29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

>> Ufak Yangınlar / Celeste Ng / Çeviren: Su Akaydın / Yabancı Yayınları / 328 s. Shaker Heights’ta yollardan, evlerin rengine kadar her şey en ince detayına kadar planlıydı. Kimse de bu ruhu, kurallara uymayı ilke edinmiş Elena Richardson’dan daha iyi yansıtamazdı. Kızı Pearl’ü kendi başına büyüten Mia Warren sanatçıydı ve Shaker Heights’a yeni taşınmışlardı. Kısa süre içinde Richardsonların dört çocuğu da güvenli ve düzenli hayatlarından kopacak, hayatlarını ve kendilerini sorgulamaya başlayacaktı. Ancak hem Shaker Heights’ı bölen hem de Mia ile Bayan Richardson’ı iki farklı cephe almaya zorlayan bir dava patlak verince Bayan Richardson, Mia’nın geçmişini gün yüzüne çıkarmaya karar verecek, bunu takıntısı hâline getirecek ve kendi ailesi ile Mia’nınkini parçalama tehlikesiyle karşı karşıya gelecekti. Tanık / Pınar Eğilmez / Doğan Kitap / 180 s. Eskort Rüya Nilay Kosova, müşterilerine “Aşk Simülasyonu” adlı hizmet paketleri sunarken, kendini çözülmemiş bir cinayetin ve annesinin giderken bıraktığı sırların ortasında bulacaktır. Kayıp bir kitap ve gizemli bir tanık; var oluşun anlamı peşinde savrulan Nilay’ı, yaşam tapınağının en alt dehlizlerine indirecektir. Pınar Eğilmez, okurlar tarafından büyük bir ilgiyle karşılanan Uçan Tabut adlı romanının ardından Tanık’ta, okuru bir maceraya sürüklüyor. Aklın İsyanıMarksist Felsefe ve Modern Bilim / Ted Grant, Alan Woods / Çeviren: Ufuk Demirsoy, Ömer Gemici / Yordam Kitap / 480 s. Aklın İsyanı, yirminci yüzyılda bilimde yaşanan önemli gelişmeleri ve keşifleri ele alarak diyalektik materyalizm teorisini ileri aşamaya taşıyan önemli bir yapıt. Yaşam nasıl ortaya çıktı, matematik gerçeği yansıtır mı, akıl bir makine mi, dinozorlar neden yok oldu?.. Bunlar geçen yüzyılın olduğu kadar bu yüzyılın da “büyük” soruları. Yazarlar, Marx ve Engels’in doğaya, topluma ve bilime hükmeden kanunların birliğini savunan diyalektik materyalizmini modern bilimin ışığında ele alıyor. Aklın İsyanı, sadece, kapitalizmin krizini bilim üzerinden okuyan değil, aynı zamanda bilimin krizine de ışık tutan ve bilim tarihi yazınında önemli yeri olan bir kitap. Çiçek Kitabı / Yayına Hazırlayan: Emine Gürsoy Naskali / Dergâh Yayınları / 604 s. Çiçek Kitabı, Osmanlı döneminde çiçek yetiştirme, çiçek tohumları ve çiçek yetiştiricilerini, Isparta gülü ve gül yağı üretimini, Dede Korkut kitabından öğrendiğimiz bilgilere göre çiçeğin deva oluşunu, çiçeklere göre fal okunuşunu konu alıyor. Çiçek, aynı zamanda divan edebiyatında ve türkülerde yankı bulur. İfade ettiği anlamlarla renkler ve çiçekler imalı anlatımın bir öğesidir, özellikle de sevgililer arasında haberleşmenin, “bohça içinde gönderilen” nesnelerle bir şifresidir. Bazen de çiçek, kız çocuklarına verilen isimlerde karşımıza çıkıyor. Beyaz Zambaklar Ülkesinde / Grigoriy Petrov / Çeviren: Sabri Gürses / Alfa Yayınları / 264 s. Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Finlandiya’ya adanmış bir kitap. Anlatılan, bu küçük ve geri kalmış ülkenin kültürel ve toplumsal gelişimidir. Fin halkının birlik ve beraberlikle ülkelerini yoksulluktan kurtarıp ideal bir ekonomi ve politika yaratmasının üzerinden yurtseverlerin özverisi ve fedakârlığı okunur. Tüm dünyaya örnek olacak bu coşku ve mücadele, onların topraklarını “bataklıklar ülkesinden” beyaz zambaklar ülkesine dönüştürmüştür. Müzik Teorisi 101Bir Çırpıda Akorlar ve Gamlar / Brian Boone, Marc Schonbrun / Çeviren: Funda Sezer / Say Yayınları / 280 s. Klasik müzikten hard rock’a, cazdan hip hop’a, müziği herkes sever, ama sıklıkla tüm bu müzik türlerinin teorisini anlatan kitaplar, sizi bayıltacak kadar sıkıcıdır. Müzik Teorisi 101 ise bu sıkıcılıktan tümüyle uzak ve müzik eğitiminiz için gerekenleri sağlayan bir kitap. Ritim ve ölçü nedir? Akorlar ve gamlar nasıl kurulur? Geleneksel armoniyi nasıl anlamalı ve yazmalıyız? Müzik yazısında gördüğümüz çeşitli işaretler ne anlama gelir? Tüm bu soruların cevapları Müzik Teorisi 101’de! Türkiye Türkçesi Temel Dilbilgisi / Sevgi Özel / Dil Derneği Yayınları / 494 s. Sevgi Özel, kitabıyla ilgili şöyle diyor: “Türkiye Türkçesi Temel Dilbilgisi’nde, cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne uzanan zaman diliminde birçok dilcinin de emeği var. Türkçeyi geleneksel bakışla ele alan dilciler, özgün yapıtlarıyla dilin birçok so rununu ele almıştı; konuların işlenişinde değişik görüşler vardı; değişik terimler kullanılmıştı. Kimi dilciler, ArapçaFarsça olan, bu dillere öykünülerek yapılan ya da Batı dillerinden alınan terimleri Türkçeleştirmek için saygıyla anacağımız çalışmalar yapmıştı. Bu yapıtla ülkeme, Türkçeme borcumun bir bölümünü ödeyebileceğime inanıyorum çünkü son nefesine dek Türkçeyi düşünen Mustafa Kemal Atatürk’e borcum var; Türkiye Cumhuriyeti’ne; cumhuriyetin ortak dili olan Türkçeye ve bana emek veren devrimcilere borcum var. Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığımız ‘ses bayrağımız’ Türkçeyi dalgalandıranları saygıyla selamlıyorum.” Herkesin Karanlığı / Arife Kalender / Hayal Yayınları / 128 s. “Aynada bambaşka bir yüzle karşılaştım. Ben değildim artık. Gövdem gibi yüzüm de değişmişti. Ruhum kendisini inkâr edendi. Bana ait olmayan bir beden ve ruhun üstünde yalnızca adım soyadım yazılıydı. Şehirler, kasabalar, köyler yerle bir olmuştu ama asıl deprem bendeydi. Enkaz bendim. Bir kez daha yerine bina yapılamayacak olan ben…” Arife Kalender yeni kitabıyla okurla buluştu. Sen 25. Yüzyılda Yaşıyorsun / Nur Özkan / Ağaçkakan Yayınları / 320 s. Enis Ayar, Türkiye’nin en önemli bölgesel meşhurlarından. Orduİstanbul hattında ve yollarda geçen hayatı boyunca hem hayatın tadını çıkarmaya özen göstermiş bir ehlikeyif hem de kendisine sunulan hayata rıza göstermeyen, hep daha fazlasını isteyen bir devrimci. Ordu, İstanbul, rakı, Vosvos, yollar, Yason Kilisesi, Ayışığı, Kurul Kalesi, Karadeniz Sahil Yolu Mücadelesi… Enis Ayar, hem bir rind, bir ehlikeyif hem de kölesiz bir efendi, gerçek bir devrimci, direnişçi. Üstelik Ordu valisinin bir vesilesiyle söylediği gibi 25. yüzyılda yaşıyor. Cingöz Recai’nin Harikulâde Sergüzeştleri / Peyami Safa / Yayına Hazırlayan: Erol Üyepazarcı / Ötüken Yayınları / 288 s. İlk defa 1924’te yayımlanan ve on hikâyeden oluşan “Cingöz Recai’nin Harikulâde Sergüzeştleri” dizisi, Türk polisiye edebiyatı tarihinin önemli ismi Erol Üyepazarcı tarafından itinalı bir şekilde eski yazıdan yeni harflere notlandırılarak aktarılmış. İlk kitapta yer alan hikâyeler şunlar: Cingöz’ün Kız Kaçırması, Nazar Boncuğu, Kasa Başında, Anadolukavağı’nda Bir Cinayet, Elmaslar İçinde, Kanlıca Vak’ası, Kumaş Parçası, Yangın Yerinde, Cingöz Tehlikede, Cingöz Kafeste. İkinci kitap ise 19251926’da yayımlanan ve on hikâyeden oluşan “Cingöz Recai Kibar Serseri” adlı dizi. İkinci kitapta yer alan hikâyeler ise şunlar: Cingöz Geldi, Esrarlı Köşk, Karanlıkta Bir Işık, Kadın Cinayeti, Düşman Şakası, Tütüncünün Ölümü, Aynalı Dolap, Tatavla Cinayeti, Son Muvaffakiyet, Cingöz’ün Akıbeti. Millî Bir Edebiyat Yaratabilir miyiz? / Nusret Safa Coşkun / Yayına Hazırlayan: Şaban Özdemir / Çolpan Yayınları / 260 s. Millî edebiyat arayışı ve talebi, milliyetçilik düşüncesinin uyanışına koşut olarak gelişir ve “ulus devlet”in kuruluşuyla projeye dönüşür. Türkiye’de Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte, millî edebiyat söylemi, kültürel yapılanmadaki projelerden biridir. Nusret Safa Coşkun’un 1936’da Açık Söz gazetesinde dizi olarak yayımlanan röportajında, Cumhuriyet’le birlikte millî bir edebiyat yaratılıp yaratılamadığı dönemin şair ve yazarlarına sorulmuştur. Bu dizi röportaj ile on üç yıldaki girişimlerin sağlaması yapılmak istenir sanki. Açık Söz’de yayımlanan röportajlar, 1938’de “Millî Bir Edebiyat Yaratabilir miyiz?” adıyla kitaplaştırılır. Kitapta, yirmi dokuz şair ve yazarın cevabına yer açılır. Nusret Safa Coşkun, röportajların devamının ikinci ciltte yer alacağını duyurur ama bu cilt yayımlanmaz. Millî Bir Edebiyat Yaratabilir miyiz? adlı kitaptakilere Açık Söz gazetesinde yayımlanan diğer röportajları da derleyerek ekleyen Şaban Özdemir, Coşkun’un bu niyetini, yıllar sonra gerçekleştiriyor. BorgesSonsuz Labirent / Nicolas Castell Oscar Pantoja / Çeviren: Bengi Kıraçoğlu Paixao / Flaneur Yayınları / 156 s. Elimizdeki çizgi kitap, okuru Jorge Luis Borges’in çocukluğuna, gençliğine, kütüphanelerine, cennetine, rüyalarına, kaplanlarına açılan bir yolculuğa davet ediyor; hem de efsanevi Arjantinli anlatıcının kendi yazım tarzına yakın yerlerde dolaşan çizgilerle. Büyük yazarın sonsuz biyografisinin çarpıcı detayları, adım adım gelen “karanlık”, Castell ve Pantoja’nın hürmetli çalışmalarının izlerinin her sayfada sürülebildiği bir labirent gibi kuruluyor. Kitap aynı zamanda gündelik hayatın sıradan “büyüsü” ile fantastik bir evrenin yazınsal “büyüsü” arasında görsel bir geçit de açıyor. n 76 8 Kasım 2018 KItap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear