25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

onur behramoğlu’nun yazıları Herkes bir deniz HASAN AKARSU Deneme tadındaki, ozanlar, şiirler, romanlar ve filmler geçidine hoş geldiniz dedirten bir yapıt... O nur Behramoğlu’nun yeni yapıtı “Zaten Herkes Bir Denizdir Doğuştan”da şiirler, ozanlar, romanlar, yazarlar ve filmler üzerine deneme yazıları yer almakta. Yazarın dünyada şiir okunsun, şiir olsun diye yazdığı yazılar bunlar. Şiire çağrısı vardır. “Mısra benim haysiyetimdir” diyen ozanı örnek gösterir. Onurlu yaşamları savunurken şiirin özgün olmasını ister. Ozan, “yağmur adamdır”. Düzyazı ve şiir ayrımına ne güzel örnek verir: “Seni seviyorum” düzyazıdır. “Bir yağmur yağsa beraber ıslansak” şiirdir (s.14). Şiire öylesine tutkundur ki bu dünyada her şeyin şiirle ve ozanla başladığını anımsatır. Ozan, “deli olabilendir” ona göre. Kalemin satılmazlığını savunurken, satılmışların kalemlerinden de söz eder. En çok sevdiği ozanları tanıtır bize. “Üç Güzel Ahmet”i merak ederiz. Ahmet Hâşim’le başlar söze. “Melâli anlamayan nesle aşina değiliz” diyen. Melâlin ise “bırakılmışlık” olduğunu söyler. Ziya Osman Saba için “temiz yürekliliğin şiiri” der ve Cahit Sıtkı Tarancı’yla arkadaşlığını anlatır. 25 Temmuz 1951’de yurttaşlıktan çıkarılan Nâzım Hikmet’in Türkçe ve Türkiye aşkına değinir. ŞİİRİN AYNASI Gezi Direnişi, Fidel Castro’nun devrimciliği, “Ekmek, gül ve hürriyet günleri için” savaşım vb. şiirin aynasından geçmektedir. Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı ziyaret ettiğinde duyduğu sevinç ve Dağlarca’nın sözleri etkileyicidir: “Bu ülkede, solcular, yurtseverler, işsiz ve aşsız bırakılır”. Yazar, “İki Güzel Behçet”i de tanıtır. İlki Necatigil’dir: “Ekmek Kırıntıları’nı okursanız, mutsuz bir çocukluktan geldiğini duyar gibi olursunuz. Necatigil, babamdır biraz; çocukluğumun şarhoş gecelerinde (baba içmişse ev de yalpalar!) muhakkak okuduğu: ‘Çoklarından düşüyor da bunca/ Görmüyor gelip geçenler/ Eğilip alıyorum/ Solgun bir gül oluyor dokununca” (s. 96). Diğer Behçet ise Madımak’ta yakılan Behçet Aysan’dır. İkinci Ahmet, Ahmet Oktay, üçüncü Ahmet ise Ahmet Erhan’dır. İsmet Özel’in “Kâfirle çatışmayı göze alan Müslüman’a Türk denir” tanımını eleştirir. Merdiven’de Üç Şair’i tanıtır: Behçet Aysan, Uğur Kaynar, Metin Altıok. Sevdiği tüm şairlere önemli ölçüde yer verir: Ahmet Erhan, Mahmut Temizyürek, Didem Madak, Gökçenur Ç., Kadir Aydemir, Efe Duyan, Karin Karakaşlı... Yazarın denemelerini kısaca değerlendirirsek “bir ozanlar geçididir”. Yapıtın ikinci bölümünde yazarın tanıttığı romanlar, filmler ve çocukluk anıları yer alır. Babası “komünist savcı” Namık Kemal Behramoğlu, sürgüne gittikçe, çocukluğunda derin izler oluşur. Amcası Nihat Behram ile Ataol Behramoğlu’nu tanıtırken onların birbirilerine yazdığı mektuplara değinir, mektupları, “Yeniden Yaratılmanın Coşkusuyla” kitaplaştırdığını anımsatır. Kar Wai’nin filminden söz ederken “Tüm hatıralarda gözyaşlarının izi vardır” saptamasına, Turgut Uyar’ın “Ölüm ıslaktı dünyada” dizesini örnek gösterir. Onur Behramoğlu, Zaten Herkes Bir Denizdir Doğuştan derken alçakgönüllü müdür? Keşke herkes doğuştan bir deniz olsa. Yüzlerce yazıyı ne zaman yazdığını, yüzlerce yapıtı ne zaman okuduğunu sormazlar mı Deniz’lere? Deneme tadındaki, ozanlar, şiirler, romanlar ve filmler geçidine hoş geldiniz dedirten bir yapıt bu. n Zaten Herkes Bir Denizdir Doğuştan/ Onur Behramoğlu/ Tekin Yayınevi/ 320 s. KItap 10 Aralık 2015 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear