25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

HALUK ORAL’DAN ‘NÂZIM HİKMET’İN YOLCULUĞU’ ‘Nâzım Hikmet’e yeni yolculuklar…’ 3 Haziran evrensel değerimiz Nâzım Hikmet’in sonsuzluğa gidişinin 56. Yılı. Hiç bitmeyen Nâzım sevgisi, ona ilişkin yeni kitaplarla da sürüyor. TURGAY FİŞEKÇİ N âzım Hikmet’in hayatı elinde olmayan nedenlerle o kadar geniş coğrafyalara, öylesine farklı kültürlere yayılmıştır ki, bu nedenle ona ilişkin araştırmalar da hiç bitmeyecek, hep sürecektir. İşte doğumunun 117, ölümünün 56. yılında yepyeni bir Nâzım Hikmet araştırması yayımlandı: Haluk Oral’ın yazdığı Nâzım Hikmet’in Yolculuğu. Haluk Oral’ın çalışması daha ilk bakışta bugüne dek yayımlanan yaşamöyküsü kitaplarından ayrılıyor. Çünkü yazar, bilindik, başka kitaplara da konu olmuş bir Nâzım Hikmet yaşamöyküsü yazmayı değil, tersine otuz yılı aşkın süredir sürdürdüğü bireysel araştırmaları sonunda ulaşıp derlediği belgelere dayalı, yeni bir Nâzım kitabı yazmış. MEHMET ALİ PAŞA ETKİSİ Araştırmaların ilk bölümü Nâzım Hikmet’in soyağacına ilişkin: Annesi Celile Hanımın büyük dedelerinden biri FransızAlman soyundan gelip Osmanlı’ya sığınan Mehmet Ali Paşa, öteki de Polonya kökenli Mustafa Celalettin Paşa (Konstanty Borzecki). Her iki paşanın hayatı da birbirinden ilginç: Mehmet Ali Paşa, 1878 Ber lin Kongresi’nde Osmanlı Devleti’ni temsil eden iki kişiden biri. Kitapta bir kartpostalda Almanya’nın ilk başbakanı Bismarck ile birlikte fotoğrafları ve Kongreye katılanların imzaları var. Dahası Mehmet Ali Paşa şiire de meraklıymış. Berlin Kongresi sırasında yazdığı “Eriha’nın Gülü” adlı şiiri, o günlerde hem Kongrede okunmuş hem de bir dergide Almanca olarak yayımlanmış. İşin daha da ilginç yanı bu şiirle Nâzım Hikmet’in ilk şiirlerinden olan “Hâlâ Serviliklerde Ağlıyorlar mı” arasındaki şaşırtıcı benzerlik. Birkaç yıl sonra Mehmet Ali Paşa, Arnavutluk’ta, Mustafa Celalettin Paşa da, Karadağ’da isyancılarla savaşırken şehit düşmüşler. Mehmet Ali Paşa’nın dört kızının çocukları ve torunları arasından Kurtuluş Savaşı komutanlarından Ali Fuat Cebesoy, siyaset adamı Mehmet Ali Aybar, şair Oktay Rifat, çevirmen Münevver Andaç gibi önemli insanlar yetişmiş. Mustafa Celalettin Paşa’nın oğlu dilbilim ci Hasan Enver Paşa ise, Nâzım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın babası. Nâzım Hikmet’in babası Hikmet Bey ve babasının babası Mehmet Nâzım Paşa’nın soylarında ise karışıklık yok. Geleneksel Türk bir aile. Mehmet Nâzım Paşa’nın Mevlevi bir şair olması nın da Nâzım üstün deki etkisi büyük elbette. Haluk Oral’ın araştırmaları so nucu elde ettiği çok ilginç bel gelerden bi ri de ilk kez 1581’de ba sılan Heinrich Bünting’in Kitabı Mukaddes’in Se yahat Kitabı ad lı kitapta Asya kıtasının kanatlı at Pegasus olarak resmedilmesi ve atın kafasının da Anadolu yarımada sı olmasıdır. Bu resim harita, ister istemez Nâzım Hikmet’in “Davet” şiirinde ki “Dört nala ge lip Uzak Asya’dan Haluk Oral / Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan / Bu memleket bizim” dizeleriyle arasındaki şaşırtıcı benzerliği akla getiriyor. DOĞUM TARİHİ Haluk Oral’ın bulduğu belgeler arasında tartışmalara neden olan Nâzım Hikmet’in doğum gününe ilişkin olan da dikkat çekici. 16 Ocak 1902 tarihli Le Journal de Salonique gazetesinde şu haber yer almış: “Dün Hikmet Beyin eşinin dünyaya bir erkek çocuk getirdiğini büyük memnuniyetle öğrendik. Mutlu çifte en içten tebriklerimizi sunuyoruz.” Nâzım Hikmet’in yeni belgeler ışığında hayat yolculuğunu izlerken İnebolu’da, arkadaşı Vâlâ Nurettin’le birlikte yazdıkları “Abuş Baba” adlı bir de şiir bulmuş yazar. Sonraki yıllarda, özellikle basın dünyasındaki çalışma hayatına ilişkin çok sayıda belge sunuyor Haluk Oral. Bu belgelerden de özellikle Nâzım Hikmet’in yayıncılar, sinemacılar gibi çeşitli mesleklerden insanlarla hem iş, hem de insani ilişkileri üstüne pek çok yeni bilgi öğreniyoruz. Bunlar arasında yayıncılarla yapılan çeşitli sözleşmeler de özel bir önemde. Haluk Oral, kitabının temelini oluşturan belgeler arasındaki yolculukları anlatırken de bugüne dek Nâzım Hikmet’in hayatı üstüne yazılmış temel metinler arasında yer alan, Vâlâ Nurettin, Memet Fuat, Zekeriya Sertel, SaimeEdward Timms gibi yazarların kitaplarından da yararlanıyor elbet. Kitabın son bölümlerinde ise tarihsel süreçten çok Nâzım Hikmet’in başka sanatçılarla olan ikili ilişkileri öne çıkıyor: Bu bölümlerde Orhan Kemal, Kemal Tahir, Melih Cevdet, Sabahattin ve Bedri Rahmi Eyuboğlu, Cahit Sıtkı, Orhan Veli ayrı ayrı Nâzım’la ilişkileri odağında anlatılıyorlar. Sonuçta Haluk Oral, yılların birikimi ve çabasıyla bizlere sıra dışı, heyecan verici, yeni bir Nâzım Hikmet kitabı sunuyor. Kitapta yer alan belgelerin sergilendiği, İş Sanat Kibele Galerisi’nde 22 Haziran’a kadar sürecek, kitapla aynı adı taşıyan sergi de okurlar için bulunmaz bir fırsat. n Nâzım Hikmet’in Yolculuğu / Haluk Oral / İş Bankası Kültür Yayınları / Mayıs 2019 ‘Aşkın ve Direnişin Şairi Nâzım Hikmet’ NÂZIM Hikmet’e bir bakış da gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’dan. Dünyanın pek çok yerini dolaşan Balbay, gittiği yerlerde karşılaştığı Nâzım Hikmet çevresindeki izlenimlerini bu kitapta anlatıyor.. Nâzım’la ilgili bilgilerini kendi gözlemleriyle birleştirdiği bu kitap, Balbay okumayı sevenler için. Balbay’ın kendine özgü dilinin renkliliğini taşıyan kitabın ana düşüncesini de yine Balbay söylüyor: “Bu dünyaya Nâzım geldi, gitmedi” Aşkın ve Direnişin Şairi Nâzım Hikmet / Mustafa Balbay /Halk Kitabevi / 256 s. / 2018 BAŞKA BAŞKA NÂZIMLAR… ‘Nâzım’ı Öldürmek’ ÖNKAPAĞA, ön kapak içine ve kitabın üçüncü sayfasına, herhalde çok beğenerek aldığı, “Gülüşüne / bir kurşun sıksa da ölüm / unutma ki / umuda kurşun işlemez gülüm...” gibi arabesk dizelerin Nâzım Hikmet’e ait olmadığını bilemeyecek kadar Nâzım Hikmet’in dünyasından habersiz bir yazarın kitabı. Herhalde çok satıyor böylesi kitaplar. Yazarlar, çalakalem birşeyler karalamaktan, yayınevleri de bunları basmaktan çekinmiyor. Ne yazar ne yayıncı bir sorumluluk duyuyor okura karşı. Bu kitapta ne anlatılıyor derseniz, Nâzım Hikmet’in ölmeden önceki son doksan dakikasında, hayatının, özellikle de kadınlarla ilişkilerinin gözünün önünden geçmesi. Ama bana sorarsanız baştan sona boş sözler. Böylesi kitaplar, internet dünyasında Nâzım Hikmet’in gerçek şiirlerini değil de sahte şiirlerini okuyup beğenenler için yazılıyor sanki. O düzeyde her şey. Yalnızca kitabın adı gerçekçi. Evet Nâzım’ı ancak öldürür böyle kitaplar. Neyse ki Nâzım ölümsüz sanatçılardan da ona böylesi katliam girişimleri etki etmiyor. Aynı yazar daha önce de, 1976’dan buyana Memet Fuat’ın “Nâzım ile Piraye” adını taşıyan bir kitabı varken iki yıl önce çıkan bir kitabına hiç çekinmeden “Nâzım ile Piraye” adını verebilmişti. Nâzım’ı Öldürmek / Tuna Serim / Destek yay. / 256 s. / Mayıs 2019 14 30 Mayıs 2019 ORHAN KEMAL’İ 49 YIL ÖNCE YİTİRDİK Çukurova’nın sesi ‘Tepeden Tırnağa İsyan Nâzım Hikmet’ EDEBIYATIN hemen her alanında ürünler veren gazeteci, yazar ve sahne sanatçısı Enver Aysever’in Nâzım Hikmet kitabının özel yanı, yazarın kendi yaşamöyküsünden kimi dönemleri, Nâzım Hikmet ile birleştirmesi. Kitap yazarın daha çocukluğunda Nâzım Hikmet’le nasıl tanıştığıyla başlıyor, sonraki bölümlerde de iki hayatın kesişme çizgileri arasında ilerliyor. Kimi zaman şairin yaşamöyküsüne şiirleri de eşlik ediyor. Öte yandan yazarın sivriliği seven, keskin dilinin Nâzım’ı anlatırken de belirgin olduğunu, Nâzım’ın devrimci, kavgacı yanının önde olduğu bir yaşamöyküsü diyebiliriz. Nâzım’ı bir de Enver Aysever’in kaleminden ve yorumuyla okumak isteyenler için… Tepeden Tırnağa İsyan Nâzım Hikmet / Enver Aysever / Doğan kitap / 288 s. / 2018. “Çukurova’da bahar harikadır. Gök masmavi, kırmızı topraklar yemyeşildir! Çukurova’nın bereketli toprağına dört kilo çiğit at, seksen kilo kütlü, yani tohumlu pamuk versin!” (Bereketli Topraklar Üzerinde.) OKAN TOYGAR Y apıtlarını eşitsizliğin, sömürünün ve ayrımcılığın olmadığı bir dünya özlemiyle kaleme alan Türk edebiyatının temel taşlarından Orhan Kemal Bereketli Topraklar Üzerinde isimli başyapıtında böyle tarif ediyor Çukurova’nın bereketli topraklarına baharın gelişini. Bu yazı için yazarın kitaplarını karıştırırken bu roman geçti elime ilkin. Yıllar önce sahaftan almış olduğum 1972 baskısı kitabı koklamak için açtığımda içinden Cumhuriyet Gazetesi’nden kesilerek saklanmış, sararmış bir köşe yazısı çıktı. Yazıyı okumaya başladım. Türk edebiyatının büyük romancısının aramızdan ayrılmasından üç gün sonra 5 Haziran 1970 tarihli “Pencere”. Yani, “Her insan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar” diyen aydınlanma bilgesi İlhan Selçuk’un köşesi. “Orhan Kemal’in ardından düşünürken..” isimli köşe yazısına onun künyesiyle başlamış. “Orhan Kemal’in künyesinde adı Mehmet Raşit Öğütçü diye yazılı. Doğum: 15 Eylül 1914, Doğum yeri: Ceyhan, Tahsili: Orta, Geçirdiği hastalıklar: Sürüsüne bereket, Medeni hali: Evli, dört çocuk, Sabıkası: Fikir suçundan 5 yıl, Eserleri: 34 adet, Yaşamı: Açlık, sefalet, baskı, zulüm, polis, adliye üzerine. Ve sonu: Ölüm…” ÇUKUROVA’INI YÖRESEL ZENGİNLİĞİ Orhan Kemal’in doğum yeri Ceyhan. Ben de Adana’da doğup Tarsus’ta büyüdüm. Kendimi Orhan Kemal’in eserlerine, bu eserlerdeki olaylara ve kişilere çok yakın hissetmemin nedeni benim de bu bereketli topraklarda doğup büyümüş olmam mı bilmiyorum. Eserlerinde Çukurova’ya özgü yöresel ağızlar, kebap tarifleri, içmeye dair diyaloglar ve küfürler, okurları, romanlarının içine mıhlıyor adeta. İşte bir örnek: 1934 yılının Çukurovası’nda toprak mülkiyeti üzerine yaşanan kavga ve insanların para, mal ve mülk için neler yapabileceğinin anlatıldığı KanlıTopraklar’dan. “Aslen, yerlilerin Fellâh, yani çiftçi dedikleri Arap uşağı Tahsin’in İzmirliliği, askerliğini orada yapmış olmaktandı. Yoksa kan be kan Adanalı, soy be soy Arap’tı ama iyice Türkleşmişti. Son derece kibar, zarif, keyif ehli biriydi. Adana’da olduğunca, Adana beyti kebabının ustası. Çünkü bu kebabın gerçekten usta ları Arabuşaklarıydı. Tezgâhın başına geçmiş, şiş kebaplarını kuvvetli ateşe sıralayıvermişti. Dükkâna iştah açıcı sıcak bir et kokusu yayılıverdi. Derken Tahsin’in kocaman bıçağının takırtısı. Domates salatası için soğan doğruyordu. Çok geçmeden bol zeytinyağlı domates salatası, buzda şişesi terlemiş 49’luk rakı, kızarmış domatesi bol, taze nane, maydanozlu beyti kebap, kırılmış buz içinde salkımları yatırılmış iri taneli siyah Antep üzümü gelince, Topal Nuri coştu”. TRAJEDİLERİN İÇİNDEKİ DAHİ İNSANLAR Orhan Kemal’in, Çukurova’nın günümüzde de kısmen devam eden etnokültürel zenginliğini anlattığı bu satırların altını “edebiyat mutluluktur” deyip çizmez misiniz? Kanlı Topraklar’ın olumsuz karakteri Topal Nuri’nin etrafındaki herkesi kullanarak zengin olma çabasını bir anlık unutup, kebabın yanında içki coşkusuna imrenmez misiniz? 194550 yıllarında, Ceyhan ve Adana’da yaşayan insanların hayat mücadelelerinin gerçekçi bir yaklaşımla dile getirildiği ve ekonomik koşulların aile bağlarını nasıl etkileyebileceğinin anlatıldığı Eskici ve Oğulları’ndan: “Çömeldiği yerden doğruldu, gitti duvardan gaz lambasını, buzlara gömülü rakı şişesinin bulunduğu kovayı aldı, deminki çiğköfte sıkımının ağzında yitmeyen tadıyla, yalanarak mutfaktan çıktı.” … “Kaynana hamarat hamarat sıkımladığı çiğköfteleri bakır kaba diziyordu. Büyük oğul kovadan rakı şişesini aldı. Soğuktan terlemişti. Şişenin dibine yumruğuyla vura vura tıpayı çıkardı. Önce babasınınkini, sonra da kendi kadehini doldurdu”. Görüldüğü gibi her iki romanda da tüm olumsuzlukların, trajedilerin arasında dahi insanlar yaşamaktan sevinç duyabilmektedirler. Yoksulluğun perişan ettiği aile bir sofrada neşeyle buluşabilmektedir. Orhan Kemal’in pek çok eserinde görürüz bunu. Her öyküsünde aydınlık bir yan, küçük de olsa bir umut ışığı, en olumsuz kişilerinde dahi iyi bir yön vardır. Kimi eleştirilere karşın Orhan Kemal’in eserlerinde kullandığı şive ve küfürlerde hiçbir aşırılık yoktur. Tam tersine Çukurovalının kızgınlığını ifade etme biçimini en doğal haliyle aktarmıştır. Orhan Kemal’in bu yalın anlatım biçimi ile okuyucusuna dokunması ve her okuyucunun onun eserlerinde kendi yaşamından bir kesit bulması onun çok okunan ve sevilen bir yazar olmasını sağlamıştır. İşçilerin, köylülerin, ezilenlerin ve Çukurovalı emekçilerin sorunlarını yazan bu namuslu halk yazarını 49. ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz. n 1530 Mayıs 2019
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear