Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
tirmenler de bu odalardan çık-
‘TARİH DEĞİL TARİHSEL MODELLER TEKRAR
mışlardır.
EDİYOR! BU ŞİİRE ÇALIŞIRKEN BİZANS’IN
İlk küçük harf yine burada
GEZİSİNİ, ÇARŞISINI GÖRDÜM!’
kullanıldı. Osmanlı’nın tercü-
n “Tarih’in gölgeleri” daha da koyulaşıyor Geç Antik-
me odaları buradan esinlendi. İlk
çağ ve Bizans dönemlerinde.
ciltli kitap codex burada yapıl-
Çünkü çok, tanrılı dönemden tek, tanrılı döneme, ya-
dı. Toplumsal hayatta da öyle.
ni Hristiyanlık çağına giriyoruz. Boşuna ayaklanmıyor
Pazar gününün ilk kez bu kentte
Ephesoslu yontucular, tapıncak, hediyelik eşya ustala-
tatil ilan edildiğini kaçımız bili-
rı Paulus’a karşı. Bütün o güzelim tanrıçaların, Erosların
yoruz. Ayasofya bugün bile bi-
yerine bir tek haca, bir tek yüze indirgenecek sanatları...
Hem sıkıntı hem yoksulluk bekliyor çünkü onları. Onca zi şaşırtan bir yapıdır. Mozaik-
ler ise başka bir dünya.
varsıllıktan büyük bir yoksunluğa düşüyor hem sanat hem
Ama beni Bizans’ta en çok
tapınım. Koyulaşma buradan geliyor... İkinci Kitap’a baş-
etkileyen toplumun dinamik
larken o güzelim yontu yüzlerinden azizlerin tasvirlerine
yapısıdır. Ayaklanma çıkma-
geçiş bayağı ürkütmüştü beni.
n Kültürel süreç farklılaşmasına, Hıristiyanlık eski yan yıl çok azdır.
n Şiirlerin yazılış aşamala-
inançlara baskın çıkmasına karşın, bu kitaplarda nedir
rından da söz edelim mi? Na-
günümüz toplumuna, yaşantısına denk düşen?
Biraz önce Paz’ın sözünü anmıştım. Bir metafiziği, deği- sıl bir çalışma düzeni, yazma
disipliniyle böylesi geniş bir şi-
şim içinde değişmeyeni yakalamak sorunu... Bu gizem, ça-
ğımız için de geçerlidir hiç kuşkusuz. Karatani’nin dediği irler bütünü yaratıyorsunuz?
Bu kitaplar taşlardan, oku-
gibi tarih tekerrür etmiyor, tarihsel modeller tekerrür ediyor.
duklarımdan ve yaşadıkla-
Bu şiire çalışırken Bizans’ın gezisini, çarşısını hayretler
içinde gördüm. Bu antikçağ için de geçerli. Ben bu çağın rımdan doğmuştur. Edebi-
yat ve tarih kitaplarından, ge-
şairi olduğuma göre yüzyıllar öncesiyle ortak kesitler bul-
mam doğal elbette. Kesitler arayıp bulmak. İlginç olan da zerek dokunduğum Anadolu
sütunlarından, tiyatro sırala-
bu. Yoksa metin kuru, didaktik, manzum bir kayda dönerdi.
rından, yaralı yontulardan, dolaşıp kaybolduğum eski İs- Çünkü çağdaş Türk şiiri hep olayın peşinden gitmiştir,
n Bu kitaplarda ilk kitaptan farklı olarak sınırlı sayı-
da kente yöneldiğiniz görülüyor. Bu durumu açıklar mı- tanbul sokaklarından… esin bekler. Sevdiği terk edince yazar, dönünce yine yazar.
Beni etkileyen, şiir bulduğum olayları, ilişkileri yüz-
sınız? Antikçağ’da farklı kentler üzerinden süregelen Bu bakımdan izlenimcilikten hiçbir zaman kurtulamamıştır.
çoğulluk belirli merkezlere sıkışıp kalıyor mu artık? lerce sayfalık okumalardan çıkarırken, çağımızla paydaş
Sorun olayların peşinden gitmek değil, olay yaratmaktır,
İkinci Kitap’ta ana dekor Antakya iken, Üçüncü olan ana odakları şiirleştirmeye yöneldim. Disipline gelin-
esin yaratmaktır. En büyük esin kaynağı şiir çalışmasıdır,
ce, eski ressamlar gibi her gün çalıştım.
Kitap’ta Konstantinopolis oluyor. Bu dekorlar tümüyle
geniş bir kültür şiiridir. Bunları derken anlık esinlenmeyi,
Hıristiyanlığın doğuşu ve resmi devlet dini oluşuyla ilgi- n Birinci Çoğul Şarkı’nın kültürel temeli kadar dile yö-
apansızın yazılmış şiiri hepten dışlamıyorum elbette. Tep-
nelik kaygısının da önemli olduğunu düşünüyorum. Bi-
li. Ne ki bir süre sonra sonra harita Kuzey Afrika’ya ka-
kim şiir sanatının böylesi dar bir ölçeğe indirgenmesine.
dar yayılıyor. Bu da aynı dinin yayılımıyla ilgili. Üçüncü rinci Kitap’ta olduğu gibi bu kitaplarda da yeni sözcükler
‘DÖRDÜNCÜ KİTAP İKİ BÖLÜMDEN
Kitap’ta bir sıkışma söz konusu değil. Bizans denince ak- türetmeyi, şiiri bu sözcüklerle beslemeyi sürdürüyorsunuz.
Arkaik sözcüklerin canlandırılması, halkın kullandığı OLUŞACAK: SELÇUKLU VE OSMANLI’
lımıza önce Konstantinopolis gelmiyor mu? Bu kentin çö-
küşü Bizans’ın da çöküşüdür. kimi sözcüklerin şiirin dağarına katılması, türetme ve ne- n Karşı tarihi merkezine alan bu uzun soluklu epik
olojizm böyle kapsamlı bir şiirin doğurduğu sonuçlardır.
şiir serüvenini sürdürecek misiniz?
OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLERİ
Bildik, ortalama bir dilde yazılamazdı bu şiir.
Sürdürüyorum şimdi de. Dördüncü Kitap iki bölüm-
VE İLKLERİYLE BİZANS!
den oluşacak: Selçuklu ve Osmanlı. Selçukluyu bitir-
‘ROMAN PSİKOLOJİNİN PENÇESİNDE.
n Olumlu ve olumsuz yanlarıyla sizce Bizans’ın öne-
dim. Şimdi Osmanlı okumaları sürüyor. Birkaç yıl için-
mi nedir? TÜRK ŞİİRİ İSE ESİN BEKLER!’
de Dördüncü Kitap da biter. Bu dört kitabı ileride tek
Marks’a göre Bizans en kötü devletti. Orası doğru. Öyle n “Anadolu’nun zengin kültürel birikimi” sözünü çok
bir ciltte toplamayı düşünüyorum.
prensesler yaşadı ki tahta geçebilmek için öz oğlunun göz- duyarız. Neredeyse bir klişe olarak! Yazarlarımız, şairle-
n Birinci Çoğul Şarkı bittiğinde yaklaşık 15 yıla ya-
lerini kızgın demirle dağladılar. Gerçekte son derece seç- rimiz günümüzde bu birikime neden yönelmiyor sizce?
yılan, kendinizi tamamen şiire adadığınız bir yolculuk
kin biri olan Romanos Diogenes’in sonu yürekler acısıdır. Roman psikolojinin pençesinde. Şiire gelince... Söyle-
olacak öyleyse sizin için. Peki sonrası? Bir süredir şiir
En yakın subayları bile onu satmışlardır. Kentte çıkan Ma- diğim gibi esin tembelliğine alışmıştır bizim şuara. Ser-
çevirilerine ara vermiş görünüyorsunuz mesela?
vi Yeşil kavgasında Hipodrom’da 20 bin kişi katledilmiştir. veti Fünûn’dan beri böyle. Divan şairleri daha çalışkandı-
Bu şiiri Osmanlı’nın sonuna kadar sürdürmeyi düşü-
Öte yandan, kültür alanına gelince pek çok ilk lar. Ama işin ucunda çil çil altın vardı.
nüyorum. Sonrasını bilemem. Belki daha da sürer. Neler
Konstantinopolis’te görülür. Çok yönlü eğitim veren ilk Yunus, bir dünya görüşünü dillendiriyordu. Şiiri de bu
üniversite bu kentte açıldı. İlk noter, saraya bağlı Skholi- bakımdan bir okyanustur. O bir kültür sairiydi. Çok yete- yazarız bitince kim bilir? Çeviriye ara verdim ama ka-
astes odaları burada çalışmaya başladı. Skholiastesler es- nekli şairlerimiz epik şiire yüz vermeden geçip gitmişler- famda bir iki çeviri çalışması var. Ama bu şiir bitmeden
ki metinler üzerine yorumlar yazan ilk bilginlerdi. İlk eleş- dir Nâzım ve bir iki örnek dışında... girmeyeceğim çeviriye. n
RAUL ZELİK’TEN ‘SERMAYENİN YAŞAYAN ÖLÜLERİ:
SİYASİ CANAVARLAR VE YEŞİL BİR SOSYALİZM ÜZERİNE’
“George A. Romero’nun aptallaşmış, beceriksiz ve dışarıdan ti mesele ediyor. Yoksulluğun, eşitsizliklerin, aşağılamaların na-
sıl derinleştiğinin ve ekolojik krizin canlı bir res-
yönetilen yaşayan ölüleri gibi dolanıyoruz
dünyada ve malların satılmasına katkıda bulu- mini çiziyor. Zelik, gözünü bu “siyasi canavar-
lara” dikip kalmıyor, şunlar gibi sorularla da il-
nuyoruz. İnsani ihtiyaçlar ise sadece bu görevle
bagˆda ştıkları oranda göz önüne alınıyor. Ve gileniyor: Felakete gidişten nasıl dönülür? Wal-
ter Benjamin’den esinle “insanlıgˆın imdat fre -
böylece gitgide kendimizi ruhsuz Avatarlar ola-
rak hissediyoruz; bize sürekli eşsiz başrol oyun- ni” olarak gördüğü bir devrim, nasıl mümkün
olur? Dönüştürücü bir iktidarın kaynağı ne olabi-
cuları oldugˆumuz anlatılan, ancak senaryosu yi -
ne de bizim tarafımızdan yazılmayacak olan bir lir? Geçmiş sosyalizm deneyimlerinden de ders
çıkartan “yeşil bir sosyalizmi” nasıl tasarlayabili-
filmin aktörleri gibi.” Kitaptan..
riz? Taze, heyecanlı, hem de soğukkanlı, gerçekçi
bir sistem eleştirisi ve alternatif arayışı. n
ermayenin Yaşayan O¨l üleri’nde (Çevi-
ren: Dilek Çınar / İletişim Yayınları) Ra-
Sermayenin Yaşayan Ölüleri-Siyasi Cana-
S ul Zelik, siyaset teorisine ve ekonomi-poli-
tik analize tamamen hakim olarak, aynı zaman- varlar ve Yeşil Bir Sosyalizm Üzerine / Raul
Zelik / Çeviren: Dilek Çınar / İletişim Yayın-
da bütün dünyaya gözü açık bir ilgiyle ve politik
öfkeyle, kapitalizmin insanlığı sürüklediği felake- ları / 264 s. / 2022.
16 6 Ekim 2022