Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KITAP l BEBEK l ÇOCUK cumhuriyetkitapcocuk@gmail.com l GENÇ BURCU YILMAZ l HAFİZE ÇINAR GÜNER l SİMLÂ SUNAY TAŞ KÂĞIT MAKAS Çamur ne renktir? Göçmen bir babanın oğlu, yazar Steve Tasane’nin çocuk romanı Çamur Çocuk, bir göçmen kampında, resmî olarak varlıklarını kanıtlayamayan kimsesiz birkaç çocuğun, kampın açlık, şiddet ve korku dolu günlerini çıplak gerçeklikle önümüze seriyor. Ara yerin, ara zamanın çamurunda, ülkesiz ve ailesiz göçmen çocukların “var olmak nedir” sorusuyla nasıl yüzleştiklerini onların gözünden anlatıyor. SIMLÂ SUNAY T asane, kitabı hakkında şu ifadeleri kullanıyor: “Çamur Çocuk benim hikâyem değil; fakat kitap, benim paramparça çocukluğumla kriz hâlindeki dünyada yaşamaya çalışan küçük mülteci çocukların hayatları arasında bir bağ kuruyor. Hiçbir şey gerçekten değişmedi. Sadece ait olmak istiyoruz. Sadece aç kalmamak istiyoruz. Sadece gülüp oynayabilmek istiyoruz. Var olmak istiyoruz. Çamur Çocuk’u yazma sebebim bu.” (arka iç kapaktan alıntı). Tasane’nin babası İkinci Dünya Savaşı sırasında Estonya’dan kaçıp, İngiltere’nin Leeds kentine gelen bir göçmen. Ancak yeni bir ülkede kurduğu ailesini, dört çocuğunu ve karısını sonradan terk ediyor ve bu nedenle Tasane’nin çocukluğu çok zor koşullarda geçiyor. Aile, Estonya’dan taşınan/kalan tek şeymiş gibi duran yabancı bir soyadıyla, çeşitli devlet yardımlarıyla ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bugünden bakarak, babasının terk edişini, “duygusal bağlardan kopmak için bir yetenek geliştirdiğini ve hayatta kalmaya devam etmek için ne gerekiyorsa onu yapmış olmalı” ifadesinden babasını anladığını, kitap hakkında verdiği bir demeçten çıkarabiliyoruz. 1 “Bir göçmen, hep bir göçmendir” diyor Tasane. Orijinal adı Child I olan kitabın yorumlu çeviri bir başlığı var; Çamur Çocuk. “Çamur” romanın güçlü imgesi. Tasane’nin romanı yazmadan evvel, ekrandan izlediği bir kamp haberinden ak lına kazınan… Videoda göçmen çocuklar çamurun içinden ekmek kırıntıları toplayıp yiyor. Bu sahneyi romana olduğu gibi taşıyor Tasane. Ve çamur bütün fiziki varlığı, kurduğu “yersizlik” imgesiyle romanın kimi zaman kaygan, kimi zaman kuru, kimi zaman teşhir eden, kimi zaman saklayan ana mekânı; bu nedenle Türkçe başlık anlamlı bir seçim. Çamur hiçbir zaman toprak değil. “Yağmur yağdığında kampın en berbat zamanıdır. Her şey çamurlanır. Yemeğin, yüzün gözün, yatağın, saçın başın.” (sayfa 47). Romanda, kamptaki okuma yazma eğitimi bile, gönüllüler tarafından, çamura bir değnekle sözcüklerin yazılması şeklinde yapılıyor. Çamur her şeyin yerine geçmiş hiçbir şey. HARF İLE VAR OLMAK Kimsesiz (refakatçisiz) çocuk kahramanların kimlikleri, pasaportları (yaşam defterleri) bir şekilde yok, dolayısıyla söylemelerine rağmen ispat edemediklerinden isimleri de yok. Kampta harflerle çağrılıyorlar. Hikâye Çocuk I’nın ağzından anlatılıyor. Child I başlığı da tesadüf olmasa gerek, İngilizce kaleme alınan kitapta I: ben, Tasane’nin kendisiyle roman arasında kurduğu bağın izi. Ortak noktaları, hikâyelerine kimsenin inanmaması. Hikâye yaşam defteri demek. “Pasaport senin tüm hayat hikâyeni anlatır; ismini, doğum gününü, annen ile babanın isimlerini, nerede yaşadığını, nereden geldiğini o söyler ve içinde yüzünün bir fotoğrafı olur.” (sayfa 32). Ancak yaşam defterleri ya çalındı ya yakıldı ya sulara gömüldü ya da onlara el konuldu. Hikâyesizlik göçmenliği sürekli kılan. Çocuklar roman boyunca yaşam hikâyelerini zihinlerinde canlandırarak var edecekler. Metnin kapaktan başlayıp iç kapaktan da devam ederek ilerlemesi, kitabın “kapaksız” grafiği de; göçmenlerin sınırlar arası veya ötesi yersizlikleri üzerine düşündürüyor. Kapak kitabın kimliğiyse, yok ediliyor ve hikâye daha kapaktan başlıyor. Karakterler I, V, L ve L’nin kardeşi E, yardım gönüllüsü Charity’nin oğlu S ve küçük O’dan oluşuyor. Aralarında en vahşi, cesur ve atik olanı kız çocuğu V. V’nin zor koşullara karşın birtakım taktikler geliştirdiğini anlıyoruz. I, L ve E ise bir aile gibi, kampta kendi kurdukları derme çatma barakada, ellerinde kalmış birkaç aile fotoğrafıyla, çoğu zaman aç susuz ve korkarak birlikte yaşam mücadelesi veriyorlar ve zaman zaman V ile oyunlar oynayıp, onu da aralarına alıyorlar. Charity ise kamplara yardıma giden gönüllü kesimi temsil ediyor. Aslında bir adı olan oğlunu S diye çağırmasından ne kadar duyarlı bir kadın olduğunu fark ediyoruz. Küçük O ise büyük çocukların küçükleri kolladığı bir düzende hep gözetilen yapayalnız bir çocuk. Kim küçükse zar zor bulunan yemeği ilkin o yiyor. Kendi içlerinde bir adalet ve ahlak sistemi kurmuş gibiler. Çocuk I’nın en zor anlarda bile, “Oyun oynamak isteyen var mı?” sevimli sorusunun tekrarları arasında, dört plastik oyuncak; asker, doktor, polis ve gladyatör ile kurdukları temsili dünyada her şeye rağmen eğlenebildikleri günlere biz de dâhil oluyoruz. Okurken boğazımıza yerleşen düğüm, çocukların çamurun içinde kurdukları hayali oyunlarla biraz olsun çözülüyor. Çocuk I, plastik oyuncakları renk renk boyayacak ve L, E ve V’ye verecek. Böylece temsilleri de kaybolacak. En azından sevdikleri renkleri seçebilecekler. Ancak V’nin en sevdiği renk çamur rengi; kahverengi. ARA YER (GEÇICI ÜLKE) YOK Mülteci kampının dünyanın neresinde olduğunu bilmiyoruz ancak zalimce yönetilen/yönetilemeyen bir yer olduğundan eminiz. Charity kampın yönetimiyle çatışıyor, kendince başka koruma kollama yöntemleri deniyor. Sözgelimi, büyük bir otobüsü kampın yanına çekip, kadın ve çocukları burada barındırıyor. Kampın tek sosyal kulübü erkeklere ait. Metinde, kamptaki cinsiyet ayrımcılığı da toplumsal bir sorun olarak işleniyor, atlanmıyor. Çocukların yemek bulma, nöbetçilerden kendilerini koruma, kalan bir iki eşyalarını saklayabilme ve aslında hayatta kalabilme mücadelesi verdikleri bu “ara yer” savaş nedeniyle kaçtıkları ülkelerinden pek de farklı değil. Kampın yeni yerine taşınması için yapılan yıkım operasyonundan zar zor, çamurun ve çöplerin içine saklanarak kurtuluyorlar. Şiddet kullanılarak buldozerlerle dağıtılan kamp, çamurun içine gömülüyor. “Süpürüyorlar. Yapraklar gibi etrafa saçıyorlar bizi. Dünyanın bir ucundan bir ucuna…” (sayfa 142). Şimdi çamur kendi mi oldu? Öyleyse ara yer de yok. Çocuk I’nın arkadaşlarına boyayarak hediye ettiği o plastik figürlerin renkleri, romanın bıraktığı umudun da izleri… L mavi, E kırmızı, kendisiyse yeşili seçmişti. V’nin figürünüyse altın rengine boyuyor Çocuk I. Çünkü güneş çıktığında çamurun renginin artık kahverengi olmadığını görürüz. Çamur altın rengidir. n 1 https://www.faber.co.uk/blog/ stevetasaneonwhyhewrotechildi Çamur Çocuk, Steve Tasane, Çeviren: Gizem Şakar, Timaş Yayınları, 160 sayfa, 2019, 12 + yaş 22 30 Mayıs 2019