler / İletişim Yayınları / 344 s. / 2022.
6 6 Ekim 2022