Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Uğur Kökden Arka kapak yazıcılığı kolay değildir. Hem okuru çekici, hem de yapıtı, yazarı kapsayıcı, özümseyici bir iki söz bulacaksın. İşte örnek bir ifade: “Uğur Kökden, 1960’lardan bu yana deneme yazınımızın uğuru.” U ğur Kökden, YKY’de yayınlanan bazı kitaplarında yinelenen bu tanımlamayı hak ediyor. Deneme, romanla aynı dönemde ortaya çıkmış bir yazın türü. İnsanın birey olarak gelişiminin önemli bir aşamasının karşılığı. Romandan, öyküden, giderek şiirden ayrımlı olarak, yazarın araya kurmaca, imgeleme sokmadan okurun karşısına ben olarak çıkmasını, yaşamla yüzleşmesini doğrudan aktarmasını gerektiriyor. 19. yüzyıldan bu yana Türkçe yazınımızda deneme yerleşmiş bir türdür. Romancı, öykücü ve şairlerimiz de deneme yazagelmiştir. Bazı romancılarımızın denemeleri romanlarından daha iyidir. Deneme, üstünde pek durulmaz ama bizde romandan daha gelişmiştir. Ancak yeni yazar kuşaklarının denemeye biraz uzak görünmeleri kaygı vericidir. Uğur Kökden deneme odaklı bir yazarımız. Deneme türünü günlük, anı, gezi, eleştiri diyerek ayrı ayrı saydığımız türlerle kaynaştırmış, çok boyutlu olarak zenginleştirmiştir. Kökden’in yazdıklarını keyifle okumuşumdur. Neden mi? Cumhuriyet aydınlarına özgü güzel düzgün Türkçesi ve dingin biçemine (üslup) bilgece, dervişçe bir bakış eşlik eder. “Küçük ve işveli menderesler çizen deli çay” gibi zarif çıkışlar da okursunuz. Sade görünümlü anlatımı, okuru düşünmeye iten çözümleyici yaklaşımlarla örülür. Kökden’in yazıları konu çeşitliliği ve yayıldıkları coğrafya bakımından ayrıca dikkati çeker. TİKSİNTİ ÇAĞI Kökden’in ilk yazınsal kitabı Tiksinti Çağı’nda tiksinti konusu faşizm, nazizm, buyurganlıktır. Kökden Avrupa’yı anlatmıştır, ama “gelinim sana söylüyorum, kızım sen anla” makamında. İlerici, toplumcu, barışsever aydın kuşağımızdandır Kökden. Ne yazık ki o da yargılanmayı, tutuklanmayı, içeri atılmayı tatmıştır. Günlüklerinde sadece yakın edebiyat tarihimizden renkli sayfalar değil, 1960’lar dan 1990’lara Türkiye’nin siyasal tarihinin acılı izdüşümlerini de görürüz. 1967 yılında yazılmış Geceye Evet’deyse o yılların Avrupalı ve Rus gençlerinin sosyalist heyecanlarını Vietnam savaşı arka düzlemde olmak üzere ince ruhsal çözümlemelerle ele alır. Geceyle savaşıma evet deyiştir bu anlatı. Umutları birçok açıdan boş çıkan 1968 ruhunun yerini Tarih içinde “mutsuz bilinç” almıştır. Aydınların bu evrensel alın yazısını Kökden’in metinlerinde izleyebilirsiniz, hem zaman hem de mekân boyutlarıyla. BİR BAHÇEYLE BİR DE KİTAPLIK Kökden’in aktardığına göre, “Bir bahçeyle bir de kitaplığınız varsa, başka bir şeye gereksinme duymazsınız.” demiştir Konfüçyüs. Ne ki, bütün dünyayı bahçeniz olarak görüyorsanız köşenize çekilmek kolay değildir. O bahçede ne olup bittiğini bilmek, bir şeyler yapabilmek isterseniz. Kökden doğduğu Çorum’dan Türkiye’nin dört bir yanına, Avrupa’ya, Orta Doğu’ya, Doğu Akdeniz’e kadar gezinir metinlerinde. “... yolculukların bir amacı geçmişi kavramak, algılamak; geçmiş bilinci edinmek. Yani tarihi özümsemek ve onunla birlikte yaşamak.” der. Öyleyse yazdıklarının ekseninde zaman kavramı olacaktır. İSTANBUL KİTAPLARININ EN GÜZELLERİNDEN “Erythra’da Dolunay” başlıklı denemesinde bir Küçük Asyalı bilge gezgin 2500 yıl öncesine götürür okuru. Bir düştür bu, uyanırsınız ama insan gerçeği pek değişmemiştir sanki. Zaman “kendi çehresinde biteviye dönen sonsuz bir çember! Hep aynı çember!” midir? Yazar Port Bou’da uzun süren bir pasaport kontrolu sırasında İspanya’ya alınmayacağı kaygısına kapılır. Walter Benjamin gelir aklına. Zihni, imgelemi Benjamin’in yaşadıklarıyla şimdiki an arasında gelip gider. Anılar, düşünceler, kurmaca sahneler birbirine karışır bu metinde, tam bir yazınsallığa erilir. İstanbul / Zamana Açılan Kapı (YKY, 2005) da benim okuduğum İstanbul ile ilgili kitapların en güzellerindendir. Boğaziçi merkez olmak üzere “Dünyanın en güzel İstanbul’unu betimlemek istemiştir yazar. Tanpınar’ın, A. Ş. Hisar’ın izini sürmektedir. “Elveda İstanbul! Elveda, sevgili güzellikler! Elveda, yitik tarih! diye biter kitap. Ben sürekli özlerim İstanbul’u. Ancak, ne zaman olsam İstanbul’da daha çok özlüyorum İstanbul’u. Karşımda Manhattan, Hong Kong olmaya özenen bir Çirkinİstanbul. Çok iyi anlıyorum Kökden’in derdini. Bazı yönleriyle Boğaz’ı, Marmara’yı anımsatan Leman gölü kıyılarında dolaşmak çare olabilir mi bu derde? Leman Gölü Yalnızı (YKY, 2008) kitabında küçük ülke İsviçre’nin büyük yazarlarının geçidini izleriz, Rousseau’dan, Ramuz’e, Dürrenmatt’a, Walser’e. Georges Haldas ve Metin Arditi de bu yürüyüşe katılmış olsunlar isterdim, ama Türkçede İsviçreli yazarlarla ilgili en kapsamlı, bol çağrışımlı kitap bu. Kutlarım. Bir yazar için yalnızlık duygusu okurunu bulduğunda azalabilir. Bu açıdan da bakabiliriz Kökden’in yaşamı, yazını üzerine bir başka önemli denemecimiz Mehmet Serdar ile yaptığı sohbetleri içeren Kanlıca’da Akan Zaman kitabına. Gene zaman kavramı ön düzlemdedir. “Vespasianus Tinus Tüneli de, sudan gelip / suyla gelip suya giden bir zaman / saman yolu. Nice yaşamlardan oluşma bir bulutsu! İçinde yazgılar akıtan bir kanal!” cümlesi aklımıza gelir. Bir İranlı yazara gönderme yaparak, insanın doğa, tarih, toplum ve kendi öz zindanı olmak üzere dört zindanda yaşadığını söyler Kökden. Dünya bahçe midir, zindan mı? Zaman sonsuza doğru akadursun, Tarih bu soruya kesin yanıt vermedi henüz. Yazın sanatını besleyen kaynaklardan biridir bu yanıtsızlık. Uğur Kökden 20’den fazla kitap yayımlamıştır. Son çıkan kitabı Unutmayı Bir Öğrenebilsem (YKY, 2019). İstemeyiz Kökden’in unutmayı öğrenmesini. Bilge Karasu yazını “hayatı dilceye çevirmek” olarak tanımlardı. Kökden yaşadıklarını, tanıklığını yaptığı dönemleri dilceye başarıyla çevirmiş seçkin bir yazarımızdır. n MERHABA B u sayımızda ülkemizde yaşamış, çağdaş şiirimizin gelişmelerinden yakından yararlanmış, önemli bir ozan olan Zahrad’ı, konuk ediyoruz sayfalarımıza. Yeni yayımlanan tek ciltlik bütün şiirleri kitabı Bambaşka Bir Bahar’dan yola çıkıp, çevirmeni Ohannes Şaşkal’la Zahrad şiirini konuştuk. Oğuz Demiralp günümüz deneme yazarlarının önde gelenlerinden Uğur Kökden’i inceledi. Tahir Abacı 1960’ların Türkiye İşçi Partisi (TİP) deneyiminin tarihimizin ne denli özgün bir dönemi olduğunu anlatıyor. Bursa’nın Nilüfer ilçesinde, son yılların yerel yönetimler için örnek olacak bir kültür eylemini gerçekleştirerek Nilüfer’i bir kültür sanat kenti yapmak hedefinde önemli çabaları olan Şafak Baba Pala ile hem yeni yayımlanan öykü kitabı Sana da Güle Güle Nezahat’ı, hem de Nilüfer’deki çalışmalarını konuştuk. Arkadaşımız Mustafa K. Erdemol, Klaus P. Fischer’in Nazi Almanyası’nın yükseliş ve çöküşünü askeri, sosyal ve siyasi tarihini kapsayan yetkin bir inceleme olarak işleyen Nazi Almanyası: Yeni Bir Tarih kitabını tanıttı. Cüneyt Ayral, Liz Behmoaras’ın 60’lı yıllar Türkiye gençliğini anlattığı Lale Pudding Shop kitabını, Çağatay Yaşmut yeni kuşak polisiye yazarlardan Yaprak Öz’ün Villa Şakayık kitabını tanıttılar. Dergimizin sayfa sayısındaki zorluklar nedeniyle kimi sayılarımızda Vitrindekiler bölümü istediğimiz genişlikte yer alamıyor. Bu bölümün daha zengin ve ayrıntılı biçimini comhuriyet. com.tr adresimizden izleyebilirsiniz. Daha sağlıklı günlere kısa sürede ulaşabilmek dileğiyle iyi okumalar… KITAP l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. turgay.fisekci@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap