Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
‘Flaş! Flaş!’ ozelsevgi@yahoo.com.tr Gazetelerle haber sitelerinin bir bölümüne bilgisunar (internet) kolaylığıyla ulaşıyor, ilgimi çeken yazıları, haberleri, duyuruları okuyorum; ilk gözüme çarpan yazım yanlışlarıyla birbirinin aynı başlıklar ve duyurular oluyor. Kimi sitelerdeki haberlerde, magazin ya da spor duyurularında en sık kullanılan sözcüklerden biri “flaş!” B aşkan Erdoğan’dan flaş F35 kararı” (Akşam, 30 Nisan 2019); “Uslu’dan Ali Koç’a flaş yanıt” (Hürriyet, 30 Nisan 2019); “Merkez’den flaş çağrı” (Star, 30 Nisan 2019); “Ersun Yanal’dan flaş açıklamalar” (Cumhuriyet, 2 Mayıs 2019); “Behzat Uygur’dan flaş karar” (Sözcü, 4 Mayıs 2019); “FLAŞ! Juventus, Mauro Icardi transferi için Inter’le görüştü!” (3 Mayıs, 2019, fanatik.com. tr); “İmamoğlu’ndan flaş açıklamalar” (Oda TV, 8 Mayıs 2019)… “Flaş” yazıp arayınca, bilgisunarda ilginç kullanımlar buluyoruz. Ankaralı “etliye sütlüye dokunan FLAŞ gündem” gibi İstanbul’dan ses ve ren “Flashaber”i, Malatya’nın “Flaş Haber”ini izleyebilirsiniz. “Flash TV” artık yok; “Flaş Dondurma”cımız var; “Flaş Dondurma Market”leri çoğalmış. Adlandırmaların hepsi bu kadar değil. “Son dakika... Yeni askerlik sistemi ile ilgili flaş gelişme” (Posta, 29 Nisan 2019) anlatımındaki gibi kimi haber ve seslenişlerde “flaş”ın gereksiz kullanıldığı onlarca örnek görüyoruz; “flaş”ı çıkarın, hiçbir haber ya da duyurunun anlamında bir eksiklik olmuyor. Prof. Dr. Kaya Türkay öncülüğünde, birçok bilimcinin katkısıyla hazırlanan Yeni Özleştirme Kılavuzu’nda (Dil Derneği, 2016), “flaş”ın Türkçe karşılıkları şöyle: “flaş a. İng. flash 1. foto. ani ışık, parıltı 2. çakar, çakıntı 3. sin. TV çarpıcı çekim 4. öna. mec. önemli (haber) 5. öna. mec. ünlü, gözde.” Lamba “flaş”ı kim bulduysa, kendi diliyle adlandırmış. Her ulus uygulayımdaki (teknolojideki) buluşunu kendi diliyle adlandırıyor. Yakınmak için değil, bir gerçeği anımsatmak için söylüyorum; adıyla birlikte bize gelen onlarca uygulayımbilimsel ürün var; anımsamaya TV’den başlarsak, yol uzar. Yaşamımızı kolaylaştıran birçok ürünün, düş dünyamıza, evimize adıyla birlikte girmesi üretken olamayışımızla ilgili… Türkçeleştirme konusunda biraz tembelleştiğimiz, biraz da duyarsızlaştığımız doğru; yine de geç kalmış sayılma yız. Dil öyle bir varlık ki kişi ve kurumlar dilden sözcük atamaz; sözcükler sopa gösterilerek de kullanıma sokulamaz. Türkçesi varken yabancıya yönelmemek elimizdeyken “flaş” benzeri kolay söylenenler yazıya da söylendiği gibi geçiveriyor. TÜRKÇE OLANI YEĞLEME Çok uzun zamandır tutucu iktidarlarla aydınların çoğu Türkçeye sıcak bakmıyor; ama duyarlı bilimciler, yazarlar Türkçeyi oya gibi işliyor; duyarlı televizyoncular, usta gazeteciler Türkçeyi kendi adını korur gibi koruyor. Önümüzde bilgisayar gibi bir örnek var. Yıllar önce “flaş flaş” çığlıkları atılmadan gelen kompüter/computer, “kompütür, kompitır, kompiter…” diye türlü biçimlerde seslendiriliyordu. Kompüter/computer adı belleklere, kendisi mutfağımıza dek girmeden önce Prof. Dr. Aydın Köksal’ın öncülüğündeki bilimciler yolunu kesip bilgisayar dediler. Bilgisayarı biz bulmamıştık; ancak içimizi dışımızı etkileyeceği gelişinden belli aygıtı Türkçemizle karşılamıştık. Türkçeleştirme karşıtları bilgisayar bileşiğini de beğenmemişti; artık beğenen beğenmeyen herkes kullanıyor. Mesleğinden çok Türkçeye âşık olan değerli bilim insanı Prof. Köksal’a teşekkür yetmez; çünkü onlarca bilgisayar teriminin Türkçesini de dil dünyamıza kattı. Türkçe için çok çalışan Ali Püsküllüoğlu da bilgisayara benzeterek internet karşılığında bilgisunar sözcüğünü üretti. Bilgisayar ile bilgisunar kolay anlaşılmanın yanı sıra ek aldıklarında da kimse yazım yanlışı yapmıyor. Türkçesi varken sık kullanılan “flaş”tan geldim buraya; bu ve bunun gibi sözcüklere dört elle sarılmadan önce Türkçenin olanaklarıyla düşünmeyi önermek için… n 20 30 Mayıs 2019 KEMAL ATEŞ’TEN ‘KENDİ DİLİYLE KAVRULMAK’ Dil savaşımı Kemal Ateş, dilimizle ilgili sorunları irdeleyip dilimizin doğru kullanılması için yol göstermeyi sürdürüyor. HASAN AKARSU Kemal Ateş, 1947 KırşehirKaman doğumlu olup dil alanındaki çalışmalarıyla, öykü ve romanlarıyla tanınır. Birçok yazın dergisinde ve gazetede yazıları çıkar, ödüller kazanır. Yeni yapıtı Kendi Diliyle Kavrulmak, Türkçeyi sevenler için değerli bir armağandır. Yapıtın alt başlığı “Bir İlan Parasına Satılan Aydınlar” olduğuna göre, yazarın aydın görünümlü kişilerle bir hesaplaşması olduğu anlaşılır. Yazar denemelerinde, öğretmeni Prof. Dr. Hasan Eren’i imlamıza verdiği zararları sayarak eleştirir. 12 Eylül 1980’den sonra yedi dil bilen bu dilcinin imlamızda nasıl kargaşa ve boşluk yarattığını gözler önüne serer. “… Biraz ilan parası, biraz telif ücreti ve bol miktarda siyaset” ile ne duruma düştüğü ortadadır. 12 Eylül 1980 öncesindeki TDK’nin yaptığı çalışmaları ise överek anlatır. Dildeki kargaşanın giderilmesi için verdiği savaşım anlamlıdır. İmlada uzlaşmanın önemini belirtirken ünlü yazarlardan örnekler verir. Basında gördüğü yanlışların düzeltilmesi için çalışır ve doğrularını göstererek dilimize katkıda bulunur. Murat Bardakçı, Halit Kıvanç, Nedret Selçuker, Hüseyin Çelik, Nazlı Ilıcak vb. yazarlar, sunucular eleştirdiklerinden birkaçıdır. Yazar, açıklama ve savunmalarında Nurullah Ataç’tan ve sevdiği öğretmenleri Prof. Dr. Vecihe Hatiboğlu ile Prof. Dr. Doğan Aksan’dan yararlanır. Çok yinelediği önemli görüşleri vardır: “… Dil kurallardan çıkmaz, kurallar dilden çıkarılır… (s. 61)… Bir dilin yazılmış yüz kuralı varsa, yazılamamış bin kuralı vardır…” (s. 76). Ayrıca örnekler verirken de doğruların iyi anlaşılması için yinelemeler yapar: “…Erdoğan’a yönelik koruma, AKP Genel Merkezi’ne ve Adalet Bakanlığı’na gerçekleştirilen saldırıların ardından tavan yaptı.’ Evet, her şey ya tavan ya zirve yapıyor basınımızda; tansiyon, gerilim tavan yapıyor, doktora dayak tavan yapıyor, kadın cinayetleri tavan yapıyor, koruma tedbirleri tavan yapıyor…” (s.128) derken “tavan yapmak” deyiminin nasıl yanlış kullanıldığını açıklar. “Gaziantep yeni bir cinayete ev sahipliği yaptı.” (s.128) tümcesinde de “Cinayete ev sahipliği yapmak” biçimindeki kullanımın yanlışlığını belirtir. Dilimizdeki yanlış kullanımları doğrularıyla birlikte göstererek dilimize katkılarda bulunur. Yazar, dilbilimci Kemal Ateş, önceki yapıtlarında olduğu gibi bu yeni yapıtında da dilimizle ilgili sorunları irdeleyip dilimizin doğru kullanılması, zenginleştirilmesi için yol göstermeyi sürdürür. Halkın kendi yağıyla kavrulduğu gibi, kendi diliyle de kavrularak Türkçeyi nasıl koruyup geliştirdiğini görmek için Kendi Diliyle Kavrulmak’ın okunmasını öneririz. n Kendi Diliyle Kavrulmak / Kemal Ateş / Bilgi Yayınevi / 220 s. / Nisan 2019