Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                MURAT UYURKULAK’IN ROMANI ‘TOL’ FRANSIZCADA
Bir çeviri faciası! 
Son 20 yılda Avrupa’nın başlıca ülkelerinde Bu soruna ışık tutmak amacıyla ve örnek 
özellikle Fransa’da, Türk edebiyatından yapılan olarak Murat Uyurkulak’ın Tol adlı romanını 
çevirilerin arttığını görüyoruz. gözden geçirebiliriz. Jean Descat tarafından 
Fransızcaya çevirilerek, 2010’da Galaade Yayınevi 
Bu sayının artması oldukça tatmin edici ama söz 
tarafından Fransa’da yayımlanan romanın 
konusu çevirilerin ne derece başarılı olduklarını 
çevirisinin tam bir çeviri faciası olduğunu görmek 
ve yazarın üslubuna ne kadar sadık kaldıklarını 
için uzun araştırmalar yapmamıza gerek yok.
kontrol eden bir mekanizma ya da kuruluş var mı? 
Böyle bir çevirin hiçbir denetimden geçmeden 
Zira bu çevirilerin özellikle Kültür Bakanlığı 
yayımlanması hem okura hem de yazarın emeğine 
çerçevesinde, yabancı yayıncılara teşvik veren 
gerçek bir saygısızlık örneği teşkil ediyor.
TEDA projesi tarafından maddi yardımlarla 
desteklendiğini biliyoruz. Ayrıca Fransa’da aynı çevirmenin Sabahattin 
Ali, Murathan Mungan ve Aslı Erdoğan gibi yazarlarımızı 
Bu desteğin karşılığı olarak da yabancı editörlerden nitelikli 
da çevirmiş olması ve bu çevirilerin Le Serpent à plumes 
çeviriler yayımlamalarını istemek gayet doğal.
ve Actes Sud gibi ciddi geçinen yayınevleri tarafından 
Konuyu biraz irdelersek, azımsanmayacak sayıda eserin 
yayımlanmış olması, durumun ne kadar içler acısı 
maalesef kaba yanlışlarla dolu olarak çok dikkatsizce, 
olduğunu açıkça gözler önüne seriyor.
umursamaz bir anlayışla çevrildiğini gözlemliyoruz. 
türden affedilmez hatalar. Bölümün devamın-
FERDA FİDAN
da, Yusuf kendisine ne düşündüğünü soran ya-
kınlarına verecek yanıt bulamıyor: “Aynur’un 
KÜLTÜR BAKANLIĞI VE TEDA PROJESİ!
memelerini desem, hiç olmazdı. Aynur patro-
Türk edebiyatının dünyaya açılmasını hepi-
nun yüksek lisanslı metresiydi.” 
miz isteriz ama bu açılımın doğru dürüst ger-
Burada çevirmen yine uydurmuş ama maale-
çekleşememesini de az çok kabullenmiş gibi-
sef tutturamamış: “Aynur’un memelerini görme-
yiz. Bu konuda çevirmenlere büyük görevler 
dim. Aynur patronun metresiydi, çok klas!” (Les 
düştüğünü herkes bilir fakat gerekli denetimle-
seins d’Aynur je ne les ai pas vus. Aynur, c’était 
ri kimin yaptığını ya da yapması gerektiğini de 
la maîtresse de mon patron, la classe!) Biz de 
çoğu kimse aklına bile getirmez. Sanki bir ese-
çok saçma! diyerek yorumumuzu ekleyebiliriz. 
rin yabancı bir dile çevrilmiş olması başlı başı-
Okumamıza devam ettiğimizde şöyle bir cüm-
na bir başarıymış gibi. Yani edebiyat çevrele-
le çıkıyor karşımıza: “Sahip olduğu yıllara ka-
rinde herhangi bir eser için yabancı dillere çev-
ralar bağladığı şeydi vakit”. Dikkat gerektiren 
rilip basılsın da nasıl olursa olsun düşüncesi 
bir düşük cümleyle karşı karşıyayız ve Fransız-
genelde hâkim diyebiliriz. 
cası yine yanlış: “En az sahip olunabilecek şey, 
Son 20 yılda Avrupa’nın başlıca ülkelerinde, 
zamanın yıllar içinde getirdikleridir” (Le moins 
özellikle Fransa’da, Türk edebiyatından yapılan 
qu’on puisse posséder, c’est ce que le temps a 
çevirilerin arttığını görüyoruz. Bu sayının artma-
apporté au fil des années). 
sı oldukça tatmin edici ama söz konusu çevirile-
Yazarın düşüncesiyle hiç ilgisi olmayan hem 
rin ne derece başarılı olduklarını ve yazarın üs-
toptan yanlış hem de içi boş bir düşünce! Bu-
lubuna ne kadar sadık kaldıklarını kontrol eden 
aldı, niçin, ne zaman? Kitapta bir daha bu konuya hiç deği-
rada da belli ki “karalar bağlamak” deyimi işi yokuşa sür-
bir mekanizma ya da kuruluş var mı? 
nilmemesi çok tuhaf değil mi? Paragrafın devamında “An-
müş. Ama kimse de bu garip önermenin kaynak dilde yazarın 
Zira bu çevirilerin özellikle Kültür Bakanlığı çerçevesin-
nemin ağzı çok bozuktu” diyor Yusuf. Fransızcası oldukça 
kullandığı cümleyi karşılayıp karşılamadığını sorgulamamış. 
de yabancı yayıncılara teşvik veren TEDA projesi tarafın-
şaşırtıcı: “Annemin ağzı korkunç şekilde yaralıydı” (La bo-
Daha sonra, Yusuf içki içerek geçirdiği bir geceyi anlatıyor: 
dan maddi yardımlarla desteklendiğini biliyoruz. Bu deste-
uche de ma mère était affreusement mutilée).
“…gün ağarırken bir şişe daha kanyak aldığımı ve her da-
ğin karşılığı olarak da yabancı editörlerden nitelikli çeviri-
im taksilerin kuşatmasındaki o meydanda…” Ama oldukça 
ler yayımlamalarını istemek gayet doğal. 
MOTAMOT ÇEVİRİ!
farklı olan Fransızca çeviride anlatıcı kanyak içtikten sonra 
Ancak, bu konuyu biraz irdelersek, azımsanmayacak sayı-
Burada da demek ki çevirmen Türkçedeki “ağzı bozuk” 
bir takside kustuğunu söylüyor: (Après avoir pris une bou-
da eserin maalesef kaba yanlışlarla dolu olarak çok dikkat-
deyiminin anlamını bilmediği için motamot çeviri yapmış. 
teille de cognac et vomi dans un taxi…). 
sizce, umursamaz bir anlayışla çevrildiğini gözlemliyoruz. 
Yapmış ama annesinin yaralı yüzünden neden bir daha 
Böyle tuhaf bir değişikliğin nedeni tam olarak belli değil 
hiç söz edilmiyor. Ve yazar bu betimlemeyi hangi nedenle 
KABA HATALAR!
ama belki kusmak ve kuşatmak fiilleri karıştırılmış olabilir, 
yapmış, insan biraz merak eder, araştırır ama ne çevirmen 
Bu soruna ışık tutmak amacıyla ve örnek olarak, Murat 
artık nasıl oluyorsa…
ne de editör bu konularla hiç ilgilenmemişler. 
Uyurkulak’ın Tol adlı romanını gözden geçirebiliriz. Eser 
Biraz daha ilerlediğimizde, Yusuf büyük sıkıntılar içinde 
UYDURMALAR!
Türkiye’de 2002’de yayımlandıktan ve ilgiyle karşılandıktan 
geçen gençlik yıllarını anlatıyor: “Her mesafenin yayası ol-
Biraz daha ilerleyerek şöyle bir cümleye rastlıyoruz: 
sonra Jean Descat tarafından Fransızcaya çevrilerek, 2010’da 
muş, yaş günü partilerinin bir tekine bulaşmamıştım.” Fran-
“Kafana kurşunu sıkana kadar da bundan başka bir şey 
Galaade Yayınevi tarafından Fransa’da yayımlanmış.
sızcası şöyle: “Manzaraya karışıyor, yılbaşı partilerine bile 
yapacağın yok. Geçen sene aldığın o allahlık Kırıkkale tu-
Aslında bu çevirinin tam bir çeviri faciası olduğunu görmek 
gitmiyordum.” (“Je me fondais dans le paysage, je n’allais 
tukluk yapmazsa tabii.” Çevirinin birinci cümlesi az çok 
için uzun araştırmalar yapmamıza gerek yok. Zira daha ilk 
même pas aux fêtes du nouvel an.”) 
sayfayı açtığımızda son derece kaba hatalarla karşılaşıyoruz. aynı ama ikincisi tamamen uydurma: “…Geçen seneyi o 
meşhur Kırıkkale hapishanesinde geçirdiğini hatırlatmam 
Eserin ilk satırlarında aynı zamanda anlatıcı rolünü de üst- UMURSAMAZLIK VE CEHALET!
lenen roman kahramanı Yusuf annesinden bahseder: “İlko- gereksiz.” (…Sans même parler de ton séjour en prison 
Aynı cümlede iki büyük yanlışlık nasıl olur demeyin, 
kula başlamıştım, annem intihar etti.” Ama Fransızca çevi- umursamazlık ve cehalet her seye kadir! Cümlenin birin- l’an dernier dans ce fameux Kırıkkale.) 
risi tamamen değişik: “…Annem intikam aldı” (…ma mère Kırıkkale tabancayı bütün Türkler bilir ama bir Fransı-
ci bölümü için Türkçeyi doğru dürüst bilmeyen bir insa-
s’est vengée.) Açıkça belli ki çevirmen benzer (paronim) ol- nın anlamaması belki olağan karşılanabilir ama biraz olsun zın bu konuda Fransız kalmaması olanaksız gibi. Ayrıca 
“tutukluk” ile “tutukluluk” karıştırılırsa ortaya böyle bir 
maları nedeniyle intihar ve intikam kelimelerini karıştırmış. Türkçe öğrenmiş bir yabancının bile yaş günü ile yılbaşını 
Romanın Fransız okuyucusunun yerine koyalım kendi- karıştırması olanaksız görünüyor. Zira sözlüğe bakması ye- zırvanın çıkması kaçınılmaz. Birkaç satır sonra, anlatıcı 
mizi: Eğer kahramanımızın annesi intikam aldıysa, kimden terli. Bunlar ciddi bir çevirmenin istese bile yapamayacağı yine silahından söz eder: “Üzerine konan tozdan
>>
4 6 Ekim 2022
            
    
