Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Anthony Ryan'ın Kuzgunun Gölgesi üçlemesinin ilk kitabı: "Kan Şarkısı” Hak ettiğimiz kahraman “Kuzgunun Gölgesi” üçlemesinin ilk kitabı olan “Kan Şarkısı”, zıtlıkların sıkça kullanılıp gerçekleşen her olayın kurgusunun başarılı bir şekilde örüldüğü, entrikaların sebeplendirildiği; insanlığı, dini, siyaseti ve felsefeyi türünün vadettiği sınırsız hayal gücü sayesinde fazlasıyla başarılı işleyen bir kitap olarak göze çarpıyor. r Alican Saygı ORTANCA antazya… Edebiyatın üvey çocuğu. Yıllardır hak ettiği değer kendisine verilmeyen tür. Tolkien’le altın çağını yaşayan ancak “ciddi” edebiyat çevrelerince bir türlü kendini kabul ettiremeyen, hayal gücünün edebiyattaki zincirlerini en az hisseden tarz. En azından çok da uzak olmayan bir zamana kadar öyleydi. Son zamanlarda Taht Oyunları’nın dizi uyarlamasından sonra sadece dünyada değil, ülkemizde de bu türe olan yönelim oldu. Hakkı yenen üvey evlat baş tacı edildi. Ancak diziden yaklaşık on beş sene önce kitaplar raftaki yerini almış hatta izleyicilerin şu an heyecanla beklediği bir sonraki bölümün cevapları çok uzun zaman önce yazılmıştı. Fantazyanın parlak bir dönem yaşadığı doksanlarda Zaman Çarkı, Doğruluk Kılıcı, Buz ve Ateşin Şarkısı gibi serilerle hem okuyucularda hem de yazarlarda bu türe doğru bir dönüş yaşandı. Yıllar önce bilimkurgunun durduğu yerde artık fantazya bulunuyor. Bu akım sayesinde ortaya onlarca yeni fantazya serisi ve yazar da çıktı. Bunların arasında öne çıkanlar varlıklarını günümüze kadar sürdürüp Hugo ve Locus gibi ödüllerde kendilerini hissettirdiler. Türe yapılan bu dönüş, tekdüzeleşme gibi bir sıkıntıyı da beraberinde getirdi. Birbirine benzeyen dünyalar, karakterler, anlaşılmaz isimler, büyüler ve dünyayı değiştirebilecek güçte savaşçılar... Bir edebi türü formüle etmek, belki de okuyucuların başına gelebilecek en istenmedik durumlardan. Yazarları da köreltebilecek ve kendilerini tekrar etmelerine neden olacak bu durum, zor kazanılmış saygının hızlıca kaybedilmesine yol açabilir. Fikir aynı olsa da üsluplarıyla ya da evrenlerindeki farklılıklarıyla farklı olduğunu belli eden yazarlar içinse bu durum zaten söz konusu değil. EPİK FANTEZİ 2000’li yıllarda Yüzüklerin Efendisi’nin filmleştirilmesi ve Harry C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I korumalarını zorlaştırıyor. Zaten amaç da bu: İtikad, bunlarla baş edebilecek kadar güçlü savaşçılara ihtiyaç duyuyor. Vaelin için ise bu eğitim süresince en zorlu şey ne geçmişini unutmaya çalışmak ne de hayatta kalmak. Karakterimiz bir katil olmanın getirdiği yük ile tüm hayatını sorgulamaya başlıyor. Katil olmak istemeyen bir katil Vaelin. Yazarın bu konu üzerinden tartıştığı varoluşçuluk pasajları ise okunmaya değer bölümler. ZITLIKLARLA DOLU İNANÇ SİSTEMLERİ İtikad adıyla anılan inanç anlayışı ise seriyi benzerlerinden farklı kılan bir öğreti. İtikadlılar inançlarına fazlasıyla bağlı olan ve hayatlarını onun gerekliliklerine göre devam ettiren insanlar. Ancak İtikad inancında bir Tanrı söz konusu değil. Hatta Tanrı’ya inananları, hurafelere inananlar olarak görüp İnkârcı ismiyle yaftalıyorlar. İtikad bir inanç öğretisi olarak sahip olması gereken her şeye sahip: Dışına çıkılamaz kurallar, arasında sınırlar bulunan kadın erkek ilişkileri, sorgulanmayı engelleyecek sözler. Bir Tanrı dışında her şeye sahip. Bunun tam aksine İtikadlıların Karanlık diye adlandırdığı, bir yandan uydurma olduğunun düşünüp içten içe de korktukları büyü yapan ve onları farklı kılacak yeteneklere sahip olan topluluk ise bir Tanrı’ya sahip. Ancak onların öğretileri günümüz hümanizmiyle daha çok örtüşüyor. Bu zıtlıklarla dolu inanç üzerinden Diyar’ını yöneten Kral ise, Vaelin’in inancına değil kendisine hizmet ettirmenin yollarını arıyor. Bu gelgitlerin arasında önce büyümeye çalışan, ardından ailesiyle ilgili pek çok gerçeği öğrenen, bir yandan inancına bağlıyken inanç uğruna insan öldürmeyi sorgulayan Vaelin, kendisini yalanlarla temellendirilmiş bir savaşın en ön saflarında buluyor. Bu savaşta öldürdüğü bir adam ise hem onun hem de Diyar’ının kaderini değiştiriyor. Savaş içinde bulundukları imparatorluğun tahtının varisini öldürünce peşini bırakmayacak “Umut Katili” unvanını da bu şekilde kazanıyor. Ama bu bilinen isminin yanında bir de sır gibi sakladığı başka bir unvanı daha var: Kuzgunun Gölgesi. Bu ismi saklamasının sebebi ise romanın üzerine kurulduğu en önemli ikilemlerden biri. Vaelin, kendi inancınca Karanlık olarak adlandırılan ve onu farklı kılan bir güce sahip. Kan Şarkısı, zıtlıkların sıkça kullanılıp, gerçekleşen her olayın kurgusunun başarılı bir şekilde örüldüğü, entrikaların sebeplendirildiği; insanlığı, dini, siyaseti ve felsefeyi türünün vadettiği sınırsız hayal gücü sayesinde başarılı işleyen bir kitap olarak göze çarpıyor. Bu başarılı kurgunun yanında okuyucuya da Vaelin Al Sorna gibi akıllarda kalacak bir karakter sunuyor. Böyle bir dünyada Vaelin Al Sorna pek de istenecek türde bir kahraman değil ancak entrikaların, savaşların ve karanlığın olduğu bir dünyanın hak ettiği kahraman o. n Kan Şarkısı/ Anthony Ryan/ Çeviren: Barış Tanyeri/ İthaki Yayınları/ 664 s. 2 0 1 4 n S A Y F A 5 F Potter’ın dünya çapında büyük kitlelere ulaşması fantazyanın artık herkesçe tanınan ve benimsenmese de kabul gören bir tür olmasını sağladı. Bu yönelimle beraber fantazya da epik fantazya, şehir fantazyası, diyar fantazyası gibi türlere ayrıldı. Kitleler şekillendi ve okuyucu profilleri değişti. Hızla yükselen ekitap yayıncılığı ve okurluğu sayesinde de yeni yazarlar kendi kitaplarının sanal ortam üzerinden yayımlayıp okuyucularıyla buluştular. Şu an dünyada çoksatan pek çok kitabın yazarı sanal ortamda sevilip, büyük başarıya kavuşup, yayımcılar tarafından keşfedilerek profesyonel yazar olma yolunda ilerlerdiler ve basılı kitaplara sahip oldular. Fantazya türünde önce elektronik ortamda başarıya ulaşıp sonradan büyük bir yayınevi tarafından kitapları basılacak şanslı yazarlardan biri de Anthony Ryan. Başarısızlıktan başarıya doğru adım adım ilerleyen pek çok büyük yazarın hayat hikâyesinde olduğu gibi Ryan da yayınevleri tarafından öncesinde bolca reddediliyor. İnternetin gücü sayesinde kitabı Kan Şarkısı’nı sanal ortam üzerinden satışa çıkarıyor ve beklediğinden büyük bir ilgiyle karşılaşıp, Penguin Books tarafından tam zamanlı yazar olması için üç kitaplık bir sözleşme imzalıyor. Bu üç kitap, Ryan’ın epik fantezi serisi “Kuzgunun Gölgesi” için atılan bir imza. Serinin ilk kitabı Blood Song 2012’de yayımlandı. Pek çok dille yaklaşık olarak aynı anda da Türkçeye kazandırıldı. KATİL OLMAK İSTEMEYEN BİR KATİL Kitap, geleneklere sıkı sıkı bağlı ama tekrara ya da taklide de kaçmamış. Epik fantazyanın gerektirdiği yeni bir dünya, savaş, yolculuk ve mücadele gibi temel öğeleri bünyesinde barındırıyor. Bunun yanında küçük selamlamalar dışında kitap boyunca yazar; özgünlüğünü, yarattığı dünyadaki hiyerarşi ve inanç sistemiyle sağlamayı başarıyor. Kitabın ana karakteri, Kral’a hizmet eden Savaş Lordu’nun oğlu Vaelin Al Sorna. Vaelin, annesini kaybettikten 1275 sonra, on yaşındayken, Nişan olarak adlandırılan ve Diyar’daki temel dini inanç olan İtikad’a hizmet eden okula babası tarafından bırakılıyor. Nişan’ın kapısından adımını attıktan sonra tüm geçmişini anılarında saklayıp bambaşka bir insan olma yolunda ilerliyor. Geçmişinden kopmayı isteyerek değil, Nişan ve İtikad’ı gerektirdiği için yapıyor. Vaelin’in mensup olduğu Altıncı Nişan, Diyar’daki tüm Nişanlar gibi yatılı bir eğitim veriyor. Küçük yaştan itibaren oraya gelen çocuklar eğer hayatta kalabilirlerse mezun olup Diyar’a ve İtikad’a hizmet etmeye başlıyorlar. “Hayatta kalabilirlerse” vurgusu Altıncı Nişan’ı diğer beş Nişan’dan ayıran kısım. Çünkü öğrenciler burada savaşmayı öğreniyorlar. Maruz kaldıkları ağır eğitim, yaşlarına göre hem fiziksel hem de zihinsel olarak zorlu sınavlar, hayatta kalmalarını ya da akıl sağlıklarını Fantazya türünde önce elektronik ortamda başarıya ulaşıp sonradan büyük bir yayınevi tarafından kitapları basılan şanslı yazarlardan biri de Anthony Ryan. 2 4 T E M M U Z