22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Asrın Kapısını Açan Modernist Bir Öğretmen ve Yazar: Sabri Cemil Yalkut Modernist bir öğretmen Sabri Cemil Yalkut, asrın kapısında doğan, Türk milletinin en buhranlı döneminde eserlerini vermiş; eğitimci, yazar, şair, yönetici kimliklerini aynı potada eriten seçkin bir kimlik. ŞÜKRAN SONER İ lknur Doğan Kamalı, tez çalışması olan kitabının önsözünde, Sabri Cemil Yalkut’u, asrın kapısında doğan ve Türk milletinin en buhranlı döneminde eserlerini vermiş; eğitimci, yazar, şair, yönetici kimliklerini aynı potada eriterek vatanı için mücadele eden seçkin bir kimlik olarak tanımlıyor. Meşrutiyet ile Cumhuriyet dönemlerinde, çocuklar için şiirleri, makaleleri, pedogojiye ilişkin çeviri, telif çalışmalarıyla adından sık sık söz ettirmiş olduğuna işaret ediyor. Ancak akademik düzeyde yeterince çalışma yapılmadığına, edebi eserlerindeki konu çeşitliliğini analiz etmek gereğini de ekliyor. 1882’de Kosova Priştine’de doğan Sabri Cemil Yalkut, Üsküp İdadisi’ni, ardından Darülfünun’un edebiyat bölümünü bitirmiş. 1908 İkinci Meşurtiyet’in ilanı ile Üsküp ilköğretmen okulu, Üsküp yeni öğretmen okulu müdürlükleri görevleri Balkan Sava şında Üsküp’ün elden çıkmasına kadar sürer. Kitapta ayrıntılı örneklerle, Sabri Cemil Yalkut’un, Balkan Türk edebiyatına dönük katkılarından örnekler verilmektedir. Çok sayıda çocuk şiiri, eğitim felsefesi içerikli makaleleri, Fransızcadan çevirileri de kapsayacak biçimde eğitim reformuna ilişkin görüşleri, dönemin dergilerinde yer almıştır. 1913’te Şam Lisesi müdürüdür. 1915’te Karesi Vilayeti’ne atanmış, Balıkesir’e yerleşmiştir. Balıkesir’de ilk tiyatro binasının yapılmasına öncülük yapmanın yanında lise ve ortaokul öğrencilerinin tiyatro grubu oluşturup oyun sahnelemelerine katkıda bulunur. 1916’da İzmit’e Vilayet Marif müdürü olarak atanır. 1918’de yeni görev yeri Eskişehir’dir. Yunan işgalinin başlamasıyla Niğde’ye tayini çıkan Sabri Cemil Yalkut, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulması ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’nın İlköğretim Müdürlüğüne atanır. Çocuk eğitimi, ilköğretime ilişkin çok sayıda yol gösterici çalışması, dönemin eğitim raporlarına, şiirlerine, kitaplarına yansımıştır. Kendi isteği ile asıl sevdiği işi yapmak üzere Kastamonu Erkek Öğretmen Lisesi’ne atanmış, çok zengin kütüphanesini yanına alarak şehrin uzak bir yerindeki eve kalabalık ailesi ile birlikte yerleşmiştir. Edebiyatımızın unutulmaz yazarı Rıfat Ilgaz’ı ilk yıllarından yetenekleriyle keşfederek, hafta sonları evine davet etmiş, kütüphanesinden yararlanmasını istemiştir. 1928’de İstanbul’a atanmasıyla, doğrudan eğitime katkı, ders kitapları da içerikli çok sayıda kitap yazmıştır. Çocuklara dönük, şi ir kitapları da öğretmenlik görevine eşlik etmiştir. Ders kitaplarında yayımlanmış pek çok ünlü şiiri yanında, millet mekteplerinde gönüllü öğretmenlik çalışmaları, yeni harflerle Cumhuriyet değerlerine katkı içerikli yayınları, kütüphanelerde gönüllü çalışmaları, Edebiyat Fakültesinde de okutmanlık görevlerini sağlığının elverdiği sürece noktalamamıştır. Bir çocuk şiiri şöyledir: YAĞMUR “Çıt çıt... Cama kim vurur? / Ay! Ne iri damlalar! / Demek dışarda yağmur / Yağar, sanki gök ağlar! / Yağmur hanım, bak bana: Yasak sana bu oda! / Gelme beni görmeye; / Hadi sen git bahçeye / Oradaki çiçekler / Seni dört gözle bekler. / Tarlaları git sula; / Sataşma sağa sola. / Bugün yemişler olsun; / Cepler yemişle dolsun. / Yağmur hanım, bak bana: / Yasak sana bu oda!” n Asrın Kapısını Açan Modernist Bir Öğretmen ve Yazar: Sabri Cemil Yalkut / İlknur Doğan Kamalı / Dorlion Yayınevi / 284 s. / 2019. İLKER AKSOY’DAN ‘BİR BAŞKA DÜNYADA’ Birbirine seslenen metinler... Bir Başka Dünyada kitapların birbirine seslendiği, anlatıcının yer yer belirsizleştiği, insanlığın ve sanatın kadim sorularına kurmacanın oyunbaz teknikleriyle yanıt arayan bir metin. SEDEF KÖSEOĞLU İ lker Aksoy, Ölümden Beter Yaşamlar (2015, Sel Yayıncılık) adlı ilk romanından neredeyse beş yıl sonra yayımlanan Bir Başka Dünyada ile karşımızda. Yoksulluk, adaletsizlik, zorluklarla mücadele her iki kitapta da belirgin temalar olarak gözümüze çarpsa da, Aksoy’un bu iki romanda kullandığı anlatım özelliklerinin birbirinden çok farklı olduğunu söyleyebiliriz. Bir Başka Dünyada, Haluk’un bir taşra aydınının izini sürme çabasıyla başlıyor. Romanın bu kısmı sürükleyici ve sıkı dokulu. Haluk, belediye kütüphanesinden ödünç aldığı kitaplarda sürekli aynı isme ait bir kaşe fark eder. Kaşe sahibinin yani Avukat Rıfkı Günışık’ın hikâyesinin peşine düşme isteği onu adeta ele geçirir, taşrada geçirdiği birbirine benzeyen sıkıcı günlerine bir panzehir bulduğu avuntusuyla ona dair bir şeyler öğrenmek için çabalar durur. Haluk’un, Günışık’ı ete kemiğe büründürme çabasına eşlik eden söylenceler, kitabın en keyifli kısımlarını oluşturuyor. METİNLERARASI GÖNDERMELER Bu kısımları okurken Luigi Pirandello’nun Size Öyle Geliyorsa Öyledir oyununu anımsadım sık sık. Kitabın satır aralarına yedirilmiş birtakım göndermeleri de fark ederek, yazarın bizi birden fazla patikada dolaştırdığının ayırdı na vardım. En geniş anlamıyla metinlerarasılık olarak yorumlayabileceğimiz bu göndermeler, birçok yazarı ve edebi karakteri metne katıyor. Böylece romanın postmodern yapısının okura yavaş yavaş göz kırptığını fark ediyorsunuz. Haluk’un Rıfkı’ya dair arayışı devam ederken Leyla karakterine, Rıfkı’nın acıklı aşk hikâyesine rastlar, öte yandan kendini de bir aşk içinde bulur, böylelikle hayatının akışı ve romanın seyri de büsbütün değişecektir. Rıfkı, romanın ilerleyen kısımlarında yanlışları düzeltecek, kusurları törpüleyecek bir kurtarıcı figür olarak Ezgi ve Haluk’un hayatına konuverir. Dahası bu hayaletoluş hâli sayesinde, dünyada yolunda gitmeyen şeyleri düzeltmemesi için onu engelleyebilecek hiçbir şey yoktur! İnsanüstü bir varlıktır, bilinmeyen kıymeti hak ettiği değeri bulacak, incinen gururu onarılabilecektir. GROTESK BİR ALTÜST OLUŞ Roman, Rıfkı’nın kazandığı bu yeni misyonla giderek grotesk bir havaya bürünür. Bir süre sonra karakterlerin altüst olduğu ve kendi parodilerine dönüştüğü bir hava hâkim olmaya başlar romana. Birinci bölümde egemen olan tumturaklı, sıkı dokulu, doğrusal bir çizgide ilerleyen hikâye çığrından çıkmıştır. Artık romanda özdeşleşecek bir karakter, imrenilecek bir aşk hikâyesi, peşine düşülecek bir aydın, ümitvar hiçbir şey kalmamıştır. Roman bu gidişe uygun bir finalle sonlanır. İlker Aksoy bol oyunlu, dolambaçlı bir kitap yazmış. Edebiyatın bir his mi yoksa teknik bir mesele mi olduğuna, metinlerin birbirine nasıl seslenebileceğine kafa yoran, yeni şeyler keşfetmeye eğilimli okurların severek okuyacağı bir kitap... n Bir Başka Dünyada / İlker Aksoy / Kafka Kitap / 240 s. / 2019. 6 16 Ocak 2020
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear